Hadice
Sun 29 May 2011, 12:48 pm GMT +0200
Hayvanların Rasulullah'a Şikayette Bulunması Ve Huysuzluk Yapan Hayvanların Ona Boyun Eğmesi
422) (Abdullah İbn) Cafer şunu anlattı:
Rasûlullah (s.a.v.) bir gün Ensar bahçelerinden birine girdi. Karşısına bir deve çıktı. Rasûlullah (s.a.v.) onun inlediğini ve gözyaşı döktüğünü gördü, Rasûlullah (s.a.v.) onun boynunu ve kulağım okşadıktan sonra deve sakinleşti. Rasûlullah (s.a.v.):
- "Devenin sahibi kim?" dedi. Enaar'dan bir genç gelip:
- O deve bana aittir, Ya Rasulellah! dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
- "Allah'ın seni sahibi yaptığı bu hayvan hakkında Allah'tan korkmuyor musun? Bana senin onu aç bıraktığını ve ona sert davrandığını şikayet ediyor" dedi. [63]
423) Yala İbn Murre anlatmıştır:
Bir gün Peygamber (s.a.v.)'m yanında oturuyordum. Ansızın bir deve gelip hemen boynunu onun önüne uzattı. Sonra ağladı. Bunun ü-zerine Rasûlullah (s.a.v.):
- "Yazık sana! Şu devenin sahibine bak. Onun önemli bir durumu var" dedi.
Hemen devenin sahibini aramağa başladım. Onun, Ensardanbiri-sine ait olduğunu anladım. Adamın Peygamberin (s.a.v.) yanma gitmesini söyledim. Rasûlullah (s.a.v.):
- Bu devenin hali ne böyle? dedi. Adam:
- Vallahi durumunun ne oludğunu bilmiyorum. Su taşıyamaz duruma gelinceye kadar onu çalıştırdık. Dün gece-onu kesip etini taksim etmeyi kararlaştırdık, dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
- "Bunu yapma! Onu bana ver yahut bana sat" dedi. Adam:
- Tamam, senin olsun ya Rasulellah! dedi.
Deveye sadaka damgası vurup (onu) O'na gönderdi. [64]
424) Enes ahlattı:
Ensar'dan bir ailenin su taşıdıkları bir develeri vardı. Deve onlara zorluk çıkarmağa ve sırtına bindirmemeğe başlayınca Rasû-lullah'a (s.a.v.) gelip huysuzluğunu şikayet etmek üzere:
- Ekinlerimiz susadı, dediler. Rasûlullah (s.a.v.) ashabına:
- "Kalkın" dedi.
Sahabiler kalkıp bahçeye girdiler. Deve de bahçenin bir köşesinde duruyordu. Peygamber (s.a.v.) ona doğru yürüdü. Ensarlı aile:
-Ya Rasulellah! O köpek gibi oldu. Sana saldırmasından korkuyoruz, dedi. Peygamber (s.a.v.):
- "Ondan bana bir zarar gelmez" dedi.
Deve Rasûlullah'ı (s.a.v.) görünce O'na doğru geldi ve önünde secde yapmak üzere eğildi. Rasûlullah (s.a.v.) onun alnından tuttu ve onu o güne kadar görülmemiş bir şekilde uysallaştirdi. Böylece deveyi çalışır hale getirdi. Ashabı Rasûlullah'a (s.a.v.):
-Ey Allah'ın nebisi! Bu, aklı olmayan bir hayvan olduğu halde sana secde ediyor. Bizim aklımız olduğuna göre, biz sana secde etmeye daha çok hak sahibiyiz, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
- "İnsanın insana secde etmesi doğru değildir. Eğer insanın insana secde etmesi doğru olsaydı, üzerindeki hakkının büyüklüğünden dolayı, kadının kocasına secde etmesini emrederdim" dedi. [65]
425) Cabir İbn Abdillah şunu anlattı:
Biz, Peygamberle (s.a.v.) birlikte bir seferden gelmiştik. Ensar'ın bahçelerinden birine vardık. Orada bahçeye hiç kimseyi sokmayan, huysuzluk yapan bir deve gördük.
Bunu, Rasûlullah'a (s.a.v.) söylediler. Rasulullah bahçeye kadar geldi.
Deve böğürdü, dudağını yere koyarak Rasulullah'm yanına geldi ve önünde çöktü. Rasulullah (s.a.v.):
- "Bir yular getirin" dedi. Yuları deveye takıp sahibine verdi. Daha sonra sahabilere dönüp: "Gökle yer arasında hiçbirşey yoktur ki benim Allah'ın Rasulü olduğumu bilmesin. Bundan cinlerin ve insanların asileri müstesnadır" dedi. [66]
426) Cabir şöyle anlattı:
Rasuîullah'la birlikte bir yolculuğa çıktım. Ansızın bir deve ortaya çıktı. Tam ortaya gelip onun önünde eğildi. Rasulullah (s.a.v.) oturup sahabilere:
- "Devenin sahibi kim?" dedi. Ensar'dan birkaç genç:
- Bizim ya Rasulellah! dedi. Rasulullah:
- Bu devenin hali ne böyle? dedi. Gençler:
- Biz onunla yirmi sene su taşıdık. Semiz ve yağlı olduğu için onu boğazlayıp çocuklarımız arasında taksim etmek istedik. Ama bizim elimizden kurtuldu, dediler. Rasulullah (s.a.v.):
- Onu bana satar mısınız? dedi. Onlar:
- Hayır, o senin olsun, ya Rasulellah! dediler. Rasulullah (s.a.v.):
- "Değilse eceli gelinceye kadar ona güzel davranın" dedi. , Müslümanlar o sırada:
-Ya Rasulellah! Sana secde etmeğe bizim hayvanlardan daha çok hakkımız var dediler. Rasulullah (s.a.v.):
- "Birşeye secde edilmesi uygun değildir. Eğer böyle birşey olsaydı, kadınların kocalarına secde etmeleri gerekirdi" dedi.
Başka bir rivayette şöyledir:
"Sizin bu deveniz sizden yakınıyor ve sizin gençken onu kullandığınızı, yaşlanınca da onu kesmek istediğinizi iddia ediyor,"[67]
[63] Musiım, Sahih, kitabu'l-hayd, babu mayusteru bini li kadai'l-hace, Ebu Davud, Sür -i, -lafız farklılığıyla- kitabu'l-cihad,'3/23 İbn Mace, Sünen, 1/122, 123; Beyhakî, Delai-lu'n-^ubuvve, 6/26, 27
[64] Heysemî, Mecmau'z-Zevaıd, 9/5, 6; Heysemî şöyle demiştir: Ahmed onu iki isnadla Taberani de benzeriyle rivayet etmiştir. Ahmed'in iki isnadından bin kendi adamları ve Sahıh'in adamlarıdır; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 6/20, 21 (uzun olarak).
[65] İmam Ahmed, Musned, 3/159; Münzırî, Terğıb ve't-Terhib, 3/55; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 6/29; Suyutî, Durru'l-Mensur, 2/154; Hasaısu'l-Kubra, 2/56; Zebıdİ, İtha-fu's-Sadeti'l-Muttekîn, 2/206; 5/403; el-Hindî/Kenzu'l-Ummal, 44777; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 9/4. Bunu, Ahmed'le Bezzar rivayet etmiştir. Onun ricali (ravileri) Enes'in kardeşinin oğlu Hafs hariç Sahih'in ricalidir. O da sıkadır (güvenilirdir).
[66] Ebu Nuaym, Delailu'n-Nubuvve, 325, 326; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 6/30; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 9/4 (Heysemî şöyle demiştir: "Bunu Taberani rivayet etmiştir. Raviieri sikadır, (güvenilirdir), bazıları hakkında zayıflık iddia edilmiştir); İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 6/136 (Taberani'nin rivayetinden) İbn Kesir de şöyle demiştir: "Bu, bu vecihten yani ibn Abbas'tan gelen (bu rivayet) çok garibtir. En sağlamı, İmam Ahmed'in Cabir'den rivayet ettiğidir. el-Eclah'ın, ez-Zeyyal'den onun da Cabir'den, Cabir'ın de ibn Abbas'tan rivayet ettiği İmam Ahmed'inkinden daha sağlamdır."
[67] Üç dipnot önce bu hadisin kaynakları belirtilmiştir.