sumeyye
Tue 22 February 2011, 02:33 pm GMT +0200
Hayvanlara Çıngırak Takmanın Zararları
78- Ka'b dedi ki: Savaşa giden hiç bir İslâm ordusu yoktur ki Allah hayvanları hakkında şöyle bağıran bir melek göndermesin: "Allahım çıngıraklı olanları hariç, bineklerini sağlam ve ayaklarını demirden kıl"
79- Halid b. Mâdan rivayetine göre Peygamber çıngıraklı bir binek gördü ve "Bu, şeytanın bineğidir dedi.
80- Ümmü Habibe'nin rivayetine göre Peygamber şöyle buyurmuştur: "Çıngırak bulunan kervana melekler yanaşmaz"
Bazı alimler, bu rivayetlerin zahirine bakarak, savaşta olsun, başka hususlarda olsun bineğe çıngırak takmayı mekruh görmüşlerdir.
Hz. Aişe'den yapılan bir rivayete dayanarak küçük çocuğun ayağına çıngırak takmayı da mekruh görmüşlerdir. Bu rivayete göre Hz. Âişe bir kadının yanında ayağına çıngırak takılmış bir çocuk görmüş ve o kadına: "meleklerin nefret ettiği şu şeyi ondan uzaklaştır" demiştir.
Bizce bu rivayetlerin izahı, dâru'l-harb'te gaziler için çıngırak takmanın mekruh olduğudur. Şayet düşmana gece bir baskın yapmak isteseler, düşman hemen onların farkına varır. Şayet düşman topraklarına sızan bir seriyye olsalar, düşman hemen onları bulup öldürür. Bu durumlarda müşriklere yardımcı oldukları için çıngırak kullanmak mekruhtur. Ama dâru'l-îslâm'da hayvanın sahibine faydası dokünacaksa, çıngırak kullanmakta bir sakınca yoktur.
Mesela çıngırağın sesi yolcuların uykusunu kaçırtıp yola devam etmelerine yardımcı olur. Kervanın arkasında kalıp gece yolunu şaşıran kimseler, çıngırak sesleri yardımıyla kervanlarım bulurlar. Kimi hayvan, bu sesten zevk duyarak daha süratli yürür. Şayet hırsız ve eşkiya tehlikesi yoksa ve çıngırak takmak faydalı olacaksa, o takdirde kullanılmasında sakınca yoktur. O da develerin sur'atli ve düzenli yürümelerini sağlamak için söylenen şarkılara benzer. Nitekim Rasulullah (s.a.v.)in gece yolculuğunda kendisinin hazır bulunduğu bir sırada bu şarkılar söylenmiş, kendisi de buna izin vermiştir. Çocukların ayaklarına takılan çıngıraklara gelince; bunlar gayet sırf eğlence için takılıyor ve başka bir faydası yoksa hoş karşılanmaz. Ama faydası varsa sakınca yoktur.[47]
[47] İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/103-104