- Hayvanı boğazlama aleti

Adsense kodları


Hayvanı boğazlama aleti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Thu 17 March 2011, 11:38 am GMT +0200
7. Hayvanı Boğazlama Aleti

 

263. Râfi' b. Hadîc (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

"Biz, (Huneyn savaşı dönüşünde) Tihâme'de olan Zu'1-Huleyfe'de, [529] Peygamber (s.a.v) ile birlikte idik. Topluluğa (orduya) açlık isabet etti. Sahabiler, (Huneyn'den bir çok) deve ve koyun ele geçirmişlerdi.

Peygamber (s.a.v), ordunun arkalarında kalmıştı. Sahabiler acele edip (ganimet develeri ile koyunlarından bazılarını) boğazlamışlar ve kazanlara yerleştirmişlerdi. (Peygamber gelip onların bu halini görünce, onlara) kazanların (dökülmesini) emretti. Bunun üzerine kazanlar(ın içindekiler) döküldü.

Daha sonra Peygamber (s.a.v), (ganimet malını, sahabiler arasında) paylaştırdı. (O günün rayiç bedeline göre;) on koyunu, bir deveye denk saydı. (Bu sırada} develerden birisi kaçmıştı. [530] Sahabiler, onu aradılar. (Fakat bu deve,) onları aciz bıraktı. Ordu içerisinde, çok az sayıda at vardı.

(Bu sırada sahabilerden) birisi, okuyla (bu devenin) peşine düş(üp ona bir ok fırlattı ve onu vur)du. Bunun üzerine Allah, (hedefine isabet eden bu ok sebebiyle) o devenin canını aldı. Daha sonra Peygamber (s.a.v):

Vahşi hayvanların kaçıştan gibi, evcil hayvanların da kaçışları vardır. Onlardan biri size galebe ederse, siz de ona böyle muamele edin [531] buyurdu.

(Râfi'nin torunu Abâye) der ki: (Dedem Râf):

Ey Allah'ın resulü! (Kiliçlanmızı hayvan kesmekte körletmeyelim. Çünkü) biz, yarın düşmanla karşılaşma durumumuz var. Yanımızda bıçak da yok. O halde kamışla hayvan boğazlayabilir miyiz?' diye sordum. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):

(Hayvanı,) kan akıtan şeylerle boğazlamah [532] ve üzerine Allah'ın adı anılmak. (Boğazlama aleti,) tırnak yada diş olmamak [533] (kaydıyla kesilen hayvanın etini) yiyin. (Şimdi) size bunu(n sebebini) açıklayayım:

Dişe gelince, o, bir kemik (olup bir şey kesmez). Tırnağa gelince, o da, Habeşlilerin bıçakları (=kesme aletleredir' buyurdu. [534]

Bu hadisfin bu şekildeki metnin)i; Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir.2708

Tirmizi ise, bu hadisi, üç şekilde nakletmiştir: Kaçan deve ile Peygamber (s.a.v)'in bununla ilgili sözünü bir yerde, [535] bıçaklar ile Peygamber (s.a.v)'in bununla ilgili sözünü diğer bir yerde2710 ve (sahabilerin açlıktan dolayı bazı) develer ile koyunları boğazlayıp pişirmek için kazanlara koymalannı İse başka bir yerde (nakletmiştir).

Ebu Davud'un konu ile ilgili rivayeti ise şu şekildedir:

(Bir gün) Resulullah (s.a.u)'in yanına varıp (ona):

Ey Allah'ın resulü! Yarın düşmanla karşılaşacağız. Yanımızda bıçak da yok. (Bir hayvan kesmek gerekirse, onu) keskin taşla yada (uzunlamasına ikiye bölünmüş bir) değneğin (keskin) tarafıyla boğazlayabilir miyim?' dedim. Resulullah (s.a.v):

(Hayvanı,) kan akıtan şeylerle boğazlarken ve üzerine Allah'ın adı anılırken (elini) çabuk tut yada acele. (Boğazlama aleti,) tırnak yada diş olmamak (kaydıyla kesilen hayvanın etini) yiyîn. (Şimdi) size bunun sebebini) açıklayayım:

Dişe gelince, o, bir kemik (olup bir şey kesmez). Tırnağa gelince, o da, Habeşlilerin bıçakları (kesme aletleredir1 buyurdu.

Halktan (bir öncü birlik, Resulullah'ın önünden geçip) süratle gittiler ve (ileride) ganimetler ele geçirdiler. Resulullah (s.a.v), halkın (ordunun) arkasında bulunuyordu. (Derken öncü askerler, acele edip ganimet develerinden veya koyunlardan bazılarını boğazlamışlar ve etleri içine koydukları) kazanları yerleştirmişlerdi. Resulullah (s.a.v), kazanların yanma varıp onların (dökülmesini) emretti. Bunun üzerine kazanlar(ın içindekiler) döküldü. [536]

Resulullah (s.a.v), (ganimet mallarını) sahabilerin arasında bölüştürdü. (O günün rayiç bedeline göre;) on koyunu, bir deveye denk saydı. [537] (Bu sırada) ordunun develerinden birisi kaçmıştı. Yanlarında (onu takibe yarayacak cinsten yeterli sayıda) at da yoktu..

(Bu sırada sahabilerden) birisi, kaçan deveye bir ok at(ıp onu vur)du. Bunun üzerine Allah, (hedefine isabet eden bu ok sebebiyle) o devenin canını aldı. Daha sonra Peygamber (s.a.v):

Vahşi hayvanların kaçışları gibi, evcil hayvanların da kaçışları vardır. Onlardan biri size bu şekilde davranacak olursa, siz de ona böyle muamele edin1 buyurdu. [538]

Nesâî ise, bu hadisi; başından itibaren, muamele edin" ifadesine kadar rivayet etmiştir. [539]

Yine Nesâî, bu hadisin son kısmını şu şekilde nakletmiştir:

Siz de ona böyle Resulullah (s.a.v):

(Hayvanı,) kan akıtan şeylerle boğazlamak ve üzerine Allah'ın adı amlmalıdır. (Boğazlama aleti,) tırnak yada diş olmamak (kaydıyla kesilen hayvanın etini) yiyin' buyurdu. [540]

Yine Nesâî, bu hadisin bir kısmını şu şekilde nakletmiştir:

Ben (-Râfi'b. Hadic):

Ey Allah'ın resulü! Yarın düşmanla karşılaşabiliriz. Yanımızda bıçak da yok. (Hayvanlarımızı neyle keselim?) diye sordum. Bunun üzerine Resulullah {s.a.v}:

(Hayvanı,) kan akıtan şeylerle boğazlamalı ve üzerine Allah'ın adı anılmah. (Boğazlama aleti,) tırnak yada diş olmamak (kaydıyla kesilen hayvanın etini) yiyin. (Şimdi) size bunufn sebebini) açıklayayım:

Dişe gelince, o, bir kemik (olup bir şey kesmez). Tırnağa gelince, o da, Habeşliİerin bıçakları (kesme aletleredir buyurdu. [541]


[529] Burada söz konusu olan Zu'S-Huleyfe, Mikat yeri olan Zu'1-Huleyfe değildir. Bu olay, hicretin 8. yılında Huneyn savaşından dönüşte geçmiştir, (ç)

[530] Evcil hayvanlardan vahşileşip kaçanı ve tutulamayanı, av hükmündedir. Av, ne şekilde kesilmiş  yada vurulmuş  hükmünde  ise, bu da öyledir.  Bu;  İmam Şafiî'nin,  İmam Ahmed'in ve İmam Ebu Hanîfe'nin görüşüdür, (ç)

[531] Hayvan kesiminde as! olan, hayvana eziyet etmeden, acı çektirmeden kanını akıtmaktır. Bu da ancak keskin bir alet kullanmakla mümkün olur. Bunun İçin de İslam bilginlerine göre, kesimde kullanılacak aletin gerekli yerleri kesecek ve kan akıtacak Ölçüde kesici olması yeterlidir. Eziyet verici kör bir aletle kesim yapmak mekruh görülmüştür. Günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde kullanılan elektrik şoku, tabanca, karbondioksit gazı verme, başına çekiç veya tokmakla vurma, omuriliğine şiş sokma gibi tekniklerle ve henüz canlı iken boğazlanmadan öldürülen hayvanlar, öldüren müslüman ise Mâİde suresinin 3. ayetinde yenmelerinin haram olduğu bildirilen gruba girer. Çünkü hayvanı kesim işlemi esnasında canlı olması, ölümünün de bu kesim işlemi sonucu meydana gelmesi gerekir.

Öldüren Ehl-i kitaptan ise, bir kısım fıkıhçılara göre onların dinlerinde yenen hayvanı öüslümanlar da yerler.

B.k.z: Komisyon, İlmihal, T.D.V, İstanbul 1999, 2/50 (ç)

[532] Boğazlamanın şartı, kanın aktülmasidır. İslam Hukukçuları, hayvanı boğazlarken yemek borusu, hava borusu ve İki taraftaki şah damarlarından nelerin kesileceği konusunda ihti­lafa düşmüşlerdir. İmam Ebu Hanîfe ile bir rivayette Ebu Yusufa göre; bu dört şeyden üçünü kesmek yeterlidir.

Hayvan, mutlaka kanı akıtan keskin bîr aletle kesilir, (ç)

[533] Diş ve tırnakla hayvan boğazlamak caiz değildir, (ç)

[534] Buhârî, Şirket 3, 16; Müslim, Edâhî 20-23 (1968); Ebu Dâvud, Dahâyâ 9-10 (2821); Tîrmizî, Sayd 18 (1491), 19 (1492); Nesâî, Dahâyâ 20, 21, 26; İbn Mâce, Zebâih 5 (3178); Ahmed b. Hanbel, 4/142, 463, 464

[535] Buhârî, Şirket 3, 16, Cihâd 189, Sayd 15, 23; Müslim, Edâhî 20 (1968)  Tirnıızî, Sayd 19 (1492)

[536] İslam Hukukçuları, kaynayan kapların niçin döktürüldüğü hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, hayvanlar ganimet malı değil, yağma suretiyle ve hiçbir ihtiyaç yokken alındığı için döktürüldüğünü, bazıları da Hz. Peygamber (s.a.v)'i geride bırakarak acele ilerledikleri ve düşmanın hilesinden korunmadıkları için bir ceza olarak yemeklerin döküldüğünü söylemişlerdir.

Fakat birinci görüşe, yani ihtiyaç yokken yağma iddiasına itiraz edilmiştir. Çünkü Bu-hârî'nin rivayetinde, "Orduya açıkla isabet etti" denilmektedir. Nevevî (ö. 676/1277)'de bu hususta şöyle der:

"Hz. Peygamber (s.a.v)'in kaynayan çömlekleri döktürmesi, İslam memleketine ve ortak ganimet malından yemenini caiz olmadığı yere vardıkları içindir. Çünkü taksim edilmezden önce, ganimet malından yemek ancak düşman memleketinde mubah olur." Kazanların devrilmesiyle telefi istenilen, yalnız etlerin suyudur. Bu, onlara bir cezadır. Etleri atılmamıştır. Bir yere toplanmak suretiyle ganimet malına katıldığı da nakledilmemiş-tir. Bunların yakılarak telef edildiği de rivayet edilmemiştir. Bunların ancak ganimete katıldıklarına yorumlanır. Çünkü şeriat, mal İsrafını haram kılmıştır. Hayber yakasındaki kazanların devrilmesi buna benzemez. Çünkü onlar, şer'an pis sayılan etlerle kaynıyordu. Bundan dolayı kaynayan kazanların etiyle, suyuyla devrilmesi, hatta kırılması emretmiştir. Buradaki etler ise, hiç şüphesiz temiz ve yenilir cinstendir. Bunların telef edilmesi düşünülemez. B.k.z: N. Yeniel, H. Kayapınar, Sünen-i Ebu Dâvud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi, 10/517-518 (ç)

[537] Resulullah (s.a.v), ganimet mallarından on koyun karşılığında bir deve vermiştir. Bundan o develerin iyi olduğu ve bir devenin on koyun kıymetini taşıdığı anlaşılır. Bu mesele, bir devenin yedi koyun yerini tutarak yedi kişi adına kurban edilbilmesine aykırı değildir. Çünkü orta seviyede bir devenin kiymeti, çoğunlukla, yedi koyundur. Buradaki develer ise, orta seviyede değil, iyi seviyede olan develerdir, (ç)

[538] Ebu Dâvud, Dahâyâ 14-15 (2821)

[539] Nesâî, Dahâyâ 26

[540] Nesâî, Dahâyâ 20

[541] Nesâî, Dahâyâ 21

burcu113
Sat 27 December 2014, 04:03 pm GMT +0200
Bazı kurbanların eziyet görmeden kesilmesi gerekiyor.Bunun için hayvanı boğazlama makinesi yapmışlar.Bu makine hayvandan hayvana değişiyormuş boğazlama gücü.Allah sizden razı olsun.

saniye
Sat 27 December 2014, 04:10 pm GMT +0200
Dinimizde hayvanlara bile eziyet yokken insanların birbirlerini vahşice katletmeleri niye?

Sevgi.
Wed 13 July 2022, 02:22 pm GMT +0200
Esselamü Aleyküm. Rabbim bizleri herdaim rızasına uygun şekilde hareket edenlerden eylesin inşaAllah

Bilal2009
Mon 18 July 2022, 07:00 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri işleri doğru şeklide yerine getirenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun