neslinur
Sat 10 July 2010, 12:58 pm GMT +0200
Hayvan Hakları
Dinimiz İslâmiyet, zamanımızda gereği gibi tanıtılmadığından maalesef Müslümanlar tarafından bile iyice bilinmemektedir. İslâmiyet bilinmeyince başka dinler veya görüşler, fikirler Müslümanlara daha güzel, daha ilginç gelmektedir. Meselâ, hayvanlara değer veren, hayvan haklarını koruyanların ve bunu dünyaya öğretenlerin Avrupalılar veya Amerikalılar olduğu zannedilir. Halbuki onlar bu konunun önemini 20. yüzyılda fark edebilmişlerdir.
Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), çeşitli olaylar üzerine hayvanların da korunmasını tavsiye etmiştir. Buna göre dinimiz asırlar önce hayvanların haklarıyla ilgili kuralları bildirmiştir. Meselâ O (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyiniz” buyurmak suretiyle vicdansızca bir uygulamayı yasaklamıştır. Günümüzde sadece gayr-i müslimler değil, bazı bilinçsiz Müslümanlar da hayvan güreşi yaptırmaktadırlar. Boğa, deve, köpek ve horoz gibi hayvanlar güreştirilmekte, dövüştürülmekte, hayvanların birbirlerini yaralamaları zevkle seyredilmektedir. Hatta İspanya’da boğa güreşlerinde matadorun hiçbir suçu olmayan hayvanı oynatıp sonra da öldürmesi bayram sevinciyle kutlanmaktadır.
Ancak Batılılar, Müslümanların kurban kesmesini ve fakirlere dağıtmasını ise vahşet ve barbarlık olarak tanıtmaktadırlar. Halbuki kurbanın, insanın Allah ile ilişkisinde çok özel bir anlamı vardır. Kurban, Allah rızası için kesilir ve eti Müslümanlara dağıtılır. Zaten o hayvanlar kesilecek ve yenecektir. Yılın belirli bir döneminde Kurban Bayramı’nda bu kesim işi, ibadet maksadı ile yapılmaktadır. Ayrıca kurban kesilirken bıçağın keskin olması gerektiği belirtilerek hayvanın acı çekmeden kesilmesine bile dikkat edilmesi, dinimizin hayvanları incitmemekteki tedbirlerinden biridir. Dinin sahibi olan Allah Teâlâ, bütün mahlûkat için doğru olanı zaten belirlemiştir. İnsanların kalkıp Allah’ın yaratıklarını Allah’ın emirlerinden koruması çok mantıksızdır. İnsanlar, yaratılmışlara karşı Allah’tan daha çok merhametli olamazlar.
Dinimiz İslâmiyet, zamanımızda gereği gibi tanıtılmadığından maalesef Müslümanlar tarafından bile iyice bilinmemektedir. İslâmiyet bilinmeyince başka dinler veya görüşler, fikirler Müslümanlara daha güzel, daha ilginç gelmektedir. Meselâ, hayvanlara değer veren, hayvan haklarını koruyanların ve bunu dünyaya öğretenlerin Avrupalılar veya Amerikalılar olduğu zannedilir. Halbuki onlar bu konunun önemini 20. yüzyılda fark edebilmişlerdir.
Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), çeşitli olaylar üzerine hayvanların da korunmasını tavsiye etmiştir. Buna göre dinimiz asırlar önce hayvanların haklarıyla ilgili kuralları bildirmiştir. Meselâ O (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyiniz” buyurmak suretiyle vicdansızca bir uygulamayı yasaklamıştır. Günümüzde sadece gayr-i müslimler değil, bazı bilinçsiz Müslümanlar da hayvan güreşi yaptırmaktadırlar. Boğa, deve, köpek ve horoz gibi hayvanlar güreştirilmekte, dövüştürülmekte, hayvanların birbirlerini yaralamaları zevkle seyredilmektedir. Hatta İspanya’da boğa güreşlerinde matadorun hiçbir suçu olmayan hayvanı oynatıp sonra da öldürmesi bayram sevinciyle kutlanmaktadır.
Ancak Batılılar, Müslümanların kurban kesmesini ve fakirlere dağıtmasını ise vahşet ve barbarlık olarak tanıtmaktadırlar. Halbuki kurbanın, insanın Allah ile ilişkisinde çok özel bir anlamı vardır. Kurban, Allah rızası için kesilir ve eti Müslümanlara dağıtılır. Zaten o hayvanlar kesilecek ve yenecektir. Yılın belirli bir döneminde Kurban Bayramı’nda bu kesim işi, ibadet maksadı ile yapılmaktadır. Ayrıca kurban kesilirken bıçağın keskin olması gerektiği belirtilerek hayvanın acı çekmeden kesilmesine bile dikkat edilmesi, dinimizin hayvanları incitmemekteki tedbirlerinden biridir. Dinin sahibi olan Allah Teâlâ, bütün mahlûkat için doğru olanı zaten belirlemiştir. İnsanların kalkıp Allah’ın yaratıklarını Allah’ın emirlerinden koruması çok mantıksızdır. İnsanlar, yaratılmışlara karşı Allah’tan daha çok merhametli olamazlar.