seymanur K
Tue 16 August 2011, 09:50 am GMT +0200
Maslahat Ve Hayırlar Konusunda Orta Yolu Tutmak
Orta yol (iktisad) iki derece arasında bir derece, iki konum arasında bir konumdur.
Maslahatlar konusunda üç konum söz konusudur: Maslahatları elde etme konusunda normalin altında kalmak, maslahatları elde etme konusunda smırı aşmak, bu iki konum arasında orta yolu tutmak. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun"[20], "(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar".[21]
Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: "İyilik, iki kötülük arasındadır". Bunun anlamı şudur: Bir şeyin normalin altında olması ve normalden aşırı olması kötülüktür. İyilik, aşın ile az arasında orta olandır.
İşlerin en hayırlısı orta olanıdır. însan hayır ve taatler konusunda ancak devam etmeye gücünün yeteceği, usanma ve bıkmaya yol açmayan şeyleri yüklenmelidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) gece namazı hakkında şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, istekli olduğunda namaz kılsın, tembellik veya gevşeklik hissettiğinde otursun" veya "uyusun".[22]
Gücünün yetmeyeceği ibadetleri yapmaya kalkışan kişi Allah'a ibadet etmekten nefret etmeye sebep olur. Gücünün yettiğinden daha azını yapan ise Allah'ın teşvik edip yönlendirdiğinden alması gereken payı kaybetmiş olur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) dinde aşırıya gitmeyi yasaklayarak: "Aşırı gidenler (ince eleyip sık dokuyanlar) helak oldu"[23] buyurmuştur. Yine o (s.a.v.) Abdullah b. Amr'ın (r.a.) geceleyin namaza gündüz oruca devam etmesini ve kadınlarla evlenmeyi terketmesini hoş karşılamamış, ona 'İlenim sünnetimden yüz mü çeviriyorsun?" demiş, Abdullah "aksine sünnetine uymaya çalışıyorum" diye cevap verdiğinde "öyleyse bil ki ben bazen oruç tutarım, bazen tutmam, kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir" buyurmuştur.[24]
Osman b. Maz'un ve arkadaşları gündüzleri sürekli oruç tutmaya, geceleri namaz kılmaya ve kadınlardan uzak durmaya karar vermişlerdi. Onlar ibadet olduğu zannıyla gündüzleri yeme-içmeyi, geceleri de uyumayı kendilerine haram etmişlerdi. Yüce Allah onların bu hareketini yasakladı. Çünkü bu dinde bir aşırılık olup, O'nun (c.c.) koyduğu hükmü aşmaktı. Bu sebeple Allah şöyle buyurdu: "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez".[25]
Bu ayetin açılımı şu şekildedir: "Yeme, içme, uyuma, evlenme konularında Yüce Allah'ın size helal kıldığı şeyleri yapmayı kendinize haram kılmayın. Kendinizi hadımlaştırmak suretiyle sınırı aşmayın. Yüce Allah hadımlık yaparak sınırı aşanları sevmez" veya "Hadımlaştırma vb. yollarla sınırı aşanları sevmez".
Bazı müfessirler bu ayeti şu şekilde yorumlamışlardır: Yüklendiğiniz şeylerde aşırıya kaçmayın. Yani orta yolu bırakıp israfa kaçmayın. Yukarıda belirtilen kişiler Yüce Allah'a kendilerini sevdirmek için bu fiilleri yapmayı kararlaştırmışlardı. Allah onlara çizdiği sının ve dinî konularda belirlediği orta yolu aşanları sevmediğini bildirdi.
[20] İsra,29
[21] Furkan, 67
[22] Buhari, Teheccüd, 3, 36; Müslim, Salâti'l-müsafirin, 1, 541, 542
[23] Müslim, ilim, 4, 2055
[24] Buhari, Savm, 4, 218; Müslim, Nehy an savmi'd-dehr, 2, 812
[25] Mâide, 87