- Hayatımızı değiştiren çizgi eş seçimi

Adsense kodları


Hayatımızı değiştiren çizgi eş seçimi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 25 April 2012, 08:01 pm GMT +0200
Hayatımızı değiştiren çizgi eş seçimi

Mayıs 2007 20.SAYI

Evlilik çağına geldiyseniz zihninizi pek çok  soru meşgul eder. Aradığınız eş adayında hangi özellikler bulunmalı? Ona hangi soruları sorarsanız daha iyi tanırsınız? Hayatınızın yönünü değiştirecek insanı seçerken nasıl bir yol takip edeceksiniz? Sevgi mi, aşk mı, yoksa mantık mı ön plana alınmalı? İşte eş seçimiyle ilgili size yardımcı olacak aspirin tavsiyeler.

Niyeti güzel olan kazanır

Genellikle kız tarafı damat adayının maddi gelirine veya kariyer durumuna, erkek tarafı ise müstakbel gelinin güzelliğine, iyi huyluluğuna öncelikle dikkat eder. Oysa eş seçimi denince ahenkli bir yuva içinde pek çok konuda uyum sağlayabileceğimiz, birbirimizi her durumda anlayabileceğimiz hayat arkadaşını belirlemekten bahsederiz. Bu nedenle her şeyden önce niyetimize dikkat etmeliyiz. Çünkü evlilikte niyetimiz Allah için olursa ve hazırlığımız Efendimiz’in (s.a.v) sünnetine uygun devam ederse sonuç da hayırlarla dolu olur. Bununla birlikte “Anlaşamazsam ayrılırım” niyetiyle yola çıkanların boşanma oranları daha yüksek. Fakat “Ya bu deveyi güdeceğim ya da bu deveyi güdeceğim” düşüncesiyle karar verip güzel bir niyetle yola çıkanlar evlilikte çok daha başarılı oluyorlar.

Gönüllerinde aynı dua vardı

Ne kadar tedbir almış olursak olalım Yüce Mevla’mızın bizim için takdirine teslim olacağımızdan, her şeyden önce O’na en güzel dualarla yalvarmamız gerekiyor. Kur’an’da yer alan peygamber dualarını, makbul vakitlerde ve sık sık yapmak da iyi evliliğin sırları arasında. Bu dualardan biri Furkan suresinin “Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl!” mealindeki 74. ayeti. Evlenme niyetinde olan bir müminin dilinden düşürmemesi gereken bu duanın vesile olduğu güzel bir evlilik var.

Şu an bir çocuk annesi olan Zeynep Hanım, evlenmeden önce beş vakit namazının ardından hep bu duayı eder. Yıllarca ihmal etmediği bu dua zamanla onda, en uygun ve hayırlı eşle bir gün mutlaka karşılaşacağı inancını doğurur. Çünkü Cenabı Allah’ın böyle duaları reddetmeyeceğini bilir. Nihayet belki de bu duaların hürmetine istediğinden çok daha güzel bir insan olan Abdullah Bey çıkar karşısına. Ancak ilginç olan bir şey vardır, Abdullah Bey de dört yıl boyunca aynı duayı yapmıştır. Allah’tan istediklerinden daha iyisiyle karşılaştıklarını belirten çift, “Allah’a ne kadar şükredersek azdır çünkü evlilik hayatımızın bereketi oldu” diyor ve bu duayı tüm bekarlara öneriyor.

Evliliği nasıl görüyor?

Evlenmeyi düşündüğünüz adayın kişilik ve yaşam felsefesini anlayabilmek adına bazı önemli konularda görüşlerini alabilirsiniz. Mesela eş adayının evliliğe atfettiği anlam sizinle kurmayı düşündüğü yuvada nasıl yaşamak isteğini anlatır. Evleneceğiniz kişinin evliliğe, aileye önem veren biri olması birlikteliğinizin temelini sağlam kılar. Aile değerlerini önemseyen birinin iyi bir anne ya da baba olması daha muhtemeldir. Tanışma döneminde kendisine “Evlilik sizin için ne ifade ediyor?” tarzında sorular sorabilir, hedeflerinin nereye kadar olduğunu anlayabilirsiniz. Evlat yetiştirmeye nasıl bakıyor, çocukları seviyor mu? İyi bir anne ya da baba olabilir mi?

Sevil Hanım bundan tam dokuz sene önce birbirlerini çok sevdikleri Utku Bey’le evlenir. Aşkın verdiği gözü kapalılıkla eşinin evlilikten beklentisini ve çocuk yetiştirme konusunda fikirlerini merak bile etmez. Evlilikleri evlat sahibi olmadıkları ilk dört yıl içinde güzel devam eder. Utku Bey gezip eğlenme, rahat yaşama taraftarı olduğundan çocuk yetiştirmeyi bir meşakkat olarak görür ve daha ilk çocuklarında evlendiğine pişman olur. Zamanla Sevil Hanım’dan uzaklaşır ve ona hamileliğinde tarif edilmez sıkıntılar yaşatır. İlerleyen dönemlerde sadakatsizlik de gündeme gelir ve Sevil Hanım bebeğiyle birlikte baba ocağına geri dönmek durumunda kalır. Neyse ki okumuştur ve kendisine ait bir geliri vardır; ancak bunlar yaşantısını tekrar rayına sokmaya yetmez. Zira hem beklentilerine uygun hem de çocuklu bir anne olarak kendisini kabul edecek birine rastlaması çok zordur artık. Sevil Hanım’ın şimdilerde evlenecek gençlere tavsiyesi, iyi bir eşin yanında iyi bir anne ya da babanın seçilmesi yönünde. Yaptığı evlilikten pişman olan Sevil Hanım, “Zamanla değişir” düşüncesiyle yola çıkılan kişilerin, eşini yolda bıraktığını ve değişimin neredeyse mümkün olmadığını belirtiyor.

Kendi ailesine nasıl davranıyor?

Eş adayının kişiliğini biraz daha anlayabilmek ve eşine nasıl davranacağını aşağı yukarı kestirebilmek zor değil. Erkeklerin anne ve kız kardeşine, bayanların baba ve erkek kardeşine karşı davranış şekilleri bu konuda ipuçları verebilir. Ağabeyi ve babasının sözünü dikkate almaktan kaçınmış bir genç kızın, evlendikten sonra “eşinden izin alma” gibi durumlara özen göstermesi pek kolay olmaz. Kız kardeşine kaba kuvvet uygulayabilen, annesine saygılı davranmayan bir gencin eşine prenses gibi muamele etmesi de beklenemez. Eğer görüştüğünüz kişinin bu hususta olumsuz tavırları olduğunu gözlemlediyseniz daha dikkatli olmalısınız. Çünkü kişiler ailelerine takındıkları tutumları ileride eşlerine de benzer şekilde yansıtabilir.

Öncelikleriniz konusunda uyum sağlayabilecek misiniz?

Karşınızdaki kişinin öncelikli değerlerini tespit edebilmek, yapacağınız evliliğin nasıl bir rota çizeceğini büyük oranda gösteriyor. Bunun için eş adayına en basitinden “Tatilde ailece neler yapabiliriz, nasıl bir tatil sizin için daha caziptir?” gibi sorular sorabilirsiniz.

Hafta sonlarını evinde dinlenerek geçirmeyi ciddi anlamda ihtiyaç gören ve gezmekten hoşlanmayan eş, tatili eşiyle dolaşarak geçirmek isteyen eşle sorun yaşayabiliyor. Eve geldiğinde tv seyretmeye öncelik veren biriyle eşinden ilgi görmeyi ön plana alan kimsenin çatışma yaşaması kaçınılmaz oluyor. Yüksek tahsil görmüş ve çalışmayı düşünen birinin de evlenmeyi düşündüğü kişiyle bu önceliğini paylaşması gerekiyor. Allah rızası için hizmet etmeyi düşünen kimse evlilik öncesinde müstakbel eşine bu niyetini açmadığında ve evlilik sonrasında  zamanının büyük bir kısmını hayır işlerine kanalize ettiğinde ailesini ihmal etmiş olarak görülebiliyor. Daha baştan vakitlerinin ne kadarını hayır işleriyle geçirebilecekleri konusunda mutabakata varan eşler evliliklerinde çatışmaya neden olabilecek bir durumu bertaraf etmiş oluyor.

Öte yandan farklı beklentiler değerlendirilirken konuya “Ben bu önceliklerin ne kadarına uyum sağlayabilirim?” tarzında yaklaşıldığında kişinin kendisine uygun eşi bulması uzun sürmüyor. Aksi takdirde kendisiyle aynı değerleri yüzde yüz paylaşacak biriyle karşılaşabilmek düşüncesi “ince eleyip sık dokuyan” ya da “armudun sapı, üzümün çöpü” diyen kişi durumuna düşülebiliyor ve geç kalınıyor.

Olumsuz yanlarını kendisine sorun

Eş adayının olumsuz özelliklerinin ve huylarının bizzat kendisine sorulması karakterinin anlaşılmasına katkı sağlar. Karşınızdakinin bu konuda vereceği cevaplar hem kişiliğini objektif olarak değerlendirebildiğini hem de kendisiyle ilgili farkındalık düzeyini yansıtır. “Beğenmediğiniz huylarınız neler? Sizi hangi durumlar çok sinirlendirir? Anneniz ile eşiniz arasında kalsanız nasıl bir çözüm yolu geliştirirsiniz?” gibi sorulara vereceği cevaplar eşinizle ileride yaşayabileceğiniz problemleri şimdiden görmenizi sağlar. Bunlar için çözüm yollarını şimdiden konuşmanız evliliğe bir adım ileride başlamanız anlamına gelir.

Birbirinizin dengi misiniz?

Evlenecek kişilerin dindarlığının, eğitim düzeyinin, ekonomik durumunun ve yaşının birbirine yakınlığı yuvalarında ahengi sağlamaya yardımcı oluyorken; çok zengin ile çok fakir, eğitimli olanla eğitimsiz olan, çok dindar olanla büyük günahları bile işlemeye çekinmeyen birinin uyumu zor oluyor. Günümüzde eş seçerken adaylar tamamen duygularıyla hareket etip “Birbirimizi çok seviyoruz; nasılsa evlendikten sonra benim istediğim gibi olacak” niyetiyle pek de güvenli olmayan bir yola girebiliyor.

Eş için karar verirken hiç hatırımızdan çıkarmamamız gereken cümle “Onu bu haliyle kabullenebiliyor muyum, bu haliyle onunla mutlu olabilir miyim?” olmalı. Evlilik kararını verirken denklik hususuna da dikkat etmek gerekiyor. İlle de değişeceğini ümit ediyor ve onunla evlenmek istiyorsanız değişmeme ihtimalini de göz önünde bulundurarak gerçekçi bir evlilik yapmalısınız.

Anne baba onay vermediğinde

Sevgili Peygamberimiz’in “Evlenirken eşinizi seçmede çok dikkatli olun” hadisini göz önünde bulunduran sadece siz değil anne babanız da olabilir. Anne babalar her zaman çocukları için en güzelini isterler. Bundan ötürü aile, gelin ya da damadını seçme konusunda titizlenip evladıyla ortak karara varamayabilir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailenin eş adayını onaylamadığında gençle anne baba arasında çatışma yaşanabileceği uyarısında bulunurken, durumu kurtarmada en önemli rolün ebeveynlere ait olduğunu bildiriyor.

Prof. Tarhan’a göre aile, evlenecek gence çözüm yollarını sunabilmeli, onun bu farklı yolları karşılaştırabilmek suretiyle tabloyu net görmesine yardımcı olmalı. “Bu kimseyle evliliğin getirileri şunlar, dezavantajları şunlar olur; öte yandan şu kişilikteki biriyle evlilik sana böyle sonuçlar getirir” tarzında yaklaşmalı. Çocuğuna doğruyu yanlışı gösterdikten sonra onun kendi doğrularını yaşamasına müsaade etmeli. Çünkü ileride herhangi bir sıkıntı yaşandığında bunun sorumluğunu genç kendisi göğüslemelidir. Seçtiği kimseyle bir problem yaşadığında ailesine şikayetlerde bulunma durumuna düşmemelidir.

Büyüklerin duasıyla yola çıkın

Mevzuya genç açısından bakıldığında ailenin onayını almanın önemli olduğunu hatırlatmada fayda var. Anne baba duasını alarak yapılan işlerin hayrı ve bereketi tahmin edildiğinden de fazla. Büyükleriniz kararınızı onaylamıyorsa durumu bir daha değerlendirmeniz yerinde olur. Fakat karşı çıkmaları sizce gerçekten sağlam temeller üzerine dayalı değilse, sabredip onların onayını alana dek iletişim yolunu seçmeniz daha isabetli. Ne de olsa onlar sizden daha tecrübeliler; bununla birlikte duygusal yoğunluk içerisinde olabileceğinizden tabloyu daha net görebilirler. Allah’ın rızasının anne baba rızasında saklı bulunmasından olsa gerek, evlenirken anne babasını mahzun kalple bırakmayan, tam tersine onların güzel dualarını da yanlarında götüren çiftlerin daha mutlu oldukları gözleniyor.

Yüzde yüz uyum aramayın

Tüm bu sayılanlara baktığınızda beklentilerinize yüzde yüz uyan bir adayla karşılaşmanız neredeyse imkansız gibi gelebilir. Bazen “Eşimi seçerken titizlik gösteriyorum” hissiyle ince eleyip sık dokuduğunuzdan ileride güzel bir ahenk sağlayacağınız eş adaylarını reddedebilirsiniz. Bu nedenle her şeyiyle birebir size uygun biriyle karşılaşmayı beklemeyin. Temel konularda sizinle uyum içerisinde bulunan biriyle karşılaştığınızda; kalbiniz de “evet” diyorsa değerlendirmeye almalısınız. Sonrasında “karar verip Allah’a dayanmalı” ve çok geç kalmadan evlenip eşinizle uyum sağlamaya ve mutlu olmaya bakmalısınız.

Depresyon döneminde evlilik kararı almayın

İsabetli eş seçimi için gerek yaş gerekse ruh hali bakımından uygun dönemde olmak gerekiyor. Günümüz şartları açsından bakıldığında yirmi yaşın altındayken alınan eş seçim kararı sağlıklı olmayabiliyor. Psikoterapistler kişinin sağlıksız bir ruh hali içerisindeyken ihtiyaç duyduğu kimseye körü körüne bağlanabileceği uyarısında bulunuyor. Zor durumda bulunan kişiye ilgi, sevgi ve yakınlık gösteren eş adayı aslında çok iyi biri olmasa da depresyonda olan kimsenin gözünü kolaylıkla boyayabilir. Bu nedenle depresyondayken evlilik, meslek seçimi gibi ciddi kararlar almak tavsiye edilmiyor. Ayrıca karar aşamasında ne kadar iyi bir ruh hali içinde olunursa olsun, fikirlerine güvenilen salih kimselerle istişare etmek ve aklıselim sahibi kimselerin görüşlerini almak da ihmal edilmemesi gereken bir durum.

Huyu huyuma, burcu burcuma uysun

Evliliğe hazırlık aşamasında karşımızdakinden önce kendi kişiliğimizi tanımamız gerekiyor. Büyüklerin dediği gibi kendini bilen ne istediğini de bilir, ne istediğini bilen kimsenin ise beklentilerine uygun biriyle yuva kurup mutlu olması daha muhtemeldir. Eğer kendi inanç, ideal ve sevgi dilinizi tanımlayamıyorsanız seçeceğiniz eşin dilini anlamaya çalışmanın çok da faydası olmayabilir. “Ben nasıl bir kişiliğe sahibim, nasıl biriyle evlenmek istiyorum, ikimizin yapısı birbirine uygun mu?” şeklinde sorularla kendimize en uygun kimseyi seçmemiz gerekiyor. Eş adayının yıldız burcu ile kendi burcunun iyi anlaşıp anlaşamayacağını araştıranlar da aslında bu uygunluğu yakalamaya çalışıyor. Karşımızdakinin burcu bize onun kişiliği ile ilgili bazı ipuçları verse de yalnızca burca göre karar vermek mantıklı değil. Zira sağlıklı eş seçimi, sizin kişilik yapınızla birlikte, düşünce ve değer yargılarınıza da daha yakın olan kişiyi tercih etmenizle mümkün. Bu nedenle varsayımın çok da ötesine gitmeyen gökyüzü verilerine göre hareket etmeniz doğru değil.

Eşimin çok güzel olmasını isterim

Dış görünüşte önemli olan herkesçe beğenilen değil size göre güzel olan birini tercih etmenizdir. Fiziksel durumunu hoş bulmadığınız biri ile evlenmeniz, gelecek için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bununla birlikte çok güzel bir hanıma ya da çok yakışıklı bir beye eş olup mutsuz bir evlilik sürdürenler de var.
Fiziksel görünümleriyle dikkat çeken eşlerin başkaları tarafından da beğenilmesi eşler arasında güven sorununa neden olarak yuvadaki huzuru kaçırabiliyor. Fiziksel beğeniden ziyade benzer özelliklere sahip olup olmadıklarını, konuştukları zaman birbirlerini anlayıp anlayamadıklarını göz önünde bulunduran eşler, evlilikte daha başarılı oluyor. Bu tarz yakınlığı elde edebilenler evlilikte sinerji oluşturabiliyor ve yeni kazanımlar sağlayabiliyor. Öyle ki zamanla fiziksel anlamda da birbirlerini dünya güzeli olarak görüyorlar. Öte yandan iç dünyası güzel olmayan kimseler zamanla göze ve gönle de çirkin görünüyor.

Bir kadınla dört özelliği için evlenilir:
Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı.
Sen dindar olanı tercih et.
Hadis-i Şerif

Neslihan BEYHAN