- Havaalanında فِي المَطََارِ

Adsense kodları


Havaalanında فِي المَطََارِ

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
selsebil
Sun 13 September 2009, 03:13 pm GMT +0200
Havaalanında فِي المَطََارِ

   مَعَ ضَابِطِ الْجَوَازَاتِ    Pasaport polisi ile.
   مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟    Nerelisin?
   أَنَا تُرْكِي    Ben Türkiye�liyim.
   أَيْنَ جَوَازُ سَفَرُكَ؟    Pasaportun nerede?
   هَا هُوَ، تَفَضَّلْ.    İşte, buyurun.
   إِسْمُكَ الْكَرِيمُ؟    Lütfen adınız?
   إِسْمِي إِبْرَاهِيمُ    Adım İbrahim.
   هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ؟    Seninle kimse var mı?
   مَعِي زَوْجَتِي فَقَطْ.    Benimle sadece eşim var.
   كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟    Kaç gün kalacaksın?
   سَأَبْقَى عِشْرِينَ يَوْمًا.    Yirmi gün kalacağım.
   طَيِّبٌ، خُذْ جَوَازَ سَفَرِكَ.    İyi, pasaportunu al.
   مَعَ مُفَتِّشِ الْجُمْرُكِ.    Gümrük memuru ile.
   هَلْ هَذِهِ الْأََمْتِعَةُ لَكَ؟    Bu eşyalar senin mi?
   نَعَمْ، لِي.    Evet, benim.
   هَلْ عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ لِلْجُمْرُكِ؟    Gümrüğe tabii bir şeyin var mı?
   لاَ أَدْرِي.    Bilmiyorum.
   إِفْتَحْ هَذِهِ الْحَقِيبَةِ.    Bu valizi aç.
   تَفَضَّلْ.    Buyur.
   هَاتِ حَقِيبَتُكَ الْيَدَوِيَّةَ.    El çantanı ver.
   فِيهَا مَلَابِسِي فَقَطْ.    Onda sadece elbiselerim var.
   طَيِّبٌ، خُذْهَا.    Pekiyi, al onu.
   شُكْرًا.    Teşekkür ederim.
   لاَ شُِكْرًا عَلَى الْوَاجِبِ.    Bir şey değil, görevimiz.
   فِي مَوْقِفِ الْحَافِلَةِ.    Otobüs terminalinde.
   دَقِيقةٌ يَاأَخِي.    Bir dakika kardeşim.
   تَفَضَّلْ.    Buyur.
   أَيْنَ مَوْقِفُ الْحَافِلَةِ؟    Otobüs terminali nerede?
   لِمَاذَا تَسْأَلُ؟    Niçin soruyorsun?
   أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى إِسْتَنْبُولَ.    Yolava�ya gitmek istiyorum.
   مَوْقُفُ الْحَافِلَةِ فِي أَسَنْلَرْ.    Otobüs terminali Esenler�de dir.
   شُكْرًا.    Teşekkür ederim.
   عَفْوًا.    Bir şey değil.
   هَلْ لَدَيْكُمْ تَذْكُرَةٌ إِلَى سَاكَارْيَا؟    Yolava�ya biletiniz var mı?
   مَتَى تُرِيدُ الذِّهَابَ؟    Ne zaman gitmek istiyorsunuz?
   الأَنَ.    Şimdi.
   هَلْ عِنْدَكَ عَفْشٌ؟    Bagajın var mı?
   لاَ، مَا فِي.    Hayır, yok.
   إِسْتَرِحْ فِي صَالَةِ الْإِنْتِظََارِ.    Bekleme salonunda dinlenin.
   أَيْنَ صََالَةُ الْإِنْتِظَارِ؟    Bekleme salonu nerede?
   هُنَا يَاسَيِّدِي.    Burası efendim.
   فِي مَحَطَّةِ الْقِطَارِ.    Tren istasyonunda.
   مَتَى يَقُومُ الْقِطَارُ إِلَى أَفْيُونَ؟    Tren Afyon�a ne zaman kalkıyor?
   بَعْدَ نِصْفِ سَاعَةٍ.    Yarım saat sonra.
   وَالْقِطَارُ الثَّانِي؟    İkinci tren? (ne zaman kalkıyor?)
   غَدًا.    Yarın.
   هَلْ يُمْكِنُ أَنْ تَحْجُزَ لِي مَقْعَدَيْنِ؟    Bana iki kişilik yer ayırır mısın?
   طَبْعًا.    Tabi. (Elbette)
   عَلَيْكَ أَنْ تَحْضُرَ قَبْلَ قِيَامِ الْقِطَارِ بِسَاعَةٍ.    Tren kalkmadan bir saat önce hazır olman gerekiyor.
   أَتِي قَبْلَ سَاعَتَيْنِ.    İki saat önce gelirim.