- Hasta Ziyareti

Adsense kodları


Hasta Ziyareti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Tue 17 August 2010, 06:14 am GMT +0200
HASTA ZİYARETİ
 


İnsan kendisine verilen ömrün başlangıç ve bitiş noktaları arasında aynı çizgi üzerinde durma şansına sahip değildir. Hayatımızın acı ve tatlı, sağlıklı ve hastalıklı günleri birbirini iz­ler durur. Çünkü insan olarak bu ölçü ve düzeyde yaratılmışız. Onu bütünüyle değiştirmemiz bir bakıma mümkün değildir.

O halde birbirimizi sıhhatli, neşeli ve ikbal günlerinde zi­yaret ettiğimiz gibi, hastalandığımız, musibete uğradığımız, fela­ketle karşı karşıya geldiğimiz; makam ve servetimizi kaybet­tiğimiz zamanlarda da ziyaret etmemiz imanımızın, İslam oluşumuzun gereği; asil düşünce ve davranışımızın ayrı bir görüntüsüdür.

Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bu hususta da ümmetine bir çok güzel misaller vermiş ve tavsiyelerde bulunmuştur.

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Müslüman'ın müslüman üzerindeki hakkı beştir:

1- Verdiği selamı alıp cevaplamak,

2- Hastalandığı zaman ziyaret edip sormak,

3- Öldüğü zaman cenazesini teşyi' etmek, (kabre kadar götürmek)

4- (Meşru sınırlar içindeki) davetine icabet etmek (gitmek)

5- Aksırıp "el-Hamdu lillah" dediğinde, "Yerhamuke'llah" (Allah sana rahmetini indirsin veya sana merhamet etsin) demek..."[72]

Sevban (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz ki müslüman kişi müslüman kardeşini (hastalandığı zaman) ziyaret edip so­rarsa, oradan ayrılıp donünceye kadar cennet bağ ve bahçesinde bulunur."[73]

Ali (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendi­miz şöyle buyurmuştur:

"Müslüman kişi hastalanan kardeşini ziyaret edip sor­maya giderse, oturuncaya kadar cennet, bahçesinde yürümüş olur. Oturunca da rahmet her yandan onu kuşatıp, örter. Bu ziyaret sabahleyin yapılırsa, akşama ka­dar yetmişbin melek onu rahmet ve gufranla; akşamleyin yapılırsa, sabaha kadar yetmişbin melek onu rahmet ve gufranla anar, (Allah'tan onun için rahmet ve gufran dil­er)."[74]

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, "Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, hastayı ancak üç günden sonra ziyaret edip sor­ardı."[75]

Zeyd b. Erkam (r.a.) den yapılan rivayete göre diyor ki:

"Gözümdeki bir ağrı  ve rahatsızlıktan dolayı Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz beni ziyaret edip sordu."[76]

Ebu Said (r.a.) den yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Ölülerinize (ölmek üzere olan kardeşlerinize) La İlahe İllallah'ı telkin ediniz."[77]

Telkin:

Şeddad b. Evs (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Ölenlerinize hazır olduğunuz (onların yanında bulunduğunuz) da, gözünü ka­payın. Çünkü göz (bedenden çıkan) ruhu izler ve siz "hayrdır" deyin. Çünkü ev halkının söylediklerine "amin" denilir."[78]

Ma'kıl b. Yesar (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Ölüleriniz üzerine Yasin okuyun."

"Yasin Kur'an'ın kalbidir. Kim Allah (ın rızasını) ve ahiret yurdunu arzulayarak onu okursa mutlaka bağışlanır. Artık siz Yasin'i ölüleriniz üzerine okuyun."[79]

Teçhiz:

Husayn b. Vahvah'dan yapılan rivayetlere göre: Talha b. Bera' (r.a.) hastalandı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz gelip onu ziya­ret ederek sordu. Sonra şöyle buyurdu:

"Doğrusu ben Talha'nın ölmek üzere olduğunu görüyorum. Ölüm olayı vuku' bulun­ca bana haber verin ve onu defnetmekte acele edin. Çünkü müslüman kişinin ölmüş bedeninin ev halkı arasında tutulması uygun değildir."[80]

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Mü'minin canı borcuna bağlı bulunur, borç ödeninceye kadar o bağlılık devam eder."[81]

Hz. Aişe (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz vefat edince alaca bir örtüyle örtündü."[82]

Hz. Aişe ve İbn Abbas (r.a.) den yapılan rivayete göre:

"Rasulüllah'ın (s.a.v.) vefatından sonra Ebu Bekir'in (r.a.) gelip O'nu öptüğünü söylemiştir." [83]

Yine Hz. Aişe (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Osman b. Mez'ûn (r.a.) ölmüş bulunuyordu. Ra­sulüllah (s.a.v.) Efendimiz gelip (yüzünü açarak) onu öptü. Bu arada gözlerinin yaşardığını gördüm."[84]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal Ve İhticacları
 

a) Hanefilere göre: Hasta ziyareti sünnettir.

Hasta ölmek üzere olursa, mümkün olduğu takdirde sağ yanı üzerine getirilerek kıbleye tevcih edilir. Kendisine La İlahe İllallah telkin edilir. Ölünce de gözleri açık kalmışsa kapatılır; çenesi bağlanır. Yakınları, dostları, sevenleri onmri cenazesini teşyi’ için haberdar edilir.[85]

b) Şafiilere göre: Herkes, özellikle hastalanan kimse ölümü çokça hatırlamalı, kendini toparlayıp tevbe etmeli ve yaptığı haksızlıkları asıl sahibine yönelerek helallaşmalı, üzerinde olan hakları sahiplerine vermelidir.

Ölmek üzere olan kimse sağ yanı üzerine uzatılarak yüzü kıbleye yönelik olarak bulundurulur. Böyle yapmak zorlaşırsa, sırt üstü yatırılıp yüzü kıbleye gelecek şekilde düzenlenir. Israr et­meksizin kendisine Kelime-i Şehadet telkin edilir. Baş ucunda Ya­sin okunur ve Rabbına karşı hüsn-i niyet beslemesi söylenir.

Hasta ölünce gözleri kapatılır ve çenesi sarkmasın diye bağlanır. Bedeninin tamamı hafif bir örtüyle örtülür. Karnının üzerine ağırca bir cisim konur..[86]

c) Hanbelilere göre: Ölümü hatırlamak ve ona hazırlanmak müstehabdır.

Hastayı ziyaret edip sormak müstehabdır. Aynı zamanda ölmek üzere olan hastanın yanına ehlinden en şefkatli, onun siya­setini en iyi bileni ve rabbından en çok korkanı gelmeli ve ona Al­lah'ı hatırlatmalı, günahlardan tevbe etmeyi, yaptığı haksızlıkları telafi etmeyi ve gereken vasiyeti yapmayı telkin etmelidir. Ayrıca ona La Îlahe Îllallah'ı telkin etmelidir. Ancak bunu fazla tekrarlamamalı ve hastayı sıkmamalıdır.

Ölüm olayı meydana gelince veya gelmeden önce Yasin Sure­si okunur. Yüzü kıbleye gelecek şekilde uzatılır. Ölüm olayı vuku' bulunca gözleri açıksa kapatılır. Sarkmasın diye çenesi bağlanır. Karnı üzerine, şişmesin diye bir cisim konulur.[87]

d) Malikilere göre: Ölmek üzere olan kimseyi kıbleye tev­cih etmek, yani sağ yanı üzerine uzatıp kıbleye getirmek; bunda zorluk olursa, sırtüstü uzatıp başının altına bir şey koymak sure­tiyle yüzünü kıbleye yönelik hale getirmek müstehabdır. Aynı za­manda La İlahe İllallah telkin edilir.[88]

Ölmek üzere olan hastaya telkinde bulunmak müstehabdır. Defnedildikten sonra ise mekruhtur. Aynı zamanda ölmek üzere olan kimsenin yanında Kur'an'dan bir şey okumak da mekruh sayılmıştır. Çünkü selef-i salihin böyle yapmamıştır. Ancak Maliki fakihlerinden bir kısmı, Yasin okumanın müstehab olduğunu söylemiştir.

Ölüm olayı vuku’ bulunca, gömleği dışındaki elbiseleri çıkartılır ve bedeni üzerine bir örtü örtülür. Sarkmasın diye çenesi bağlanır.[89]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

581 nolu Ebu Hüreyre hadisi sahihtir. Müslim'in rivayetinde ise, müslümanın müslüman üzerine olan hakkının altı olduğu be­lirtilir ve bu altıncısının da "Sana nasihatta bulunduğu zaman, nasihatlarını al!" cümlesi olduğudur.

Bera' (r.a.) den yapılan rivayette ise, bunun yedi olduğu be­lirtilmiştir. Beşi, yukarıda sıralananları, diğer ikisi ise, "Zulme uğradığında kendisine yardım etmek" ve "yeminini doğru kabul etmek"dir.

Hadiste geçen "hak" kavramı çok yönlüdür: Vacip, sabit, lazım ve sıdk (doğru) gibi manalara delalet eder. İbn Battal'a göre, buradaki "hak"tan maksat, hürmet ve sohbettir. Hafız İbn Hacer'e göre: Vücub-i Kifaye'dir. Yani müslümanlardan bir kısmının has­tayı ziyaret edip sormasıyla bu vücup yerine gelmiş olur, diğer müslümanlardan kalkmış olur.[90]

583 nolu Hz. Ali hadisinin sahih bir veçhile isnad edilme­diğini Ebu Davud belirtmiştir. Ona göre, bunun Hz. Ali'ye isnadı, sahih vech üzere değildir. Tirmizi ise, bunun hasen ve garip olduğunu söylemiştir. Hafız Bezzar aynı hadisin Ebu Muaviye tarikıyla  Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan rivayet   edildiğine değinerek başka tariklerden de rivayet edildiğini anlatmak iste­miştir.

584 nolu Enes hadisi ise, isnadında metruk kabul edilen Müslim b. Ali bulunuyor.[91]

585 nolu Zeyd b. Erkam hadisi hakkında Ebu Davud ve el-Münzeri susup bir şey dememişlerdir. Buhari onu el-Edebü'l-Müfred'de tahric etmiş; Hakim ise onu sahihlemiştir.

Bu babda Buhari'nin Ebu Musa'dan yaptığı rivayette ise, şöyle buyurulmuştur:

"Hastayı ziyaret edip sorun; aç olanı yedirip doyurun; esirin bağını çözün."

Ayrıca Ebu Davud bu konuda şu hadisi de rivayet etmiştir:

"Kim abdest alır da abdestini güzelleştirir ve müslüman kardeşini Allah için (hastalanmasından dolayı) ziyaret ederse, cehennemden yetmiş yıl mesafe uzak­laştırılır."[92]

Ancak bu hadisin isnadında Fazl b. Delhem bulunuyor ki, bu zat kassap, şair ve mu'tezilîdir. İbn Main onun zayıf olduğunu, Ebu Davud ise kavi olmadığını, İbn Hibban onun rivayetiyle ihticacda bulunmanın doğru olmadığını belirtmiştir.[93]

Ayrıca bu babda Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai'nin Hz. Aişe (r.a.) den yaptıkları şu rivayet de Zeyd hadisini kuvvet­lendirmekte ve hastayı ziyaret edip sormanın sünnet olduğunu or­taya koymaktadır:

"Hendek Savaşında ensardan Sa'd b. Muaz (r.a.) yara­lanmıştı. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz onu yakınında bulundurup sık sık sormak için nıescidde onun için bir çadır kurdurdu."

Sa'd kızı Aişe (r.a.) da babasından şunu rivayet etmiştir:

"Rahatsızlandım, ağrı ve sızıdan şikayetçi oldum. Derken Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz teşrif etti ve benim halimi sordu; son­ra elini alnımın üzerine koydu, arkasından göğsüme dokundurdu ve karnıma elini sürdükten sonra şöyle dua etti:

"Allah'ım! Sa'd'e şifa ver ve onun hicretim kendisine tamamla."[94]

Bu rivayeti de Buhari ve Ebu Davud tahric etmişler; Tirmizi de buna işarette bulunmuştur.

Tirmizi ile İbn Mace bu konuda Ebu Hüreyre (r.a.) den şunu rivayet etmişlerdir:

"Kim bir hastayı ziyaret edip sorarsa, gökten bir çağrıcı şöyle nida eder: "Güzel ve hoş ol; yürüyüp gelmen de güzel ve hoş olsun. Cennette kendine bir konak hazırlamış oldun."[95]

586 nolu Ebu Said hadisi sahihtir. Bu babda Müslim'in Ebu Hüreyre (r.a.) den yaptığı bir rivayet vardır ki, İbn Hibban da onu rivayet etmiş ve şunu fazla olarak nakletmiştir:

"Çünkü kimin son sözü La İlahe İllallah olursa, Cennete girer. İsterse içinde yaşadığı zamandan bir gün kalmış olsun ve isterse bundan önce başına birtakım (haktan uzaklaştıran) olaylar gelmiş olsun."

Yine İbn Hibban'ın Ebu Hüreyre dan (r.a.) yaptığı bir diğer rivayette şöyle buyurulmuştur:

"Hastanız ağırlaştığı zaman, ona La İlahe İllallah kelimesini (çok tekrarlamakla) bıkkınlık vermeyin; ama bu kelimeyle telkini yapın. Çünkü bu kelime ile hiçbir münafığın ömrü noktalanmaz."

Ancak bu hadisin isnadında Muhammed b. Fazl b. Atıyye bulunuyor ki bu zat metruktür.[96] İmam Ahmed onun hadisi­nin yalancı zümrenin hadisi olduğunu, Yahya ise onun hadisinin yazılamayacağını söylemiştir. Ancak bu zatın otuz küsur defa hac yaptığı söylenir.[97]

Sonuç olarak rivayetlerin tamamından, hasta ziyaretinin sünnet olduğu ve ona La İlahe İllallah kelimesini telkinin müstehab sayıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim ilim adamlarının bu hususta icma'ı vardır. Ancak bıkkınlık ve usanç verecek şekilde bir telkinde bulunmanın sünnete uymayacağını unutmamak gere­kir.

587 nolu Şeddad b. Evs hadisini aynı zamanda Hakim tahric etmiş ve Taberani ile Hafız Bezzar da kendi kitaplarında nakletmişlerdir. Ancak hadisin isnadında Kazaa b. Süveyd bulunuyor ki bu zatın kavi olmadığı söylenir. Buhari de aynı görüşü izhar etmiştir. İbn Main ise bu zat hakkında iki ayrı görüş izhar etmiş: Birinde onun sıka (güvenilir) olduğunu, diğerinde ise zayıf bulun­duğunu söylemiştir. Ebu Hatim ise "Onun hadisiyle ihticac olun­maz" diyerek güvenilir olmadığına işarette bulunmuştur. Nesai de onun zayıf olduğuna dikkat çekmiştir.[98]

Ancak bu babda Müslim'in Ümmü Seleme'den rivayet ettiği sahih bir rivayet vardır. Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Doğrusu ruh bedenden çekilip alınınca, göz onu izlemeye başlar."

588 nolu Ma'kıl hadisini aynı zamanda Nesai tahric etmiş ve İbn Hibban sahihlerken İbn Kattan onu ızdırap ile muallel göstermiştir. Darekutni de bu hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir. Çünkü ona göre, metni meçhuldür.

589 nolu Husayn b. Vahvah hadisi hakkında Ebu Davud sus­up bir şey dememiştir. Ebu Kasım el-Beğavi ise "Bu hadisin ravileri arasında  Sa'd b. Usman el-Belvi'den başkasını bilmiyorum" demiş ve onu da garip saymıştır.[99]

Bu babda bir diğer hadisi Tirmizi Hz. Ali'den şöyle rivayet etmiştir:

"Ya Ali! Üç şey var ki onlar geciktirilmez: Vakti giren namaz, hazır olan cenaze, dengi bulunan bakire kız."

Bunu aynı zamanda Ahmed tahric etmiş ve Tirmizi bu rivayet için "Hadisün Garibun" demiştir. Çünkü Tirmizi bunun isnadını mut­tasıl görmemiştir. Ebu Hatim'e göre muttasıldır.

590 nolu Ebu Hüreyre hadisinin isnadındaki ricalin hepsi sıkat (güvenilir) kabul edilirse de içlerinden Ömer b. Ebi Seleme b. Abdirrahman istisna edilmiştir. Çünkü bu zatın hem doğru bir kimse olduğu, hem de hata yaptığı görülmüştür. Bununla beraber onun hadisiyle istidlal edilebilir. Zira bu babda birçok hadis ve ri­vayetler daha vardır. Hepsi bir araya gelince, kuvvet kazanır ve ihticaca uygun sayılır.

591 nolu Hz. Aişe (r.a.) hadisi sahihtir. Onun 592 nolu hadisi de öyle.. Ancak 593 nolu hadisinin isnadında Asım b. Ubeydullah b. Amr b. Hattab bulunuyor ki, bu zat zayıftır.[100] İmam Malik de aynı görüştedir. Yahya da onun zayıf olduğuna dikkat çekmiş ve "Onun hadisiyle ihticac olunmaz" demiştir. İbn Hibban ise, onun çok vehimli olduğunu belirtmiştir. Nesai de aynı görüştedir.[101]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Hasta yatan din kardeşimizi ziyaret edip sormamız sünnettir.

2- Hastayı teselli etmek ve duasını almak müstehabdır.

3- Ölen müslümanın tekfin, teçhiz ve defninde bulunmak sünnettir.

4- Hastayı ziyaret eden kimse, onun yanında bulunduğu sürece cennet bahçesinde bulunuyor gibi feyiz ve rahmete nail olur.

5- Ölüm döşeğinde yatan müslümanın sık sık iki şehadet ke­limesini söylemesi sünnettir.

6- Ölmek üzere olan hastanın yanında kelime-i şehadeti söylemek sünnettir. Bir kısım müctehidlere göre, müstehabdır.

7- Hastaya bıkkınlık verecek veya onu üzecek kadar telkin yapılmamalıdır.

8- Ölen müslümanın gözleri açık vaziyette ise onları yum­mak sünnettir.

9- Ölen din kardeşimizle ilgili sadece hayır düşünüp hayır söylememiz müstehap veya sünnettir.

10- Ölen müslüman üzerine, -yıkanıp kefenlenmişse- Yasin okumak müstehabdır.

11- Ölüm olayı kesinlik arzedince, artık onu biran önce yıkayıp kefenlemek müstehabdır.

12- Ölen kimsenin defninden hemen sonra insanlara olan borcu varsa ödenir ve bu vaciptir.

13- Ölen kimsenin üzerine bir örtü örtmek müstehabdır.

14- Ölen kimseyi yakınlarının öpmesinde bir sakınca yoktur.

ceren
Tue 12 June 2018, 03:35 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Hasta ziyaretinde bulunmak sunnettir.Hasta kardesimizi teselli etmek onun duasını almak  mustehabtir.ve ölen müslüman kardesimize karşı yapmamız gerekenleride öğrenmiş olduk.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..

Sevgi.
Wed 13 June 2018, 02:30 am GMT +0200
Aleykümüsselam dinimizde hasta ziyareti çok önemlidir ihmal etmeyelim çünkü bir gün kendimizde aynı durumda olabiliriz

ceren
Wed 30 January 2019, 02:39 pm GMT +0200
Esselamu aleykum. Hasta ziyaretinde bulunan dua eden ve allahin rizasina kavusan kullardan olalim inşallah. ..

Bilal2009
Wed 30 January 2019, 04:42 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun