- Haremlik selâmlık

Adsense kodları


Haremlik selâmlık

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Thu 17 March 2011, 04:19 pm GMT +0200
 

7- Haremlik-Selâmlık




Soru: Dayı, teyze, amcaoğlu gibi akrabamızla ailecek oturabilir miyiz?

Cevap: Kadınların süslerini, dolayısıyla süs yerlerini, yani; el, kol, yüz, kulak, saç, boyun ve bacaklarını kime gösterip kime gösteremeyecekleri Kur'ân'ı Kerim Nûr Suresi 31. ayetinde açıklanmıştır. Buna göre kadın, sayılan yerleri açıkken dahi ayet­te adı geçen erkeklerin yanında oturabilir, konuşabilir. Mezkûr ayette amca ve dayının sayılmaması dikkat çekicidir. Halbuki on­ların da mahrem oluşu Nisa Suresi 23. ayette zikredilmektedir. Diğer yönden kadının zinet yerlerini sayılan kimselere, mahrem (nikahı kendisine ebediyyen haram) oldukları için gösterebildiği de bir gerçektir. Öyleyse amca ve dayı da mahremdir ve öyleyse onlara da gösterebildiği de bir gerçektir. Cumhurun görüşü budur. [421] Ama yine de bu ayette sayılmamaları anlamlı olmalıdır. Müfessirler bunu irdelemiş ve çeşitli şeyler söylemişlerdir. Bu konuda en makul olan izah şudur:

Ayette sayılan erkeklere kadı­nın zinet yerlerini-göstermesi caiz olmakla beraber, bu konuda hepsi eşit değildir. Bu yüzden en önce kocası zikredilmiştir ki, ona her yerini gösterebilir. Ondan sonra kadınlarının kendi ba­baları, sonra da kocalarının babaları sayılır ki, bunların ikisi ara­sında da fark vardır. Çünkü insanın fıtratı akraba ve hısım olarak kendine en yakın olana en az cinsel ilgi duyacak şekilde ayarlan­mıştır. Bu izaha göre amca ve dayı "mahrem" olmakla beraber, sanki mahremlik hududunun sonunda yer almakta ve kadının onların yanında bir derece daha dikkatli olması istenmektedir. Buna:

"Amca, baba makamında sayıldığından" [422], dayı da amca gibi olduğundan zikredilmelerine gerek kalmamıştır. Binanaleyh, zinetini gösterme konusunda babadan farkları yoktur, diye de cevap verilebilir. Ama Tabiîn Müfessirlerinden Şa'bî ve İkrime'nin amca ve dayıyı mahrem saymamaları da birinci görüşü destekler. Onlara göre amca ve dayı ayette zikredilmemiştir, çünkü onlar kendi oğulları mesabesindedirler. [423] Bunu böylece tesbit ettikten, sonra bilinmelidir ki, müslümanlardan istenen şey kadınlarının zinetlerini bu ayette sayılanların dışındakilere gös­termemeleridir. Şimdi sorunuza dönersek; amcaoğlu kadın için mahrem sayılmadığından zinetlerini onun yanında açamayacağı anlaşılır. Ama zinetlerini, dolayısı ile zinet yerlerini, ayet ve ha­dislerin istediği ölçüler içerisinde ve özellikle de el-Ahzâb 59. (cilbâb ayeti) gereği kapadıktan sonra, kadınların, erkeklerin ya­nında, halvet de değillerse, oturamayacaklarını söyleyen bir nas yoktur. Ama bu yine de kötü duygulara sebep olmuyorsa kaydı­na bağlanmış, heryönüyle cazip ve latîf bir varlık olan kadında, koku, teberrüc (süs) vb. bulunmaması şartıyla caiz görülmüştür. Bunların yanında ayetle tesbit edilen çok önemli bir nokta da, kadının sesiyle dahi dikkat çekecek tavır almasının, nazu-neşve ile, kadınsı kadınsı, kırıla-döküle konuşmasının dahi mahremi ol­mayanlar yanında haram olmasıdır. Çünkü böyle bir ses hasta kalpleri tahrik edebilir. (el-Ahzâb 32) Bütün bunlara riayet edil­dikten sonra kadının, yanında yakınları varken, yabancılarla aynı sofrada yemek dahi yiyebileceğine fetva verilmiştir. Ancak buna gerek olup olmadığı ayrı bir konu olduğu gibi, takvaya uygun olan da elbette, tabiîliği aşmayan "haremlik-selamlık" uygulama­sıdır, denebilir. [424]



[421] Kurtubî, XII/233.

[422] Aclûni, Keşfu'l-Hafâ'da "Amca, babadır (vâlid)" hadisini Sahid b. Mansûr'un mürsel olarak zikrettiğini söyler. Meşhur olan "Amca pederdir (eb)" hadi­sidir, der. 11/90 (i770); Yakın anlamda hadisler için bk. Müslim, Zekat, II; Tirmizî, Menâkıb, 28; Kurtubî, agy.

[423] Kurtubî, agy.

[424] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 178-180.

 

sümeyra
Thu 17 March 2011, 04:33 pm GMT +0200


    Gazetelerin 3. sayfa haberleri incelenirse;Rabbimizin neden belli sınırlamalar getirdiği daha iyi anlaşılır sanıyorum..Bu konuda akrabalık ilişkilerini yok edecek seviyede uzak durmak ta şahsen benim uyguladığım ve zararını gördüğüm bir mevzu oldu..Makul olanı;tesettüre riayet edilmek şartıyla,görüşmelerin devam etmesi diye düşünüyorum.. Bayramlar gibi,hasta ziyaretleri ya da güzel olayların tebrik edilmesi gibi vesilelerle akrabalarla ilşkileri belli bir düzeyde devam ettirmek gerekli..Acizane görüşüm bu yünde..Paylaşmak istedim..
    Allah razı olsun..Emeğinize sağlık kardeşim..

sumeyye
Tue 3 May 2011, 02:44 pm GMT +0200
Esselamu aleykum rahmetullahi ve berakatuh ; elbette akrabalar ile görüsülmelidir ama islami sinirlar içerisinde..Bazi kimselerde amcaoglu yada dayioglu ile kardes gibiyiz düsüncesine kapilip rahat tavirlar sergileyebiliyorlar..Bu gibi yanlis fikirlere aydinlik getirebilmek için bilinçli olmak gerekli yada en güzeli bilgisi olan birisine danismaktir..Rabbim (c.c.) razi olsun kardesim..Hayirli bir paylasim olmus + rep...

sümeyra
Mon 19 September 2011, 06:03 pm GMT +0200


    Bütün bunlara riayet edil­dikten sonra kadının, yanında yakınları varken, yabancılarla aynı sofrada yemek dahi yiyebileceğine fetva verilmiştir. Ancak buna gerek olup olmadığı ayrı bir konu olduğu gibi, takvaya uygun olan da elbette, tabiîliği aşmayan "haremlik-selamlık" uygulama­sıdır, denebilir.

     Bu konu şu anda okurken dikkatimi çekti..Acaba buradan yola çıkarak,tesettüre ve ciddiyete riayet edilmek şartıyla aynı ortamda yemek yenebilir gibi bir sonuca varsak,yanlış olur mu?Aile ziyereti,akraba ziyareti ya da bunun gibi başkasosyal ortamlarda..

Yehma
Sat 20 October 2018, 09:26 am GMT +0200
O kadar hassas konularkş dikkat edilmesi gerekir. Taviz tavizi doğurur çünkü. Dinimizin gerektirdiği şekilde yaşamaya gayret etmeliyiz nefsimizin isteğine göre değil

Esma Hamuş
Sat 20 October 2018, 11:46 am GMT +0200
Rabbim razı olsun sizlerden.. Önemli olan takvaya uygun yaşayabilmektir.. Rabbim bizleri nefsimize değil de takvaya uygun yaşayabilmeyi nasip etsin inşaallah

ceren
Sat 20 October 2018, 12:13 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm. Rabbımin izin verdiği şekilde harama helale dikkat ederek yaşayan ve kurtuluşa erişen kullardan olalım inşallah...