- Hangi Dala tutunsak?

Adsense kodları


Hangi Dala tutunsak?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sun 25 September 2011, 11:03 am GMT +0200
Hangi Dala tutunsak?



Ekim 2007 106.SAYI


Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

Bir süredir dinimize ait kimi unsur ve kavramlar üzerinde yoğunlaşan tartışmalar hangi tatmin noktasında duracak, bilmiyoruz. Bir tatmin noktası oluşacak mı, yoksa bu toz dumandan beklenen neticeler gerçekleşmeyip maç başka bir sahada mı devam edecek, şimdilik bu da belli değil. Ama belli olan bir şey var: Bu kirli bir tartışma. Yöntemleri bakımından, artık daha net sezilen niyetleri bakımından, sonuçları bakımından kirli. Bir toplumun masumiyet alanı nasıl gözünün içine baka baka bu kadar örselenebilir? Suyu nasıl bu kadar arsızca bulandırılabilir? Üstelik oyununu yalanını artık pek de gizlemeden…

Hangi alanda ve hangi bahaneyle olursa olsun, Allah’ın dinine karşı yürütülen bir mücadeleden galip çıkılmayacağı bellidir, bunda şüphemiz yok. Hele de yüzyıllar boyunca İslâm’la bu kadar yoğrulmuş, dinini bu kadar kendine katmış bir müslüman toplumu küçümseyerek, karşısına alma cüretini göstererek…

Bu noktada öyle ciddi endişelere mahal yok. Asıl bizim kendi içimizde, müslüman mahallede durum nedir, buna bakmak lazım. Biz zamane rüzgârlarına karşı ne kadar sıkı durabiliyoruz? Kendi iç dünyamızı ve gücümüz yettiğince hayatımızı ne ölçüde kendi temellerimiz üzerinde kurabiliyoruz? İşte asıl bu kaygıyı taşımak lazım.

Bizim müslümanlığımızın sıhhati kendi ebedi istikbalimiz bakımından hayatî önem taşıdığı gibi, yaşadığımız toplum ve dünya açısından da aynı şekilde önemli. İstesek de istemesek de hakkı temsil sorumluluğu bizim omuzlarımızda. Bize bakarak insanlar bizim inandıklarımızla mesafelerini ayarlıyorlar. Yakınlaşıyorlar veya uzaklaşıyorlar.

İşte tam bu noktada Müslüman ahlâkına sadakat çok kritik bir önem kazanıyor. Namaz kılan, hacca giden, sakal bırakmış veya başörtüsü takmış birinin diyelim yalancılığı, sahtekârlığı, çıkarcılığı nasıl bir sonuç doğuruyor dersiniz? Diğer taraftan ilkeli, yiğit, diğergâm bir müslümanı düşünün. “Hulk-u azim” sahibi, dosdoğru, eğilip bükülmeyen… Etrafınıza bakın, herkesin aradığı bu değil mi.. Etraşarında böyle müslümanlar olsa sağda solda kendine yazık edenler Allah yoluna koşmaya hazır değil mi…

İslâm ahlâkının bugünün gittikçe vahşileşen dünyasında kazandığı bu önem sebebiyle konuyu yeniden ele alma ihtiyacı duyduk. Ayın konusu olarak İslam ahlâkına dair iki yazı okuyacaksınız bu ay. Mutad olduğu üzere başyazımız da bu konuya değiniyor.

Yeni dönem abone kampanyamız bu ay başlamış bulunuyor. 2008 yılında abone olanlara veya aboneliğini yenileyenlere bir armağanımız var yine. Detayları ilk sayfamızda duyurduk. Semerkand olarak Ramazan bayramınızı tebrik ederiz. Kasım sayımızda yine görüşmek üzere inşallah.