ecenur
Wed 28 April 2010, 10:02 pm GMT +0200
Hadislerle Hanefi Fıkhı-II
31. Ateşte Pişen Yemeği Yemekten Dolayı Abdestin Bozulmayacağı
33. Kadına Dokunmaktan Dolayı Abdestin Bozulmayacağı
34. Erkeğin Cinsel Organına Dokunmasının Abdesti Bozmayacağı
Erkeklik Organına Dokunmakla İlgili Hadis Hakkında Yapılan Bir Müzâkerenin Değerlendirilmesi
35. Yellenme Olduğunda Abdestin Bozulacağı, Kuşku Halinde Bozulmayacağı
II. GUSÜL..
1. Hz. Peygamber (s.a.v.)´in Gusül.Alışı
2. Gusül Yaparken Kadının Saç Örgüsünü Çözmesinin Gerekli Olmadığı
3. Farz Olan Gusülde Ağız ve Burnu Yıkamanın Farziyeti
4. Guslün Şehvetle ve Dışarı Atılarak Çıkan Meni Sebebiyle Farz Olduğu.
5. Gusül Esnasında Vücutta Kuru Yer Kalması
6. Cinsel Organların Birbirine Temasıyla Meni Gelmese Bile Guslün Gerekeceği
7. Hayız ve Nifas Sebebiyle Guslün Farz Olması
8. Ölü Yıkamanın Guslü Gerektirmeyeceği
9. Kan Aldırmak ve Cuma Günü Sebebiyle Gusletmenin Sünnet Olduğu.
"Kâne" Fiilinin Sürekliliğe Delâleti
10. Bayramlarda Gusletmek.
11. Müslüman Olmak İsteyen Kimsenin Gusletmesinin Müstehap Olduğu.
12. Bayılan Kimsenin Ayıldığında Gusletmesinin Müstehap Olduğu.
13. İnsanların Görmeyeceği Şekilde Gusledilmesi Gerektiği
14. Rüyasında Meni Gelmeksizin İhtilam Olan Kimseye Gusül Gerekmeyeceği
15. Guslün Geciktirilmesi
III. SULARIN HUKMU..
1. Az Suyun Kirlenmesi
Kulleteyn Hadisi:
Buzâa Kuyusuyla İlgili Hadis.
2. Evsafı Değişmedikçe Suyun Temiz Olduğu.
3. Akıcı Kanı Olmayan Hayvanın Ölmesiyle Suyun Kirlenmeyeceği
4. Mâ-i Müsta´melin Temiz Fakat Temizleyici Olmadığı
5. Tabaklanmış Derinin Temiz olduğu.
6. Eti Yenmeyen Hayvanların Derilerinin Boğazlanarak Temizlenmesi
7. Murdar Hayvanın Yün ve Benzeri Parçalarının Kullanılması
8. İçerisine Temiz Bir Nesne Karışmış Suyla Yıkanma.
9. Sıcak Suyla Yıkanma.
10. Pislenen Kuyuların Boşaltılması
Konuyla İlgili Diğer Rivayetler:
11. Artıklar
a. Köpek Artığı
Münker Hadis Hakkında Önemli Açıklamalar
b. Kedi Artığı
c. İnsan Artığının Temizliği
d. Eşek ve Yırtıcı Hayvanların Artığı
12. Nebiz (Hurma Şırası) İle Abdest Alınabileceği
İbn Mes´ûd (r.a.)´in Cin Gecesine Katılmasıyla İlgili Rivayetler
Ebû Hanife (r.a.)´in Kendi Görüşünden Vazgeçip Âlimlerin Çoğunluğunun Görüşünü Benimsemesi
IV. TEYEMMÜM...
1. Teyemmümün Toprak Cinsinden Nesne ile Yapılabileceği
2. Teyemmümün Yapılışı
3. Toprak Cinsinden Olup Üzerinde Toz Bulunmayan Nesnelerle Teyemmüm Yapılabileceği
4. Bedeli Olmayan İbadetlerde Teyemmüm..
5. Teyemmümle Kılınan Namazın Su Bulunması Halinde Tekrar Kilınmayacağı
6. Selam Almak Gibi Abdestsiz Yapılabilecek Şeyler İçin Teyemmüm Almak.
7. Vakit Çıkmadan Su Bulunacağım Uman Kişinin Teyemmümü Namaz Vaktinin Başında Alması
8. Bir Teyemmümle Birden Fazla Farz Namazı Kılınabileceği
9. Su Bulunmadığında Cinsel İlişki Sebebiyle Teyemmüm Edilmesi
10. Soğuk veya Yara Sebebiyle Teyemmüm..
11. Abdest veya Teyemmümsüz Namazın Olmayacağı
Hadisi İbn Adiy rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Muhammed el-Huzâî Bakıyye´nin meçhuf hocalarından biridir. Bakıyye, Muhammed b. Raşid vasıtasıyla Hasan-ı Basrî´den rivayet etmektedir. Ancak Muhammed b. Raşid meçhul bir ravidir. (Zeylaî, Nasbu´r-râye, 1,27) Aşağıda bu açıklamalara cevap verilecektir. Burada kısaca ifade etmek gerekirse hadis hasendir.
İsnadda bulunan Muhammed el-Huzâî, Muhammed b. Raşid el-Mekhû-lî´dir. Onun hakkında İbnü´t-Türkmânî şöyle demektedir: Bu, Ahmed b. Hanbel ve İbn Maîn´in güvenilir olduğunu ifade ettikleri, Abdürrezzak b. Hemmam´ın ise "hadiste ondan daha hassas bir kimse bilmiyorum" dediği İbn Raşid ´dir. {el-Cevherü´n-nakî, 1,42) Bize göre söz konusu âlimlerin güvenilir olduğunu belirttikleri İsnaddak* ravi Basra´ya yerleşen el-Mekhûlî eş-Şâmî´dir. O, dört Sünen müellifinin ravilerinden olup meçhul bir ravi değildir. Kendisinden başta akranlarından Şu´be ve Süfyan es-Sevrî olmak üzere Abdullah b. Mübarek, Abdurrahman b. Mehdî, Yahya b. Saîd el-Kat~ tân, Zeyd b. Ebf z-Zerkâ, Velid b. Müslim, Bakıyye b. Velid, Yezid b. Harun ve başkaları rivayette bulunmuştur. Daha Önce de zikrettiğimiz üzere o hakkında ihtilaf edilen bir ravidir. Nitekim sorulan bir soru üzerine "sika sika", Yahya b. Maîn "sika", Ebû Hatim "sadûk hasenü´l-hadis", Nesâî "sika ve Iâ be´se bih, leyse bi´1-kaviy" lafızlarıyla nitelerken İbn Hibbân zayıf olduğunu söylemiş, Dârekutnî hadisleri "i´tibar için yazılır", İbn Adiy "MekhûTün hadisleri rivayet edilebilir, rivayetlerinde bir beis yoktur, Bakıyye´nin ondan rivayetleri sağlamdır" açıklamalarım yapmışlardır. (İbn Ha-cer, Tehzîb, IX, 159) Sonuç itibariyle o, hasenü´l-hadis diye nitelenebilir ve münker rivayette bulunmadığı, güvenilir ravilere reddini gerektirecek şekilde muhalefet etmediği sürece yaptığı nakiller delil olarak kullanılabilecek bir ravidir. Daha önce zikredildiği üzere onun Hasan-ı Basrî´den yaptığı rivayetler ise münker değildir. O Hasan-ı Basrî´den rivayetleriyle tanınmaktadır. Amr b. Ubeyd´in Hasan-ı Basrî´den rivayeti de hadisin Imran b. Husayn´dan rivayet edildiği hususunda onu desteklemektedir. Nitekim Beyhakî´nin İsmail b. Ayyaş > Ömer b. Kays el-Mekkî > Amr b. Ubeyd > Hasan > İmran b. Husayn isnadıyla nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v.) "Namazda kahkaha ile gülen yeniden abdest alıp namazını tekrar kılsın" buyurmuştur.[1] Ancak Beyhakî Ömer b. Kays el-Mekkî´nin Sendel diye tanındığını belirtmekte onu zahibü´l-hadîs lafzıyla niteleyerek son derece zayıf olduğunu ifade etmektedir. Amr b. Ubeyd´in de yalancı olduğu ifade edilmiştir. (Zeylaî, Nasbu´r-râye, I, 27) Tespitimize göre Ömer b. Kays´m yalancı olduğunu kimse söylememiştir. Ancak onun ağzı kötü olduğu ve insanlara çabuk kızdığı için âlimler ondan rivayeti terk etmişlerdir. İbn Hib-bân´m açıklaması şöyledir: O şakacıydı, güvenilir ravilerden onların rivayet etmeyeceği nakillerde bulunurdu. O haccın farz, umrenin nafile olduğunu belirten ve namazda abdesti bozulan kimsenin burnunu tutarak çıkmasıyla ilgili hadisleri rivayet etmekteydi. Bu iki rivayet İbn Hibbân´da da yer almaktadır. Ebû Zür´a onun zayıf olduğunu leyyinü´l-hadis lafzıyla ifade etmiştir. İbn Hacer´e göre zayıf olduğu için tek başına rivayetleri deli] olarak kullanılmasa da mütâbaat olarak rivayet edilmesinde bir sakınca yoktur. Nitekim İbn Hibbân Sahih´inde ondan iki hadis rivayet etmektedir, (îbn Hacer, Tehzîb, VII, 491) Amr b. Ubeyd´in yalancı olduğunu söyleyip rivayetlerini terk etseler de İbn Hibbân onun kasıtlı yalan söylemediğini sadece hadis rivayetinde hata yaptığını ifade etmektedir. (İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 75) Zehebî´nin verdiği bilgiye göre İbn Adiy onun rivayetlerini zikretmekte olup bunların önemli bir kısmı da sahihtir. (Zehebî, Mîzânü´l-i´tidâl, II, 295)
Bize göre özellikle Kütüb-i sitte ravilerinden sika, mutkin, hadis hafızı Abdülvaris b. Saîd´in onu övmesi ve rivayetlerinde doğru olduğunu ifade etmesinden sonra onun rivayetlerini mütâbaat olarak zikretmekte herhangi bir sakınca olmamalıdır. Nitekim Ubeydullah b. Umeyr´in nakline göre Abdülvaris b. Saîd, "Amr b. Ubeyd´in rivayetlerinin doğru olduğunu bil-meseydim ondan asla rivayette bulunmazdım" demiştir. (İbn Hacer, Tehzîb,Vl, 443)
Netice itibariyle isnadda bulunan İbn Raşid, bu sözü edilen el-Mekhûlî eş-Şâmî ise-ki Îbnü´t-Türkmânî´nin açıklamaları bunu göstermektedir onun Hasan-) Basrî vasıtasıyla İmran b. Husayn´dan rivayeti hasendir. Mu-hamrned b. Raşid ei-Mekhûlî´nin Hasan-ı Basrî´den hadis işittiği inkâr edilemez. Zira o Hasan-i Basrî´nin çağdaşı sayılabilecek Mekhûl´den de rivayette bulunmuştur. Ebû Nuaym, Duhaym ve diğer âlimlere göre Mekhûl 112, Hasan-i Basrî ise 110 senesinde vefat etmiştir. (İbn Hacer, Tehzîb, X, 291; Takrîb, s. 38) Hocasiyfa buluşma imkânı bulunan müdellis olmayan ravînin rivayetini hocasından işittiği kabul edilir. Muhammed b. Raşid´in müdellis olduğunu söyleyen herhangi bîr âlim bulunmamaktadır. Alimler onun Basra´da oturduğunu ifade etmişlerdir. Dolayısıyla Hasan-ı Basrî´den hadis işitmiş olması imkân dahilindedir. Ancak Zehebî´nin açıklaması İbn Raşid el-Mekhûlî eş-Şâmî iie Hasan-ı Basrî´den rivayette bulunan İbn Raşid´in ayrı kimseler olduğunu göstermektedir. Nitekim o İbn Raşid el-Mekhûlî eş-Şâmî hakkında geniş bilgi verirken diğeriyle ilgili "kim olduğu bilinmemekte" açıklamasını yapmaktadır. (Zehebî, Mîzânü´l-i´tidâl, III, 56) Bu, İbn Adiy´in "Muhammed el-Huzâî Bakıyye´nin meçhul hocalarından biridir" şeklindeki görüşünü desteklemektedir. Ancak îbn Hacer´in yaptığı açıklama onun meçhul bir ravi olmadığım göstermektedir. İbn Hacer´in açıklaması şöyledir: Raviler arasında üç ayrı Muhammed b. Raşid bulunmaktadır. Birisi Bakiyye b. Velid´den rivayette bulunan Bağdatlı Muhammed b. Raşid; ikincisi Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Basralı Muhammed b. Raşid; üçüncüsü ise Hasan-ı Basrî´den rivayette bulunandır. Onun da Basralı yani Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid olduğunu zannediyorum. Bu durumda Hasan-ı Basrî´den rivayet eden ravi, Yunus b.Ubeyd´den rivayette bulunan ravi olmaktadır. Buna göre o meçhul bir ravi değildir. İbn Hibbân onu es-Sikâf mda zikrederek, "Muhammed b. Raşid, Süleyman el-Harbî´den aldığı hadisi Muhammed b. Sîrîn´den rivayet etmektedir" demektedir. Bununla o Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid el-Basrî´yi kastetmekte ve onu tenkit etmektedir. (İbn Hacer, Tehzîb, IX, 160) İbn Hibbân es-Sikât´mâa İbn Avn´dan rivayette bulunan Humeyd b. Mis´ar´ın kendisinden nakilde bulunduğu Basralı Muhammed b. Raşid et-Temîmî el-Mekfûfu da zikretmektedir. (Ayrıca bk. İbn Hacer, Lisânü´l-Mîzân, V, 163-154)
Netice itibariyle İbn Hacer´e göre hem Hasan-ı Basrî´den hem de Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid aynı kişidir. O, İbn Avn´dan da hadis rivayet etmiş güvenilir bir ravidir. Mîzânü´l-Vti-dâFde (III, 56) zikredildiğine göre bazı âlimler onu tenkit etmişlerdir. Ancak söz konusu hadisin isnadında bulunan Muhammed ei-Huzâî, İbnü´t-Türkmânî´nin belirttiği gibi Yahya b. Maîn, Ahmed b. Hanbei, Abdürrez-zak b. Hemmam ve diğer âlimlerin güvenilir olduğunu söyledikleri el-Mekhûlî eş-Şâmî´dir. Zira o, Bakıyye´nin hocaları arasında ismi zikredilenden ayrı olarak el-Huzâî nisbesiyle anılan tek kişidir.
Gerek metinde söz konusu ettiğimiz iki hadis gerekse açıklamalarında zikrettiğimiz hadisler, Beyhakî´nin Abdurrahman b. Mehdî´den naklettiği, "namazda gülmek ile ilgili hadisler Ebü´l-ÂIiye´ye dayanmaktadır" açıklamasının yanlışlığını ortaya koymaktadır.. (İbnü´t-Türkmânî, el-Cevherü´n-nakî, I, 42) Görüldüğü gibi Hasan-ı Basrî, hadisi İmran b. Husayn ve Ma´kıl b. Ye-sar vasıtasıyla Ma´bed´den rivayet etmektedir. Zeylaî´nin Bezzâr´dan naklettiğine göre Hasan~i Basrî her ikisinden de hadis işitmiştir. (Nasbu´r-râye, 1,48) Ayrıca yukarıda zikrettiğimiz üzere konuyla ilgili hadisi Hasan-i Basrî, Ma´bed b. Ebî Ma´bed´den, Atâ İbn Ömer´den rivayet etmişlerdir. Aynı hadis Ebû Musa ef-Eş´arî tarafından da nakledilmiştir.
Hanefî mezhebi bu konuda muhalifleri tarafından eleştirildiği için sözü biraz fazla uzattık. Yukarıda yaptığımız nakillerden kahkaha ile abdestin bozulacağına dair bir kısmı mürsel bir kısmı ise merfû hasen olan birçok hadis bulunmaktadır. Konuyla ilgili birbirini destekleyerek güç kazanabilecek zayıf hadisleri zikretmedik. Böylece diğer âlimler muhalefet etseler de Ebû Hanife (r.a.)´in sahih ve hasen hadisleri esas aldığını buna sebep ona herhangi bir eleştiri yöneltilmeyeceğim ortaya koymuş olduk.
31. Ateşte Pişen Yemeği Yemekten Dolayı Abdestin Bozulmayacağı
33. Kadına Dokunmaktan Dolayı Abdestin Bozulmayacağı
34. Erkeğin Cinsel Organına Dokunmasının Abdesti Bozmayacağı
Erkeklik Organına Dokunmakla İlgili Hadis Hakkında Yapılan Bir Müzâkerenin Değerlendirilmesi
35. Yellenme Olduğunda Abdestin Bozulacağı, Kuşku Halinde Bozulmayacağı
II. GUSÜL..
1. Hz. Peygamber (s.a.v.)´in Gusül.Alışı
2. Gusül Yaparken Kadının Saç Örgüsünü Çözmesinin Gerekli Olmadığı
3. Farz Olan Gusülde Ağız ve Burnu Yıkamanın Farziyeti
4. Guslün Şehvetle ve Dışarı Atılarak Çıkan Meni Sebebiyle Farz Olduğu.
5. Gusül Esnasında Vücutta Kuru Yer Kalması
6. Cinsel Organların Birbirine Temasıyla Meni Gelmese Bile Guslün Gerekeceği
7. Hayız ve Nifas Sebebiyle Guslün Farz Olması
8. Ölü Yıkamanın Guslü Gerektirmeyeceği
9. Kan Aldırmak ve Cuma Günü Sebebiyle Gusletmenin Sünnet Olduğu.
"Kâne" Fiilinin Sürekliliğe Delâleti
10. Bayramlarda Gusletmek.
11. Müslüman Olmak İsteyen Kimsenin Gusletmesinin Müstehap Olduğu.
12. Bayılan Kimsenin Ayıldığında Gusletmesinin Müstehap Olduğu.
13. İnsanların Görmeyeceği Şekilde Gusledilmesi Gerektiği
14. Rüyasında Meni Gelmeksizin İhtilam Olan Kimseye Gusül Gerekmeyeceği
15. Guslün Geciktirilmesi
III. SULARIN HUKMU..
1. Az Suyun Kirlenmesi
Kulleteyn Hadisi:
Buzâa Kuyusuyla İlgili Hadis.
2. Evsafı Değişmedikçe Suyun Temiz Olduğu.
3. Akıcı Kanı Olmayan Hayvanın Ölmesiyle Suyun Kirlenmeyeceği
4. Mâ-i Müsta´melin Temiz Fakat Temizleyici Olmadığı
5. Tabaklanmış Derinin Temiz olduğu.
6. Eti Yenmeyen Hayvanların Derilerinin Boğazlanarak Temizlenmesi
7. Murdar Hayvanın Yün ve Benzeri Parçalarının Kullanılması
8. İçerisine Temiz Bir Nesne Karışmış Suyla Yıkanma.
9. Sıcak Suyla Yıkanma.
10. Pislenen Kuyuların Boşaltılması
Konuyla İlgili Diğer Rivayetler:
11. Artıklar
a. Köpek Artığı
Münker Hadis Hakkında Önemli Açıklamalar
b. Kedi Artığı
c. İnsan Artığının Temizliği
d. Eşek ve Yırtıcı Hayvanların Artığı
12. Nebiz (Hurma Şırası) İle Abdest Alınabileceği
İbn Mes´ûd (r.a.)´in Cin Gecesine Katılmasıyla İlgili Rivayetler
Ebû Hanife (r.a.)´in Kendi Görüşünden Vazgeçip Âlimlerin Çoğunluğunun Görüşünü Benimsemesi
IV. TEYEMMÜM...
1. Teyemmümün Toprak Cinsinden Nesne ile Yapılabileceği
2. Teyemmümün Yapılışı
3. Toprak Cinsinden Olup Üzerinde Toz Bulunmayan Nesnelerle Teyemmüm Yapılabileceği
4. Bedeli Olmayan İbadetlerde Teyemmüm..
5. Teyemmümle Kılınan Namazın Su Bulunması Halinde Tekrar Kilınmayacağı
6. Selam Almak Gibi Abdestsiz Yapılabilecek Şeyler İçin Teyemmüm Almak.
7. Vakit Çıkmadan Su Bulunacağım Uman Kişinin Teyemmümü Namaz Vaktinin Başında Alması
8. Bir Teyemmümle Birden Fazla Farz Namazı Kılınabileceği
9. Su Bulunmadığında Cinsel İlişki Sebebiyle Teyemmüm Edilmesi
10. Soğuk veya Yara Sebebiyle Teyemmüm..
11. Abdest veya Teyemmümsüz Namazın Olmayacağı
Hadisi İbn Adiy rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Muhammed el-Huzâî Bakıyye´nin meçhuf hocalarından biridir. Bakıyye, Muhammed b. Raşid vasıtasıyla Hasan-ı Basrî´den rivayet etmektedir. Ancak Muhammed b. Raşid meçhul bir ravidir. (Zeylaî, Nasbu´r-râye, 1,27) Aşağıda bu açıklamalara cevap verilecektir. Burada kısaca ifade etmek gerekirse hadis hasendir.
İsnadda bulunan Muhammed el-Huzâî, Muhammed b. Raşid el-Mekhû-lî´dir. Onun hakkında İbnü´t-Türkmânî şöyle demektedir: Bu, Ahmed b. Hanbel ve İbn Maîn´in güvenilir olduğunu ifade ettikleri, Abdürrezzak b. Hemmam´ın ise "hadiste ondan daha hassas bir kimse bilmiyorum" dediği İbn Raşid ´dir. {el-Cevherü´n-nakî, 1,42) Bize göre söz konusu âlimlerin güvenilir olduğunu belirttikleri İsnaddak* ravi Basra´ya yerleşen el-Mekhûlî eş-Şâmî´dir. O, dört Sünen müellifinin ravilerinden olup meçhul bir ravi değildir. Kendisinden başta akranlarından Şu´be ve Süfyan es-Sevrî olmak üzere Abdullah b. Mübarek, Abdurrahman b. Mehdî, Yahya b. Saîd el-Kat~ tân, Zeyd b. Ebf z-Zerkâ, Velid b. Müslim, Bakıyye b. Velid, Yezid b. Harun ve başkaları rivayette bulunmuştur. Daha Önce de zikrettiğimiz üzere o hakkında ihtilaf edilen bir ravidir. Nitekim sorulan bir soru üzerine "sika sika", Yahya b. Maîn "sika", Ebû Hatim "sadûk hasenü´l-hadis", Nesâî "sika ve Iâ be´se bih, leyse bi´1-kaviy" lafızlarıyla nitelerken İbn Hibbân zayıf olduğunu söylemiş, Dârekutnî hadisleri "i´tibar için yazılır", İbn Adiy "MekhûTün hadisleri rivayet edilebilir, rivayetlerinde bir beis yoktur, Bakıyye´nin ondan rivayetleri sağlamdır" açıklamalarım yapmışlardır. (İbn Ha-cer, Tehzîb, IX, 159) Sonuç itibariyle o, hasenü´l-hadis diye nitelenebilir ve münker rivayette bulunmadığı, güvenilir ravilere reddini gerektirecek şekilde muhalefet etmediği sürece yaptığı nakiller delil olarak kullanılabilecek bir ravidir. Daha önce zikredildiği üzere onun Hasan-ı Basrî´den yaptığı rivayetler ise münker değildir. O Hasan-ı Basrî´den rivayetleriyle tanınmaktadır. Amr b. Ubeyd´in Hasan-ı Basrî´den rivayeti de hadisin Imran b. Husayn´dan rivayet edildiği hususunda onu desteklemektedir. Nitekim Beyhakî´nin İsmail b. Ayyaş > Ömer b. Kays el-Mekkî > Amr b. Ubeyd > Hasan > İmran b. Husayn isnadıyla nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v.) "Namazda kahkaha ile gülen yeniden abdest alıp namazını tekrar kılsın" buyurmuştur.[1] Ancak Beyhakî Ömer b. Kays el-Mekkî´nin Sendel diye tanındığını belirtmekte onu zahibü´l-hadîs lafzıyla niteleyerek son derece zayıf olduğunu ifade etmektedir. Amr b. Ubeyd´in de yalancı olduğu ifade edilmiştir. (Zeylaî, Nasbu´r-râye, I, 27) Tespitimize göre Ömer b. Kays´m yalancı olduğunu kimse söylememiştir. Ancak onun ağzı kötü olduğu ve insanlara çabuk kızdığı için âlimler ondan rivayeti terk etmişlerdir. İbn Hib-bân´m açıklaması şöyledir: O şakacıydı, güvenilir ravilerden onların rivayet etmeyeceği nakillerde bulunurdu. O haccın farz, umrenin nafile olduğunu belirten ve namazda abdesti bozulan kimsenin burnunu tutarak çıkmasıyla ilgili hadisleri rivayet etmekteydi. Bu iki rivayet İbn Hibbân´da da yer almaktadır. Ebû Zür´a onun zayıf olduğunu leyyinü´l-hadis lafzıyla ifade etmiştir. İbn Hacer´e göre zayıf olduğu için tek başına rivayetleri deli] olarak kullanılmasa da mütâbaat olarak rivayet edilmesinde bir sakınca yoktur. Nitekim İbn Hibbân Sahih´inde ondan iki hadis rivayet etmektedir, (îbn Hacer, Tehzîb, VII, 491) Amr b. Ubeyd´in yalancı olduğunu söyleyip rivayetlerini terk etseler de İbn Hibbân onun kasıtlı yalan söylemediğini sadece hadis rivayetinde hata yaptığını ifade etmektedir. (İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 75) Zehebî´nin verdiği bilgiye göre İbn Adiy onun rivayetlerini zikretmekte olup bunların önemli bir kısmı da sahihtir. (Zehebî, Mîzânü´l-i´tidâl, II, 295)
Bize göre özellikle Kütüb-i sitte ravilerinden sika, mutkin, hadis hafızı Abdülvaris b. Saîd´in onu övmesi ve rivayetlerinde doğru olduğunu ifade etmesinden sonra onun rivayetlerini mütâbaat olarak zikretmekte herhangi bir sakınca olmamalıdır. Nitekim Ubeydullah b. Umeyr´in nakline göre Abdülvaris b. Saîd, "Amr b. Ubeyd´in rivayetlerinin doğru olduğunu bil-meseydim ondan asla rivayette bulunmazdım" demiştir. (İbn Hacer, Tehzîb,Vl, 443)
Netice itibariyle isnadda bulunan İbn Raşid, bu sözü edilen el-Mekhûlî eş-Şâmî ise-ki Îbnü´t-Türkmânî´nin açıklamaları bunu göstermektedir onun Hasan-) Basrî vasıtasıyla İmran b. Husayn´dan rivayeti hasendir. Mu-hamrned b. Raşid ei-Mekhûlî´nin Hasan-ı Basrî´den hadis işittiği inkâr edilemez. Zira o Hasan-i Basrî´nin çağdaşı sayılabilecek Mekhûl´den de rivayette bulunmuştur. Ebû Nuaym, Duhaym ve diğer âlimlere göre Mekhûl 112, Hasan-i Basrî ise 110 senesinde vefat etmiştir. (İbn Hacer, Tehzîb, X, 291; Takrîb, s. 38) Hocasiyfa buluşma imkânı bulunan müdellis olmayan ravînin rivayetini hocasından işittiği kabul edilir. Muhammed b. Raşid´in müdellis olduğunu söyleyen herhangi bîr âlim bulunmamaktadır. Alimler onun Basra´da oturduğunu ifade etmişlerdir. Dolayısıyla Hasan-ı Basrî´den hadis işitmiş olması imkân dahilindedir. Ancak Zehebî´nin açıklaması İbn Raşid el-Mekhûlî eş-Şâmî iie Hasan-ı Basrî´den rivayette bulunan İbn Raşid´in ayrı kimseler olduğunu göstermektedir. Nitekim o İbn Raşid el-Mekhûlî eş-Şâmî hakkında geniş bilgi verirken diğeriyle ilgili "kim olduğu bilinmemekte" açıklamasını yapmaktadır. (Zehebî, Mîzânü´l-i´tidâl, III, 56) Bu, İbn Adiy´in "Muhammed el-Huzâî Bakıyye´nin meçhul hocalarından biridir" şeklindeki görüşünü desteklemektedir. Ancak îbn Hacer´in yaptığı açıklama onun meçhul bir ravi olmadığım göstermektedir. İbn Hacer´in açıklaması şöyledir: Raviler arasında üç ayrı Muhammed b. Raşid bulunmaktadır. Birisi Bakiyye b. Velid´den rivayette bulunan Bağdatlı Muhammed b. Raşid; ikincisi Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Basralı Muhammed b. Raşid; üçüncüsü ise Hasan-ı Basrî´den rivayette bulunandır. Onun da Basralı yani Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid olduğunu zannediyorum. Bu durumda Hasan-ı Basrî´den rivayet eden ravi, Yunus b.Ubeyd´den rivayette bulunan ravi olmaktadır. Buna göre o meçhul bir ravi değildir. İbn Hibbân onu es-Sikâf mda zikrederek, "Muhammed b. Raşid, Süleyman el-Harbî´den aldığı hadisi Muhammed b. Sîrîn´den rivayet etmektedir" demektedir. Bununla o Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid el-Basrî´yi kastetmekte ve onu tenkit etmektedir. (İbn Hacer, Tehzîb, IX, 160) İbn Hibbân es-Sikât´mâa İbn Avn´dan rivayette bulunan Humeyd b. Mis´ar´ın kendisinden nakilde bulunduğu Basralı Muhammed b. Raşid et-Temîmî el-Mekfûfu da zikretmektedir. (Ayrıca bk. İbn Hacer, Lisânü´l-Mîzân, V, 163-154)
Netice itibariyle İbn Hacer´e göre hem Hasan-ı Basrî´den hem de Yunus b. Ubeyd´den rivayette bulunan Muhammed b. Raşid aynı kişidir. O, İbn Avn´dan da hadis rivayet etmiş güvenilir bir ravidir. Mîzânü´l-Vti-dâFde (III, 56) zikredildiğine göre bazı âlimler onu tenkit etmişlerdir. Ancak söz konusu hadisin isnadında bulunan Muhammed ei-Huzâî, İbnü´t-Türkmânî´nin belirttiği gibi Yahya b. Maîn, Ahmed b. Hanbei, Abdürrez-zak b. Hemmam ve diğer âlimlerin güvenilir olduğunu söyledikleri el-Mekhûlî eş-Şâmî´dir. Zira o, Bakıyye´nin hocaları arasında ismi zikredilenden ayrı olarak el-Huzâî nisbesiyle anılan tek kişidir.
Gerek metinde söz konusu ettiğimiz iki hadis gerekse açıklamalarında zikrettiğimiz hadisler, Beyhakî´nin Abdurrahman b. Mehdî´den naklettiği, "namazda gülmek ile ilgili hadisler Ebü´l-ÂIiye´ye dayanmaktadır" açıklamasının yanlışlığını ortaya koymaktadır.. (İbnü´t-Türkmânî, el-Cevherü´n-nakî, I, 42) Görüldüğü gibi Hasan-ı Basrî, hadisi İmran b. Husayn ve Ma´kıl b. Ye-sar vasıtasıyla Ma´bed´den rivayet etmektedir. Zeylaî´nin Bezzâr´dan naklettiğine göre Hasan~i Basrî her ikisinden de hadis işitmiştir. (Nasbu´r-râye, 1,48) Ayrıca yukarıda zikrettiğimiz üzere konuyla ilgili hadisi Hasan-i Basrî, Ma´bed b. Ebî Ma´bed´den, Atâ İbn Ömer´den rivayet etmişlerdir. Aynı hadis Ebû Musa ef-Eş´arî tarafından da nakledilmiştir.
Hanefî mezhebi bu konuda muhalifleri tarafından eleştirildiği için sözü biraz fazla uzattık. Yukarıda yaptığımız nakillerden kahkaha ile abdestin bozulacağına dair bir kısmı mürsel bir kısmı ise merfû hasen olan birçok hadis bulunmaktadır. Konuyla ilgili birbirini destekleyerek güç kazanabilecek zayıf hadisleri zikretmedik. Böylece diğer âlimler muhalefet etseler de Ebû Hanife (r.a.)´in sahih ve hasen hadisleri esas aldığını buna sebep ona herhangi bir eleştiri yöneltilmeyeceğim ortaya koymuş olduk.