hafiza aise
Tue 21 December 2010, 04:43 pm GMT +0200
Hadîsin Âlime Göre Sabit Olmaması
Hadîsin âlime göre sabit olmaması hadîsin muzdarib ya da munkatı', ya da senedinde bir illetin olmasından kaynaklanır. Aynı hadîs başka bir âlime tam tersine sahih bir senetle ulaşmış olabilir. Bu durumda hadîsin sıhhati mutabaat ve şevahitle bilinir. Bu yüzden sadece bu konu hakkında nice eserler yazılmıştır.
Bu durum daha ziyade, sahabeden sonraki devirlerde görülmektedir. Birinci asırda ise, böylesi durumlara çok nadir rastlanır.
Hadîsler bütün islâm bölgelerine yayılırken bazı âlimlere çoğu zaman zayıf senedlerle ulaşırken, başkalarına sahih senetle ulaşıyordu. Bundan dolayı hadîs, bu ikincisi açıdan hüccet sayılıyordu. Bu yüzden çok sayıda âlim hadîsle amel etmeyi sıhhatine bağlamışlardır. [10]
3. Hadîsin Âlim Tarafından Zayıf Sayılması
Alimin hadîsi zayıf sayması, sözkonusu hadîsin diğer senedlerine bakmamasından kaynaklanır. Bunun da hadîs usûlü ilminde çok sayıda nedenleri vardır. [11]
4. Hadîsin Sıhhati İçin Başkasının Şart Koşmadığını Şart Koşması
Bunun birkaç örneği vardır.
a- Bir grup âlim, sadece bir adilin rivayet ettiği hadîsin sıhhati için, hadîsin kitab ve sünnetle çelişmemesini şart koşmuştur.
b- Fıkıh usulü âlimleri, kıyas ile çelişen hadîsin sıhhati için, bir fakihin o hadîsi rivayet etmesini şart koşmuştur.
c- Umumun mübtela olduğu olay hakkında varid olan hadîsin sıhhati için çok değişik bölgelere yayılmış olması şart koşulmuştur. [12]
[10] Şeyh Senusi, Nassın Uygulanışı, İnsan Yayınları, İstanbul, 1995: 19-20.
[11] Şeyh Senusi, Nassın Uygulanışı, İnsan Yayınları, İstanbul, 1995: 20.
[12] Şeyh Senusi, Nassın Uygulanışı, İnsan Yayınları, İstanbul, 1995: 20.