sumeyye
Tue 20 September 2011, 01:07 pm GMT +0200
B. Hadis Uğruna Yapılan Yolculukların Önemi
Rihle faaliyeti hadis ricalinin tanınmasında etkili olduğu gibi hadislerin yayılmasında ve varyantlann artmasında da çok etkiliolmuştur. Zira muhaddisler bir beldeye vardıklarında oranın ulemâsıyla tanışıp konuşur ve onlara değişik sorular sorarlardı. Bu nedenle hicrî ikinci ve üçüncü asırda ilim uğruna yapılan rihle faaliyetlerinde dikkate değer bir artış gözlenmektedir. Nitekim Hafız er-Ramehurmuzî ei-Muhoddisu'1-Fâsı! adlı eserinde değişik bölgelere yolculuk yapan muhaddislerin isirn listesini çıkarıp, bunları muhtelif tabakalara ayırmıştır. Önce ulemayla görüşmek için birkaç bölgeye, ardından sadece bir bölgeye yolculuk yapanları zikretmiştir.
İlim talebi için yolculuk yapılan en önemli merkezler Medine, Mekke, Küfe, Basra, Şam, Yemâme, Mısır, Merv, Rey ve Buharadır. Çünkü buralar ulemanın yoğun olduğu ilim merkezleri konumundaydı.
İmam Ahmed'e soruldu: İlim talibi, yanında ilim bulunan birine eşlik edip, ondan mı hadis yazmalı yoksa ilim bulunan beldelere yolculuk edip onlardan mı hadis dinlemeli? İmam cevaben şöyle der: "İlim talibi yolculuk etmeli; Küfe, Basra, Medine, Mekke ve Şam ehlinden hadis dinleyip yazmalıdır. İnsanlar bunlardan hadis almaktadır.[183]
İbrahim b. Edhem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Cenab-ı Hakk hadis erbabı kimselerin yaptığı ilmî yolculuklar sayesinde bu ümmeti belâlardan korumaktadır. [184]
Rîhleye dair geniş bilgi edinmek isteyenler Nurettin Itr'in tahkikiyle yayınlanan Hafız Ebubekr el-Hatîb el-Bağdadî'nin fi-Talebi'l-Hadis adlı eserine bakabilirler. Muhakkik, Hatîb'in kaçırdığı sahabe dönemine ait bazı rihle örneklerini de ilave etmiştir. Muhakkikin kitabı tanıtırken belirttiği gibi kitab, verdiği intibanın aksine rihle konusunu bütün yönleriyle ele almış değildir. Hafız Ebubekr sadece rihle konusunun latif ve cazib bir yönünü, yani sadece tek bir hadis için yapılan yolculukları, ele almaktadır. Bu, çekici ve etkileyici bir konudur. Şayet Hatîb rihleyi bütün yönleriyle ele alıp incelemek isteseydişüphesiz kitap birkaç cilt hacminde olurdu. Zira böyle bir durumda kitabın, sayıları yaklaşık olarak binlerle ifade edilen ravileri İhtiva etmesi gerekirdi. Çünkü hadis uğrunda yolculuk yapmamış ravi çok azdır.
Kitap, İlmin ve ilim uğruna yapılan yolculuklann fazileti konusuyla başlamaktadır. Yazar sonra Hz. Musa (aleyhisselâmj'nm Hz. Hızır'la görüşmek için yaptığı yolculuğu zikrediyor. Zira Cenab-ı Hakk, Hz. Musa'ya Hızır'ın kendisinden daha bilgili olduğunu bildirmişti. O da bu amaç (rüşd olarak kendisine öğretilenden Musa'ya öğretmesi[185] için yola koyulur.
Müellif daha sonra sadece bir hadis için birbirleriyle görüşmek üzere yolculuk yapan sahabîlerin haberlerine yer verir. Ardından sahabe sonrası kuşaktan, yani tabiinden, sadece bir hadis için rihlede bulunanlann haberlerini kaydeder. Son olarak da muhaddisten hadis almak için yola çıkan, ancak muhaddisin vefat etmesi nedeniyle hadisi alamadan dönen kimselerin haberleriyle kitabını bitirir.
Hatîb, bu kitabında aktardığı her hadis ve haberi Peygamber (S.A.V.)'e veya yolculuklarım anlattığı sahabe ve tabiine kadar uzanan muttasıl senetlerle zikreder. Bu, aynı zamanda eski muhaddis imamlann yöntemidir. Onlar bir hadisi veya hehangi bir haberi aktanrlarken, mutlaka onu ilk kaynağına u-laştıran senediyle birlikte zikrederlerdi.
Mezkur kitap, muhakkikin yaptığı ilaveler {müstedrek) ve her ikisinde yer alan sahih hadislerle birlikte rihle faaliyetinin Peygamber döneminden itibaren -çok erken sayılabilecek bir zaman diliminde başladığını ve müteakip asırlar boyunca yaygınlaşarak devam ettiğini kanıtlayan önemli bir belgedir.
Müellifin eski imamların yöntemini izleyerek rihleyle ilgili her hadis ve haberi Peygambere ya da sahabe ve tabuna kadar uzanan muttasıl senetlerle zikretmesi, ilim ve özellikle hadis uğruna yapılan yolculukların onlar nezdinde ne derece önemli olduğunu göstermekle beraber, onlann rızâ-i ilâhîyi kazanmakiçin hadis talebi yolunda en büyük sıkıntılara koşacak kadar dinî ve imanî bir kuvvete sahip olduklarına da delâlet etmektedir. Aynı zamanda bu hususlar, başta Goldziher olmak üzere müsteşriklerin ve onların takipçilerinin ileri sürdüğü "rihle faaliyetlerinin emevî döneminde başlayan siyasî amaçlı faaliyetler" olduğu şeklindeki iddialarını da çürütmektedir. Bu kitapta aktar dıklanmız bu batıl ve garazkâr iddiayı çürütmeye kâfidir.[186]
[183] İbni Salah, UIumu'İ-Hadis, 222-223
[184] İbni Salah, UIumu'İ-Hadis, 222-223
[185] Kehf, 66
[186] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 85-88.