sumeyye
Tue 20 September 2011, 01:16 pm GMT +0200
VIII. Hadis Talebi İçin Yolculuk (Er-Rihle)
Gerek sahabe, tabiin ve gerekse onlardan sonraki kuşakların hadise verdikleri önemi, onlann hadis uğruna yaptıkları zor ve kapsamlı yolculuklardan anlamak mümkündür. İslam uğruna gerçekleştirilen rihle faaliyetleri, Arab yarımadasının değişik yerlerinden Peygambere bey'at etmek ve onun getirdiği Kitap ve Sünnet şeklindeki ilahî vahyi öğrenmek üzere gelen Arab kabilelerinin yolculuğuyla başlar.
Daha sonraları, Allah Rasûlü (SAV.)'nün vefatından sonra ashabın fetihler nedeniyle değişik bölgelere dağılması üzerine buna büyük önem verildi.
Cabir b. Abdullah, Şam'da bulunan Abdullah b. Uneys'le buluşmak için yola koyulur. Ezberleyenler arasında İbni Uneys'ten başka kimsenin kalmadığı bir tek hadisi duymak için tam bir ay yolculuk yapar. [175]
Ebu Eyyûb el-Ensârî, Mısır'da bulunan Utbe b. Amir ile görüşmek için yola çıkar. Utbe ile karşılaşınca şöyle der: "Müslümanın kusurunu örtmek konusunda Rasûlullah'tan dinlediğim hadisi bana tekrarla. Zira bu hadisi dinleyenler arasındaikimizden başka kimse kalmadı." Utbe, hadisi okuduktan sonra Ebu Eyyûb yükünü çözmeden bineğine atlayıp tekrar Medine'ye doğru yola çıkar.[176]
Aynı yolculuklar tabiin kuşağında da devam etti. Zira ne-bevî mirasın taşıyıcılan olan sahabe fetihlerden sonra değişik bölgelere dağılmış bulunuyordu. Bir İnsanın değişik bölgelere dağılmış bulunan sahabeyi İzlemeden ve rihle zahmetine katlanmadan, Allah Rasûlü'nün hadislerini ihata etmesi mümkün değildi.
Tabiin kuşağının efendisi büyük imam Said b. Müseyyeb der ki: "Ben bazen tek bir hadis için gece-gündüz demeden günlerce yol yürürdüm. [177]
Busr b. Abdullah el-Hadremî der ki: "Bazen tek bir hadisi duymak için tâ Mısır'a yolculuk yapardım."
Amir eş-Şa'bî şöyle der: "Abdullah b. Mesud'un arkadaşları arasında Mesrûk'tan daha fazla memleketleri dolaşıp hadis talep eden kimse yoktu. [178]
Şa'bî, adamın birine hadis rivayet ettikten sonra ona şöyle der: "Hiçbir zahmeti olmadan bu hadisi sana verdik. Halbu ki [bir zamanlar] bundan daha küçük hadisler için Medine'ye gidilirdi. [179]
Ebu'l-Âliye er-Reyâhî anlatıyor: "Biz Basra'da sahabeden nakledilen rivayetler duyardık. Ama Medine'ye varıp onu ashabın ağzından duymadıkça buna razı olmazdık. [180]
[175] Buharı, İlm, 19, hadis nr: 78; Aynı hadisi Hatîb kendi senediyle er-Rihle (s.109-118} adlı kitabında rivayet etmiştir.
[176] er-Rihle, 118; İbni Abdilberr, Câmiu Beyâm'l-İlm, 1/94
[177] el-Cami', 1/94
[178] el-Cami', 1/94
[179] Hatîb, el-Kifâye, 402, (Hint baskısı}; Câmiu Beyâni'l-İlm ve Fadlıhi, 1/94
[180] Darimî, Sünen, 1/114 Babu'r-Rihle fi Talebi'1-İlm, hadis: 507 Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 83-84.