- Haddi kazf hakkinda

Adsense kodları


Haddi kazf hakkinda

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ecenur
Mon 22 March 2010, 10:44 pm GMT +0200
(ÜÇÜNCÜ MEBHAS)

HADDİ KAZF HAKKINDADIR.



İÇİNDEKİLER: Kazfin ve haddi kazfin mahiyetleri ve tjaddi kaz-İin sebebi: Kazife, makzufe aid şartlar. Makzufün bihe aid şartlar. Mak-zufün fin ile nefsi kazfe aid şartlar. Haddi kazf icrası için husumete şahsî dâvaya lüzum bulunduğu. Kazf den dolayı afüv, ibra ve müsaleha muteber midir. Hadid kazfi dâvaya salâhiyetdar olub olmayanlar. Kaz­fin ne suretle sabit olacağı. Haddi kazfin sureti icrası. Hazfların içtima­iyle haddi kazfde tedahül cereyanı. Haddi kazfi iskat eden bazı se­bepler. [11]

Kazfin Ve Haddi Kazfin Mahiyetleri Ve Haddi Kazfin Sebebi :



612 - : Kazf, ıstılah kısmında da yazıldığı üzere lûgatda mutla­ka remy = atmak manasınadır. Remyi hicare gibi. Bilâhare başkası­na mekârihden olan şeyleri isnad etmek mânâsında kullamlmışdır. Kaz­fe «firye» de denir, iftiradan alınmış gibidir.

Kazf, fıkıh istüahınca: «bir kimseye tayir ve şetm ma´ksadiyle zi­na isnad etmek» den ibaretdir. Şehadet tarikiyle olan isnad, kazf de­ğildir.

Başkasına zina isnad eden şahsa «kazif», kendisine zina isnad edi­len kimseye «makzuf», zina isnad::ıda kullanılan söze de «makzufün denir. Kazfin vuku bulduğu yere de «makzufün fin» denilir.

613 - : Haddi kazf, bir muhsan veya muhsanaya dari adide taT-yir ve şetm kasdiylc zina isnad eden mükellef bir şahıs hakkında tat­bik edilecek bir ukubet demekdir ki, bunun mikdarı, hür ve hurre hak­kında seksen, rakik hakkında da kırk celdeden - kırk değnek darbe­sinden ibaretdir.

Bu babda muhsan ile muhsanadan maksad ise mükellef, yani: âkil, baliğ, hür, müslim, zinadan afif - zinadan nefsini siyanet etmekle ma­ruf kimse demekdir.

614 - : Haddi kazfin sebebine, bunun yapılmasındaki hikmeti teş-rüyyeye gelince bu sebeb, yukarıda yazıldığı veçhile kazfin vuku bulma­sından ve bu kazf ile makzufe âr lâhik olmasından ibaretdir. Bundan do­layı haddin meşruiyetindeki hikmet ve maslahat ise nâsın haysiyetini korumakdan, hukukunu siyanet «tmekden ve saireden ibaretdir. Şöyle ki: kazf, haddi zatında gayri meşru bir tecavüz demekdir. Bu kazf yüzünden ihsan şeraitini cami olan bir mak-zuf, arlanır, (müteessir ve mu-, tazarrır olur. Binaenaleyh kendisinden bu ân, bu teessür ve zararı def için kazif hakkında bir ceza verilmesi icab eder ki bu ceza, hem bir uku­bet, hem de manevî tazminat kabilinden bulunmuş olur. Bu sayede mak-zuf´ teşeffii sadr etmiş, şahsına isnad edilen lekeden kurtulmuş, ruhî elemleri teskin edilmiş olur, cemiyet arasında da bu gibi hürmet ve şe­refe münafi isnadların vukuu tahdid edilerek umumî âdaba riayet cihe­ti tahtı temine alınmış bulunur.

«(Maliki fukahası, kazfi şu suretle tarif etmekdedirler: Mükellef bir insanın hür, afif, müalim, baliğ veya sagîre olub va-te mütehammil bulunan bir kimseye zina isnad etmesinden veya onun nesebini babasından veya baba cihetinden olan dedesinden kat ve in­kâr eylemesinden ibaretdir.

Haddi kazf, hür ve hurre hakkında seksen celde, rakik hakkında kırk celdedir. Sair eimme de buna kaildir. Yalnız Evzaî´ye göre rakikir. haddi de hürrin haddi gibidir. Şerhi Ebil´berekât, Elmizanül´kübra.) [12]


Kazife Aid Şartlar :



615 - : Bir şahıs hakkında haddi kazf in tatbik edilebilmesi için bir takım şartlar vardır ki, bunlar kazife, makzufe nıakzufün bihe, mak-zufün fihe, nefsi kazfe aid olmak üzere beş neve ayrılır. Bunlardan ka­zife aid olan şartlar, aşağıdaki üç meselede gösterilmiştir.

616 - : Kazifin âkil, baliğ olması, şartdır.

Binaenaleyh çocukların, mecnunların yapacakları kazfden dolayı haklarında haddi kazf, lâzım gelmez. Çünkü bunlar ukubete ehil değil­dirler, bunların bu kazfleri cinayetden sayılmaz.

617 - : Kazifin ,muhtar olması şartdır.

Binaenaleyh mükrehin veya naimin yapacakları kazf, haklarında haddi müstelzim olmaz.

618 - : Kazifin isnad etdiği fazihayı dâva vukuunda dört şahid ile isbatdan âciz olması şartdır.

Binaenaleyh kazif, iddiasını isbat edebilirse hakkında had icra edi­lemez.

619 - : Kazifin hür, muslini, zinadan afif, hali kazfde gayri sek-ran olması şart değildir.

Binaenaleyh kazfde bulunan bir rakik, bir zimmî, bir müste´men, bir zam veya bir sekran hakkında da haddi kazf, icra edilebiliri Meb-sut, Hidaye, Hindiyye.

" ( Malikîlcre göre de kazifin âkil, baliğ olması şartdır. Gayri müs-lim v.ya sekran olması hakkında haddi kazf, icrasına mani değildir, Ştnhi Ebil´berekât.)

(Şafiilere göre de henüz baliğ olmayıb mümeyyiz bulunan bir ka-zıt uakkmda zfccı* ve le´dib için ta´zir ile iktifa olunur. Tuhfe.)

(Hanbelilcre göre de kazifin baliğ, âkil muhtar - gayri rnükreh, bu­lunması, makzufun babası veya dedesi olmaması şartdır. Aksi takdirdo had icra edilemez. Neylülmeâreb.) [13]

Makzufe Aid Şartlar :



620 - : Makzufun muhsan, makzufenin muhsana olması şartdır.

Binaenaleyh akl, buluğ, hürriyet, islâm, iffet vasıflarını cami olma­yan bir şahıs hakkındaki kazf, ta´ziri müstelzim olursa da haddi müs­telzim olmaz. .

İffetden maksad, bir şahsın nefsini zinadan vikaye eder olmakla maruf bulunması halidir, gerek nikâhı sahih ile nıütcehhü bulunsun v? gurek bulunmasın.

Bir kimsenin ömründe velev bir kerre olsun liaynihî haram bir su-reme birisiyle mücameatde bulunmuş olması, bu iffetden mahrumiyeti­ni ıntacder. O mücameat, gerek haddi zinayı müstelzim olsun ve g´jıvi; olmasın. Şübhe ile veya fâsid nikâh ile vuku bulan mukarenetler, bu ka­bildendir.

Kezalik: başkasının menkuhesiyîe veya muteddesiyle veya kendisi­nin süt kardeşi ile tezevvüc ederek mukarenetde bulunmuş olan kimsi­nin de iffeti sakıt olmuş olur.

Bu, imamı Azama göredir. îmameyne göre bu tezevvüc ve muku-renet, eğer bilerek vuku bulmamış ise iffeti izale etmez.

Ligayrihi haram bir suretle vuku bulan mukarenetlerde bu iffete münafi değildir, bir şahsın kendi refikasına âdeti esnasında veya oruç­lu bulunduğu bir zamanda tekarrüb etmesi gibi. Çünkü bu hürmet leı. bir arızaya mebni olmakla zevale müteveccih bulunur.

Maahaza hâkim, ihsan hususunda zahiri hale nazarla iktifa eder. bu ciheti fazla teftişe lüzum görmez. Mebsut, Bedayi.

621 - : Makzufun malûm olması şartdır.

Binaenaleyh meçhul bir şahıs hakkındaki kazf, haddi müstelzim ol­maz.

Meselâ: iki şahsa hitaben «Biriniz zanidir» denilmesi, haddi icab et­mez.

Kezahk: bir cemaate hitaben: «Bîriniz müstesna olmak üzere hepi­niz zanidir» .veya «içinizde bir şahısdan başka zani ypkdur» denilmesi, haddi müstelzim olmaz.

Fakat Fetavayi Hindiyyede mezkur bir meşe buna muhalif bulun-makdadır. Şöyle ki: bir cemaate hitaben «Biri müstesna olmak üzere hepiniz zanisiniz» denilmesi, haddi müatelzim olur, o cemaatden her bi-ri, müstesna tayin edilmedikçe bu haddi dâva edebilir.

Kezalik: bir şahsa hitaben «Senin ceddin zanidir» denilmesi veya müteaddid kardeşleri olan bir kimseye hitaben «Senin kardasın zanidir» denilmesi, haddi İcab. etmez. Çünkü ced mefhumu, âlâya da esfele de şâmildir. Kendisine zina isnad edilen kardeş ise gayri muayyendir. Bedayî, Mebsut.

622 - : Makzuf, kazifin füruundan bulunmamak şartdır.

Binaenaleyh bir kimse hakkında babası veya dedesi veya anası ve­ya ceddesi tarafından vukubulacak kâzf, haddi müstelzim olmaz. Çün­kü bu kimsenin kendi babasına, dedesine, anasına veya büyük validesi­ne karşı haddi kazf dâvasında bulunması, bunlara karşı mükellef olduğu ta´zim ve tevki vecibesine muhalifdir.

Fakat bir kimse, kendi babasına, dedesine veya anasına veya kar­deşine yahut amcasına kazfde bulunsa hadde müstahik olur. Mebsut, Be-dayi.

623 - : Makzufun nâtık bulunması şartdır.

Binaenaleyh bir dilsiz şahıs hakkında vukubulacak kazf, haddi müs­telzim olmaz. Çünkü had icrası için dâva( gartdır. Dilsiz ise maksadım sarahaten ifadeye kadir olmadığından onun bu hususdaki ifadesi, husu­meti, şübheden hali olamayacağı cihetle onunla had ikame edilemez.

624 - : Makzufun mecbub, hünsai müşkil, makzufenin retka, kar­na bulunmaması şartdır.

Binaenaleyh bunlardan biri hakkındaki kazf, ta´ziri müstelzim olur­sa da haddi müstelzim olmaz. Çünkü bunlar, zinaya mahal olmadıkları cihetle bunların hakkındaki kazfin kizbi mahz olduğu aşikârdır. Bedayî, Hidaye.

625 - : Makzufun her halde sabitünneseb olması şart değildir. Binaenaleyh zinadan veya mülâane suretiyle kocasından ayrılmış

olan bir kadından doğmuş, muhsan bir kimsenin şahsı hakkındaki kazf, haddi müstelzim olur. Çünkü bunların şahısları masumdur, bunlar valide­lerinin günahlarından mesul değildirler. Fakat bunların valideleri hak­kındaki kazf, haddi müstelzim olmaz..Zira bu kadınlar, ihsan hakkından mahrum bulunmuşlardır. Mebsut.

626 - : Makzufun kazf vaktinde hazır veya ber hayat olması, şart değildir. Binaenaleyh gaib veya ölü hakkındaki kazflerde - ileride be­yan olunacağı veçhile - haddi müstelzim olur. Hindiyye, Bedayi.

«(Malikîlere göre de kazif hakkında haddi kazf icra edilebilmesi için makzufun baliğ, âkil, hür, müslim, afif, âleti tenasüle sahib olması şart­dır. Binaenaleyh kablel´kazf zinada veya livatade bulunmuş veya uzvu tenasülü kesilmiş bir kimseye zina isnadı, haddi kazfi müstelzim olmaz.

Babası, anası bilinmeyen menbuz -= lâkit aian bir şahsın nesebi nefy edildikde bakılır: eğer muayyen bir kimseden nefy edilerek meselâ «Sen fülânın oğlu değilsin» denilse bununla kazifi hakkında had lâzım gelmez. Bunda ittifak vardır. Fakat mutlak suretde nefy edilerek «Ey veledi zi­na» denilse bunda iki kavi vardır. Lahmî´ye göre had lâzım gelmez. Çün­kü böyle atılmış çocuklarda galib olan, veledi zina olmakdır. îbni Rüşde göre ise had lâzım gelir. Zira sahih bir nikâhdan mütevellid olmakla be­raber sokağa atılmış olması ihtimal dahilindedir,, racih olan da bu kavi­dir.

Fakat bir lâkite «Ey zani oğlu» veya «Ey zaniye oğlu» denilse bu­nunla nesebi nefy edilmiş olmaz, belki onun babasına veya anasına kazf edilmiş olur. Bu halde kazife bil´ittifak had lâzım gelmez. Zira onun ebe­veyni meçhuldür.

Şayed bu lâkiti bir kimse İstilhak eder, yani: kendisinin oğlu olduğu­nu ikrar ve itiraf da bulunmuş olursa nesebi ondan sabit olacağından ka­zifi hakkında had lâzım gelir. Şerhi Ebü´berekât, Haşiyei Düsukî.)

(Şafİîlere göre de makzufun muhsan olması şartdır. Maamafih ihsan hususunda zahiri hale nazar ile iktifa olunur. Hâkim, bu hususda setri vacîb olan bir fazihanın mevcudiyetini izhara müeddî olacak bir teftiş ile meşgul olmaz, belki kazife isnad etdiği zinadan dolayı haddi icra eder. Tuhfetül´muhtaç, Muhtasarı Müzeni.)

(Hanbelîlere göre makzufun bah´ğ ve baliğe olması herhalde lâzım değildir. Mukarenete kabiliyetli olması kâfidir ki bu, erkeklerde on bir, kızlarda dokuz yaş ile tahdid edilmiştir. Şu kadar var ki, böyle baliğ ol­mayanlar hakkındaki kazfden dolayı derhal had icra edilmez, belki onun bulûğuna intizar olunur, ´çünkü taleb hakkı ona aiddir, bu hakkı velîsi dâ­va edemez. Keşşafül´kına.)

(Ibni-Ebi Leylâya göre bir zaniye yapmış olduğu muayyen bir zina ile kazfden dolayı kazif hakkında had lâzım gelmezsede ona mübhem su­retde veya başka bir zina isnadı suretiyle vuku bulacak kazf, haddi müs­telzim olur. İbrahim Nahaiiîin içtihadı da böyİedir. Demek oluyor ki bu iki zata göre her halde ihsan şart değildir.) [14]