- Hacc

Adsense kodları


Hacc

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
rabia
Wed 10 March 2010, 05:35 pm GMT +0200
Hacc

Haccın lugattaki anlamı, kasdetmek manasınadır.

Istılahta ise, rükünlerine riayet etmekle birlikte ibadet için Kâbe-i Muazzama´yı ziyaret etmektir.

Hacc, islamın beş şartından biri olup, zaruri olarak bilinmesi gereken farzlarından bir farzdır.

Fakihlerin çoğunun görüşüne göre Hicret´ten altı sene sonra yani H.6. senesinde farz kılınmıştır.

Delili kitap, sünnet ve icma-ı ümmettir. İnkâr eden kâfir olur.

Gidip gelebilecek kadar yol masrafına ve bu süre içerisinde nafakasını karşılamakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaçlarını karşılayacak mala sa­hip olanlara faizdir. Bu imkânlara sahip olan müslümanların ömründe bir defa haccetmeleri farzdır.

ALLAH´u Teala Kur´an-ı Kerimde,

"ALLAH için hacc ve umreyi tamamlayınız." (Bakara: 2/196) buyurmuştur.

Başka bir ayeti kerimede Allahu Teala şöyle buyurur: "Şüphesiz ki in­sanlar için ilk kurulan ev, Mekke´deki mübarek ve alemler için hidayet vesilesi olan Ka´he´dir. Orada apaçık alametler vardır, ibrahim´in maka­mı vardır. Kim oraya gelirse emin olur. Oraya gitmeye yol bulan kimseye ALLAH için Ka´be´yi ziyaret etmek farzdır. Kim nankörlük ederse imkanı olduğu halde haccetmezse bilsin ki ALLAH alemlerden müstağnidir" (Al-i imran: 3/96-97)

Ebu Hureyre (r.a.)´dan rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:

"Kim ALLAH için hacceder ve o esnada zevcesine yaklaşmaz, günah da işlemezse, anasından yeni doğmuş gibi günahsız olarak döner."

Hadisi şerifte peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. "Kim kendi­ni Ka´be´ye ulaştıracak azık ve yol vasıtasına sahip olur da haccını eda etmezse o kimsenin yahudi ve hınstıyan olarak ölmesinde hiç bir mani yoktur."

Bu anlamda hadisi şerif ve ayeti kerimeler çok fazla olmakla beraber oraya kadar yapılabilecek masraflar için imkan olursa her müslümanın ömründe en az bir kere haccetmesi farzdır.

Ebu Hureyre (r.a.) şöyle rivayet eder. "Hangi amel daha faziletlidir Ya Resulallah" diye soruldu.

ALLAH resulü: ALLAH´a ve resulüne iman etmektir. Sonra hangisi daha faziletlidir? diye soruldu. ALLAH yolunda cihaddır. buyurdu. Daha sonra hangisidir, sorusuna, Eksiksiz ve kusursuz olarak ifa edilen hacdır, buyurdular. " [3] Hac, günahların affına vesile olunan bir ibadet olması sebebiyle ehemmiyeti çok fazladır.

Abdullah İbni Ömer (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)´in şöyle buyurduğu­nu rivayet eder:

" Hacı evinden çıktıktan sonra her bir adımına ALLAH bir sevap yazar re bir günahım siler. Hacılar Arafat dağında durduklarında ALLAH melek­lerine karşı onlarla övünür ve şöyle buyurur:

´Bakın benim kullarıma çeşidi bölgelerden buraya akın ettiler. Sizi şa­hit kılıyorum ki günahları yağmur taneleri ve Alic denilen yerin kumları sayısınca olsa bile onları affettim.

Cemrelere taş attığı zaman kıyamet gününe kadar ALLAH´ın ona ne ka­dar mükafat vereceğini hiç kimse bilmez. Saçım traş ettiğinde de, başın­dan kırpılan her saç teli için kıyamet gününde onun için bir nur vardır. Ka benin etrafındaki son tavafını yaptığında ise, annesinin kendisini doğurduğu gün gibi günahlarından tertemiz olarak arınır.´

[1] Müslim. 1350

[2] Tirmizi, İmam

[3] Ranazus- salıhi, 27H

Haccın Farz Olmasının Şartları

Haccın farz olmasının şartları yedi tanedir:

1- Müslüman olmak.

2- Ergenlik çağına girmiş olmak.

3- Akıllı olmak.

4- Hür olmak.

5- Yiyecek ve azığı olmak.

6- Bineği olmak.

7- Yolun emniyetli olması ve güç yetirmek.

Haccın Rükünleri

Haccın rükünleri dört tanedir:

1- Niyetle beraber ihrama girmek.

2- Arafatta vakfe´ye durmak.

3- Kâbe-i Şerifi tavaf etmek.

4- Safa ile Merve arasında sa´y etmek.

Yiyecek ve azığı olmak ile bineğin olması için Ali İmran suresinde 96 ve 97. ayetlerinin tefsirlerinde Peygamber (s.a.v) "Oraya gitmeye yol bu­labilen kimseye ALLAH için Kabe´yi ziyaret etmek farzdır." ayel okudu­ğunda birisi, Ey ALLAH´ın resulü, nasıl yol bulabiliriz, nedir o yol  dedi.

Hz. Peygamber (s.a.v) cevaben: "Azık ve binektir." buyurdu. Enes bin Malik´ten şu halde hacce gidip gelecek kadar kendisine ge­rekli olan yol masrafı yiyecek ve vasıta ücretine sahip olmak ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nafakasına karşılayacak imkana sahip olan ki­şi, azık ve binek, sahibi olmakla kıyaslanır.

Yolun emniyetli olması ve yol şartlarına güç yetirmek. Diğer şartlar hasıl olduktan sonra hacca yetişmek için yol şartlarının müsait olmasıdır.

1. İhrama girmek, haccın ilk rüknüdür. Niyetle birlikle ihrama girilir. Bundan maksat hac ve umre ibadetlerine başlama niyetidir. Temettü, îf-rad veya kıran haccından hangisi ifa edilmek isteniyorsa ihrama girilir gi­rilmez niyet getirilir. Mesela ifrad haccı yapmak istenirse şöyle niyet edi­lir:

´ALLAHım senin rızanı kazanmak için haccetmek istiyorum. Onun ifası­nı bana kolay kıl ve benden kabul eyle.´ Diğer hac şekilleri için de onlara göre niyet edilir.

2. Arafat vakfesini yapmak. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuş­tur: "Hac Arafat´ta vakfeye durmakdır. Kim toplanma gecesi fecirden ön­ce Arafat´ta bulunursa, hacca yetişmiştir "

Arafat vakfesi hac ibadetinin en önemli rüknü ve haccın temelidir.

Arafat vakfesinin zamanı arefe günü öğle vaktinden itibaren başlar, bayramın birinci gecesinin fecrinin doğuşuna kadar devam eder. Bu za­mandan önce veya sonra Arafat vakfesi yapılırsa sahih olmaz ve hac mu'teber sayılmaz. Bu süre içerisinde bir an olsa dahi Arafat´ta vakle yapılır­sa rükün yerine gelir. Güneş battıklan sonra Arafat´tan ayrılmak sünnettir.

Vakfenin Arafat dağında yapılması şarttır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şurada^Cehel-i rahme dağının eteklerinde kayaların ya­nında) vakfe yaptım. Ancak, Arafat dağının her yanı vakfe yeridir.´´

3. Ka´be´yi tavaf etmek. Haccın rüknü olan bu tavafa ´ifada tavafı´ denir. Bunun da zamanı, arafat vakfesinden ve bayram gecesinin yarısın­dan sonra baslar.

İfada tavafının bayramın birinci gününde yapılması efdaldir. Bayra­mın diğer günlerine bırakılması sünnettir.

Allahu Taala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:"... ve Kabe´yi tavaf etsinler." (Hacc: 22/29)

Tavafın şartları, namazın sıhhati için gerekli olan şartlardır. Peygam­berimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Tavaf namaz gibidir. Yalnız Allahu Taala tavafta konuşmayı helal et­miştir/Kim tavafta konuşursa hayırdan başka konuşmasın."

Tavaf yaparken Hicr-i İsmail´in sınırı dışında ve Kabe´yi sol tarafa alarak Hacer-i Esved´in bulunduğu köşeden başlayarak yedi defa dolaş­mak şarttır.

4. Safa ile Merve arasında sa´yetmek.

Safa ile Merve Ka´be´nin doğusunda bulunan ve O´na yakın iki tepe­dir. Bu iki tepecik arasında yedi defa gidip gelmeye sa´y denir.

Bunun delili Peygamberimiz (s.a.v) sa´y esnasında insanlara dönüp şöyle dedi:

"Ey insanlar sa´y yapınız. Muhakkak ki ALLAH sa´y etmenizi üzerinize farz kılmıştır."

Safa´dan Merve´ye doğru başlayarak 4 gidiş 3 geliş olmak üzere 7 tu­ru arka arkaya yapmak şarttır.

5. Tıraş olmak da haccın beşinci rükünüdür.

Şafii mezhebine göre başın en az üç kılını kesmekle de bu rükün serine getirilmiş olur.

Tıraşın vakti Arafat vakfesinden ve bayram gecesinin yarısından son­radır. Sa´y yapıldıktan sonra traş olunur.

6. Bu rükünlerin çoğu arasrnda lertibe riayet etmek de şarttır.

Şöyle ki önce, niyetle birlikte ihrama girmek, ikincisi Arafat vakfesi yapmak, üçüncüsü, ifada tavafı yapmak, dördüncüsü sa´y etmek, beşinci­si olan traşa gelince ifada tavafından Önce de yapılabilir. Ancak tavaftan sonra tıraş yapılması sünnettir.

Umrenin Rükünleri

Umrenin rükünleri dört tanedir:

1- İhrama girmek.

2- Kabe´yi tavaf etmek.

3- Safa ile Merve arasında sa´y etmek.

4- Saçların tamamını veya bir kısmını kesmek.

[1] Halim, 11422

[2] Tirmizi:, 899,Ebu Davud, 1949

[3] Et-Ta,2ıl37

[4] Er Tat,2ıı3l

[5] Daıekutni, 1/270

Haccın Vacipleri

Rükünler dışında haccın vacipleri üçtür:

1- Mikat yerlerinden birinde ihrama girmek.

2- Üç Cemre´ye taş atmak.

3- Tıraş olmak.

Umre niyetiyle ihrama girmek, Ka´be´yi tavaf etmek, Safa ile Mervı arasında sa´y etmek ve halk (saçları dipten kesmek) veya taksir (saçlai kısaltmak) umrenin rükünleridir.

Şafii mezhebinde hac ibadetiyle mükellef olanın umre yapması d farzdır.

Buna delil olarak, Kur´an-ı Kerim´de yüce ALLAH şöyle buyurur:

"Haca ve umreyi tamamlayan" (Bakara: 3/196)

Hazreti Aişe (r.anha) peygamberimize,

-Ey ALLAH´ın resulü kadınlar üzerine farz kılınmış bir cihad var mıdır? diye sorunca, Resulullah (s.a.v.):

"Evet onlara içinde vuruşma ve öldürme olmayan farz bir cihad var­dır, bunlar hac ve umredir.´´

Umrenin rükünleri için deliller:

Umrenin rükünlerini ihtiva eden delil için Cabir (r.a.) şöyle rivayet et­miştir: Hazreti Peygamber sahabelere umre yapmalarını emrederek. "Ka´be´yi tavaf etsinler, ondan sonra kasretsinler ve çözülsünler."  bu­yurdu.

İbni Abbas´tan şöyle rivayet edilmiştir: "Önce tavaf etmek sonra Safa ve Merve arasını sa´y etmek sonra da saçından kesmek ve sonra da çözül­mek (ihramdan çıkmak) tir."

Umre için belirli bir zaman olmadığından ihrama istendiği an girilebilir, yani umre ibadeti ne zaman yapılacaksa o zaman ihrama giri­lir.

Hac için ihrama girme zamanı; Şevval, Zilka´de ve Zilhicce aylarının ilk onuncu günlerinin gecelerine kadar olan vakit

Haccın vacipleri için deliller.

1- Mikatlardan birinde ihrama girmek.

Hac ve umre ibadeti için ihrama girilmesi gereken mikat yerlerini biz­zat Peygamberimiz (s.a.v.) belirtmiştir.

İbni Abbas (r.a.) şöyle rivayet eder:

Hz. Peygamber (s.a.v.) Medineliler için Zulhuleyfe´yi, Şamlılar için Cuhfe´yi, Necidliler için Karn´i, Yemenliler için Yelemlem´i mikat ola­rak tesbit etmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Bu mikatlar onlar ve o cihetten gelenler içindir. Mekke´ye bu mikat­lardan daha yakın olanlar ise yolculuğa başladıkları yerde ihrama gir­sinler, Mekkeliler de Mekke´de ihrama girsinler"

Umre için yukarıda ifade edildiği gibi dilediği vakit ihrama girilebilir. Hac için ihrama girme mekanı ise Mekke´de ikamet edenler için Ha­rem bölgesi sayılan Mekke´nin içidir.

Mekke´de ikamet etmeyen ´Afakiler´in ihram yeri ise; Medine´den gidenler için "Zulhuleyfe", Şam. Mısır ve Doğu istikametinen gidenler için "Cufhe", Yemen ve Tihame bölgesinden gidenler için "Yelemlem", Hicaz ve Yemen bölgelerinden gelenler için "Karn", Batı istikametinden gelenler için "Zat-ı Irk" inikatlarıdır.

2- Üç Cemre´ye taş atmak. Teşrik günlerinde cemrelere taş atılır. Bu günler. Zilhicce´nin onbir, oniki ve onüçüncü günleridir. Cemret´ül Ukba´ya ise Zilhicce´nın onuncu günü yani kurban bayramı gününde taşlar atılmalıdır.

Cemret´ül Ukba, Cemrel´ül Vusta ve Cemrelus-Suğra olarak bilinen üç şeytan taşlama yerleri vardır. Her taş atışında tekbir getirerek yedi taş atılır.

Bunlar da; bayramın ilk günü Cemre-i Akabe, (büyük şeytan), diğer 3 atış günü´ise Teşrik günleri öğleden sonra her üç cemrelere taş atmak vacipıir.

3- Halk veya taksir.

Saçları dipten traş etmek veya kısaltmaktır.

Ne miktarda ve ne şekilde olursa olsun saç tıraşını yapmak veya saçı kısaltmaktır.

Şafii mezhebinin sahih görüşüne göre tıraş olmak haccın rüknüdür Ba­şın en az üç kılını kesmekle de bu rükün yerine gelmiş olur.

Tıraşın şartları şunlardır:

a- Tıraş edilen veya kısaltılan kılların sayısının üçten az olmaması.

b- Tıraşın vaktinde yapılması. Bu vakit de Arafat vakfesinden ve bay­ram gecesinin yansından sonra başlar. Bu vakitten önce tıraş yapan kim­senin fidye vermesi gerekir.

c- Tiraş edilen kılların baş sınırında bulunması gerekir.

[1] İbni Mace, 21290; Müsned, 61165

[2] Buhari,1568

[3] Buhari, 1470

[4] Buhari, 1454 Müslim, 1181

İhrama Girmek İçin Mikat Yerleri

1. Zulhuleyfe: Medine-i Münevvere´nin 11 km. güneyinde bir kasabadır. Mekke´ye 450 km. uzaklıkta olup, Medine-i Münevvere´den Mekke-i Mükerreme´ye gelen yerli ve yabancı hacı adaylarının ihrama girdikleri yerdir.Bu mikat, Suudi Arabistan halkı arasında "Abar-ı Ali" di­ye de bilinmektedir.

2. Cuhfe: Mekke ile Medine arasında Kızıldeniz´e yakın bir kasaba­dır.

Şam ve Şam yönünden gelenlerin yani, Türkiye, Mısır ve Kuzeybatı Afrika tarafından gelen hacı adayları veya haccetmek istiyenlerin ihrama girdikleri yerdir. Mekke´ye uzaklığı takriben 187 km. dir.

3. Yelemlem: Mekke´nin güneyinde bir yerdir. Yemen tarafından gelen hacıların mikatıdır. Mekke´yle arası yaklaşık 54 Km.´dir Mekke´ye en yakın mikat da budur.

4. Karn: Necit bölgesi istikametinden gelen hacıların mikatıdır. Mek­ke´ye uzaklığı yaklaşık 96 km. dir.

5. Zat-ı Irk: Irak ve çevresinden gelenlerin mikat yeridir. Mekke´nin Kuzey doğusunda olup 94 Km. mesafededir.

Yolu hiç bir mikata uğramayan kimse ise hangi mikatın hizasından ge­çerse, o mikatın hizasına geldiği zaman ihrama girmesi gerekir.

Mekke dışından gelen hacı adayları mikat denilen sınıra varmadan ön­ce hatta kendi memleketlerinde bile niyet edip hacca veya umreye başla­yıp, İhrama girebilir. Ancak mikatta ihrama girmek daha da sevaptır.

Hac veya umre maksadıyla gelip mikat denilen yeri ihramsız geçmek haramdır. Geçtikten sonra yolda veya Mekke´de ihrama girerse bir vacibi terkettiği için haram işlemenin yanında kurban kesmesi gerekir.

Bu itibarla mikat yerine geri dönüp orada ihrama girerse ceza kurbanı kalkar. Aksi taktirde ihrama girmekle beraber ceza kurbanı vermesi la­zımdır. Bu da gücü yetenler için bir koyun kesmektir. Gücü yetmeyenler ise 10 gün oruç tutar. Tafsilatlı olarak açıklanması ileride yapıla­caktır.

Haccın Sünnetleri

Haccın sünnetleri yedidir:

1- İfrad haccı yapmak. Bu da haccı umreden önce yapmaktır.

2- Telbiye getirmek.

3- Kudüm tavafı yapmak. Arafat Vakfesi´nden önce umreye niyet eden kişinin Umre tavafı ile bu görevi, ifa edilmiş olur.

4- Müzdelife´de gecelemek.

5- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılmak.

6- Mina´da gecelemek.

7- Veda tavafını yapmak.

İhrama giren erkek dikişli elbiseden soyunur, izar ve rida olarak iki beyaz bez giyer.

Haccın sünnetleri için deliller:

1- İfrad haccı yapmak. Yani umreden önce haccetmektir. Peygamberi­miz (s.a.v.) veda haccında bu şekilde yapmıştır. Hz. Aişe şöyle rivayet eder: "Hz. Peygamberle beraber veda haccı için çıktık. Kimisi umre için kimisi de hac için hazırlanıp yerini tuttu ve bizden bazıları da hem hac hem de umre için hazırlandı. Hz. Peygamber de hac için hazırlandı."

2- Telbiye etmek Hz. Peygamber bineği üzerinde Zulhuleyfe´ye vardı­ğında, şöyle demiştir:

"Lebheyk Allahumme lebbeyk. Leheyke la şeriyke leke lebbeyk. İnnel hanide. Wen-ni´mete leke wel mülke la şeriyke leke"

Anlamı: ALLAHım! Davetine tekrar tekrar icabet ettim, tekrar davetine icabet ettim. Hamd ve nimet senindir, senin ortağın yoktur.

Telbiyelerden sonra Resulullah (s.a.v.)´e salavat-ı şerife getirilir ve kişi dilediği diğer duaları yapar.

3- Kudüm Tavafı: Arafat vakfesinden önce umreye niyet eden kişinin Umre tavafı ile bu görev ifa edilmiş olur.

Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber hacc için Mekke´ye girdiğinde ilk önce abdest aldı sonra Kâ´be´yi tavaf etti" [2]

4- Müzdelife´de gecelemek. Cabir bin Abdullah (r.a)´dan rivayet edi­len bir hadiste: "Hz. Peygamber Müzdelife´ye gelip orada akşam ve yatsı namazlarım kıldırdı. Daha sonra fecir doğuncaya kadar orda geceledi ve fecir namazını orda kıldı." [3]

5- Tavaftan sonra Harem-i şerif içinde Makam-ı İbrahim´in arkasında iki rekat namaz kılmak sünnettir.

İbni Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber Mek­ke´ye girdiği zaman yedi kere Kâ´be´yi tavaf etti. Sonra Makam-ı İbra­him´in arkasında iki rekat namaz kıldı."

6- Mina´da gecelemek sünnettir. İmam Nevevi, Peygamber (s.a.v.)´in üç teşrik günlerinde Mina´da gecelediğini rivayet eden hadisi şerifin meş­hur ve sahih olduğunu söylemiştir.

7- Veda tavafını yapmak haccın sünnetlerin dendir. Mekke´den ayrıl­mak isteyen hacılar veda tavafını yaparlar.

İbni Abbas şöyle demiştir: ´İnsanlar her taraftan hacdan dönme duru­munda iken, Hz. Peygamber en son olarak, " Kâ´be´yi tavaf etmedikçe ay­rılmayın." [6] buyurdu. Ancak veda tavafı hayızlı kadınlardan sakıt olur. İbni Abbas (r.a) şöyle rivayet eder: "Hayızlı kadın dışında, insanlara en son hareketlerinde Kâ´be´yi tavaf etmeleri emrolundu." [7]

Nifaslı kadınlar da hayızlı kadınlara kıyas edilmiştir.

[1] Buhari, 4146.

[2] Buhari, 1576, Müslim 1235

[3] Müslim, 1218

[4] Buhari, I544

[5] El Met mu´ 81188

[6] Müslim, 1327, Ebu Davud, 2002

[7] Buhari, 1688, Müslim, 1328

İhramlı Kişiye Haram Olan Şeyler

İhramlı kişiye on şey haramdır:

1- Dikili elbise giymek.

2- Erkeğin başını kapatması ve kadının da yü­zünü kapatması.

3- Saçları taramak.

4- Saçları traş etmek.

5- Tırnakları kesmek.

6- Koku sürünmek.

7- Av avlamak veya öldürmek.

8- Nikah kıy­mak.

9- Cinsi münasebette bulunmak.

10- Şehvetle kadına dokunmak.

Bütün bunlarda fidye vardır. Yalnız nikah kıymakta fidye yoktur. Çün­kü nikah sahih olamaz.

Bunlardan hiç birisi haccı ifsat etmez (bozmaz). Haccı ifsad eden tam cinsi münasebettir. Cinsel birleşme olmadıkça hac ifsad olmaz.

-İlk iki yasağa delil, İbni Ömer (r.a)´dan şöyle rivayet edilmiştir: Bir adam Peygamber (s.a.v.)´e sordu;Ya Resulallah! ihrama girmek isteyen bir kimse hangi elbiseyi giyer?Peygamber (s.a.v.): "Gömlekleri, sarıkları, donları, başa giyilenleri ve mestleri (ayakkabıları) giyemez. Ancak takun­ya bulamayan kimse ayakkabılarının üst kısmını keserek (takunya şekline getirerek) giyebilir."  buyurdu. Bu iki yasak sadece erkeklere mahsus­tur. Kadın her çeşit dikişli elbise giyer ve başını örter.Ama bundan son­raki diğer maddeler hem kadın hem de erkekler için yasaktır.

-Saçları ve sakalları taramak sebebiyle kılların düşmesine yol açılırsa haramdır. Ancak kılların dökülmeyeceğinden eminse haram değil mek­ruhtur.

-Tırnakları kesmek de kıllar gibidir. Tek bir tırnak kesilirse yine ha­ramdır. Ancak tırnak kırılır veya eziyet verirse kırık kısmını kesmekte bir sakınca yoktur.

-Koku sürenmek. Hac sırasında devesi onu sırtından atıp öldürdüğü adamın kıssasında, adam Hz. Peygamber´e getirildiğinde peygamberimiz: "Onu yıkayın, kefenleyin; başını kapatmayın ve ona güzel koku da sürme­yin, çünkü o telbiye ile gönderilecektir." buyurdu.

-Avlanmakla ilgili Yüce ALLAH şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler ihramda iken avı öldürmeyin." (Maide: 5/95)
-Nikah akdetmek için Hz. Osman´dan rivayete göre peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "ihramlı iken bir kişi ne nikahlanabilir. Ne de başkasının nikahını kıyabilir."

İhramlı olan bir kişi nikah akdi yapar veya yaptırırsa geçersizdir.

-Cinsi münasebetle bulunmak: İhramda olan bir kişinin hangi şekilde olursa olsun cinsi münasebette bulunması haramdır. Yüce ALLAH Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur: "ihrama girerek haccı kendisine farz kılan kimse için kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur." (Bakara: 2/197)

-Şehvetle kadına dokunmak. Şehvetle kadına dokunmak ve öpmek ya da kucaklamak haramdır. İhramda iken şehevi duyguları tahrik edecek şe­kilde sözler sarfetmek de haramdır. Çünkü bunların hepsi yukarıdaki aye­ti kerimede "Kadına yaklaşmak yoktur." emri ile yasaklanmıştır.

Yukarıdaki maddelerden sadece cinsi münasebet haccı ifsad eder. Ni­kah akdi sahih olmadığı için herhangi bir şey gerekmez. Diğer maddele­rin ihlali fidye cezasını gerektirir.

Hz..Ömer, Hz. Ali ve Ebu Hureyre´ye "Hacda ihramlıyken hanımı ile cima eden kişinin durumu nasıldır?" diye sorulunca onlar da cevaben: "Hacanı tamamlarlar. Gelecek sene hem haccederek kaza ederler, hem de onların üzerine hedy vardır." buyurdular.

Arafat´ta Vakfe´yi geçiren kişi umre ameliyle yetinir. Daha sonra hac-cıni başka bir sene kaza etmesi gerekir. Ayrıca Hedy Kurbanı vermesi de lazım gelir. Hac veya umrenin rükünlerinden birini terkeden onu yerine getirinceye dek ihramda kalması lazım gelir.

Hac´da bir vacibi terkeden kişinin kurban kesmesi lazım gelir. Bir sün­neti terkeden kişiye ise terkinden dolayı bir şey lazım gelmez.

Peygamberimiz (s.a.v.) : "Gece Arafat´a yetişen hacca yetişmiştir. Ge­celeyin Arafat´ı kaçıran da haccı kaçırmıştır ve o zaman hac cim umreye çevirsin. Gelecek sene de haccını kaza etmelidir."  buyurmuştur.

Haccın rükünlerinden birinin terkedilmesi: Hz.Ömer kurbanını keser­ken, Hebbar b. Esved gelerek: ´Ey mü´minlerin emiri, biz sa´yı yanlış yaptık. Bugün arefe günü olduğunu zannetmiştik, dedi. Hz.Ömer: "Mek­ke´ye dönün ve Ka´be´yi tavaf edin. Safa ile Merve arasında sa´y yapın. Beraberinizde getirdiyseniz, kurbanlarınızı kesin, sonra saçınızı kesin ve­ya kısaltın, sonra memleketinize dönün. Gelecek sene tekrar hacca gelin ve kurban kesin. Kurban kesmeye gücü yetmeyen kişi üç gün hacda, yedi gün de evine döndükten sonra oruç tutsun." dedi.

Haccın rükünlerinden birini terkeden kişi o rüknü yerine getirmeden ihramdan çıkmamalıdır. Çünkü mu´teber bir hac bütün erkanların yapıl­masıyla olur. Bu nedenle haccın bir rüknü terkedilmişse yerine getirilme­lidir. Arafat vakfesi dışında diğer erkanların belli bir vakti yoktur. Bundan dolayı terkedilen rükün daha sonra yerine getirilebilir.

Haccın vaciplerinden birinin terkedilmesi: Haccın vaciplerinden birini terkedenin kurban kesmesi gerekir.. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyur­muştur: "Haccın bir nüsukunu terkedenin bir kurban kesmesi gerekir."


[1] Buhari,I468ıMüslim. 1177

[2] Buhari, 1742, Muslim. 1206

[3] Müslim, 1409

[4] El-Min aüa İmam Malık, 21 241

[5] Dmekunu, 2/24!

[6] El-Min ana´ İmam Malık. 1/383

[7] Bi´Vilakı, E! Mecmu 8106

İhramda İken İşlediği Suçlardan Dolayı Vacip Olan Kanlar

İhramda iken işlediği suçlardan dolayı vacip olan kanlar şunlardır:

1- Vaciplerden birini terketmekle kesilen kurban. Bunlar sırasıyla şunlardır:

Önce bir koyun keser, koyun alamayanlar on gün oruç tutar, bunun 3 gününü bayramdan evvel Zilhicce´nin 6,7 ve 8. günlerinde, diğer 7 günü de memlekete döneceği zaman tutar.

1- Allahu Taala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur: "Kim hac zamanına kadar umre ile faydalanmak isterse kolayına gelen kurbanı keser, kurbanı bulamayan kimse üç gün hacda yedi gün de döndüğü zaman tam on gün oruç tutar." (Bakara: 2/196) Hacc-ı Temettü ve Haccı kıran bu sebebi teşkil etmekte­dir. Şafii mezhebinde efdal olan hac, İfrad hacadır. Ancak ihrama girer­ken fidye vermek şartıyla temettü veya kıran hac şekillerine izin verilmiş­tir. İşte temettü veya kıran haccını yapanlar bir keçi veya koyun ya da bü­yükbaş hayvanın yedide birine ortak olup kurban keserler. Kurban bula­mayan veya parasına gücü yetmeyen kimse Mekke´de üç gün ve evine döndükten sonra yedi gün olmak üzere toplam on gün oruç tutar.

Haccın vaciplerinden herhangi bir vacibi tekeden de kurban kesecek­tir. Şöyle ki bir kimse mikatta ihrama girmez veya üç cemreye taş atmazs ya da vaciplerden birini yapmayan kimse haccı ihlal etmiş olur. Bu ihla­linden dolayı kurban kesmesi gerekir. Eğer kurban kesmeye gücü yet­mezse hacda üç gün. memlekete dönerken yedi gün olmak üzere on gün oruç tutar.

2- Traş olmak, koku sürünmek veya yağlanmak gibi şeylerle vacip olan kan. Bu durumda dilerse bir koyun keser veya üç gün oruç tutar. Yahut altı miskine üç sa´ tasadduk eder.

-Traş olmak, koku sürünmek, tırnakları kesmek gibi fiillerden dolayı vacip olan kan.

İhramlı iken bu fiillerden birini işleyen kimse üç gün oruç tutar veya altı fakire birer fitre miktarı sadaka verir ya da kurban keser.

Bunun delili için Yüce ALLAH Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur: "Kurba-n yerine varıncaya kadar traş olmayın. Sizden her kim hasta olursa ya­hut başından bir rahatsızlığı varsa oruç, veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir ..." (Bakara: 2/196)
Sünnetten delil. Hudeybiye zamanında Ka´b bin Ucre başındaki böcek ve haşereden eziyet çekmekteyken Resulullah O´nu görünce şöyle bu­yurdu:

" Senin başındakiler sana eziyet ediyor mu?"

Ka´b,

-Evet, dedi.

Resulullah :

"Öyleyse traş ol da üç gün oruç tut veya altı fakiri doyur veyahut bir kurban kes."  buyurdu.

Yukarıdaki her iki delilden açıkça anlaşılıyor ki ihramda iken tıraş ol­mak, koku sürünmek veya yağlanmak gibi durumlarda fidye verilmesi gerekir.

3- İhrama girdikten sonra hacca gitmekten herhangi bir sebeple alıko­nanlar için vacip olan kan.

Bu durumdakiler de bir koyun kurban eder ve ihramdan çıkar.

-İhrama girdikten sonra herhangi bir sebeple hacdan alıkonanlar için vacip olan kan. Mekke´ye girip hac yapmasına engel olunan kişiye muhsir denir. Muhsir bulunduğu yerde bir koyun veya bir keçi ya da büyükbaş hayvanın yedide birine ortak olarak kurban keser, daha sonra saçlarının bir kısmını veya tamamını tıraş eder ve böylece ihramdan çıkmış olur.

Kur´an-ı Kerim´den şu ayeti kerimeyi delil olarak gösterebiliriz.

Yüce ALLAH şöyle buyurmuştur: "Hacc veya umreyi ALLAH için tamam­layın. Eğer bunlardan alıkonulur sanız, kolayınıza gelen kurbanı kesin. Kurban yerine varmadıkça basınızı tıraş etmeyin." (Bakara: 2/196)

Sünnetten delil olarak da Peygamberimiz (s.a.v.) Hudeybiye´de haccet­mek isterken müşrikler O´na engel oldular. Bundan sonra Peygamberimiz kurban keserek başmı tıraş etti.

Hz.Ömer şöyle rivayet eder: "Biz umre için Hz. Peygamberle birlikte çıktık Kureyş kafirleri bize engel oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber kurbanını kesti, ve başını tıraş etti"

Kurban kesmek tıraş olmaktan önce olmalıdır. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) Hudeybiye´de önce kurban kesmiş sonra da tıraş olmuştur.

Bu iki delilden de açıkça görülmektedir ki ne olursa ihrama girdikten sonra herhangi bir sebeple hacdan alıkonanlar kurban keserek tıraş olur­lar. Daha sonra ihramdan çıkarlar.

4- Av hayvanını öldürmekle vacip olan kurban.

Bunlardan birini yapmakla serbesttir. Avlanan av hayvanının benzeri varsa onu kurban eder veya avladığı hayvanın değerini yiyecek olarak ta-sadduk eder. Yahut alması gerekli olan yiyeceğe karşılık her müd için bir gün oruç tutar. Eğer öldürdüğü av hayvanının benzeri yoksa değeri kadar sadaka verir ya da müdlere bölerek her müd için bir gün oruç tutar.

- Avlamak için vacip olan kan. İhramlı kimsenin işlemiş olduğu avla ilgili yasak durumunda avın durumuna bakılır. Şöyle ki, eğer öldürdüğü av hayvanı evcil hayvanın benzeri ise onun benzerini keser. Mesela deve kuşu öldürmüşse yerine deve keser, yabani sığır veya yabani eşek kesmişse onun yerine evcil sığır keser. Geyik öldürmüşse yerine keçi keser.

Öldürdüğü av hayvanları hakkında herhangi bir şer´i delil yoksa ve ev­cil hayvanlardan onun benzeri bilinmiyorsa tecrübe sahibi iki adil kişinin görüşüne başvurulur. Onların görüşüne göre bir hayvan kesilir. Öldürdü­ğü av hayvanının benzeri bulunmuyorsa onun kıymetini takdir edip bu­nunla yiyecek satın alır ve Harem fakirlerine dağıtır. Bu kıymeti takdir ederken iki adil kişinin görüşüne başvurulur.

Öldürülen av hayvanının fidyesi şu üçünden biridir. Sırasıyla,

a) Benzeri olan evcil hayvanı kesip Harem fakirlerine dağıtılır. Veya,

b) Kesilecek hayvanın kıymeti takdir edilip bu para ile yiyecek satın alı­nıp Harem fakirlerine dağıtılır. Veyahut,

c) Alınması gerekli olan yiyece­ğin her avucunun bedeline karşılık olarak bir gün oruç tutar.

Yüce ALLAH şöyle buyurur: "Ey iman edenler! ihramda iken av öldürmeyin. Sizden kim kasden onu öldürürse, öldürdüğünün benzeri olan bir evcil hayvan cezası yardır. Bu benzerliğe içinizden iki adil kişi karar verecektir. Ka´be ehlim varacak olan bir kurban kesilecek veya onun karşılığı yoksullara yiyecek şeklin de verilecek  o da buna denk olarak oruç tutulacaktır." (Maide: 5/95)

5- Cinsi münasebetten dolayı vacip olan kan. Bu da şu sıraya göredir: Önce bir deve, deveyi bulamazsa bir sığır, bunu da bulamazsa yedi koyun, bunları da bulamazsa bir deve kıymetini yiyecek olarak tasadduk eder. Şayet buna da gücü yetmezse devenin değerini müd´lere böler ve her müd için bir gün oruç tutar. Gerek kurban ve gerekse tasadduk Harem dahilinde olacaktır.

Orucu Harem Bölgesi´nin dışında nerde tutarsa tutsun farketmez. Ha­rem dahilinde av öldürmek ve Harem´in ağacını kesmek caiz değildir. İh­ramda olsun olmasın aynıdır.

- Cinsi münasebetten dolayı vacip olan kan.

İhramda bulunan bir kimse, ne şekilde olursa olsun cinsi münasebette bulunması haramdır.

ALLAH´u Teala Kur´an-ı Kerim´deşöyle buyurmuştur:

"Kim ihrama girerek haca kendisine farz kılarsa bilsinki. hacda kadı­na yaklaşmak, günaha sapmak ve kavga etmek yoktur." (Bakara: 2/197)

Ziyaret tavafı olarak bilinen ifada tavafından önce ihramh iken cinsi münasebette bulunan bir kimsenin haccı batıl olur. Bu durumda olan bir kişi haccını tamamlar, gelecek sene tekrar haccını kaza eder. ayrıca hedy kurbanını keser.

İhramlı iken, ziyaret tavafından sonra cinsel münasebette bulunan kim­senin durumu ise metinde ifade edildiği gibi önce bir deve, deveyi bula­mazsa sığır, sığın da bulamazsa bir koyun kurban eder.Bunlardan herhan­gi birini bulamazsa devenin kıymetini yiyecek olarak Harem fakirlerine sadaka olarak dağıtır. Eğer buna da gücü yetmezse devenin değerini müdlere (avuçlara) böler. Her bir avuç karşılığında bir gün oruç tutar.

Gerek kurban gerekse sadaka Harem bilgesindeki fakirlere dağıtılır.

Harem´deki hayvanların öldürülmesi ve ağaçlarının kesilmesi caiz değil­dir. İhramlı olsun olmasın aynıdır. İbni Abbas´tan rivayete göreResulul-lah (s.a.v.) Mekke fethi günü şöyle buyurdu:

"Hiç şüphe yok ki, ALLAH yeri ve göğü yarattığı zaman bu şehri kıyamet gününe kadar muhterem kılmıştır. O, kıyamet gününe kadar ALLAH´ın muh­terem kılmasıyla haram bir beldedir, onun dikeni kopanlmaz, avı ürkütül­mez, yitiğini ilan edecek kimseden başkası alamaz. Bitkisi de kopanlmaz"

Abbas,Ya Resulallah izhir otu müstesna olsun. Çünkü o, zaruri bir ih­tiyaçtır. Resulullah, "İzhir müstesnadır." buyurdu.

İzhir zehirli olup insanlara zarar veren bir ol türüdür.

[1] Müslim, 1201

[2] Buhari

[3] Müslim, 1353

Hacc Çeşitleri

Bir hacı adayı ihrama girerken üç çeşit hacc şeklini ifa eder. Bu üç hacc şeklinden hangisini yaparsa serbesttir.

1) İfrad Haccı: İhrama girerken sadece hacca niyet etmektir. Bu du­rumda haccın menasikini (ibadetlerini) tamamladıktan sonra ihramdan çıkar. Daha sonra Harem sınırı dışına (mesela, TenîrrTe) gidilir. Umre için ihrama girilir, umre yapılır. Şafii mezhebinde en faziletli hacc şekli ifrad haccı dır.

2) Temettü Haccı: İhrama girerken sadece umre niyetiyle ihrama giri­lir. Umrenin menasikleri yapıldıktan sonra ihramdan çıkılır. Daha sonra Mekke´de veya umre mikatında hacc için ihrama girilir ve haccın mena­sikleri yapıldıktan sonra ihramdan çıkılır. Bu hacc şeklinde kurban kes­mek vaciptir.

3) Kıran Haccı: Hacc ve umreye birlikte niyet edip ihrama girilir ve yalnız haccın menasikleri yapılır. Böylece hem Hacc hem de umre ibadeti ifa edilmiş olur. Bu hacc şekli de fazilet bakımından üçüncü sırada yer alır Kıran haccı yapan kimsenin de kurban kesmesi vaciptir.

Hac Duaları

Dua ibadetin özüdür. Hakikatta kalp ve şuurun ALLAH´ın yardımına muhtaç olduğunun ifadesidir. Bu nedenle dua, Kur´an-ı Kerim ve Sünnet´te yapılması istenmiştir. Yüce ALLAH şöyle buyurmuştur: "Rabbınız buyurdu ki bana dua ediniz ki duanıza icabet edeyim" (Mü´min: 40/60)

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Dua ibadetin kendisidir."

Duanın kabul olunması için en büyük etken Nefsin temiz, rızkın helal ve kalbin ihlash olması gerekir. Dua ederken de dünyadan yüz çevirmek ve ALLAH´a gerçekten yönelmek gerekir. Hac günlerinde ibadetleri ifa ederken bol bol duada bulunmak sünnettir. Hac ibadeti ifa edilirken çeşitli yer ve hallerde dua etmek meşru kılınmıştır.

Hac ibadeti ifa edilirken çeşitli zamanlarda ve yerlerde okunan duaları genel olarak verelim. Bu dualar İmam Nevevi´nin ´El-Ezkar´ adlı kitabından seçilmiştir.

1- İhrama girerken şu dua okunur.

Manası:"ALLAHım!Kıllarım, vücudum, etim ve kanım senin için ihrama girdi."

2- Beğendiği bir şey gördüğünde şu duanın okunması faziletlidir.

Manası: "ALLAHım! Emrine hazırım. Şüphesiz güzel hayat ahiret hay­atıdır."

3- Mekke´ye girerken şu dua okunur.

Manası: "ALLAHım! Burası senin haremindir, muhterem ve emin kıldığın beldedir. Benim vücudumu cehennem ateşine haram kıl. Kullarını yeniden dirilteceğin kıyamet gününde beni azabından koru. Sana itaat eden, sevdiğin kullarından eyle."

4- Ka´be görüldüğünde hacının şu duayı okuması sünnettir.

Manası:"AlIahjm! Şu mübarek Beyt´in şeref, azamet, hürmet ve yüceliğini artır. Ona tazim ve hürmet eden, hac veya umre yaparak onu ziyaret edenlerin de şeref, makam ve iyiliğini artır.

ALLAHım! Sen selamsın, selam ancak sendendir. Bizi selametle yaşat."

5- Tavafa başlarken şöyle dua edilir.

Manası: "ALLAHın ismiyle (başlarım). ALLAH her şeyden büyüktür.

ALLAHım! Sana iman ederek, senin kitabına inanarak, ahdine vefa göstererek ve senin peygamberinin sünnetine uyarak Ka´be´yi tavaf etm­eye başlıyorum."

6- Sa´y ederken. Sa´ye başlarken Safa Tepesi´ne çıkan hacı şu duayı okur.

Manası: " ALLAH en büyüktür. ALLAH en büyüktür. ALLAH en büyüktür. Hamd O´na mahsustur. ALLAH´tan başka ilah yoktur. Bizi hidayete erdirdiği için O´nu tekbir eder ve bize sayılmayacak kadar nimetler verdiği için O´na hamd ederiz. O tektir ortağı da yoktur. Mülk O´nundur, hamd O´nundur, O diriltir O öldürür. Hayır O´nun elindedir. O´nun gücü her şeye yeter. ALLAH´tan başka ilah yoktur. O tektir- O va´di-ni yerine getirdi. Kulu (Muhammed´e) yardım etti Tek başına düşmanları bozguna uğrattı. ALLAH´tan başka ilah yoktur. Kafirler istemese de halis bir şekilde O´ndan başkasına ibadet etmeyiz."

7- Arafat´ta bulunurken. Arafat´ta bol bol dua etmek sünnettir. Hadisi şerifte, "Duanın en makbulü Arafat´ta yapılan duadır.´" buyurulmuştur. Başka bir hadisi şerifte peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Benim ve benden önceki peygamberlerin yaptığı duanın en güzeli şudur" diyerek aşağıdaki duayı okumuştur.

Manası:´´Allahtan başka ilah yoktur. O tektir. O´nun ortağı yoktur. Mülk O´nundur. Hamd O´na mahsustur. O"nun gücü her şeye yeler."

Hazreti Ali´den rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v.) Arefe gününde vakfe yaparken en çok şu duayı okurdu:

Manası :"ALLAHım! Söylediğimiz gibi ve bundan daha hayırlısı olan hamd sanadır. AH ahım! Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm senin içindir. Dönüşüm sanadır. Yok oluşum da sanadır. ALLAHım! Rüzgar ve zelzelelerin şerrinden sana sığınırım."

8- Müzdelife ve Mes´ar-ul Haram´da su dua okunur:

Manası: "Ey ALLAHım! Senden bu yerde bütün hayırları bana vermeni, tüm işlerimi yoluna koymanı ve bütün kötülükleri de benden uzaklaştırmanı isterim. Çünkü senden başkasının gücü buna yetmez ve bu güç te başkasında bulunmaz."

9- Kurban bayramı günü Mina´da şu dua okunur.

Manası: "Beni sağ salim (Mina´ya) ulaştıran ALLAH´a hamd olsun. ALLAHım! Bu yer Mina´dır. O´na geldim. Ben senin kulunum ve kudret elinin altındayım. Seçkin kullarına verdiğin rahmet ve nimetleri bana da vermeni isterim. ALLAHım! Dinime gelecek musibetten ve mahrum olmaktan sana sığınırım. Ey merhamet edenlerin merhametlisi! "

10- Teşrik günlerinde Peygamberimiz (s.a.v.) "Teşrik günleri yemek, içmek ve ALLAH´ı zikretme günleridir." buyurmuştur. Bu günlerde ALLAH´ı bol bol zikretmek müstehaptir. En uygun olanı Kur´an okumaktır. Ayrıca ALLAH´a hamdetmek, teşbih, tekbir, ümit ve korku arasında ALLAH´a yal­varmak müstehaptir.

11- Zemzem suyu içerken şu dua okunur:

Manası: "Ey ALLAH´ım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü dert için deva ve hastalığa şifa vermeni niyaz ediyorum."

ceren
Sun 4 September 2016, 02:11 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Üzerimize farz olan haccı hakkıyla ve farzlarına uygun şekilde yapıp günahlarından kurtulan ve allahın rahmetine ulaşıp cennet ehli olan kullardan olalım inşallah...