- Gündüzler gibi aydın geceler

Adsense kodları


Gündüzler gibi aydın geceler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Wed 27 April 2011, 12:02 pm GMT +0200
Gündüzler Gibi Aydın Geceler

O günün şartlarında savaşlar da sadece gündüzleri cereyan eder ve her iki tarafın askerleri geceyi istirahat ederek geçirirlerdi. Ancak Hendek'te durum farklıydı; kimin nereden nasıl bir taarruzda bulu­nacağını kestirmenin imkanı yoktu. Bir tarafta Ahzab ordusu hen de­ği geçmek için fırsat kollayıp zayıp noktaları zorlarken diğer yanda Beni Kurayza entrika üstüne entrika geliştiriyordu.

Bu arada Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Beni Kurayza'nın Medine'ye gece baskını yapacağı haberini almış, ayrı bir hüzün ya­şıyordu. Tevrat'ta özelliklerini görüp de gelişini beklemek için Me­dine'ye yerleşen Harun (aleyhisselamj'ın nesli, atalarına inat bugün, kendi evlatlarından daha iyi tanıdıkları Allah Resülü'ne ihanet edi­yor, bununla da kalmayıp yalnız ve savunmasız çoluk çocuğa saldırı planları yapıyordu!

Efendiler Efendisi hiç vakit geçirmeden, Seleme İbn Eslem ku­mandasında iki yüz; Zeyd İbn Harise'nin riyasetinde de üç yüz ki­şilik bir gücü Medine'ye gönderdi; bunların her biri farklı kollardan Medine'ye gidecek ve arkada kalan masum insanları gözetip kolla­yarak kötülük düşünen insanlar için de caydırıcı bir güç oluştura­caklardı.

Sabaha kadar devriye görevini yerine getiren her iki grup da, va­zifelerini yerine getirirken tekbir sesleriyle Medine'nin savunmasız olmadığını ilan edecek ve böylelikle gözü korkan Beni Kurayza, Me­dine'ye saldırı fikrinden vazgeçecekti.

Düşmanın omuz omuza vererek üzerlerine geldiği bu zeminde bir de açlık, yorgunluk ve soğukla mücadele ediyorlardı. Bilhassa geceleri şiddetli soğuk oluyordu. Efendiler Efendisi de bu soğuktan etkileniyor, ısınmak için zaman zaman çadınna gidip Aişe Valide­mizden destek alıyordu. Bu arada aklı, sürekli hendekteydi; zayıf noktaların iyi kollanması gerektiğini ifade ediyor ve kendisinin ol­madığı zamanlarda buralarda bir zaafın yaşanmaması için ashabını ikaz ediyordu.

Sürekli müteyakkızdı; geceleri gözüne uyku girmiyordu. çünkü Mekke ordusunun, EbU. Süfyan, Halid İbn Velid, İkrime İbn Ebi Cehil ve Dırôr İbn Hattab'ın kumandasındaki müfrezelerle geceleri nöbetleşe devriye dolaştığını biliyor ve hendekten geçebilmek için zayıf noktaları tespit etmeye çalıştıklarını görüyordu. Gecenin bir yarısında:

- Keşke salih bir adam çıksa da şu gediği bu gece kontrolü altı­na alıp nöbet tutsa, buyurmuştu. Daha sözünü bitirmemişti ki dışa­rıda kılıç kalkan sesi duyuldu; gerçekten de ashabından salih birisi gelmişti:

- Kim o, diye seslendi ona:

- Sa' d ya Resülullah, diye cevapladı Sa' d İbn Ebi Vakkas. Bunun

üzerine ona:

- Şu gedik sana aittir; orayı koru, buyurdu ve kendileri de isti­rahate çekildi. Endişelendiği yeri emin ellere emanet etmiş olmanın rahatlığı vardı üzerinde ve başını koyup bir müddet uyudu.

Geceleri nöbet tutup da Allah Resülü'nü koruma işinde Sa'd İbn Ebi Vakkas'a zaman zaman AbMd İbn Bişr ve Zübeyr İbn Avvam da yardım ediyor, münavebeyle güvenliği sağlamaya çalışıyorlardı. Bir başka akşam kalkmış çadınnın içinde namaz kılıyordu. Yanında Ümmü Selerne Validemiz vardı. Bir aralık dışarı çıktı ve:

- Şunlar müşriklerin süvarileri; hendeği geçmeye çalışıyorlar, buyurdu. Ardından Abbad İbn Bişr'i yanına çağırarak:

- Yanında birileri var mı, diye sordu.

- Evet; çadınnızın etrafında ashabından bir grupla birlikteyim,

diye cevapladı Hz. Abbad. Bunun üzerine Efendiler Efendisi (sallalla­hu aleyhi ve sellern), müşriklerin bulunduğu yeri göstererek şunları söy­ledi:

- Arkadaşlannla birlikte çıkıp hendeğin etrafını dolaş! Şuradaki müşrik süvarileri hendeği geçip size ulaşmak için orada zayıf nokta anyorlar; maksatlan, gecenin sessizliğinde ansızın size saldırmak!

Ardından da ellerini açarak:

- Allah'ıml Onların şerrinden bizi muhafaza buyur, onlara karşı bize nusretini gönder ve onlan mağlup et; çünkü onlan Senden baş­kası mağlup edemez, diye dua etmeye başladı.

Bu arada Abbad İbn Bişr, arkadaşlanyla birlikte istenilen yere gitmiş ve gerçekten de orada, bir grup süvariyle birlikte Ebu Süfyan'ı görmüşlerdi. Ebu Süfyan arşı tarafa geçmek için hendeğin zayıf nok­talarını tespit etmeye çalışıyorlardı. İki taraf da birbirini görünce hemen oklara sanlacak ve bu atışmalar bir müddet karşılıklı olarak devam edecekti. O kadar ki müşrikler, beklemedikleri bu çıkış sonu­cunda perişan olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardı.

Durumdan haberdar etmek için Efendimiz'in çadırına gelen Abbad İbn Bişr, O'nu yine namaz kılarken buldu; Allah'ın Resülü, onca yorgunluk ve olumsuzluğa rağmen Allah ile olan irtibatta kusur gösterilmemesi gerektiğini fiilen gösteriyor ve böylesi durumlarda bile insanın, sorumluluk olarak üzerine aldığı nafile ibadetlerden taviz vermemesi gerektiğini anlatıyordu.

Bilal2009
Fri 3 May 2019, 11:15 am GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

ceren
Fri 3 May 2019, 03:57 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun paylaşım dan kardeşim...

Sevgi.
Sat 4 May 2019, 06:58 am GMT +0200
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri güzeller güzeli can Peygamberimizin yolundan hiç ayırmasın inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun