reyyan
Sat 2 October 2010, 03:43 pm GMT +0200
Günde 5 vakit ezanı İstanbul'da dinlemek...
Ezanlar, sabah gün doğumundan batımına Klasik Türk Müziği'nin zengin makamlarıyla İstanbul'un doğal musikisinin ayrılmaz bir parçası.
Ezanlar, sabah gün doğumundan batımına Klasik Türk Müziği'nin zengin makamlarıyla İstanbul'un doğal musikisinin ayrılmaz bir parçası.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Geleneksel Sanatlar Yönetmenliği, İstanbul'un minarelerinden yayılarak şehir kültürü üzerine derin ve zengin izler bırakan ezanların tarihini 'İstanbul Ezanları' adlı kitapla kamuoyuna sundu
Türkiye kültürü üzerinde etkili olmuş diğer pek çok İslami kavram ve unsur arasında, etkisi en kapsamlı bir şekilde sürmüş olan ezanların toplandığı 'İstanbul Ezanları' adlı kitap, 24 Eylül'de düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya, Devlet Bakanı ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Başkanı Hayati Yazıcı, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yöneticileri ve Geleneksel Sanatlar Yönetmeni Ömer Faruk Şerifoğlu ile kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Hayati Yazıcı, "Bu önemli yayının gerçekleşmesinde emeği geçen herkese, teşekkür ediyorum" dedi.
HER VAKTE ÖZEL MAKAM BURDA BAŞLADI
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Geleneksel Sanatlar Yönetmeni Ömer Faruk Şerifoğlu, ezanların her vakte özel bir makamda okunması geleneğinin İstanbul'da başladığını vurgulayarak, kitabın hazırlık sürecini şöyle anlattı: "Kitap konusunda Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi'nin kütüphanesinde bir tarama yaptık. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden daha önce bu konuda çalışmış hocalarla görüştük. Eski-yeni ezan kayıtlarına ulaştık. Müzisyenlerle görüştük. Dr. Mehmet Ali Sarı hocayla tanıştıktan sonra onun bu konuda yıllardır çalıştığını neredeyse hayatını ezanın doğru okunmasına adadığını öğrendik. Mehmet Ali Sarı hoca bugün okunan ezanlarla ilgili sorunları ve nasıl olması gerektiğini anlattı."
HÂFIZ CEMAL EFENDİ HAYRANLIKLA DİNLENİRDİ
Tarihte 'Ezânî Cemal Efendi' olarak anılan Hâfız Cemal Efendi'nin arkadaşlarından tarihçi ve mûsikişinas Ali Rıza Sağman, Meşhur Hâfız Sâmi Merhum adlı eserinde Cemal Efendi'den şöyle bahsediyor: "Ezanda bir Bilâl-i sânî idi. Vâlide Camii minaresinde, dirseklerini şerefenin kenarına dayayıp, başını elleri arasına alarak ezan okumaya başladığı zaman bütün muhîti bir hayranlıktır alırdı. Ezan bitinceye kadar evler, yollar, meydanlar bir sükûnet içinde kalır; tramvaylar durur, arabalar yürümez, pencereler açılır; dükkânlar, mağazalar, kahvehâneler boşalır, iş güç dururdu. Yalnız Türkler ve Müslümanlar değil, Rumlar ve Ermeniler de büyük bir hayranlıkla dinlerlerdi."
MÜNİR NURETTİN SELÇUK'A İLHAM VERDİ
Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan'ın kitaptaki makalesinde "Ünlü bestekâr Münir Nurettin Selçuk da, 'Aziz İstanbul' adlı hicaz şarkısının giriş kısmında yer alan "âh" ifadeli kısa gazeli bir sabah ezanından ilham alarak esere ilâve ettiğini ifade etmiştir" diyor. İlgililer kitaba Ekim ayı itibariyle İstanbul Kitapçısı'ndan ulaşabilecekler.
Yeni Şafak