- Göz değmesi ve dua ile tedavi

Adsense kodları


Göz değmesi ve dua ile tedavi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 12 January 2011, 06:08 pm GMT +0200
Göz Değmesi Ve Dua İle Tedavi

 

336. Ümmü Seleme (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) yanımıza girdi. Yanımızda hasta bir çocuk vardı.

"Bunun nesi var?" buyurdu.

"Nazar değdiğini sanıyoruz" dedik.

"Nazara karşı ona niçin okumuyorsunuz?" buyurdu.[1076]

 

İzah

 

Peygamberimiz çeşitli hadislerinde nazar değmesinin hak olduğunu bildirmiş,[1077] yani göz değmesinin inkarı mümkün olma­yan bir hâdise olduğunu nazara vermiştir. Hadisin devamında da değiştirmesi mümkün olmayan kaderi değiştirecek bir şey olsay­dı, göz değmesinin kaderi değiştirebilecek güçte olduğunu bildir­miştir.

Bunun içindir ki, çeşitli dualar okuyarak nazardan Allah'a sığınmıştır. Felak ve Nas sûreleri nazil olunca da bu iki sûreyi okumuştur.[1078] İhlâs, Fatiha've Âyete'l-Kürsînin de okunacağı ge­len rivayet arasındadır.

Peygamberimiz bir hadislerinde de güzel bir şeye bakarken şöyle söylemek gerektiğini bildirerek karşı tarafı zarardan korumayı hedeflemiştir:

"Kim hoşuna giden bir şey görürse 'Mâşaallah lâ kuvvete illâ billah (Allah diledi, kuvvet sadece Allah'tandır)' derse, nazarı za­rar vermez."[1079]



Fakire Verilen Sadakadan Yemek

 

337. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:

Berîre'ye sadaka olarak et verildi. Resûlullahın ailesi onu kaldırdı, Resûlullaha etsiz yemek takdim edildi.

Resûlullah (s.a.v.),

"Sizde et görmemiş miydim?" buyur­du.

"O Berîre'ye sadaka olarak verilmişti" dediler.

Resûlullah (s.a.v.),

"Bu Berîre için sadaka, bizim için ise hediyedir" buyurdu.[1080]

 

İzah


 

Zengine zekât helâl olmamakla birlikte, zengin birisi bir fakire verilen zekâttan yiyebilir.

"Zengine zekât helâl değildir"

buyuran peygamberimiz, fakire verilen sadakanın ikram veya hediye edil­mesi durumunda zenginin onun almasının caiz olduğunu bildir­miştir.[1081]

Yukaradıki hadiste geçen, "Bu Berîre için sadaka, bizim için ise hadiyedir" ifâdesi de, Berîre'ye sadaka olarak verilen etin artık onun malı olduğunu, vasfının değiştiğini, kendileri için bir sadaka değil, Berîre'nin bir ikramı olduğunu ifâde etmiştir. Bilin­diği gibi Peygamberimizin sadaka yemesi helâl değildi.[1082]

 

Çeşitli Hükümler
 

338. Ali (r.a.) rivayet ediyor:

"Fazla sevap için şu üç mescidin dışındaki yerleri ziyaret için yolculuk yapılmaz. Bunlar benim şu mescidim [Mescid-i Nebevi], Mescidü'l-Haram ve Mescidi'l-Aksâdır."

"Bir kadın yanında kocası veya bir mahremi bulunmadan iki günlük mesafeye yolculuk yapmasın."

"Senenin iki gününde oruç tutulmaz. Bunlar: Ramazan Bayramı günü ve Kurban Bayramı günüdür."

"İki namazdan sonra namaz kılınmaz. Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar."[1083]

 

İzah


 

Hadisin birinci kısmı Buhari, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî'de Müsned'de, yer alır.[1084] Hadisin bu kısmı bu üç mescidden başka mescidlere ibâdet maksadıyla yolculuk yapılmayacağını ifâde eder.

Hadiste sayılan üç mescid, fazîlet bakımından diğerlerinden üstündür. Meselâ Mescid-i Nebevi takva üzerine kurulan mesciddir. Mescid-i Haram Müslümanların kıblesi ve haccettikleri yer­dir. Mescid-i Aksa da önceki ümmetlerin kıblesidir. Ve başlan­gıçta Müslümanların da kıblesi olmuştur.

Peygamberimiz çeşitli hadislerinde de bu mescidlerde kılınan namazların faziletine dikkat çekmiştir. Meselâ bu hadislerden biri­si şu mealdedir:

"Benim şu mescidimde kılınan namaz Mescid-i Haramın dı­şındaki mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Mes­cid-i Haramda kılınan bir namaz ise kendisinin dışında kılınan yüzbin namazdan daha faziletlidir."[1085]

Hadisin ikinci kısmında bir kadının mahremi olmadan iki günlük mesafeye yolculuk yapamayacağı ifâde edilmektedir. Konu ile ilgili başka hadisler de vardır. Bu hadislerde zaman de­ğişiktir. Yukarıdaki hadiste "iki gün" denilirken başka hadislerde "üç gün" denilir.[1086] Şu hadiste ise "bir gün," şeklinde gelmiştir:

"Allah'a ve âhiret gününe inanan bir kadına, bir günlük mesa­feye yanında bir mahremi olmadıkça gitmesi helâl değildir."[1087]

Hadislerdeki farklılık, çeşitli şahısların, farklı zamanlarda Resûlullaha yönelttikleri suâllere cevap olmasından kaynaklanmak­tadır. Sanki Resûlullaha (s.a.v.),

"Kadın yanında mahremi olma­dan üç günlük bir mesafeye gidebilir mi?" diye sorulmuş, o da (s.a.v.) "Hayır gidemez" cevabını vermiştir.

Başka bir Sahabî, "Kadın yanında mahremi olmadan iki gün­lük bir mesafeye gidebilir mi?" diye sormuş, o da (s.a.v.),

"Hayır gidemez" cevabını vermiştir.

Bir başkası, "Kadın yanında mahremi olmadan bir günlük bir mesafeye gidebilir mi?" demiş, o da (s.a.v.),

"Hayır gidemez" bu­yurmuştur.

Dolayısıyla bu rivayetler kadının yalnız yolculuk ya­pabileceği en az mesafeyi bildirmezler. Yani bu hadislerden hare­ketle "Kadının bir günden az mesafeye yolculuk yapabileceği" hükmü çıkmaz. Nitekim bir hadiste "Kadın ancak kocası veya mahremi ile seyahat edebilir"[1088] buyurarak kadınların yolculuk yap­ma yasaklarının mutlak olduğu ifâde edilmiştir.

Bu izahlardan sonra hadisin fıkhı yönüne geçelim:

Hanefîler bu mesafeler içerisinden üç günü esas almışlar ve bir kadının kâfir ülkesinden hicretin dışında, yanında mahremi bulunmadan bu mesafede bir yolculuğa çıkmasının caiz olmadı­ğını söylemişlerdir.

Şâfiîler ve Mâlikîlere göre bir kadın yol emniyeti veya güve­nilir kadınlar bulunduğunda, hac ve umreye yanında mahremi ol­madan gidebilir.

Âlimlerin çoğunluğuna göre sefer mesafe olarak hesap edil­miştir. Buna göre sefer mesafesi 90 kilometrelik yoldur. Bir ka­dın yanında mahremi bulunmadan 90 kilometrelik bir yola çıka­maz.

Bununla beraber, Elmalılı Hamdi Yazır, bâzı âlimlerin görüş­lerine dayanarak seferi mesafe olarak değil de ortalama hızla giden bir vasıta ile zaman olarak izah etmektedir.[1089] Buna (göre oto­büsle onsekiz saatlik yolun altında kalan mesafeler sefer sayılmaz ve kadın bu mesafenin altındaki bir yolculuğa mahremsiz olarak çıkabilir.

Bâzı âlimler ise hadiste ifâde edilen yasağın genç ve erkeklerin ilgisini çeken kadınlar için olduğunu, kendilerine arzu duyulma­yacak kadar yaşlı olan kadınların mahremsiz olarak yolculuğa çıkabileceklerini söylerler.[1090]

Ayrıca, "Kadının yalnız yolculuğa çıkmasının haram olması­nın sebebi emniyettir. Her ne şekilde olursa olsun, bu emniyet te­min edildiğinde kadın mahremsiz olarak da yolculuk yapabilir" diyenler de vardır.[1091]

Aslında günümüzde inancını büyük ölçüde yaşayan pekçok kadın, Türkiye içerisinde yalnız yolculuk yapmaktadır. Ve bu bi­zim kanatimize göre bir zaruret halini almıştır. Çünkü çoğu aileler kadını mahremi olan bir erkekle gönderebilecek maddî imkâna sa­hip değillerdir. Yine Türkiyenin her yerinde üniversitelerde oku­yan kız talebeleri vardır. Bunlar senede iki veya üç defa memle­ketlerine gidip gelmektedir. Bu kızların her zaman mahremleriyle birlikte gidip gelmelerinin dar gelirli olan ailelere bir yük getirece­ği ise açıktır. Ayrıca bunların yanı sıra gidilmesi birkaç gün alır ve herkes bu vakti bulamayabilir. Mademki, yol emniyeti oldu­ğunda kadınların mahremsiz olarak yolculuk yapabileceklerini söyleyen; sefer mesâfesini on sekiz saat olarak alan âlimler var­dır. Öyle ise günümüz şartlarını nazara alarak, zarurî durumlarda kadının bu görüşlere istinaden şehirlerarası otubüslerde yolculuk yapabileceklerini söyleyebiliriz.

İzahını yaptığımız hadiste Ramazan ve Kurban bayramı günlerin­de oruç tutulmayacağı; sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınmayacağı da ifâde ediliyor. Bu konuları 56, 78 ve 437 numaralı hadislerde izah ettiğimizden oralara havale ediyoruz.[1092]




[1076] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/450.

[1077] Müslim, Selâm: 42; Buhari, Tıb: 36; Ebû Dâvud, Tib: 15; Tirmizi Tıb:  19.

[1078] Tirmizî, Tıb: 16; İbni Mâce, Tıb; 33.

[1079] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/450-451.

[1080] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/451.

[1081] Ebû Dâvud, Zekât: 26.

[1082] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/451-452.

[1083] Müsned, 3:65 (11469.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/452.

[1084] Buhari,  Küsuf: 88; Müslim,  Hacc: 410; Ebû   Dâvud,   Menâsik: 94; Tirmizî, Salât: 126; Müsned, 6:10 (23845.)

[1085] İbni Mâce, İkâme: 195.

[1086] Müsned, 3:97 (11719.)

[1087] Buhârî, Taksirü's-Salât.: 4; Müslim, Hacc: 419; Muvatta, İsti'zan: 37; Ebû Dâvud, Menâsik: 2; Tirmizî, Rada: 15.

[1088] Müsned, 3:65 (11469.)

[1089] Hak Dini Kur'ân Dili, 10:235-255.

[1090] Azîmâbâdî, Avnu't-Mâbud, 5:153.

[1091] A.g.e., 5:150.

[1092] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/453-456.



ceren
Thu 8 June 2017, 12:48 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve onun sunnetine tabi kalan kullardan olalım inşallah...

Bilal2009
Thu 8 June 2017, 10:38 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Nazar haktır ve nazara karşı Peygamberimiz den öğrendiğimiz duaları okumalıyız inşallah Rabbim paylaşım için razı olsun.

RAMAZAN 7/D
Thu 8 June 2017, 10:44 pm GMT +0200
Ve Aleykum Selam . Nazar haktir ve onlemek icin insan yuzunu Islama donmeli Efendimiz s.a.v. den ogrendigimiz dualari okumaliyiz .

Alalh cc razi olsun

Sevgi.
Fri 9 June 2017, 02:53 am GMT +0200
Ve aleykümselam dinimizde nazar göz değmesi vardır bunun için dua etmeliyiz inşaAllah

Mustafa/Samed
Fri 9 June 2017, 05:35 am GMT +0200
Ve Aleykümüsselam. Paylaşım için Rabbim razı olsun.