- Görücüye çıkan kız bir elinde cezve, bir elinde tuz

Adsense kodları


Görücüye çıkan kız bir elinde cezve, bir elinde tuz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Wed 25 April 2012, 02:55 pm GMT +0200
Görücüye çıkan kız bir elinde cezve, bir elinde tuz

Haziran 2007 21.SAYI

Bacacılar yüksek yapar bacayı, şimdiki kızlar kendisi bulur kocayı” türküsü yurdum insanının, tanışarak evlenmeye karşı duyduğu teessüfü dile getirmiş yıllarca. Fakat şimdiki kızlar kocayı da kendisi buluyor, nikah sözleşmesini de kendisi hazırlıyor. Kimsenin de hayret ettiği yok doğrusu. Eskiden öyle miydi peki? Her şeyin bir yolu yordamı vardı. Nikah, nasıl şartları eksiksiz yerine getirilmesi gereken ciddi bir anlaşma idiyse, görücüye çıkmanın veya kız bakmanın ritüelleri de önemliydi. O kadar ki kimi teyzeler evlilikler için toplumsal hizmet veren bir kuruluş gibi çaba sarf ederdi.

Hayırsever teyzeler görücü usulü evliliklerin başrol oyuncusudur. “Dünür başı” adı verilen arabulucu bir teyze, evlilik yolunda esas kız ve esas oğlandan daha etkin bir karakterdir. Genellikle 50 yaş civarındadır ve sosyal açıdan son derece geniş bir çevresi vardır. Gençleri evlendirmenin sevap olduğunu bilir ve cennete girebilmek için kendini bu yönde vakfetmiştir. Referansı şimdiye kadar sebep olduğu mutlu evliliklerdir. Birçok bekar kız ve erkek ailesi tanır ve birbirleri için uygun gördüğü aileleri eğitim de dahil olmak üzere sosyal, ekonomik ve kültürel denkliği baz alarak tanıştırma yoluna gider. Evlilik süreci bir gün bir genç kızın kapısında “dünür başı” işleriyle tanınan bu hanımın görülmesiyle başlar. Dünür başı evin kızına hayırlı bir kısmet çıktığını ve değerlendirilmesi gerektiğini önemle anlatır; gerekirse ısrar eder. Dünürcü başının kız evinden aldığı olumlu cevaptan sonra erkek tarafı vakit kaybetmeden bir heyetle kız evini ziyarete karar verir. İşte festival tam olarak burada başlar. Kız tarafı çılgınca temizlik çalışmalarına girişir, perdeler yıkanır, halılar koltuklar silinir, dip bucak her yer elden geçer, en son moda pasta börekler yapılır. Erkek tarafının yakınları da kendi aralarında kalite kontrol için iş bölümü yaparak araştırmacı gazeteci edasıyla kız tarafına gitmeye hazır hale gelir.

Görücüye çıkan kız bin türlü teste tabi tutulur

Kararlaştırılan günde iki ailenin bayanları hanım kızın evinde bir araya gelir. Genç kız evde kelebek gibi süzülürken, erkek tarafının bayanlardan oluşan jürisi boy, kilo ve endam gözlemleriyle kızın artistik puanlarını verir. Pasta börek çeşitliliği, tabak düzeni ve misafire yapılan sunum ile teknik puanların bir kısmını toplayan genç kızımız, temizlik testine de tabi tutulur ki bu, akıllara zarar manzaraların ortaya çıkması demektir. Oğlan tarafının iş bölümünün önemi de aslında burada ortaya çıkar. Erkek heyetinden bir bayan beyaz çorap giyerek gelmiştir ve asla terlik istemez. Bu sayede misafirlik boyunca dolaştığı beyaz çorabın altını eve gittiğinde kontrol edecek ve yer temizliği konusunda fikir sahibi olacaktır. Bir diğer bayan ise dantelinin beyaz yumağını yanlışlıkla koltukların altına kaçırarak yumağın geri dönüşünde üstündeki tozlardan dip bucak temizliği hakkında önemli veriler elde edecektir. Son olarak hijyen testini evin tuvaletinde yapan başka bir erkek heyet üyesi ise tavanlardaki örümcek ağlarına dahi ultra gözlerle bakarak değerlendirme yapar.

Kız tarafı intikamını “tuzlu kahve” ile alır

Elde edilen bilgiler ışığında olumlu sonuca varan erkek tarafı tüm testleri başarı ile geçen genç hanımı oğullarına istemek üzere “hayırlı bir iş” randevusu için gün belirler. Kız evi bir önceki gelişten zaten idmanlıdır ve misafirlerini daha kapsamlı olarak ağırlayacaktır. Fakat bu sefer sıra kız tarafının testlerine gelmiştir. Milenniumda da yaşasak, ışınlanma teknolojisini de bulsak, Jüpiter’de bitki de yetiştirsek asla vazgeçemeyeceğimiz bir şey vardır: Kız isteme faslında “kahveye tuz atmak…” Erkek tarafının kıza bakmak için geldiği günlerin stresini atmak, eh biraz da intikam almak için midir bilinmez, isteme sırasında misafirlere tutulan kahvelerin biri tuzlu hazırlanır. Tuz oranı hayli yüksek olan bu fincan, özenle damada sunulur. Yüzde muzırlığın zarafete bürünmüş bir gülümsemesiyle “Afiyet olsun” denilerek damadın biraz sonra başına geleceklerden habersiz ve safiyane mesut bakışları altında süzülerek odadan çıkılır. O kahvenin içimi sırasındaki zor anları bir Allah bilir bir de damat... Kahveyi bırakmak adapsızlık, içmek ise ıstıraptır. Zavallı damat kaderiyle baş başa, kız tarafına çektirilen sıkıntıların bedelini fincanıyla cebelleşerek öderken, bunun bir rövanş maçı olduğundan habersizdir.

Dünür başı varsa kolaydır evlenmek
Bulunur onlarda bol sayıda seçenek
İki resim, bir özgeçmiş ile
Eş bulmak için başvurmak gerek

Ayşenur USLU

sümeyra
Thu 26 April 2012, 01:39 pm GMT +0200


     Tuzlu kahve içirmekle ilgili güzelbir hikaye okumuştum..Aslında bu,sevdiği kişinin hatırına, nelere katlanılabileceğinin bir göstergesi galiba..Tuzlu kahve içmek kadar kolay bir hayat dilerim..Bu yola yeni çıkmış olan herkese..

melikebat
Thu 26 April 2012, 09:16 pm GMT +0200
intikam güzel alınmış  :)

saniyenur
Thu 3 May 2012, 07:30 pm GMT +0200
Vazgeçilmez adetlerden biri tuzlu kahve. Çile çektirmek damat adayına. Ama bir başka oluyor kahveyi içerken müstakbel damadın yüzündeki ifadeyi izlemek   :)

melikebat
Thu 3 May 2012, 11:55 pm GMT +0200
evet çok keyfli oluyor  :)  :)

Hadice
Mon 24 December 2012, 09:07 pm GMT +0200
Yazık yaaaa bakan eleştiren inceleyen başkalrı tuzlu kahveyi içen başkası..