neslinur
Fri 11 June 2010, 01:39 pm GMT +0200
Gıybetin Ameli Tedavisi
Nefsin bu günahtan arındırılması ve dilin gemlerinin ele alınması için laubali olmaktan ve çok konuşmaktan kaçınılması, dilin Allah'ın zikrine alıştırılması gerekmektedir. Bir sözü konuşmadan önce onun şer'i hükmünü düşün ve muhasebesini iyi yap. Aynı şekilde günah olan sözleri dinleme. Mümin kimse, konuşmak isteyince düşünür, herhangi bir zarar gelmeyeceğini anlarsa sözünü söyler. Eğer zarara uğrayacağını veya zarara uğrama tehlikesi varsa sözünü söylemez ve sükut eder. Münafık ise, sözünün neye mal olacağını düşünmez ve pervasızca konuşur.
Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurmuştur:
" Mü'min bir kimsenin dili, kalbinin arkasındadır. Konuşmak istediği zaman kalbiyle o şeyi düşünür, sonra diliyle onu geçiştirir. Münafığın dili, kalbinin önündedir. Bir şeyi kastettiğinde diliyle söyler, kalbi ile düşünmez."[72]
Bir rivayete göre, Hz. Ebubekir(r.a), ağzına küçük taşları koyar, nefsini konuşmaktan onlarla menederdi. Hz.Ebube-kir(r.a), diline işaret ederek şöyle buyururdu:
" Beni tehlikelere sokan budur."
Nitekim Rebi b. Haysem, şöyle anlatırdı:
" Sabah olduğu zaman, yanına bir kalem, bir de kağıt alırdı. O gün ne konuşursa yazardı, saklardı; akşam olunca da nefsini hesaba çekerdi."
Bir kişi her gece uyumadan önce o gün ne konuştuğunu ve ne dinlediğini iyice muhasebe edip, gıybete kaçan konuşmalarını diğer gün yapmamak için çaba gösterirse ve bu çalışmasına ciddi bir şekilde devam ederse, inşaallah bir süre sonra nefis ıslah olur ve dil kontrol altına alınmış olur. Bunun sonucu olarak dil gıybetten korunmuş olur.
Nefsin bu günahtan arındırılması ve dilin gemlerinin ele alınması için laubali olmaktan ve çok konuşmaktan kaçınılması, dilin Allah'ın zikrine alıştırılması gerekmektedir. Bir sözü konuşmadan önce onun şer'i hükmünü düşün ve muhasebesini iyi yap. Aynı şekilde günah olan sözleri dinleme. Mümin kimse, konuşmak isteyince düşünür, herhangi bir zarar gelmeyeceğini anlarsa sözünü söyler. Eğer zarara uğrayacağını veya zarara uğrama tehlikesi varsa sözünü söylemez ve sükut eder. Münafık ise, sözünün neye mal olacağını düşünmez ve pervasızca konuşur.
Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurmuştur:
" Mü'min bir kimsenin dili, kalbinin arkasındadır. Konuşmak istediği zaman kalbiyle o şeyi düşünür, sonra diliyle onu geçiştirir. Münafığın dili, kalbinin önündedir. Bir şeyi kastettiğinde diliyle söyler, kalbi ile düşünmez."[72]
Bir rivayete göre, Hz. Ebubekir(r.a), ağzına küçük taşları koyar, nefsini konuşmaktan onlarla menederdi. Hz.Ebube-kir(r.a), diline işaret ederek şöyle buyururdu:
" Beni tehlikelere sokan budur."
Nitekim Rebi b. Haysem, şöyle anlatırdı:
" Sabah olduğu zaman, yanına bir kalem, bir de kağıt alırdı. O gün ne konuşursa yazardı, saklardı; akşam olunca da nefsini hesaba çekerdi."
Bir kişi her gece uyumadan önce o gün ne konuştuğunu ve ne dinlediğini iyice muhasebe edip, gıybete kaçan konuşmalarını diğer gün yapmamak için çaba gösterirse ve bu çalışmasına ciddi bir şekilde devam ederse, inşaallah bir süre sonra nefis ıslah olur ve dil kontrol altına alınmış olur. Bunun sonucu olarak dil gıybetten korunmuş olur.