hafiza aise
Thu 4 August 2011, 03:33 pm GMT +0200
13— Gıyabî Cenaze Namazı:
Uzakta bulunan her ölünün cenaze namazını gıyaben kıldırmak Hz. Pey-gamber'in (s.a.) sünneti ve âdeti değildi. Müslümanlardan pek çok kimse uzaklarda öldü; ama onların cenaze namazlarını kıldırmadı. Ancak Habe-: şistan hükümdarı (Necâşî Ashame)'nin gıyabında tıpkı hazır cenazeye kıl-y dırdığı namaz gibi bir namaz kıldırdı.[1292]
Bu konuda âlimler üç ayrı kola ayrıldılar:
1- Hz. Peygamber'in (s.a.) bu davranışı bir teşrî' olup, uzakta bulunan herkesin gıyabında cenaze namazı kılmak ümmet için sünnettir. Şafiî ve iki rivayetten birine göre Ahmed bu görüştedirler.
2- Ebu Hanîfe ve Mâlik: "Bu yalnız Hz. Peygamber'e (s.a.) mahsustur. Başkası için böyle birşey söz konusu değildir." diyorlar. Bu imamların müntesibleri diyorlar ki: Necâşî'nin tabutunun Hz. Peygamber'e (s.a.) yak-laştırılması ve böylece ne kadar uzak mesafede olursa olsun Peygamberimizin onu görerek tıpkı hazır, gözle görülen cenazeye kıldırdığı namaz gibi bir namaz kıldırması mümkündür. Sahabîler her ne kadar cenazeyi görmeseler de namazda Hz. Peygamber'e (s.a.) tabidirler. Hz. Peygamber'in (s.a.) Necâşî'den başka, uzakta ölenlerin hepsinin gıyâblarında cenaze namazlarını kıldığının nakledilmemiş olması da bunu gösterir. Onun yaptığı sünnet olduğu gibi terkettiği de sünnettir. Ondan sonra gelen birinin, ölünün tabutunu uzak mesafeden gözüyle görmesine ve namazını kılması için cenazenin kendisine yaklaştırılın asma yol yoktur. Artık bu işin ona mahsus olduğu anlaşılmıştır. Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) Muâviye b. Muâviye el-Leysî'nin gıyabında cenaze namazı kildırmıştır.[1293] Ancak bu rivayet sahih değildir. Çünkü rivayetin senedinde İbn Zeydil denilen Alâ b. Zeyd adında biri vardır. Onun hakkında Ali b. el-Medînî: "Hadis uydururdu" demiştir. Bu hadisi Mahbûb b. Hilâl, Atâ b. Ebî Meymûne yoluyla Enes'ten rivayet etmiştir.[1294] Buharî: "Ona ( = Mahbûb'a) mutâbaat edilmez" demiştir.
3- Şeyhülislâm İbn Teymiye diyor ki: Doğrusu şudur: Uzakta olan kimse cenaze namazı kılınmayan bir yerde ölmüşse, onun gıyabında cenaze namazı kılınır. Nitekim Hz. Peygamber (sia.), Necâşî'nin cenaze namazını, kâfirler arasında öldüğü ve cenaze namazı kılınmadığı için gıyaben kılmıştı. Şayet öldüğü yerde cenaze namazı kıhnmışsa artık gıyabında namazı kılınmaz. Çünkü müslümanların, onun cenaze namazını kılmalarıyla farz düşmüş olur.[1295] Hz, Peygamber (s.a.}, uzakta ölen kimsenin gıyabında cenaze namazı kılmış; ama kılmadığı da olmuştur. Onun yaptığı ve terkettiği sünnettir. Bunun yeri ayrı, onun yeri ayrı... En iyisini Allah bilir. Hanbelî mezhebi içinde üç görüş vardır; en doğrusu şu tafsilattır. Ama İmam Ah-med'in müntesiblerince meşhur olan görüş, her halükârda uzakta bulunan kimsenin gıyabında cenaze namazı kılınacağı yolundadır. [1296]
[1292] Hz. Peygamber'in (s.a.), Necâşî'nin cenaze namazını kıldırdığı bir grup sahabeden rivayet edilmiştir:
a) Ebu Hureyre'den: Buharî, 23/4, 55, 61, 65; Müslim, 951; Ebu Davud, 3204; Tayâlisî, 2300; ibn Mâce, 1534; Nesâî, 4/70; Tirmizî, 1022.
b) Câbir b. Abdullah'tan: Buharî, 23/55; Müslim, 952; Nesâî, 4/69; Tayâlisî, 1681; Ahmed, 3/295,319.
c) İmrân b. Husayn'dan: Müslim, 953; Nesâî, 4/70; İbn Mâce, 1535; Tayâlisî, 749; ^ Ahmed, 4/431,433; Tirmizî, 1039.
d) Huzeyfe b. Üseyd'den: Tayâlisî, 1068; İbn Mâce, 1537; Ahmed, 4/7.
e) Mecma' b. Harise el-Ensârî'den: İbn Mâce, 1536; Ahmed, 4/64 ve 5/376. 0 Abdullah b. Ömer'den: ibn Mâce, 1538.
g) Cerîr b. Abdullah'tan: Ahmed, 4/260,263. Bu hadiste Allah Rasûlü (s.a.) buyuruyor kİ: "Kardeşiniz Necâşî
Öldü. Onun için istiğfar edin". Hadis hasendir.
[1293] Beyhakî, Sünen. 4/50. Hadis zayıftır.
[1294] Beyhakî, Sünen, 4/5!. Hadis zayıftır.
[1295] İbn Teymiye'den önce İmam Ebu Süleyman el-Hattâbî bu aynmı yapmıştır. el-Hattâbî, Meâlimu's-Sünen'de diyor ki: "Necâşî, Allah Rasûlti'ne (s.a.) inanan ve O'nun peygamberliğini tasdik eden müslüman bir adamdır. Ancak imanını gizlerdi. Bir müslü-man öldüğü zaman, onun cenaze namazını kılmak müslümanlara farz olur. Fakat Necâşî, kâfirlerin arasında bulunduğundan ve orada cenaze namazını kıhp hakkım ödeyecek kimse bulunmadığı için Allah Rasûlü'nün (s.a.) bunu yapması gerekti. Çünkü Allah Rasûlü (s.a.), onun peygamberi, velisi ve en yakınıdır, işte bu durum -Allah daha iyi bilir ya- Hz. Peygamber'in (s.a.), onun cenaze namazım gıyabında
kılmasına çağıran sebeptir. Buna göre herhangi bir beldede ölen müslümanın cenaze namazı kılınarak hakkı yerine getirilirse başka şehirde bulunan kimseler gıyabında namaz kılmaz. Şayet bir mâni, bir engel bir özür bulunduğu için cenaze namazının kılınmadığı bilinirse sünnet olan, cenaze namazının kılınması ve mesafenin uzaklığından dolayı bunun terkedilmemesidir. Böyle bir kimsenin cenaze namazını kılacakları zaman, eğer ölü kıble cihetinde değilse bile kıbleye yönelirler, ölünün bulunduğu memlekete yönel-mezler." el-Hattâbî'nin bu görüşünü Rûyânî güzel bulmuştur.
[1296] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/494-496.
Uzakta bulunan her ölünün cenaze namazını gıyaben kıldırmak Hz. Pey-gamber'in (s.a.) sünneti ve âdeti değildi. Müslümanlardan pek çok kimse uzaklarda öldü; ama onların cenaze namazlarını kıldırmadı. Ancak Habe-: şistan hükümdarı (Necâşî Ashame)'nin gıyabında tıpkı hazır cenazeye kıl-y dırdığı namaz gibi bir namaz kıldırdı.[1292]
Bu konuda âlimler üç ayrı kola ayrıldılar:
1- Hz. Peygamber'in (s.a.) bu davranışı bir teşrî' olup, uzakta bulunan herkesin gıyabında cenaze namazı kılmak ümmet için sünnettir. Şafiî ve iki rivayetten birine göre Ahmed bu görüştedirler.
2- Ebu Hanîfe ve Mâlik: "Bu yalnız Hz. Peygamber'e (s.a.) mahsustur. Başkası için böyle birşey söz konusu değildir." diyorlar. Bu imamların müntesibleri diyorlar ki: Necâşî'nin tabutunun Hz. Peygamber'e (s.a.) yak-laştırılması ve böylece ne kadar uzak mesafede olursa olsun Peygamberimizin onu görerek tıpkı hazır, gözle görülen cenazeye kıldırdığı namaz gibi bir namaz kıldırması mümkündür. Sahabîler her ne kadar cenazeyi görmeseler de namazda Hz. Peygamber'e (s.a.) tabidirler. Hz. Peygamber'in (s.a.) Necâşî'den başka, uzakta ölenlerin hepsinin gıyâblarında cenaze namazlarını kıldığının nakledilmemiş olması da bunu gösterir. Onun yaptığı sünnet olduğu gibi terkettiği de sünnettir. Ondan sonra gelen birinin, ölünün tabutunu uzak mesafeden gözüyle görmesine ve namazını kılması için cenazenin kendisine yaklaştırılın asma yol yoktur. Artık bu işin ona mahsus olduğu anlaşılmıştır. Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) Muâviye b. Muâviye el-Leysî'nin gıyabında cenaze namazı kildırmıştır.[1293] Ancak bu rivayet sahih değildir. Çünkü rivayetin senedinde İbn Zeydil denilen Alâ b. Zeyd adında biri vardır. Onun hakkında Ali b. el-Medînî: "Hadis uydururdu" demiştir. Bu hadisi Mahbûb b. Hilâl, Atâ b. Ebî Meymûne yoluyla Enes'ten rivayet etmiştir.[1294] Buharî: "Ona ( = Mahbûb'a) mutâbaat edilmez" demiştir.
3- Şeyhülislâm İbn Teymiye diyor ki: Doğrusu şudur: Uzakta olan kimse cenaze namazı kılınmayan bir yerde ölmüşse, onun gıyabında cenaze namazı kılınır. Nitekim Hz. Peygamber (sia.), Necâşî'nin cenaze namazını, kâfirler arasında öldüğü ve cenaze namazı kılınmadığı için gıyaben kılmıştı. Şayet öldüğü yerde cenaze namazı kıhnmışsa artık gıyabında namazı kılınmaz. Çünkü müslümanların, onun cenaze namazını kılmalarıyla farz düşmüş olur.[1295] Hz, Peygamber (s.a.}, uzakta ölen kimsenin gıyabında cenaze namazı kılmış; ama kılmadığı da olmuştur. Onun yaptığı ve terkettiği sünnettir. Bunun yeri ayrı, onun yeri ayrı... En iyisini Allah bilir. Hanbelî mezhebi içinde üç görüş vardır; en doğrusu şu tafsilattır. Ama İmam Ah-med'in müntesiblerince meşhur olan görüş, her halükârda uzakta bulunan kimsenin gıyabında cenaze namazı kılınacağı yolundadır. [1296]
[1292] Hz. Peygamber'in (s.a.), Necâşî'nin cenaze namazını kıldırdığı bir grup sahabeden rivayet edilmiştir:
a) Ebu Hureyre'den: Buharî, 23/4, 55, 61, 65; Müslim, 951; Ebu Davud, 3204; Tayâlisî, 2300; ibn Mâce, 1534; Nesâî, 4/70; Tirmizî, 1022.
b) Câbir b. Abdullah'tan: Buharî, 23/55; Müslim, 952; Nesâî, 4/69; Tayâlisî, 1681; Ahmed, 3/295,319.
c) İmrân b. Husayn'dan: Müslim, 953; Nesâî, 4/70; İbn Mâce, 1535; Tayâlisî, 749; ^ Ahmed, 4/431,433; Tirmizî, 1039.
d) Huzeyfe b. Üseyd'den: Tayâlisî, 1068; İbn Mâce, 1537; Ahmed, 4/7.
e) Mecma' b. Harise el-Ensârî'den: İbn Mâce, 1536; Ahmed, 4/64 ve 5/376. 0 Abdullah b. Ömer'den: ibn Mâce, 1538.
g) Cerîr b. Abdullah'tan: Ahmed, 4/260,263. Bu hadiste Allah Rasûlü (s.a.) buyuruyor kİ: "Kardeşiniz Necâşî
Öldü. Onun için istiğfar edin". Hadis hasendir.
[1293] Beyhakî, Sünen. 4/50. Hadis zayıftır.
[1294] Beyhakî, Sünen, 4/5!. Hadis zayıftır.
[1295] İbn Teymiye'den önce İmam Ebu Süleyman el-Hattâbî bu aynmı yapmıştır. el-Hattâbî, Meâlimu's-Sünen'de diyor ki: "Necâşî, Allah Rasûlti'ne (s.a.) inanan ve O'nun peygamberliğini tasdik eden müslüman bir adamdır. Ancak imanını gizlerdi. Bir müslü-man öldüğü zaman, onun cenaze namazını kılmak müslümanlara farz olur. Fakat Necâşî, kâfirlerin arasında bulunduğundan ve orada cenaze namazını kıhp hakkım ödeyecek kimse bulunmadığı için Allah Rasûlü'nün (s.a.) bunu yapması gerekti. Çünkü Allah Rasûlü (s.a.), onun peygamberi, velisi ve en yakınıdır, işte bu durum -Allah daha iyi bilir ya- Hz. Peygamber'in (s.a.), onun cenaze namazım gıyabında
kılmasına çağıran sebeptir. Buna göre herhangi bir beldede ölen müslümanın cenaze namazı kılınarak hakkı yerine getirilirse başka şehirde bulunan kimseler gıyabında namaz kılmaz. Şayet bir mâni, bir engel bir özür bulunduğu için cenaze namazının kılınmadığı bilinirse sünnet olan, cenaze namazının kılınması ve mesafenin uzaklığından dolayı bunun terkedilmemesidir. Böyle bir kimsenin cenaze namazını kılacakları zaman, eğer ölü kıble cihetinde değilse bile kıbleye yönelirler, ölünün bulunduğu memlekete yönel-mezler." el-Hattâbî'nin bu görüşünü Rûyânî güzel bulmuştur.
[1296] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/494-496.