- Geçmişten Günümüze Bebek Uyutma Teknikleri

Adsense kodları


Geçmişten Günümüze Bebek Uyutma Teknikleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 19 December 2011, 04:32 pm GMT +0200
Geçmişten Günümüze Bebek Uyutma Teknikleri

Şubat 2008 29.SAYI

Bebeğin uyumasını kolaylaştırmak için söylenen ninnide uzun uzun “eee” geçer. Masum bir harfin uzatması gibi görünen bu “eee”ler bir süre sonra hipnoz etkisi yaparak bebeği uykuya daldırır.

Bebek bakımı konusunda annelerinin geçirmekte olduğu değişim çerçevesinde bu ay, bebeğin beyin gelişimi için hayli önemli bir faktör olan uyutma tekniklerinden bahsedeceğiz. Tabi bu arada uyku alet ve edevatından bahsetmeden edemeyeceğiz. Hepimizin bildiği gibi “bebek uyutma” işleminde ileri-geri ya da sağa-sola bir devinim şarttır. Zira uyutma aktivitesi özünde “çocuğu sersemletme” prensibine dayanır.

Bilenler bilir eskiden evlerin tavanında mutlaka birkaç çengel olurdu. Çok fonksiyonel olan bu çengeller kışın soba borularını tutar, evin bebeği olunca da salıncağı taşırdı. Evin içine kurulan salıncak baş ve ayakucundan bir çıta ile gerilerek bebeğin rahatça yatması sağlanırdı. Bu şekilde çocuk, oda içerisinde bir o yana bir bu yana sallanmak suretiyle uyutulurdu. Hafiften sirk manzarası oluşturan bu teknik çocuğa “tramplende uçuyor hissi”ni vermesi açısından çok yönlü bir etkiye sahiptir. Müthiş bir uyku yaşatabilir, akabinde Alice Harikalar Diyarını aratmayacak kadar karışık rüyalar görülebilir.

Sallayarak sersemletir, ninniyle hipnotize ederiz


Ayakta sallamak ise günümüzde doktorlar tarafından tavsiye edilmese de her zaman annelerin en çok başvurduğu yöntemdir. Bebek yastığın üzerinde ayak ve dizler yardımıyla sağa ve sola sallanır. Bu sallama sırasında bir de ninni söylenir ki bu ninnin yüzyıllardır değişmeyen teması, danalar bir bostana girip karınlarını doyurmak için lahana yemeyi planlarken, bostancının onları oradan kovma macerasıdır. Ninnide sözler arasında nakarat niyetine uzun uzun “eee” geçer. Masum bir harfin uzatması gibi görünen bu “eeee”ler bir süre sonra hipnoz etkisi yaparak bebeği uykuya daldırır.

Ancak bu işlemin her zaman tekrarlanması halinde bebek olayın rutininden sıkılıp hayatında bir değişiklik olması umuduyla uyumamakta ısrar edebilir. Böyle bir durumda tüm annelerdeki ortak refleks, sallamayı şiddetlendirmek ve ninniyi yüksek sesle söyleyerek olayı daha vurucu hale getirmektir ki burada bebeğin artık yapacağı bir şey yoktur. Zavallı yavru teslim olur, şiddetli sallamalar sonucu sersemler, uyur ve sorun çözülür.

Bebeği battaniyeyle sallıyorsan ayak tarafını kapacaksın

Buna benzer bir başka yöntem de battaniye arasında bebek sallamaktır. Bu teknik daha fazla insan gücü gerektirdiğinden zahmetlidir, ayrıca işlemin gerçeklemesi için iki kişinin varlığı şarttır. Ayakta salama işleminin işe yaramaması durumunda son çare olarak uygulamaya konulur. Daha çok yatılı misafirliklerde anne ve babaların kurtarıcısı durumundadır. Bir battaniyenin ortasına yatırılan bebeğin, battaniyenin karşılıklı iki ucundan tutulup sallanmasıyla -yine bir nevi beşik havası verilerek- uyutulması tekniğidir. Bu teknikte açıkgöz olmak çok önemlidir, zira bebeğin ayaklarının olduğu kısım başının olduğu taraftan çok daha hafif olacağından ayak tarafını kapan daha az yorulacaktır. Bu uyutma işleminde öz yine aynıdır: “sersemleyen bebek uyur.”

Beşik de bebek uyutma sanatlarının en önemli parçasıdır. Ahşap iki yarım daire üzerine oturtulmuş yatak ve üzerinde rahatça sallayabilmek için uzun bir gergi çubuğu şeklinde düzenlenmiştir. Bu gergi çubuğuna bebeğin yüzüne yakın bir yerden ip ile emzik sarkıtılarak bebeğin gece uyanması halinde iki tarafta arandığında ağzına kolayca alabilmesi hesaplanmıştır. Bu şekilde, bebeğin emziğini emerek ağlama yüzdesi biraz daha aşağılara çekilmiştir. Beşiğin üstüne atılan tül ise bebeği sineklerin hain saldırılarından korumak için tasarlanmıştır. Bebek, alttaki yarım ay şeklindeki düzeneğin iki yana sallanması suretiyle yine sersemletilerek uyutulur.

Gece ağlamalarına annelerden pratik çözüm


Bebek kısmının yeri ne kadar rahat olursa olsun geceleri ağlamak gibi bir huyu vardır. Gündüzleri bir yandan evin işine diğer yandan bebeğin bakımına koşturan anne geceleri yatağa yorgun halde düştüğünde olabilecek en kötü şey bebeğin gece boyunca mızırdanmasıdır. Fakat Kahraman Türk Kadını buna da vakti zamanında harika bir çözüm bulmuştur. Gece yatarken bir ucunu salıncak ya da beşiğe bağladığı ipin diğer ucunu ayak bileğine düğümleyerek bebek mızırdanmaya başladığında yattığı yerden ayağını hareket ettirerek bebeğin beşiğini sallama tekniğini geliştirmiş ve o zamanlara göre harika bir yaklaşımla zekasını ortaya koymuştur.

Oysa günümüzde beşiklerin diğer ucu anneye değil elektrik prizine bağlıdır. Uzaktan kumandalı, dereceli, otomatik sallama özelliğine sahip elektronik yataklar ve üzerlerinde asılı olan ayıcıklar da şarkılar eşliğinde dönerek bebeğin nerdeyse annesi ile arasına girmiştir. Fakat tüm bunlar ne kadar teknolojik olursa olsun anne şefkati, anne kokusu ve anne sıcaklığı taşımayan makinelerdir.

Sallandık, sallandık.
Sallandıkça ballandık.
Bostancı danaları kovdu mu?
Sonunu hiç duyamadık.

Ayşenur USLU