- Ganimetin Beşte Birini Taksim Etme

Adsense kodları


Ganimetin Beşte Birini Taksim Etme

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Wed 28 July 2010, 04:28 pm GMT +0200
Ganimetin Beşte Birini Taksim Etme ve Elde Edilen Fey’i Harcamak
 

Ganimet konusu üzerinde başlangıçta geniş bilgi vermiş bulunuy­oruz. Ancak önemine binaen bunu Özel bir başlık altında ele almayı ve ilgili hadîslerle detaylı açıklamayı uygun gördük.

Ganimet elde edip mücahidlere dağıtmak ve beşte birini ayırıp peygamberin (a.s.) emrine vermek; peygamberden sonra imam (devlet başkanı veya halife) nin emrine terketmek kitap, sünnet ve icma1 ile sabit olmuştur. Ancak Peygamberimiz (a.s.) den sonra ganimetin beşte birinin devlet başkanına veya halîfeye verilip verilmeyeceği tartışma konusu olmuştur. Müctehidlerden bir kısmına göre, o sadece Hz. Mu-hammed'e ait bulunuyordu. Ondan sonra bu beşte birin hükmü ka­lkmıştır. Daha önce buna temas etmiş ve Peygamberimizden (a.s.) son­ra da bu beşte birin devlet başkanı veya halîfeye bırakılacağında görüş beyân edenlere ve delillerine yer vermiş bulunuyoruz.

Burada üzerinde daha çok duracağımız iki husus bulunuyor: Pey-gamber'e (a.s.) ve Ondan sonra müslümanlarm başına geçen halîfe veya devlet başkanına verilmesi uygun görülen beşte birin Peygamber (a.s.) tarafından kimlere dağıtıldığını tesbit etmek ve bir de bu konuda kul­lanılan ganimet, nefel ve fey' kavramları arasındaki farkı belirtmek...

Ganimet, düşmanla savaşılıp gerek savaş esnasında, gerekse üstünlük sağlayıp zafere ulaştıktan sonra elde edilen taşınır, taşınmaz mallardır. Bunun beşte biri Peygamber'e (a.s.) ve ondan sonra gelen halîfe veya devlet başkanına ayrılır. Beşte dördü ise mücahidlere sünnette belirtildiği şekil ve ölçüde dağıtılır.

Nefeî, çoğulu "enfal" dır. Bu, ganimetten fazla olarak mücahidlere verilen şeylerdir. Bu, yetkili kumandan veya devlet başkanının savaşa, daha çok heveslendirip teşvik etmek için mücahidlere ganimetten başka birtakım şeyleri fazla olarak vereceğini vaadetmesi demektir. Meselâ, kim müşriklerden birini öldürür ve Öldürdüğünü isbat ederse, o müşrikin özel eşyası ona verilir şeklinde bir vaad bu cümledendir.

Fey' ise, savaşmadan düşman ile yapılan anlaşma neticesinde düşmanın belirlenen nisbet ve miktarda müslümanlara altın, gümüş veya başka bir mal vermesi anlamına gelir. Bunda humus olmadığı gibi, ganimet te sayılmaz. Zira kâfirlere karşı üstün caydırıcı bir güç izhar edip savaşsız ve kansız bir anlaşma yaparak onlardan bir miktar mal ve para alınabilir. Kesûlüllah (a.s.) zamanında Enfal sûresinde beyân buyurulduğu üzere elde edilen fey'in tamamı Resûlüllah'a (a.s.) bırakılırdı. O da bunu dilediği şekilde harcar, fakirleri, muhtaçları, aile halkını ve yakınlarını korurdu.

Hz. Ömer (r.a.) den yapılan rivayette adı geçen bu konuda şu bil­giyi vermiştir: Yahudilerden Benî Nadîr kabilesinin malı savaşsız ola­rak bir anlaşma neticesi bütünüyle Peygamberimize (a.s.) bırakıldı. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bu mal ile ev halkına, aile efradına infakta bulundu, onların bir yıllık nafakasını karşılayacak nisbette bir taksi­mat yaptı ve geriye kalan kısmını savaşta kullanılmak üzere at ve silah satın almaya harcadı. Hayber'de Fedek bahçesinin Resûlüllah'a ait ol­ması bu yoldandır. [356]

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

Cübeyr b. Mut'im (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: lfBenle Hz. Osman birlikte yürüyerek Peygamberimize (a.s.) git­tik ve şöyle dedik: Hayber'de elde edilen humus (ganimetin beşte birin) den Mu 11 al i b oğullarına verdiniz ve bizi terkettiniz (bize vermediniz)!" Resûlüllah (a.s.) bize şöyle buyurdu: "Muttalîb oğullarıyla Hâşim oğulları bir tek şeydir..."

Cübeyr (r\a.) devamla diyor ki: "Resûlüllah (a.s.) humustan Abdişems oğullarıyla Nevfel oğullarına bir şey ayırıp vermedi." [357]

Diğer bir rivayette ise şöyle denilmiştir: "Resûlüllah (a.s.), Hay-ber'de elde edilen (humus'tan) yakınlarından Hâşim oğulları ile Muttalib oğullarına pay ayırıp verdiğinde ben ve Osman (r.a.) geldik ve: tTYa Resûlellaht Bunlar Hâşim oğullarıdır, senin yanındaki yerleri, dolayısıyla Allah'ın seni onlardan seçip (peygamberlik payesine) koyduğu için faziletleri (üstünlükleri) inkâr edilmez.. Ya bizim Muttalib oğullarından olan kardeşlerimize baksan ya, onlara verdiniz, bizi bıraktınız. Oysa biz de onlar da senden yana aynı yerde (çizgide) bulunuyoruz." Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurdu: "Şüpheniz ol­masın ki, onlar cahiliyye devrinde de, İslâm döneminde de ben­den asla ayrılmadılar ve Hâşim oğullarıyla Muttalib oğulları aynı şeydir" ve bunu derken parmaklarını birbirine geçirip ke­netledi." [358]

Hz. Ali (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Ben, Abbas, Fatime ve Zeyd b. Harise Resûlüllah'ın (a.s.) yanında biraraya geldik. Ben, Resûlüllah'a (a.s.) şöyle dedim: "Ya Resûlellah! Eğer Allah'ın kitabında belirtildiği üzere şu hu­mustan bizim hakkımız hususunda beni yetkili kılıp siz henüz hayatta iken taksim etmemi uygun görüyorsanız öyle yapın; tâ ki sizden sonra herhangi bir kimse (bu hususta) benimle tartışıp ağız kavgası yapmasın." Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) da öyle yaptı (bana yetki verdi) ve ben de Resûlüllah (a.s.) hay­atta iken gereken taksimatı yaptım. Sonra (sözü edilen) humus üzerine Ebû Bekir (r.a.) beni mütevelli tayin etti ve bu Hz. Ömer'in son yılına kadar öylece devam etti. Zira Hz. Ömer'e (r.a.) (humus olarak) çok mal gelmiş oldu." [359]

Yine Hz. Ali (r.a.) den yapılan rivayetle, adı geçen şöyle demiştir: tfResûIüllah (a.s.) humusun beşte biri üzerine beni mütevelli yaptı (yetki verdi). Ben de hem Resülüllah'm (a.s.) hayatında, hem Kbû Bekir ve Ömer'in hayatında onu yerli yerine koydum (gereken taksimatı âdil biçimde gerçekleştirdim ve lüzumlu yer­lere harcadım)." [360]

Yezİd b. Hürmüz'den yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi ver­miştir: Necde, İbn Abbas'a bir mektup yazarak humusun kime ait olduğunu sordu. İbn Abbas (r.a.) da ona şu mektubu yasıp gönderdi: "Mektup yazıp benden humusun kime ait olduğunu soruyorsun? Şüphesiz biz deriz ki, o bize aittir. Ancak kavmimiz

bunu bize vermekten kaçındılar." [361]

Diğer bir rivayette ise şöyle denilmiştir:

"Necde el-Harurîyye, ibn Zübeyr'in (içine düştüğü) fitne (ortaya) çıkınca İbn Abbas'a (r.a.) (bir adam veyahut bir mekt­up) göndererek yakınlardan (humustan olan) payın kime aît olduğunu soruyor. İbn Abbas (r.a.) da ona şu cevabı veriyor: "Sözünü ettiğin sehim Resûlüllah'm (a*s.) yakınları olan bizlere aittir. Resûlüllah (a.s.) onu yakınlarına taksim etmiştir. Ömer (r.a.) ondan (humusdan) az şey ayırıp bize arzettiyse de gördük ki o bizim hakkımızın çok altında bulunuyor. O bakımdan al­maktan kaçındık ve olduğu gibi geri çevirdik."

Hz. Ömer'in (r.a.) Rasulüllah'ın (a.s.) yakınlarına ayırıp gönderdiği pay onlardan evlenecek olanlara yardım etmek, borçlularının borcunu karşılamak ve fakirlerine verilmek üzere belir­lenmişti. Bundan fazla vermekten kaçındı. [362]

Hz. Ömer (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki?

"Yahudilerden Nadîr oğullarının malları, Allah'ın kendi peygamberine fey' kıldığı bir maldı. Zira müslümanlarm at koşturup, üzengi vurup elde ettikleri bir mal değildi. O bakımdan tamamı Resûlüllah'a (a.s.) ait oldu. O da o malı kendi çoluk çocuğunun bir yıllık nafakası olarak (infak etmek üzere) ayırdı." [363]

Diğer bir rivayette ise şöyle denilmektedir: "Resûlüllah (a.s.) o malı çoluk çocuğunun bir yıllık kutu (yiyecek geçimliği) olarak depolayıp alıkoydu. Arta kalanını ise Allah yolunda bir hazırlık olmak üzere silah ve at (satın almak üzere) ayırıp belirledi."

Avfb. Mâlik (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi ver­miştir: "Resûlüüah'a (a.s.) fey' gelince, geldiği gün (geciktirmeyip) taksim ederdi: Evli kimseye iki pay, bekâra bir pay verirdi." [364]

Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ben ne size veriyorum ne de sizi menediyorum. Ben sadece taksim ediciyim, emrolunduğum yere, cihete koyuy­orum." [365]

Zeyd bin Eslem'den yapılan rivayette adı geçen diyor ki: "İbn Ömer (r.a.), Muaviye'nin yanına girdi. Muâviye ona: "Ya Ebâ Ab-dirrahman hacetin nedir?" diye sordu. O da: "Hürriyetine kavuşturulmuşlara vermek. Zira ben Resulü İlah'ı (a.s.) gördüm, kendisine bir şey (fey1) geldiğinde önce hürriyetine kavuşturulmuş kişilere vermeğe başlardı." [366]

Cabir (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen, Resûlüllah'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Eğer Bahreyn'den bana mal gelmiş olsa sana şu kadar, şu kadar, şu kadar verirdim." Ama Resûlüllah (a.s.) vefat edinceye kadar Bahreyn'den (fey' olarak) mal gelmedi. Ondan sonra Bahreyn'den mal gelince Ebû Bekir (r.a.) bir çağrıcıyı görevlendirdi, o da şöyle duyuruda bulundu: "Kimin Resûlüllah'ın (a.s.) yanında borcu veya kendisine va'dedilmiş bir şeyi varsa bize gelsin." Bunun üzerine kalkıp Ebû Bekir'e (r.a.) gittim ve dedim ki: "Resûlüllah (a.s.) bana şöyle şöyle dedi." Bunu duyan Ebû Bekir (r.a.) bana avuç avuç vermeye başladı ve verdiklerimi say diye buyurdu... Bir de sayıp baktım ki beşyüz sayısını bulmuş.. Sonra Ebû Bekir (r.a.) bana: "Şimdi bunun iki mislini al" diye emretti. [367]

Ömer b. Abdilaziz (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şu (genelgeyi) yazmıştır: Fey'in nereye konacağından, kimlere veri­leceğinden kim sorarsa, bu hususta Ömer b. Hattab'ın hükmettiği söz konusudur. Mü'minler onun bu hükmünü âdil ve uygun görmüşlerdir. Nitekim Resûlüllah (a.s.): "Allah hakkı Ömer'in dili ve kalbi üzere kılmıştır. O da verilecek şeyi belir­leyip, din ehli (kitap ehli) üzerine Allah'ın cizye olarak gerekli kılıp takdir ettiğini hükme bağlamıştır. O mallarda humus ve mağnem (ganimet) belirlememiştir." [368]

 

Müctehidlerin Îstidlal ve Tesbitleri
 

a) Hanefîlere göre, muvadeâ (düşmanlığı bırakıp barış yoluyla anlaşma) üzere ehl-i harpten alman malda humus yoktur. Yani onun beşte biri Hz. Peygamber'e ait olup gerisi müslümanlara taksim edilir ganimet türünden değildir. Resûlüllah (a.s.) zamanında muvadeâ yoluy­la alman malın tamamı Resûlüllah'a (a.s.) ait olurdu. O da bunu kendi aile halkına, muhtaç yakınlarına, fakirlere ve orduya harcardı. Nitekim Enfal sûresinin baş kısmı bu hükmü açıklamaktadır. Muvadeâ yoluyla ehl-i harpten alman mal ve paraya fey' denilir.  Bu bütünüyle Resûlüllah'a hastı. O'ndan sonra hiç bir devlet başkanı veya halîfeye tahsis edilmez. [369]

b)  Şafiî ve Hanbelîlere göre, muvadeâ yoluyla elde edilen fey' bütün müslümanlara tevzi edilir, hepsinin onda hakkı vardır. Yalnız köleler bu genellemenin dışındadır. Resûlüllah (a.s.) zamanında elde edilen fey'in tamamı Resûlüllah'a (a.s.) ait olur, O bunu dilediği şekilde harcar ve taksim ederdi. O'ndan sonra bütün müslümanlara tahsis edi­lir. [370]

Böylece mezhep imamlarının hemen hepsi bu konuda görüş birliği içinde bulunuyorlar: Fey'in Resûlüllah'a has kılındığını, O'ndan sonra bütün müslümanlara ait olduğunu belirtmişlerdir. [371]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

291 no'lu Cübeyr hadîsi sahîh olup istidlale salih görülmüştür. Fey1 ve humus hususunda Cübeyr'in (r.a.) Hz. Osman'la (r.a.) birlikte Resûlüllah'a (a.s.) baş vurmasının sebebine gelince: Osman (r.a.)

Abduşşems oğullanndandı. Cübeyr ise Nevfel oğullarındandı. Abdüş-şems Nevfel, Hâşim ve Muttalib ise Abdülmenaf oğullarmdandırlar. işte Peygamber'e (a.s.) yakınlıkları bu yoldandır.

Resûlüllah'a (a.s.) tahsis edilen humus ve bir de fey', bütünüyle O'nun iradesine bırakılmıştır. Efendimiz onu en yararlı, en âdil şekilde fakirlere, muhtaçlara, kendi aile halkına ve yakınlarına dağıtırdı. O bakimdan Hayber'den intikal eden humusdan Abduşşems ve Nevfel oğullarına ayırmamıştır. Zira bu iki aile Peygamberimize (a.s.) pek yardımcı olmamışlar, gerek cahiliyye, gerekse îslâm döneminde diğerleri kadar fedakâr davranmamışlardır.

Nitekim 292 no'lu rivayet bu mânaya delâlet etmekte ve taksimde sözü edilen iki aileye bir şey verilmemesinin sebeplerinden biri açıklarım aktadır.

293  no'lu Ali hadîsinin isnadında Hüseyn b. Meymun el-Hindîfî bulunuyor. Ebû Hatim onun kavî olmadığını, Ali b. Medenî onun mâruf bir kişi olarak tanınmadığını belirtmiştir. [372] Buharı onu zayıflar arasında anmıştır. îbn Hibban ise onun kavî olduğunu söylemiştir. [373]

294 dipnotlu Ali hadîsinin isnadında ise Ebu Cafer er-Râzî b. Ma-han bulunuyor. Bu zat hakkında çok şeyler söylenmişse de îbn Mam onun sika olduğunu ve Ali b. Medenî'nin de bu görüşe katıldığı tesbit edilmiştir. Ahmed ile Nesâî onun kavî olmadığını belirtirlerken Ebû Hatim onun sika olduğuna dikkat çekmiştir. [374]

Hadîste geçen "humusü'l-humus" yani "beşte birin beşte biri" tabi­rinden maksat, humusun sarfedilecek cihetinin beş olduğunu belirt­mektir.

Böylece ganimetten ayrılan beşte birin Resûlüllah (a.s.) Efendi-miz'den sonra da, Resûlüjlah'm (a.s.) sarfettiği cihette dağıtıldığı anlaşılıyor. Ebû Bekir ve Ömer (r.a.) zamanlarında da bu işe Hz. Ali (r.a.) mütevelli kılınmıştır. Sonra Hz. Ömer'in (r.a.) hilâfetinin son yılında gelen ganimette humus çıkarılmamış ve artık Hz. Ali (r.a.) de bu işe mütevelli kılınmamıştır. Şüphesiz bu tarz bir tasarruf Hz. Ömer'in (r.a.) içtihadıdır ve ashabın çoğu da Ona bu hususta muvafakat etmiştir.

Yezîd b. Hürmüz rivayeti de bunu desteklemektedir.

297 no'lu Ömer hadîsi sahih olup istidlal ve ihticaca salihtir. Fey1 olarak Resûlüllah'a (a.s.) tahsis edilen B.enî Nadîr emvalini Resûlüllah'ın (a.s.) nasıl kullandığı ve ne maksatla harcadığı çok açık şekilde belirtilmektedir. Ancak O'ndan sonra halîfe ve hükümdarlara fey' ve humus tahsis edilmemiş, yani belirtilen ölçü ve nisbette ona ait olmamışta1.

Azacak müctehidlerin bu husustaki ictihad ve görüşleri kısmen fa­rklı bulunuyor.

Benî Nadîr kabilesi, Medine yakınında bir yahudi kabilesi idi. ihanetlerinden dolayı Resûlüllah (a.s.) Bedir savaşından altı ay sonra, Huneyn savaşından önce bunları muhasara altına aldı ve sonunda her aile bir deve yükü eşya götürmek üzere ülkeyi terketmeleri üzerinde anlaşma yapıldı ve geriye kalan malları fey1 olarak Resûlüllah'a (a.s.) tahsis edildi. O da o malları Ömer (r.a:) rivayetinde belirtildiği şekilde kullanıp dağıttı.

298 no'lu Avf hadîsinin hasen olduğunu Ahmed belirtmiştir. Rical­inin hepsi sikadır. Ebû Dâvud ile el-Münzirî de bu hadîsin sahih olduğunu zımnen ifade etmişlerdir.  O bakımdan istidlale salih görülebilir.

Resûlüllah'm (a.s.) kendisine intikal eden fey'i vakit kaybetmeden, geciktirmeden ihtiyaç sahiplerine sarfettiği, evli olanlara iki, bekârlara bir pay verdiği anlaşılmaktadır. Şüphesiz bu tasarruf Resûlüllah'a (a.s.) has idi. O dilediği şekilde fey'i kullanır ve dağıtırdı.

299  no'lu Ebû Hüreyre hadîsi sahihtir ve ihticaca salihtir. Bu rivayetten, Resûlüllah'm (a.s.) gerek ganimet, gerek fey1 ye gerekse hu­mus taksimatında kendiliğinden bir tasarrufta bulunmadığı, Ce­brail'den aldığı  talimat  uyarınca bunları  yerli  yerince dağıttığı anlaşılmaktadır. O bakımdan başta îbn Abbas (r.a.) olmak üzere ash­abın bazısı Resûlüüah'ın (a.s.) gerek fey', gerekse humus taksimatının aynen devam ettirilmesini savunmuşlardır.

300 no'lu Zeyd b. Eşlem hadîsinin isnadında Hişam b. Sa'd bulu­nuyor. Bu zat hakkında konuşanlar olmuştur, imam Ahmed, onun hafız olmadığını, Ibn Maîn onun kavı sayılmayacağını, Nesâî onun zayıf bu­lunduğunu belirtirken Ibn Adiy, "zayıf olmasıyla beraber hadîsi yazılabilir" demiştir. [375] Bu sebeple müctehidlerin çoğu bu hadîsle is­tidlal etmemiştir.

Ancak Resûlüllah'm (a.s.), kölelik kaydından kurtulup hürriyetlerine kavuşturulan ve tutunacak bir dallan olmayan kimse­lere öncelik tanıdığında şüphe yoktur.

301 no'lu Cabir hadîsi sahîh olup istidlale salihtir.

Nesâî, Bahreyn'in o dönemde mecusî olduğunu belirtmiştir. Resûlüllah (a.s.), onlardan cizyeyi alıp getirmek üzere Ebû Ubeyde b. Cerrah'ı (r.a.) görevlendirmişti. Ibn Sa'd'ın tesbitine göre ise, Resûlüllah (a.s.) elde edilen ganimeti Ci'râne'de taksim ettikten sonra, Alâ'ı (r.a.), Fürs âmili bulunan Münzir b. Sâvî'ye gönderdi ki Münzir Bahreyn'e yönelmiş bulunuyordu. Ora halkını islâm'a davet ettiler. Çoğu îslâmiyeti kabul etti. Mecusî olanlar ise îslâmiyete girmek istem­ediler ve cizye vermeye razı oldular.                                           .

Anlaşılan gerek Ubeyde b. Cerrah'm, gerekse Alâ'm vazifelendiri­lip gönderilmesi Resûlüllah (a.s.) zamanına rastlamaktadır. Oradan to­planıp getirilen cizye ise ancak Ebû Bekir'in (r.a.) hilâfeti zamanında gerçekleşmiş ve böylece Resûlüllah'm (a.s.) Câbir'e vaadettiği pay, Ebû Bekir tarafından ona verilmiştir. Resûlüllah'm (a.s.) Câbir'e "şu kadar şu kadar, şu kadar" buyurmasını dikkate alan Ebû Bekir (r.a.) Câbir'e taksimde isabet edenin üç mislini vermiştir.

302 no'lu Ömer b. Abdüaziz rivayetinde meçhul olan bir râvi bulu­nuyor. Aynı zamanda hadîste inkıta' (kesinti) var. Zira Ömer b. Abdilaziz, Hz. Ömer'e ulaşmamıştır.

Ancak bu mealde birkaç rivayet daha bulunuyor:

Ebû Davud'un Ebû Zer (r.a.) den yaptığı rivayete göre, adı geçenin Resûlüllah'm (a.s.) şöyle buyurduğunu duyduğunu belirtmiştir: "Allah*, hakkı Ömer'in dili üzerine koymuştur ki o da ona göre konuşur." Bu' rivayeti aynı zamanda Ibn Mâce de tahrîc etmiştir. Ancak isnadında Muhammed b.  Ishak bulunuyor ki, bu zat hakkında çok şeyler söylenmiştir.

Bu rivayete göre, Ömer'in (r.a.) humus hükmünü kaldırdığı söz konusu oluyor. Ancak müctehidlerin bu husustaki görüşleri ve yorum­ları farklıdır. Önemli bir kısmı bu rivayetlerle istidlal etmemişlerdir.

Bu baptaki diğer rivayetler:

Mâlik b. Evs'den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Hz. Ömer (r.a.) üç ayrı yeminde bulundu:

a) Allah'a and olsun ki, hiçbir kimse diğerinden şu mala (cizye ve fey'e) daha haklı değildir. Ve ben de başka birinden buna daha haklı değilimdir.

b) Allah'a yemin ederim ki, müslümanlardan her kişinin bu malda   mutlaka' nasibi   (payı)   vardır.  Ancak   başkasının mülkünde olan köle müstesna... Ve biz Allah'ın kitabına ve Resûlüllah'ın (a.s.) sünnetine göre taksimde bulunuyor, kitaba göre yerimizi koruyoruz. (Taksimatta şöyle tercihte bulunuyo­ruz): Adam  ve İslâm'a  girince uğradığı  belâ... Adam  ve İslâm'daki kıdemi... Adam ve İslâm'daki gınası (kifayet nisbeti. Adam ve ihtiyacı...)

c) Allah'a and olsun ki, ömrüm olur da bir süre daha yaşayacak olursam, San'a dağında ve tepesinde bulunan çobanın bile şu maldan payını ayırıp veririm; isterse o bulun­duğu yerde sadece çobanlık etmiş olsun." [376]

Ömer (r.a.) den yapılan rivayette, o Câbiye günü insanlara hitafr ederken şöyle demiştir: "Şüphesiz ki Azız ve Celîl olan Allah beni şu mal üzerine (cizye ve fey') hâzin ve taksi matçı kılmıştır." Sonra bu sözünü değiştirerek şöyle demiştir: "Taksimatçı olan Allah'tır. Ben ise önce Peygamber'in (a.s.) ev halkına ayırmakla taksime başlıyorum. Sonra da onların eşref olanları geliyor."

Böylece Ömer (r.a.) Resûlüllah'ın (a.s.) zevcelerine on bin ayırdı. Ancak Cüveyriye, Saöyye ve Meymune'ye değil. Bunun üzerine Hz. Aişe şöyle dedi: "Şüphesiz ki Resûlüllah (a.s.) bizim aramızda âdil davranırdı." Bu uyarı üzerine Hz. Ömer (r.a.) on­lar arasında eşitliğe riâyet ederek taksimat yaptı. Sonra da şöyle buyurdu: "Doğrusu ben önce ilk muhacir ashabdan başlıyorum. Çünkü gerçekten biz muhacirler kendi yurdumuz­dan zulüm ve düşmanlıkla çıkarıldık. Sonra da onların eşrafı yla sırayı takip ediyorum. Böylece onlardan Bedir savaşına katılıp hazır olanlara beş bin; aynı savaşa katılıp hazır olan ensara dört bin ayırdı. Uhud savaşına hazır olana üç bin ayırdı. (Böyle bir düzenleme ve liste yaptı.)

Hicret etmekte acele edenlere vermekte o da acele etti. Geç hicret edenlere geciktirerek vermeyi takdir etti ve sonra şöyle dedi: "Artık devesini çöktürüp (hicrette geciken) hiçbir adam bizi kınamasın, devesini çöktürüp oturmasını kınasın." [377]

Kays b. Ebî Hâzim'den yapılan rivayette, Ömer (r.a.) m Bedir savaşma katılanlara verdiği, beş bin, beş bin idi. Ömer (r.a.) bu hususta şunu söyledi: "And olsun ki, bunları kendilerinden sonrakilere hep üstün tutacağım." [378]

Nâfi Mevlâ Ömer (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi yermiştir: "Ömer (r.a.) ilk muhacirlere dörder bin ve kendi oğlu Ibn Ömer'e üçbin beşyüz takdir etti. Bunun üzerine Ona sorul­du: "Neden böyle bir ayrım yaptınız? O da muhacirlerdendir." Cevap verdi: "O ancak babasıyla hicret etti, kendi başına hicret edenlerden değildir." [379]

Eşlem Mevlâ Ömer (r.a.) anlatıyor:

"Ömer b. Hattab (r.a.) ile birlikte sokağa çıktık. Genç bir kadın arkadan gelip Ömer'e yetişti ve şöyle dedi: "Ya Emîrel-mü'minin! Kocam Öldü ve geriye birkaç tane küçük çocuk bıraktı. Vallahi bu çocuklar henüz yemek pişirecek yaşa ve kuv­vete gelmediler ve bunların ne ziraatı, ne de süt veren hayvanı vardır. Kıtlığın bunları yeyip bitirmesinden korkuyorum. Bana gelince, Hıfaf b. İmâ' el-Gıffarî'nin kızı olarak bulunuyorum. Babam gerçekten Hudeybiye savaşına katılıp hazır oldu ve Resûlüllah (a.s.) ile birlikte bu savaşta bulundu."

Ömer (r.a.) ayakta durup (kadını hep dinledi) ayrılıp yolu­na devam etmedi ve sonra o kadına şöyle dedi: "Yakın nesebe (hışma) merhaba!" Sonra evin önünde bağlı bulunan güçlü bir deveye doğru gitti. İçine yiyecek doldurduğu iki çuvalı o deveye yükledi. Ayrıca iki çuvalın arasına nafaka ve giyim eşyası yerleştirdikten sonra o devenin yularını kadına uzattı ve şöyle buyurdu: 'Bununla geçimini sürdür. Bu henüz tükenmeden Al­lah size hayır gönderir."

Bunun üzerine bir adam: "Ya Emîrel-mü'minin! Kadına hayli çok şey verdin!" diyerek hayretini belirtti. Hz. Ömer ona: "Anan seni vitirsin!. Allah'a yemin ederim ki bu kadının ba­basını ve kardeşini bir süre bir kaleyi kuşattıklarını ve kalenin açılmasını sağladıklarını gördüm ve oradaki (ganimetten olan) paylarını biz tastamam ayırıp kendilerine verdik" diyerek (kadının babasının ve kardeşinin İslâm'a hizmetini hatırlattı)." [380]

Muhammed b. Ali (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi vermiştir: "Ömer (r.a.) divanları düzenleyip kurunca (ilgili ku­rumları meydana getirince): "(Gelen fey' ve ganimetlerden) yardım ve dağıtıma kimden başlayayım?" diye sordu. Ona: "Sana yakın olanlardan sırayla başla" denilince, Ömer (r.a.): "Hayır, Resûlüllah'ın (a.s.) yakınlarından sırayla başlayacağım" dedi." [381]

Böylece Ömer (r.a.) hiçbir zaman kendi yakınlarını Öne almadı ve yakınımdırlar diye onlara fazla bir şey ayırıp vermedi. Resûlüllah'ın (a.s.) yakınlarına ve özellikle de ilk muhacirlere, Bedir savaşana katılanlara öncelik tanıdı. [382]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

309 no'lu Mâlik hadîsini aynı zamanda" Beyhakî tahrîc etmiştir. Senedinde yer alan ricalin hepsi sikadır. O bakımdan hadîsle istidlal edilebilir.

Hz. Ömer (r.a.) elde edilen fey' ve ganimetlerden, İslâm himaye­sine giren ülkelerden gönderilen haraç ve cizyelerden müslümanlara taksim ederken, çok âdil bir sistem oluşturmuştur. Kendine, çocuklarına ve yakınlarına asla Öncelik tanımamış ve fazla olarak bir şey ayırmamış, hattâ oğlu Abdullah (r.a.) muhacirlerden olduğu halde, her muhacire dört bin verirken oğluna üçbin beşyüz vermiştir.

Oluşturduğu bu sistemde şu sırayı hep gözetmiştir:

a) Resûlüllah'ın (a.s.) yakınları ve aile halkı,

b) İlk muhacirler, işkence ve belâlara maruz kalanlar,

c) Bedir savaşma katılıp hazır olanlar,

d) Uhud, Huneyn ve diğer savaşlara bilfiil katılanlar,

e) Kocasını, babasını, kardeşini veya evlâdını bu savaşlarda kay­beden dullar,

f) Geçim sıkıntısı içinde olan fakir ve muhtaçlar,

g) Evli olanlar,

h) Bekâr olanlar...

İmam Şafiî'den yapılan rivayete göre, Hz. Ömer'in (r.a.) sürdürdüğü bu sistem onun vefatıyla aynen devam ettirilmemiştir. Nitekim Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ali (r.a.) hep eşitlikten yana olmuşlardı.

Beyhakî, Hz. Osman'ın da Ömer'in (r.a.) oluşturduğu sisteme uyduğunu kaydetmiştir. [383]

Hz. Ömer (r.a.) halîfe ve emirel-mü1 minin olduğu, ağır bir yük yüklendiği halde kendine fazla bir şey ayırmamış, sıradan bir mü'mine verdiği kadarı tercîh etmiştir. O bakımdan bu büyük halîfenin idarî sistemine pek itiraz eden olmamış ve aleyhine çevrilecek her türlü ta­sarruftan kaçınmıştır. Mâlik hadîsinde Hz. Ömer'in: "Buna (fey' ve ci­zye, haraç ve ganimet malına) ben herhangi bir kişiden daha haklı değilimdir" demesi bu hususta yeterli delildir.

Hz. Ömer devlet hazinesi üzerindeki uygulama ve tasarrufunda ancak Allah'ın kitabına ve Peygamberin (a.s.) sünnetine uyduğunu, ona göre bir taksimat yaptığını söylemiştir. Yine Mâlik b. Evs rivayeti buna açık biçimde delâl etmektedir.

Dağ başındaki, çöldeki çobana kadar bu emvaldan ayırıp göndereceğini ifade etmesiyle, imkânlar ve şartlar nisbetinde bütün müsîümanların yararlanmasını hedef seçtiğini'anlatmak istemiştir.

311 nolu Kays hadîsini Buharı tahrîc etmiştir. Hadîs sahih olup istidlale salih görülmüştür. Hz. Ömer (r.a.) islâm'ın ölüm-kalım mücadelesi verirken, Kureyş'lilerin Hz. Peygamber'in vücudunu orta­dan kaldırmaya yönelip İslâm'ın nurunu söndürmeye azmederken ve birçok yakınları bile Resûlüllah'ın (a.s.) yanında yer almazken canlarını ve mallarını, yurtlarım ve yakınlarını Allah ve Resulünün yoluna vak­feden bir avuç mücahidin Bedir savaşına imanla, iştiyak ve azimle katılması her türlü tavsif ve takdirin üstünde değil midir? İşte Hz. Ömer (r.a.) gibi yüksek bir deha bu inceliği hiçbir zaman dikkatinden uzak bulundurmamış, o bir avuç mücahidi hep üstün tutmuştur. Kays rivayeti bu gerçeği bütün açıklığıyla yansıtmaktadır.

312 no'lu Nâfî' rivayetini de Buharı tahrîc etmiştir ve sahihtir. Hz. Ömer'in ilk muhacirleri nasıl tafdîl ettiğini ve onlardan biri olan oğlu Abdullah'a daha az bir pay ayırdığı ve bunun sebebi sorulunca da "onun kendi başına hicret etmediğini babasıyla birlikte hicret ettiğini, o bakımdan kendi başlarına hicret edenlerin tafdile lâyık bulunduklarım söylemiştir.

313 no'lu Eşlem hadîsini de Buharı tahrîc etmiş bulunuyor, islâm mücahidleri arasında yer alıp Huneyn savaşına ve ondan sonra bir­takım savaşlara, kuşatmalara katılan adamların kızma kulak verip onun arzularını fazlasıyla yerine getiren Hz. Ömer (r.a.) islâm'a canıyla, malıyla hizmet edenleri hiç unutmamış ve hem onları, hem de aile halkını hep korumaya çalışmıştır. Bu, askerlerle sivil idare arasındaki ilginin derinliğini, ülkesine ve milletine hizmet edenlere karşı   vefa   duygusunun   hep   uyanık   tutulmasının   lüz'umunu yansıtmaktadır.

314 no'lu Muhammed hadîsini imam Şafiî rivayet etmiştir. Hz. . Ömer'in (r.a.) Resûlüllah'ın (a.s.) yakınlarım, aile efradını yine Resûlüllah'ın (a.s.) uygulamasına uygun şekilde gözettiğine delâlet et­mektedir. [384]

 
Çıkarılan Hükümler
 

1- İslâm devleti himayesini kabul eden gayr-i müslimlerden alman fey' ve haraç, cizye ve benzeri şeyleri geciktirmeden ihtiyaç sahiplerine dağıtmak sünnettir.

2- Bu tür gelirlerden evli olanlara iki, bekârlara bir sehim verilir.

3- Resûlüllah'ın (a.s.) sözü edilen emvali taksimde kendi görüşüne göre değil, ilâhî talimata uyduğu söz konusudur.

4- Fakir ve muhtaçlara taksimat yapılırken, hürriyetlerine kavuşturulmuş olanlara öncelik tanımak sünettir.

5- Hz,. Ömer (r.a.) de bu gibi emvali tevzi' ederken kitap ve sünnetten anlayabildiği ölçü ve prensiplere göre hareket etmiştir.

6- Ömer (r.a.) elde edilen ganimetten humus ayırmamış, kendini sıradan bir müslüman yerine koyarak ona göre bir pay almıştır.

İmam Ebû Hanîfe de bu hususta aynı görüş ve ictihaddadır.

7- Elde edilen ganimet, fey', haraç ve cizye taksimatında islâm'a canıyla, malıyla hizmet eden fedakâr gazilere öncelik tanınır.

8- Aynı zamanda Hz. Ömer'in içtihadına göre, böylelerine biraz fazla verilir.

9- Ebû Bekir ve Ali'nin (r.a.) ictihadlanna göre, müslümanlara eşit biçimde dağıtılır.

10- islâm ülkesinde muhtaç durumda kalan dullara, yetimlere, sıkıntıda planlara devletin beytülmaldan yardım etmesi vacibtir. ihtiyaçlarım karşılayacak nisbette yardım edilir. Burada eşit biçimde dağıtım söz konusu değildir.

11- Resûlüllah (a.s.), gelen fey', haraç ve benzeri emvaldan kendi ailesine ve yakınlarına ayırırdı. Özellikle elde edilen ganimetin beşte birinden bu ihtiyaçları karşılardı.

12- Hz. Ömer'in (r.a.) içtihadına göre, bu, Resûlüllah'a (a.s.) has bir hükümdü. Ondan sonra gelen halîfelere humus ayrılmaz.

13- Hz. Ömer (r.a.) kendi hilâfet döneminde elde edilen fey1 ve haraçtan, ganimet ve cizyeden Resûlüllah'ın (a.s.) aile halkına ve yakınlarına  öncelik tanımış  ve  onların  ihtiyaçlarını  yeterince karşılamıştır. Ancak Resûlüllah'ın (a.s.) ayırdığı nisbette değildi. Ibn Abbas buna itiraz etmiştir.

14- Hz. Ömer (r.a.) devlet hazinesini hem doldurmuş, hem de onu en âdil şekilde müslüman halkın ihtiyacına sarfetmiştir.

15- Öz evladıyla dağdaki çoban arasında bir ayrım yapmamıştır.

16- Cenâb-ı Allah hakkı onun dilinde ve kalbinde tecelli ettir­miştir.

17- Hz. Ömer (r.a.) kendinden sonraki devlet adamlarına çok âdil, çok sağlam ve kalıcı bir idarî sistem bırakmıştır.

18-  Hz. Ömer (r.a.) halîfeyi halkın üstünde bir kişi olarak görmekten kaçınmış ve kendini her zaman halktan biri gibi kabul edip devletin ve halîfenin kapısını bütün vatandaşlara açık tutmuş, ihtiyaç sahiplerinin, dertlilerin, sıkıntıda olanların sesine kulak verip saatlerce onları ayakta dinlemiştir. [385]

 

 

 



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Bilgi için bkz; Şemsüddin ibn Kudame/eş-Şerhü'l-Kebîr: 10/366

[2] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[3] Buharî cihad: 5, 6, 73. Müslim/imaret: 112, 114, 115, rikak: 2, 51

[4] Buharî/cumua: 18, cihad: 16. Tirmizî/fezâil-i cihad: 7. Nesâî/cihad: 9. DâremT/ cihad: 8. Ahmed: 3/367, 479, 5/225, 6/444

[5] Tirmizî/fezâil-i cihad: 17. Nesâî/cihad: 11, 12. Ibn Mâce/cihad: 2, 9, 24. Ahmed: 1/256,3/132

[6] Ebû Dâvud/cihad: 40. Tirmizî/fezail-i cihad: 17. Nesâî/cihad: 25. İbn Mâce/ cihad: 15. Dâremî/cihad: 5. Ahmed: 2/442

[7] Müslim/cihad: 20, imaret: 146. Tirmİzî/fezail-i cihad: 23. Ahmed: 4/354, 396, 461.

[8] Buharî/cihad: 22, 112,156. Ahmed: 4/354, 396

[9] Buharî/cihad: 13. Müslim/imaret: 163. Nesâî/cihad: 39. Ibn Mâce/cihad: 7. Dâremî/cihad: 31. Ahmed: 1/62, 65, 66, 2/ 177, 3/468, 5/339, 440, 441

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[10] Bilgi için bkz: Mecmeu'l-Enhür: 1/587, 588. Kâsânî/ Bedayi: 7/98, 99

[11] Bilgi için bkz: es-Siracü'l-Vehhac: 540-542. Mısır: 1933

[12] Tevbe sûresi: 41

[13] Müslim/imaret: 158. Ebû Dâvud/cihad: 17. Ahmed: 2/374. Daremî/cihad: 25

[14] Enfal Suresi: 45.

[15] Geniş bilgi için bkz: İbn Kudame/el-Muğnî: 10/265-266.

[16] Şemsüddin İbn Kudame/eş-Şerhü'l-Kebîr: 10/366

[17] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[18] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[19] Ebû Dâvud/cihad: 40. Tirmizî/fezâil-i cihad: 1-7 Nesâî/cihad: 25.

[20] Nesâî/cihad: 39. İbn Mâce/cihad: 17. Ahmed: 1/62, 65, 66, 75, 2/177, 3/468.

[21] Müslim. Nesaî. Ahmed. Neylü'l-Evîar: 7/238.

[22] İbn Mâce/cihad: 8. Ahmed : 1/61, 65

[23] Ebu Dâvud/cihad: 2/12. Mısır: 1371

[24] Ebû Dâvud. Neylü'l-Evtar: 7/239.

[25] Ahmed. Ebû Dâvud. Nesâî. Neyiü'l-Evtar: 7/239

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[26] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[27] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[28] Tevbe Sûresi: 38, 39.

[29] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[30] Tevbe Suresi: 39, 120, 122

[31] Buharî/menakıb: 28. Müslim/zekât: 25, imaret: 96, 99. Ebû Dâvud/cihad: 41. İbn Mâce/cihad: 14

[32] Ebû Dâvud/cihad: 33

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[33] Enfal Sûresi: 60

[34] Buharî/cihad; 1207.

[35] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[36] Zehebî/Mîzanü'l-hidal: 4/440, 9759 no'lu Yezîd

[37] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[38] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[39] Hafız Bezzar. Beyhakî/et-Tergîb ve't-Terhîb: 1/19-1352-1933 Mısır

[40] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[41] Buharî/ilim:45, tevhid:28. Müslim/imaret: 150-151. Tirmizî/fezâil-i cihad: 16. İbn Mâce/cihad: 13. Ahmed: 4/397, 405, 417.

[42] Müslim/imaret: 153,154. Ebû Dâvud/cihad: 12. Nesâî/cihad: 15. İbn Mâce/ cihad: 13. Ahmed: 2/169

[43] Müsned-i Ahmed. Nesâî/cîhad: 24

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[44] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[45] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[46] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[47] Bakara: 83, Nisa: 36, En'am:151, İsrâ:23, Ahkaf:-15, ayet.

[48] Ankebût Sûresi: 8.

[49] Câmiu's-Sağîr: 2/203- Mısır

[50] Câmiu's-Sağîr: 2/203- Mısır

[51] Buharî/ahkâm: 4, ahad: 1, meğazi: 59. Müslim/imaret: 39,40. İbn Mâce/cihad: 87

[52] İbn Mâce/cihad: 40. Ahmed: 1/400,409

[53] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[54] Buharî/imân: 18, ıtik; 2, cihad:1, tevhîd: 47. Müslim/imân: 137

[55] Buharî/cihad:138, ed©b:3. Müslim/sirr: 5. Ebû Dâvud/cihad:3İ. Nesâî/cihad: 5.Ahmed: 2/165

[56] Ebû Dâvud/cihad: 31. Nesaî/beyat: 10. ibn Mâce/cihad: 12. Ahmed: 2/160,194,198,204

[57] Ebû Dâvud/cihad: 31. Ahmed: 3/75

[58] Nesâî. Miisned-i Ahmed: 3/429

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[59] Bilgi için bkz. İbn Kudame/el-Muğni: 10/381, 382

[60] Bilgi için bkz. Kâsânî/el-Bedayi': 7/98. Beyrut: 1394-1974.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[61] Şevkanî/Neylü'l-Evtar: 7/248.

[62] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[63] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[64] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[65] Müslim/imaret: 117. Tirmizî/cihad: 32. Nesâî/cihad: 32. Dâremî/cihad: 20. Ta berânî/cihad: 31. Ahmed: 2/308.

[66] Müslim/imaret: 119. Ibn Mâce/cihad: 10. Ahmed: 2/220

[67] Müslim/imaret: 1.17, 119, 120. Tirmizî/fezâil: 13, cihad: 32. Nesâî/cihad: 32. Ibn Mâce/cihad: 10

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[68] Bilgi için bkz: Şemsüddin İbn Kudame/eş-Şerhü'l-Kebîr: 1/382, 383

[69] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[70] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[71] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[72] Müslim/cihad: 150. Tirmizî/siyer: 10

[73] Müsned-i Ahmed: 3/454.

[74] Nesâî/zînet: 51. Ahmed: 3/99

[75] Ibn Mâce/fiten: 35. Ebû Dâvud/cihad: 156, melâhim: 2. Ahmed: 4/91, 5/372,409

[76] Ebû Dâvud/el-merâsil. Neylü'l-Evtar: 7/253.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[77] İbn Kudame/el-Muğni: 10/455, 456, 457. Beyrut: 1403

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[78] Zehebî, Mîzanü'l-Itidal: 1/171, 693 no'lu Ezher

[79] Şevkanî/Neylü'l-Evtar: 7/253.

[80] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[81] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[82] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[83] Buharî/tefsîr: 5, 9. Ahmed: 1/181, 186, 3/12, 379, 6/358

[84] Müslim/cihad: 144, 147. İbn Mâce/cihad: 37. Ahmed: 3/329 4/24, 5/84, 6/407

[85] Müslim/cihad: 135. Ebû Dâvud/cihad: 32. Tirmizî/siyer: 22

[86] Buharî/hac: 4, cihad: 1, sayd: 26. Nesâî/hac: 4

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[87] Geniş bilgi için bkz: ibn Kudame/el-Muğnî: 10/451, 452. Beyrut: 1403

[88] Bilgi için bkz: ibn Abidîn: 3/362, 363

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[89] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[90] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[91] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[92] Ebu Davud/cihad: 111. İbn Mace/cihad:3û. Daremi/siyer: 25. Taberani/cihad: 9. Ahmed: 2/22, 23, 76, 100,115.

[93] Ebu Davud/cihad: 111, 112. Ahmed: 3/488, 4/178.

[94] Ebu Davud/cihad: 82.

[95] Müsned-i Ahmed: 1/300; 4/240-5/358

[96] Taberani/cihad:8. Müsned-İ Ahmed: 2/22, 23, 76, 100, 115.

[97] Müsned-i Ahmed: 3/503, 5/270.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[98] Bilgi için bkz: Kasani/Bedayi: 7/114. Beyrut: 1394

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[99] Bilgi için bkz: Zehebi, Mizânü'l-İ'tidal: 1, Halid maddesi: 637/2450

[100] Neylül-Evtar: 7/280

[101] Geniş bilgi için bkz: Şevkani/Neylül-Evtar: 7/280

[102] Tirmizî/siyer: 28. Ebu Davud/cihad: 111. Ahmed: 5/12, 13, 20

[103] Ebu Davud/el-Merasil. Ahmed: 2/100, 150, 3/488

[104] Bilgi için bkz: Şevkani/Neylül-Evtar: 7/281. Düreyd hakkında geniş bilgi için bkz: Hz. Muhammed'in (a.s.) izinde: 20. Hüroğlu Matbaası

[105] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[106] Tevbe Suresi: 12

[107] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[108] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[109] Ebu Davud/cihad: 82. Tirmizi/diyaî: 14, siyer: 78. İbn Mace/cihad: 38. Daremi/ siyer: 5. Ahmed: 4/240, 5/385.

[110] Buhari/cihad: 149. Ebu Davud/cihad: 113. Tirmizi/siyer: 20. Ahmed: 2/307, 337, 453,3/494

[111] İmam Malik/Mu vatla'. Neylül-Evtar: 7/282

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[112] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[113] Fazla bilgi için bkz: İbn İshak: 286,1401 ve Neylül-Evtar: 7/283

[114] Buhari/cihad: 154, 192, Meğazi: 62. Ebu Davud/cihad: 160. Tirmizi/daavat: 18. Ahmed: 4/360, 362, 365

[115] Bilgi için bkz: Zehebi/Mizartül-İ'tidal: 2/288,3769 nolu Salih

[116] Şevkani/Neylül-Evtar: 7/283.

[117] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[118] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[119] Enfal Suresi: 15, 16.

[120] Enfal Suresi: 65.

[121] Enfal Suresi: 66

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[122] Buhari/vasaya: 23. Tıb: 48, hudud: 44. Müslim/iman: 144. Ebû Davuî/vasaya: ,  10. Nesâî/vasaya :12                       

[123] et-Teraib vel-Terhib : 2/425. Mısır: 1933   

[124] Buhari/tefsir: 6, 7, 8. Ebû Davud/cihad: 96

[125] Ebu Davud/cihad: 96. Ahmed: 2/70

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[126] Geniş bilgi için bakınız: Celâl YİLDİRİM/Asrın Kur'an Tefsîri: 5/2340,2341

[127] Ebû Dâvud/cihad: 82. İbn Mace/cihad: 25. Ahmed: 1/294, 299

[128] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[129] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[130] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[131] Buhari/cİhad: 170, meğazi: 170. Ahmöd: 2/294, 310

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[132] Bilgi için bkz; Neylü'l-Evtar: 7/289. Siyer-i İbn Hişam: 1/74, 104, 127,169, 170

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[133] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[134] Buhari/rehin: 3, cihad: 158, meğazi: 15. Müsfim/cihad: 119. Ebu Davud/cihad: 137

[135] Müslim/birr: 101. Ebu Davud

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[136] Şevkani/Neylü'l-Evtar: 7/291

[137] İmam Malik/Muvatta1

[138] Bilgi için bkz. Enbiya suresi, 54-65       

[139] Buhari/ilim: 38, cenaiz:33, enbiya; 50, edeb: 109. Müslim/zühd: 72. Ebu Davud/ ılım: 4. Tırmızı/fiten: 70, ilim: 8, 13, menakıb: 19. İbn Mace/mukaddeme: 4. Ahmed: 2/47, 83

[140] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[141] Müsned-i Ahmed: 6/454, 459, 461. Tirmizi/birr: 26

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[142] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[143] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[144] Ebu Davucl/cihad: 149. Nesai/feyi1: 6. Taberani/cihad: 22. Ahmed: 1/88, 5/319

[145] Müsned-i Ahmed: 1/88, 5/319

[146] Ebu Davud/cihad: 121. Nesai/feyi1: 8. Ahmed: 2/184

[147] Enfal suresi, 41

[148] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[149] Ebu Aliye, Tabiinin ileri gelenlerindendir. Hicri 91 "de vefat etmiştir

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[150] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[151] Kasani/Bedayi: 2/49

[152] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[153] Kasani/Bedayi: 2/49

[154] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[155] Neylü'i-Evtar:7/296

[156] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[157] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[158] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[159] Buhari/humus: 18, meğazi:54. Müslim/cihad: 136. Taberani/cihad: 18

[160] Ebu Davud/cihad: 135, 137, 144. Tirmizi/siyer; 13. Ahmed: 2/144, 123, 190, 5/13

[161] Müslim/cihad: 45. Ebu Davud/cihad: 137, 138. Ahmed: 6/26, 28

[162] Buhari/humus: 18. Ebu Davud/cihad: 138. Ahmed: 4/90. 6/26

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[163] Bilgi için bkz. Neyiü'l-Evtar: 7/299. İbn Kudame/el-Muğni: 10/418-422. Kasani/ Bedayi:7/115

[164] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[165] Mizanü'l-İ'tidal: 1/240, 923 nolu İsmail

[166] Buhari/humus: 18. Müslim/cihad: 42. Ahmed: 1/193

[167] Ebu Davud/cihad: 139

[168] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[169] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[170] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[171] Enfal suresi, 1-8 153.. Ebu Davud/cihad: 144

[172] Ebu Davud/cihad: 144

[173] Enfal suresi, 1

[174] Müsned-i Ahmed: 5/224

[175] Müsned-i Ahmed: 1/173

[176] Buhari/cihad: 76, 80. Tirmizi/cihad: 24. Nesai/cihad: 43. İbn Mace/cihad: 78.Ahmed:5/198

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[177] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[178] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[179] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[180] Ebu Davud/cihad: 143

[181] Nesai/hayl: 17. Ahmed: 1/166

[182] Müsned-i Ahmed. Ebu Davud/cihad: 143, 144

[183] Müsned-i Ahmed: 1/22, 3/292, 339, 4/51, 89, 6/20

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[184] NE: 7/323

[185] Kasani/Bedayi: 7/126. İbn Kudame/el-Muğni: 10/443-445

[186] Fazla bilgi için bkz. Neylü'l-Evtar: 7/323, 324

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[187] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[188] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[189] Buhari/humus: 19, menakıb: 1, meğazi: 56. Müslim/zekat: 132, 134. Ahmed: 3/ 166, 169

[190] Buhari/meğazi: 56, humus: 19. Müsiim/zekat: 140. Ahmed: 3/58, 89

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[191] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[192] Buhari/meğazi: 56. Müslim/zekat: 139. İbn Mace/mukaddeme: 11. Ahmed:2/19, 3/242, 4/2, 5/307

[193] Buhari/menakıb: 2, 45, temenni: 9. Müslim/zekat: 139, meğazi:,56. Tirmizi/ menakıb: 65. ibn Mace/mukaddeme: 4. Ahmed; 2/315, 410, 3/57, 5/137

[194] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[195] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[196] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[197] Ebu Davud/cihad:127

[198] Buharı. Ebu Davud/cihad: 127

[199] Müslim/cihad: 72, 73. Nes a i/d a haya: 38. Ahmed: 3/311, 378, 4/86,5/55

[200] Müsned-i Ebu Davud. Neylü'l-Evtar: 7/334

[201] Ebu Davud. Neylü'l-Evtar: 7/334

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[202] Bilgi için bkz. Şevkani/Neylü'l-Evtar: 7/334, 336

[203] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[204] Zehebi/Mizanü'I-I'tidal: 4/591, 10768 nolu Ibn Harşef

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[205] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[206] Âl-i İmran suresi, 161

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[207] Buhari/meğazi: 38, iman: 183. Ebu Davud/cihad: 133. Taberani/cihad: 25

[208] Müsüm/iman: 182. Daremi/siyer: 48. Ahmed: 1/20,47

[209] Buhari, cihad: 190. fbn Mace/cihad; 34. Ahmed: 3/160

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[210] Bilgi için bkz: İbn Kudame/el-Muğni: 10/488, 490. Şevkani/Neylü'l-Evtar: 7/342

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[211] MüsnecM Ahmed: 2/346

[212] Müsned-i Ahmed: 2/213. Müsned-i Ebi Davud. Neylü'l-Evtar: 7/342

[213] Ebu Davud/cihad: 135. TirmİEİ/hudud: 28. Daremi/siyer: 48. Ahmed: 1/22

[214] Ebu Davud/cihad: 135, 136. Neylü'l-Evtar: 7/342

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[215] Müsned-i Ahmed: 5/424

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[216] Muhammed suresi, 4

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[217] Maide suresi, 11. Müslim/cihad: 133. Ebu Davud/cihad: 120. Ahmed- 3/125 290

[218] Buharı/humus: 16, meğazi: 12. Ebu Davud/cihad: 120. Ahmed: 4/80

[219] Buhari/salât: 76, 82. husumat: 7, 8, meğazi: 70. Müslim/cihad: 59. Ebu Davucl/ cihad: 114. Nesai/mesacid: 20. Ahmed:2/'?2, 3/82

[220] Enfal surgsi, 67-69. Buhari. Müslim/cihad: 58

[221] Ebu Davud/cihad: 121. Ahmed: 4/84

[222] Ebu Davud/cihad: 121. Ahmed: 4/84

[223] Müsned-i Ahmed: 1/247

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[224] Geniş bilgi için bkz: Kasani/Bedayi: 7/119, 120

[225] Şevkani/Neylü'i-Evtar: 7/349

[226] el-Gamravi/es-Siracü'l-Vehhac: 544. Mısır: 1352^1933

[227] Geniş bilgi için bkz: İbn Kudame/el-Muğni: 10/400, 401

[228] Sahnûn/el-Müdevvenetü'l-Kübra: 2/9, 10. Neylü'l-Evtar: 7/349

[229] Neylü'l-Evtar: 7/349

[230] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[231] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[232] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[233] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[234] Müsned-i Ahmed: 1/383

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[235] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[236] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[237] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[238] Buhari/cihad: 173. İbn Mace/cihad: 100

[239] Ebu Davud/cihad: 99. Ahmed: 4/336

[240] Buhari/cihad: 141, tefsir: 68. Tirmizi/tefsir: 60. Ahmed: 1/79

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[241] Bilgi için bkz: Neylü'l-Evtar: 8/10, 11

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[242] Zehebi/Mİzanü'l-İ'tidal: 4/583

[243] Ebu Davud/cibad: 98, sünnet: 8. Ahmed: 1/80, 109, 331, 2/9, 225, 3/330

[244] Müslim/fezail-i ashab: 161

[245] el-Gamravi/es-Siracü'i-Vehhac: 547. Mısır: 1352-1933

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[246] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[247] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[248] Müsned-i Ahmed: 1/224, 362

[249] Ebu Davud. Müsned-i Ahmed: 4/168, 310

[250] Ebu Davud/cihad: 126. Darem i/mukaddem e: 8. Ahmed: 3/95, 144,326

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[251] Geniş bilgi için bkz: Fetavayi Hindiyye: 2/198, 199

[252] el-Gamravi/es-Siracü'J-Vehhac: 544-547. Mısır: 1352

[253] Sahnûn/el-Müdevvenetü'l-Kübra: 2/21

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[254] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[255] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[256] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[257] Buhari/iman: 17, 28, salât:28, zekat: İ. i'îisam: 2, 28. Müslim/cihad. Ebu Davud/ cihad: 95. Ti rm iz i/tefsir: 88. Nesai/zekat: 3. ibn Mace/fiten: 1,3. Da rem i/siyer: 10. Ahmed: 4/8

[258] Müsned-i Ahmed. Ebu Davud. Neylü'l-Evtar: 8/13

[259] Müsned-i Ahmed. Neylül-Evtar: 8/13

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[260] Fetavayi Hindiyye: 2/196

[261] el-Gamravi/es-Siracü'l-Vehhac: 544, 545. Mısır: 1352

[262] ibn Kudame/ei-Muğni: 402-404

[263] Sahnûn/el-Müdevvenetü'l-Kübra: 2/23-24

[264] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[265] BülûğıTl-Meram/cihad: 1105-1310

[266] Neylü'l-Evtar: 8/13

[267] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[268] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[269] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[270] Ebû Dâvud/cihad: 170

[271] Ebû Dâvud/cihad: 95. Tirmizî/siyer: 41

[272] Ebû Dâvud/cihad: 2. Dâremî/siyer: 70. Ahmed: 4/99

[273] Nesâî/biy'aî: 15. Ahmed: 1/192, 4/62, 5/270, 363, 375

[274] Buharî/cİhad: 1, 27,194, menakıb-t ansar: 45. Müslim/imaret: 86

[275] Buharî/menakıb-i ensar: 4

[276] Buharî/sayd: 10, cihad: 1, 27, 194, menaktb-ı ensar: 45, fneğazî: 53. Müslim/ imaret: 86. Tirmizî/siyer: 33. Nesâî/biy'at: 15. Ibn Mâce/keffaret: 12. Ahmed: 1/226, 266, 2/ 215,5/71,6/466

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[277] Nisa Sûresi: 97. Neylü'l-Evtar: 8/31

[278] Enfal Sûresi: 72. Bilgi için bkz: Enfal Sûresi: 73-75. âyetlere

[279] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[280] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[281] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[282] Buhari/cizye: 22, edeb: 99, hiyei: 9,'fiten: 21. Müslim/cİhad: 8, 10, 17, Ebu Dâvud/cihad: 150. Tirmizî/siyer: 28. İbn Mâce/cihad: 42. Ahmed: 1/411

[283] Müslim/cihad: 8; 10, 17, Ahmed: 1/411, 441, 2/16, 29, 48, 56, 3/7, 19,25,39, 46,51

[284] Buharî/feraiz: 21, Medine: 1, cizye: 10. Müslim/hac: 467, 470. Ebû Dâvud/ menasik: 95

[285] Tirmizî/sİyer: 25

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[286] Kâsânî/bedayi1:7/110. Fetâvâ-yı Hindiyye: 2/234, 235

[287] Kâsânî/bedayi1:7/110. Fetâvâ-yı Hîndiyye: 2/235

[288] Kâsânî/bedayi': 2/111

[289] Şeyhüüsİâm Ebû Zekeriyya ei-Ensarî/Fethü'l-Vehhab bi-Şerhi Menheci't-Tuilab: 2/176. el-Gamrâvî/es-Siracü'l-Vehhac: 547, 548. Mısır: 1352-1933

[290] Şemsüddin İbn Kudame/eş-Şsrhü'i-Kebîr: 10/555. Beyrut: 1403

[291] Şemsüddin İbn Kudams/eş-Şerhü'l-Kebîr: 10/555. Beyrut: 1403

[292] Şemsüddin İbn Kudame/sş-Şsrhü'l-Kebîr: 10/556

[293] Sahnûn/el-Müdeweneîü'l-Kübra: 2/41, 42

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[294] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[295] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[296] Meydan Larousse: 4/156,157

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[297] Dâremî/siyer: 59. Müsned-i Ahrned: 1/406, 4/439

[298] Ebû Dâv^d/cihad: 154. Dâremî/siyer: 59

[299] Ebû Dâvud/dhad: 151. Ahmed: 6/8

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[300] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[301] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[302] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[303] Buharî/cihad: 168, meğâzî: 30, menakıb-ı ensar: 12, isti'zan: 26. Müslim/cihad: 65. Ahmed: 3/22, 6/142

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[304] Geniş bilgi için bkz: Şevkanî/Neylü'l-Evtar: 8/63. ibn Hişam: 2/245, 246-252. Sa-fiyürrahmân/er-Rahiku'L-Mahtûm: 338-352. Mekke: 1400

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[305] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[306] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[307] Buharî. Ebû Dâvud. Ahmed. Neylü'l-Evtar: 8/63

[308] Şâîiî. Neylü'l-Evtar: 8/63

[309] Buharî. Ahmed. Neylü'l-Evtar: 8/63

[310] Sâd Sûresi: 1-7. Tirmizî/tefsîr: 38. Müsned-i Ahmed: 1/227, 362

[311] İmam Şafiî. el-Müsned

[312] Buharî/cizye: 1, rikak: 7, meğâzî: 12. Müslim/sulh: 6. fon Mâce/fiten: 18. Ahmed: 4/137,327

[313] Ebû Ubeyd/el-Emval. Neytü'l-Evtar: 8/66

[314] Ebû Dâvud/imaret: 30

[315] Ebû Dâvud/imaret: 30

[316] Ebû Ubeyd/el-Emval. Neylül-Evtar: 8/68

[317] Ebû Dâvud. Neyiü'i-Evtar: 8/68

[318] Buharî/cizye: 1

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[319] Mecusî: Arap tarihçisi Taberî'nİn yazdığına göre Mecusîliğin kurucusu olan Zerdüşt, İran hükümdarı Biştasp zamanında yaşadı. Gene bir Arap tarihçisi olan Kelbî'nin bildirdiğine göre Zerdüşt, filistinli peygamber Yeremya'nın öğrencilerinden birinin uşağıydı. Hz. Muhammed'in (a.s.), ondan sonra islâm büyüklerinin bazı tarihçilerin bildirdiklerine bakılırsa islâm dininin İran'da yayılışını kolaylaştırmak için Mecusîlere yumuşak davrandığı, onlardan, kitap ehli oldukları kabul edilerek cizye alınmakla yetinildiği anlaşılıyor.

Mecusîler eski Pehlevî yazısını kullanırlar. Dinleri, eski tabiat dinleri niteliğini taşır. Bugün Hindistan'da yaşayan Mecusîler eski dinlerine Zerdüşt'ün ortaya attığı inançlara çok bağlıdırlar. Tabiat kuvvetlerini Ahur Mazda'nın yeryüzünde bir görünüşü, bir belirtisi olarak yorumlarlar. Ateş, toprak, su gibi tabiat varlıkları onlar için kutsaldır. Ölen bir mecusînin to­prağa, ateşe ve suya değmemesine büyük bir itina gösterirler. M. Larousse.

[320] Geniş bilgi için bkz: Kâsânî/Bedayi1: 7/110,111. Beyrut: 1394.

[321] Kâsânî/Bedayİ: 7/111

[322] Kâsânî/Bedayi:7/111

[323] el-Gamrâvî/es-Siracü'l-Vehhac Alâ Metni'l-Minhac: 549, 550. Mısır: 1352-1933

[324] el-Gamrâvî/es-Siracü'l-Vehhac Alâ Metni'l-Minhac: 551. Mısır: 1352-1933.

[325] İbn Kudama/el-Muğnî: 10/567.

[326] İbnKudama/el-Muğnî: 10/572-574.

[327] Geniş bilgi için bkz: Sahnûn/el-Müdevvonötü'l-Kübrâ: 2/46, 47.

[328] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[329] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[330] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[331] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[332] Buharî/ilim: 39, tıb: 22, vasiyyet: 20.

[333] Müslim. Tirmizî. Ahmed. Neylü'l-Evîar: 8/73.

[334] Müslim/salât: 187. Tirmizî/mevakiyt: 41.

[335] Buharî/humus: 19, hars: 17. Müslim/müsakat: 6.

[336] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[337] Tevbe Sûresi: 5.

[338] Ankebût Süresi: 67.

[339] Bakara Sûresi: 191.

[340] Kâsânî/Bedayi': 7/114, 115. Beyrut: 1394.

[341] el-Gamrâvî/es-Siracü'l-Vehhac: 550. Şeyhülislâm Zekeri ya Ensârî/Fethü'l-Vehhab bi-Şerhi Menheci't-Tullâb: 2/179. Mısır: 1367-1948.

[342] İbn Kudama/el-Muğnî: 10/613-616. Beyrut: 1403.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[343] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[344] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[345] Tevbe Sûresi: 80.                             

[346] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[347] Müslim/selâm: 14. Ebû Dâvud/edeb: 138. Tirmizî/isti'zan: 12, İbn Mâce/edeb: 13. Ahmed: 2/263.

[348] Buharî/isti'zan: 22, murteddîn: 4. Müslim/selâm: 9, 87. Taberânî/selâm: 3. Dâremî/isti'zan: 7. Ahmed: 2/9, 3/99.

[349] Buharî/isti'zan: 22. Müslim/selâm: 9, 99. Neylü'l-Evtar: 8/75.

[350] Buharî/edeb: 38, daâvat: 63. Müslim/bire: 79.

[351] Müsned-i Ahmed: 2/9, 3/99. Neylü'l-Evtar: 8/76.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[352] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[353] Şevkanî/Neyiü'l-Evtar: 8/77.

[354] Şevkanî/Neyiü'l-Evtar: 8/77.

[355] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[356] Geniş bilgi için bkz: Kâsânî/Neylü'l-Evtar:7/116, 117-Beyrut: 1394

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[357] Buharî/meırakıb: 2. Nesâî/fey1:25.

[358] Nesâî/fey1: 50. Müsned-i Ahmed: 4/81.

[359] Ebû Dâvud/imaret: 29. Ahmed: 1/84.

[360] Ebû Dâvud/imâret: 20, 21. Müsned-i Ahmed: 1/85.

[361] Müslim. Ahmed. Neylü'i-Evtar: 6/80.

[362] Nesâî. Ahmed. Neylü'l-Evtar: 8/80.

[363] Buharî/cihad: 80. Müslİm/cihad: 48, fey': 8. Ahmed: 1/25, 48.

[364] Ebû Dâvud. Müsned-i Ahmed.

[365] Buhârî.

[366] Ebû Dâvud.

[367] Buharî. Müslim.

[368] Ebû Dâvud

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[369] Bilgi için bkz: Kâsânî/Bedayi': 7/160.

[370] Bilgi için bkz: Şemsüddin İbn Kudama/eş-Şerhü'l-Kebîr: 10/547.

[371] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[372] Şevkanî/Neylü'l-Evtar: 8/80. Zehebî/Mîzanü'l-I'tidal: 1/549, 2062 no'lu Hüseyn.

[373] Şevkânî/Neylü'l-Evtar: 8/80. Zehebî/Mîzanü'I-İ'tidal: 1/549, 2062 no'lu Hüseyn.

[374] Zehebî/Mîzanü'l-İ'tidal: 3/319, 320.

[375] Zehebî/Mîzanü'l-İlidal: 4/298, 9224 no'iu Hişam. Şevkânî/Neylü'l-Evtar: 8/82.

[376] Müsned-i Ahmed: 1/42.

[377] Müsned-i Ahmed: 3/475

[378] Buharı. Neylü'l-Evtar: 8/86

[379] Buharî/menakıb-ı ensar: 45

[380] Buharî/meğâzî: 35

[381] Buharı. Neylül-Evtar: 8/68.

[382] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[383] Bilgi için bkz: Şevkanî/Neylü'l-Evtar: 8/85

[384] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

[385] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 6/

Bilal2009
Wed 20 February 2019, 02:04 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Thu 21 February 2019, 12:54 am GMT +0200
Aleyküm Selam. Paylaşım için Allah razı olsun