hafiza aise
Wed 15 August 2012, 03:19 pm GMT +0200
Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Hollande ve Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği
Bloomberg, Amiel UNGAR • 88. Sayı / DİĞER YAZILARFransa’da Cumhurbaşkanlığı’nın Nicolas Sarkozy’den François Hollande’a geçmesiyle birlikte yeni durumun Türkiye ve AB ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu oldu. Biz, bu konuda iki farklı medya organından ilgili görüşleri ortaya koyan iki makale ile bir derlemede bulunduk.
Bloomberg’in Görüşü: Bırakın Türkiye AB Üyeliği’ne Doğru İlerlesin*
François Hollande öncelikler listesine bir madde daha eklemeli: Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik görüşmelerine Fransa’nın uyguladığı blokajı kaldırmalı ve bunu yakın bir zamanda yapmalı.
…
Türkiye’nin üyelik süreci üzerindeki blokajın kaldırılması özellikle Avrupa’nın Hıristiyan ulusları arasında yükselmekte olan göçmen karşıtı, yabancı düşmanlığı ve soyutlama politikasıyla AB’nin Müslümanlara karşı ayrımcılık uyguladığı yolundaki yaygın kanaati ortadan kaldırabilir.
…
Fransa’nın vetoyu kaldırması yalnızca Avrupa projesine değil ama aynı zamanda Avrupa ekonomisinin geleceğine taze kan taşıyabilir. Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 8.5 oranında büyüdü ve yaş ortalaması yaklaşık 28; Almanya’da ise yaş ortalaması 45. Mevcut yavaş büyüme ve demografik zorluklar nedeniyle Türkiye’nin sunacağı taze kana ve enerjiye AB’nin ihtiyacı var. İki ekonomi birbiriyle yakın ilişkili. Gümrük Birliği ve yoğun bir ticaret söz konusu. Türkiye’ye geçtiğimiz yıl yapılan $16 milyarlık doğrudan dış yatırımın $11 milyarı AB’den geldi.
…
Türklerin bütün şartları yerine getirdikten sonra Avrupa’yla birleşmeyi isteyecekleri kesin değil. Ancak geçtiğimiz birkaç yıl AB müzakerelerinin aktif hâle getirilmemesi durumunda Türkiye’nin serbest demokrasiye doğru gelişimi yavaşlayacak hatta konuşma özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi bazı alanlarda durma noktasına geleceğini göstermiş bulunuyor. İstikrarlı demokratik bir Türkiye AB’nin çıkarlarına oldukça uygun.
* Bu makale 17 Mayıs 2012 tarihinde Bloomberg’in web sitesinde “Bloomberg View: Let Turkey Progress Toward EU Membership” başlığıyla yayımlanıp kısaltılarak Türkçeye çevrilmiştir.
***
Sarkozy’nin Gidişi ve Merkel’in Güç Kaybetmesiyle Türkler AB’ye Giriş Bahsini Yeniden İleri Sürüyor*
Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı François Hollande kendi beş yıllık görev süresince Türkiye’nin AB’ye katılma ihtimali bulunmadığını kaydetmesine rağmen Türkler katılım konusunda iyimser. Türkiye’nin bu iyimserliğinin gerisinde belli başlı üç neden var: Türkiye, Sarkozy’nin aşırı sağ oyları kazanmak amacıyla büyük bir engel oluşturduğunu düşündü. AB Bakanı Egemen Bağış’a göre “Bu 2007 seçimlerinde işe yaradı, ama bu kez öyle olmadı.”
...
Hollande seçim sürecinde Müslüman oylarının temsilcisi oldu ve aralarında hükümet sözcüsünün de bulunduğu üç Müslüman bakanı göreve getirdi. Türkler için bu en azından yeni hükümetin Müslüman seçmene karşı daha hassas olacağı ve Türkiye’yi bu bağlamda dışlamak gibi bir görüntü veremeyeceği anlamına geliyor.
…
Bir üçüncü etmen ise Yunanistan’ın AB’de zedelenen durumunun Türkleri cesaretlendirmiş olması. Özellikle Kıbrıs Sorunu’yla ilgili olarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs Türkiye-AB müzakerelerinin ilerlemesini engellemeye devam ediyor. Şu sıralar Yunanlıların ağzının tadı yok ve Ankara Yunanistan’ın gösterdiği muhalefetin daha az etkili olduğunu kanıtlayabilir.
* Bu makale 18 Mayıs 2012 tarihinde Amiel Ungar imzasıyla ve “With Sarkozy Gone And Merkel Weakened, Turks Resume EU Entry Bid” orijinal ismiyle Arutz Shewa 7 (İsrail Ulusal Haber)’de yer almış ve kısaltılarak Türkçeye çevrilmiştir.