- Fitne ateşine dokunmak

Adsense kodları


Fitne ateşine dokunmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 16 September 2011, 10:40 am GMT +0200
FİTNE ATEŞİNE DOKUNMAK

Mart 2010 54.SAYI

Yılan tıslar, bülbül şakır; herkes ahlakının gereğini yerine getirir, kendinde olanı sunar. Kimi ayrılıkları, aykırılıkları körükler, kimi onları yatıştırıp orta yolu bulmaya çalışır.

“Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara, 191) buyuruyor Rabbimiz. Neden böylesine dehşetli görülmüş fitne? Abdülgani Nablusi Hazretleri der ki: “Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir.” Fitne, insanların huzur ve düzenini bozan, insanları birbirine düşürüp düşmanlaştırarak bölen faaliyetlerdir. Bir kıvılcım, yıllarca büyütülen yüzlerce hektarlık ormanı çok kısa bir sürede nasıl yok ediyorsa, fitne de yıllarca bin bir güçlükle elde edilmiş ameli siler süpürür. Daha da fenası imanın yitirilerek, ebedi ateşin içine düşmeye neden olur. 

İSTİŞAREDE YENMEK-YENİLMEK OLMAZ

Fitne yüzünden kimi yolunu şaşırarak başka yollara sapar, kimi yolsuz kalır. Kimi isyanın yanında inkarla toptan her şeye karşı durur, asıl yurda bu hal üzere geçer. Bazen insanları ateşe sürükleyen fitneler istişarenin usulünce yapılmamasından kaynaklanır. Bilindiği gibi istişarede herkes kendi fikrini ortaya koyar. Avantaj ve dezavantajlar tartışılır. İstişare sonucu alınan karar artık, o fikri ortaya atanın kararı olmaktan çıkar; ortak karar haline gelir. O fikri ilk ileri süren, “Bizim fikrimiz kabul edildi, biz yendik”, o fikri onaylamayanlar da “Onlar yendi” diye olaya bakmaz, bakmamalıdır. Eğer karar üzerinde “sen-ben” davası başlarsa, kalpler ve akıllar karışır. Neticede “sen-ben”, “yendim- yenildim” davasını başlatanlar herkesin vebalini sırtlanır. Kendileriyle birlikte o insanları da ateşe sürükler.

FİTNE ATEŞİ KONUŞTUKÇA BESLENİR

Konuşma, fitne ateşinin yakıtı, benzini gibidir. Lehte-aleyhte konuşan herkese de o ateş az buçuk dokunarak bir yerlerini yakabilir. Konuşmalar önce birkaç kişiyle başlar, sonra halka halka dağılır. Fitnenin başını küçükken ezmek gerekiyor. Aksi takdirde doymak bilmez bir ejderhaya dönüşebilir. Konunun tarafı ve taraf toplayıcısı olunmamalı. Böyle durumlarda hemen Efendimiz’in “Susan kurtulur” hadisi şerifi akla getirilip konuşma sona erdirilmelidir.

Bazen rahatsız olunan küçük bir konudan bahsedilir. Kulaktan kulağa biraz daha ekleme ve değiştirmelerle bu yayılır ve başlangıçtan çok farklı, tanınmayacak büyüklükte bir sorun olarak karşımıza dikilir. Sonuçta aşağı köyde bir yalan söyleyip, yukarı köyde kendi söylediğine inanan kişiye dönebilir halimiz.

Bir başka fitne kaynağı da birilerinin uydurup ortaya attığı maksatlı haberlerdir. Bunlara kapılmadan önce uyanık olup araştırma yapmak ya da işin başındakilere sormak gerekir. Gelen ilk habere, kulağa çalınanlara itibar edilmemelidir.

Kimi zaman da fitne yanlış anlamalardan ve yorumlamalardan kaynaklanır. Kişi yapılan ya da söylenilen bir şeyi yanlış anladığı için, içten içe öfke duyar. Öfke ateşinde yandıkça da soğumak için habire çevresindekilere, gördüklerine anlatır durur öfke kaynağını. Kimileri inanır, kimilerinin kalbi karışır.

Bazen de haset kaynaklı fitnelerin çıkması mümkün. Başarılı, sevilen, sayılan birini çekememek, onu saf dışı bırakmak için düşmanlık hisleriyle hareket etmek maalesef topluluklarda mümkün olabiliyor. O kişinin, haksızlığa uğradığını düşündüğü anlarda Allah’a sığınıp, fitneye sebep olmamak için sağda solda konuşmamayı tercih etmesi ihlasane bir tutum olur.

FİTNEYE KARŞI BİRLİK RUHU


Zamanında müdahale edilmezse fitne alevden bir ağız olup çevresini yemeye başlar. Münafık kalpliler bu anları kollar ve yılanı besler. Fitnenin panzehiri, bu zamanlarda her zamankinden daha fazla birlik olmak ve muhabbetle kucak açmaktır. İkilikleri bırakıp, bıraktırıp birliğin peşinde insanların kalplerini toplamak gerekiyor. Diğer yandan bir toplulukta sözü dinlenilen bir kişiye fitne konusuyla ilgili bir şey sorulduğunda o kişinin ayrılığı değil, birliği sağlayacak şekilde konuşması gerekir.

Fitnenin olduğu durumlarda, evimizde oturmamızı, günahlarımıza tövbe etmemizi, dilimizi tutmamızı, kendi işimize bakıp, başkalarının işine karışmamamızı tavsiye ediyor Efendimiz (s.a.v). Fitne oluştuğunda, eğer karşı koymaya güç yetirilemezse sessiz kalıp fitne ortamından uzak durmak, kişiyi o ateşe dokunmaktan kurtarır.

Ayrıca şu da akıldan çıkarılmamalı: Daha çok insanın kurtuluşu için ömürlerini vakfeden başta peygamber efendilerimiz olmak üzere Allah’ın dostları, fitneyle kişilerin kurtuluştan uzaklaşmalarına sebep olan o şahısların ahirette yakalarına yapışmaz mı? Tir tir titrenecek günde şefaat ve yardımlarını umduklarımız bile bizim yakamıza yapışarak hak isterse nasıl kurtuluruz hesaptan? En iyisi, fitne ateşinin yanına hiç mi hiç yaklaşmamak. Seyirci olarak dahi!..

Rabia SULUK