- Fıkıh Usulü 3. Ünite Özetleri

Adsense kodları


Fıkıh Usulü 3. Ünite Özetleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
Fri 9 November 2018, 12:33 am GMT +0200
Fıkıh Usulü 3. Ünite Özetleri

3. ÜNİTE FIKIH USULÜ : SÜNNET

1. Sünnetin Tarifi                           Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com

Sünnet; Hz Peygamberden, kuran dışında nakledilen söz, fiil ve takrirlerdir.
Buna göre sünnet; farz,vacib,mendub, sahijfasit, batıl gibi hükümlerin bir delilidir.
Sünnet ve hadis terimi arasında fark vardır. Umumi kabule göre sünnetin sözlü şekline hadis denir. Sünet ise daha çok fiilidir. İlk dönemlerde, bir bölgenin örf adeti, sahabenin tatbikatı, Hz peygamberden gelen meşhur rivayetlerle ya da sahabe ve tabiinle desteklenmiş olan ümmetin tatbikatı na da Sünnet denmiştir.

2.Delil ve Kaynak Oluşu

İslam hukukunun 2 önemli kaynağından biri olduğu İslam hukukçuları tarafından da söylenmektedir. İslam Alimleri Kuran yanında sünneti de şer-i hükümlerin kaynağı kabul edip bunu Kuran icma ve akıl delilleriyle ispat etmişlerdir.

 a) Kuran delili                    b)İcma Delili             c) Akıl delili

a)Kuran delili : Kuran Peygambere itaati emreder. Ona itaati Allaha itaat kabul eder.

b)İcma delili: Başta sahabe olmak üzere İslam ümmeti şer-i hükümlerde kuran yanında sünnete de danışmak gerektiğini söylemişlerdir. Bu sünnetin bağlayıcılığı konusunda icma edildiğini gösterir.

c) Akıl delili: Allahın son elçisi olduğuna iman edilmişse onun getirdiği talimatlara da inanmak gerekir. Kuran Peygamberin tebliğ , irşad, ve hüküm verme gibi özellikleri bulunduğunu müminlere anlattığını  kendi hevasından konuşmadığını bildirdiğinden ona tabii olmak akıllıca olur.

3.Sünnet Çeşitleri

3.1 Mahiyeti (yapısı) bakımından sünnet

Bu bakımdan sünnet 3 kısma ayrılır.

a) Kavli (sözlü) sünnet               b)Fiili Sünnet                    c)Takriri Sünnet

Kavli (sözlü) sünnet: Allah Resulünün insanlara örnek olup dini bir hükmü bildirmek gibi çeşitli maksatlarla söylemiş olduğu sözlerdir.

***---Peygamberin dini bir hususu hükmü bildiren sözleri vahye dayandığı için kaynak kabul edilir
fakat vahye dayanmadığı bilinen dünyevi tecrübeleriyle ilgili sözleri şer-i hüküm için kaynak teşkil etmez.----***

Fiili Sünnet: Peygamberin yaptığı işlerdir. Namaz kılış şekli ,haccetmesi, abdest alması, çeşitli suçlara verdiği cezalar .vb. Hz peygamberin her yaptığı fiilin şer-i bakımından hüküm kaynağı için delil olup olmaması anlamında bazı görüşler vardır.Bu bakımdan fiiller 3 kısımdır;

a) Peygamberin beşeri(insani) yönüyle ilgili fiilleri:             Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com

Bu fiillerde peygamberlik değil insani yönü ağır basar. Dolayısıyla bu kısma giren fiiller hüküm ve hukuk kaynağı teşkil etmez. Peygamberin yemesi içmesi uyuması gibi fiilleridir.Bunlar için onu örnek almak gerekli değildir.HZ peygamberin hastalık tedavisi,ziraat,harp ,ticaret gibi dünyevi işlerde şahsi bilgi ve tecrübeleri de bu gruba dahildir.

b)Peygamberin kendine mahsus olduğu Şer-i delil ile beyan edilmiş olan fiilleri:

Peygamberin bazı fiilleri vardır ki sadece kendine mahsustur. Hadis ve fıkıh usulü literatüründe bu fiiller ''peygambere ait özellikler''( el Hasaisu'n Nebeviyye) tabiriyle ifade edilir. Bunlar Allahın sadece peygambere lütfettiği özelliklerdir.Bu davranışlar başkalarını bağlamaz böylelikle dini bir hüküm kaynağı teşkil etmez.Peygamberin kıldığı teheccüd,kuşluk gibi bazı nafile ibadetler peygambere farz olduğu halde ümmete farz değildir. 2 veya daha fazla gün iftar etmeden (savm-ı visal) orucu tutması, 4 den fazla hanımla evlenmesi gibi durumlar peygambere has fiillerdir.

c) Hz Peygamberin Dini Delil (Teşri'i Nitelik ) Taşıyan fiilleri

Bunlar hem ümmetin hem de peygamberin yapması gereken, dini hükümlerin öğretilmesi amaçlı fiillerdir. Bu anlamda Peygambere tabi olmak gerekir.Bu tür fiiller de 2 çeşittir.

1) Hz Peygamberin Kuranın manası kapalı(mücmel)  hükümleri açıklığa kavuşturmak için yaptığı fiiller:

Namazın kılınış şekli, orucun tutulmasına dair hükümler, hac ifası bu tür fiillere örnektir. Bunlar ümmet için bağlayıcıdır. Nitekim Peygamberimiz'' ben namazı nasıl kılıyorsam ,siz de öyle kılın ''buyurmuştur. Bu tür fiiller Kuranın tamamlayıcı sayılırlar.

***Aynı zamanda bu fiiller o mücmel ayetin hükmünü alırlar. o ayet vacib bir hükmü içeriyorsa bu fiili (sünneti)yapmak da vacibtir.***

2) Hz Peygamberin müstakil hüküm vaz etmek amacıyla yaptığı fiiller:

Buradaki amaç yukarıda belirtildiği gibi mücmel(kapalı)ayet hükmü için değil müstakil ayetin açıklanması için yapılan fiillerdir. Bu gibi fiillerin hükmünün vacib mi mendub mu yoksa mübah mı olduğu hususunda 2 ihtimal vardır.

1.ihtimal; sahabe bu konuda bu fiili sünnetlere tabi olma hususuna çok önem vermişlerdir. Onun yaptığı gibi yapmaya çalışmış benzer olaylarda da bunu delil göstermişlerdir. Mesela ''biz peygamberi böyle yaparken gördük ''gibi ifadeler söylemişlerdir.Hz.Ömer tavaf esnasında Haceru'l esvedi öper ve öperken de şöyle söylermiş.'Ben senin faydası ve zararı olmayan bir taştan başka bir şey olmadığını biliyorum.Şayet Resulullahın seni öptüğüne görmeseydim,seni asla öpmezdim ''

2.ihtimal; Fiili sünnetin şer-i vasfı bilinmez.Bu durumda 2 ihtimal vardır. Bazen fiilde Allaha yakınlık amaçlanır. Bu durumda alimler arasında görüş birliğine göre bu fiillere ittiba müstehaptır. Devamlı olarak 2 rekat namaz kılmak bu kabildendir.
Bazen de Allaha yaklaştırma gibi bi gayesi yoktur. Bu durumdaki fiilleri yapmak da mubahtır. alım-satım, ziraat ortaklığı bu tip fiillerdendir.
Takriri Sünnet: Hz.Peygamberin bizzat görerek ondan işiterek öğrendiği sahabenin bir söz ve davranışı karşısında onay verme anlamında sükut etmesine denir. Onayladığı zaman ya sükut ederdi ya da sevincini belli ederdi.sevinçle sükutu tasvibini daha da kuvvetlendirirdi.

Takriri sünnet:
Hz. Peygamber'in bizzat görerek veya işiterek bilgi sahibi olduğu sahabenin bir söz veya davranışı karşısında sükut etmesidir.

3.2.  Rivayet (Bize geliş şekli) Bakımından Sünnet(Mütevatir,Meşhur,Ahad)

Bu bakımdan sünnet mezheblere göre farklı şekillerde tasnif edilir.

Hanefilere göre;

1. Mütevatir:                                               Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com

Hz.Peygamberden yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olmayacak sayıda bir sahabe topluluğunun rivayet ettiği , daha sonra bu topluluktan Tabiin ve Etbau't tabiin devrinde de aynı özellikteki toplulukların rivayet ettiği haberlerdir.
Mütevatir haberin taşıması gereken şartlar;

a) Rivayet edenlerin yalan üzere ittifak etmelerinin imkansız olması.

Bu ravilerin belli bir sayıda olması şart değildir.Önemli olmaları sayıca çok ve yalan üzere birleşmelerinin imkansızlığıdır.
Tevatürün gerçekleşmesi için rivayet olunanı bütün insanların tasdik etmesi şart değildir. Tevatürde kaide; kendisiyle zaruri bilginin hasıl olmasıdır.

b) Rivayet tabakalarının her birindeki raviler istenen sayı ve evsafta olmalıdır.

c) Ravilerin Hz peygamberden naklettikleri bilgi,müşahade veya işitmeye dayanmalı.

Mütevatir haberin çeşitleri;
2 kısımdır.


a) Lafzi mütevatir                                         b) Manevi mütevatir

a) Lafzi mütevatir: Bütün ravilerin lafız ve manalarında ittifak ettikleri rivayetlerdir. Peygamberden nasıl duyulmuşsa aynı onun kullandığı  lafızlarla nakledilmiştir.Bu şekilde mütevatirlerin sayısı oldukça azdır.Lafzen mütevatire örnek;'' kim bilerek bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın''

b) Manevi mütevatir: Lafız ve mana bakımından farklılıklar taşısa da bütün ravilerin rivayet ettiği lafızların ortak manada birleştiği hadislerdir. Mesela peygamberin dua esnasında ellerini havaya kaldırdığı ile ilgili 100 kadar hadis rivayet edilmiştir.

Hz. Peygamberin şu hadisleri de manevi tevatür yoluyla nakledilmiştir.
''Ameller niyetlere göredir.Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan sadece odur''
Mütevatir sünnetin hükmü:Mütevatir sünnetle amel etmek FARZ dır.onu inkar eden KAFİR olur.

2. Meşhur:

Hz.Peygamber'den bir veya iki ya da tevatür sayısına ulaşmamış sayıda sahabi tarafından rivayet edimişken ,Tabiin ve Etbau't tabiin devirlerinde tevatür sayısına ulaşmış raviler tarafından rivayet edilen sünnettir.Meşhur sünnet esas kaynağı itibariyle AHAD dır.fakat tabiin ve etbaut tabiin devirlerinde mütevatir hale gelmiştir.

''Ameller niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan sadece odur''hadisi meşhur bir hadistir.çünkü bunu hz peygamberden Hz Ömer rivayet etmiş.sonra tevatür esnasında ravi nakletmiştir.

şu hadis de meşhur hadislerdendir.''Bir kadın halası ve teyzesi üzerine nikahlanamaz.(bunlar aynı nikah altında toplanamaz)''
***meşhur hadisin mütevatir hadisten farkı; Mütevatir sünnette her 3 tabakadaki ravilerin tevatür derecesinde olması şarttır. meşhur sünnette ise ;1. tabakadaki ravilerin tevatür derecesine ulaşmaları şart değildir.***

Meşhur sünnetin hükmü: bu tür sünnet kesine yakın bir bilgi ifade eder. Hanefiler buna'' ilmu't-tume'nine''adını verirler. Hanefilere göre meşhur hadis mütevatir hükmündedir.meşhur hadisi inkar eden FASIK hükmündedir.

3. Ahad:                                                 Ennas Whatsap Grubu / ilimdunyasi.com

Hz. Peygamberden itibaren 1 veya 2 yahut tevatür dercesine ulaşmayan sayıda sahabenin daha sonra aynı sayıdaki Tabiin ve Etbau't tabiinun rivayet ettiği sünnettir.

Hanefilere göre mütevatir ve meşhur olmayan hadislere ahad adı verilirken ,diğer mezheblere göre mütevatir olmayan hadislere ahad denilmiştir.Sünnetin büyük çoğunluğu Peygamberden Ahad yoluyla nakledilmiştir.

Ahad sünnetin hükmü: kesin bilgi ifade etmez. sadece zann ifade eder. Çünkü bunlar Peygambere nisbetinde şüphe vardır. Bu hadisleri inkar eden tekfir edilmez. Hakli geekçesi yoksa bid'at ehlinden sayılır.

Hanefi dışındaki sünni mezheplere göre;

Bu mezheblere göre sünnet mütevatir ve ahad olarak 2' ye ayrılır.bu alimlere göre ahad 3 kısımdır.

A.Ğarib                           B.Aziz                        C.Müstefid

A. ĞARİB: Her 3 tabakada veya herhangi bir tabakada ravi sayısı tek olan hadistir.Yan; hadisi bir sahabi rivayet eder ,ondan sonra bir tabii sonra bir Etbau'l tabiin rivayet ederse bu rivayetlere ğarib denir.

B. AZİZ: Her 3 tabakadan sadece 2 ravi tarafından nakledilen ya da diğer tabakalarda 2 den fazla ravisi bile olsa tabakalardan birinde ravi sayısı 2 olan hadistir.

C. MÜSTEFİD: Her 3 tabakada 3 veya daha çok kişi tarafından rivayet edilen hadistir. Hiçbir zaman 3 den aşağı düşmemelidir.
Sahabenin Müctehid İmamların Ahad Haber konusundaki Görüşleri:

( sahabenin Ahad haberlerle Amel konusundaki Metod ve Şartları):

Peygamberimiz peygamberliğinin ilk yıllarında hadislerin yazılmasını yasaklamıştır. En önemli sebebi; Kuran ile hadislerin karışma ihtimalidir.Fakat bunun yanında bazı hadisler için bu anlamda tehlike görmemiş ve kaydına izin vermiştir.

Abdullah b.Amr adli sahabe Peygamberimizin ağzından ne çıksa kaydederdi. Çevreden Peygamberin ağzından her çıkanın yazılmaması gerektiğini onun da bir insan olduğunu kızgın üzgün olduğu durumların olabileceği psikolojisinin bu anlamda önemli olduğu şeklinde uyarıda bulunmuşlar daha sonra bu olayı Peygambere taşımışlardır. Peygamberimiz Abdullah b. Amr' a devam etmesini üzgün olsa da mutlu veya kızgın olsa da o hallerde duyduklarını da aynı şekilde yazmasını zira ruh hali ne olursa olsun ağzından HAK dan başka bir şey çıkmayacağını söylemiştir.

Peygamberimizin vefatından sonra ona ait bir sözün gerçek olup olmamasının şüphesiyle çok titiz davranmışlar. Bazı metodlar uygulamışlardır. bu metodlar arasında

***şahit isteme   --- Yemin ettirme   ---  reddetme***  uygulanmıştır.

Reddetme hususu şöyledir:

Bazı hadisleri çeşitli sebeplerle amel edilebilir bulmamış ve reddetmşlerdir.Bu reddetme sebepleri arasında; ''raviye güvenmeme ,hadisin neshedildiği (yürürlükten kaldırma)bilgisine sahip olma ,daha kuvvetli delil ile çatışma'' gösterilebilir.

Müctehid İmamların Ahad Haberlerle Amel konusundaki Metod Ve Şartları:

* Meşhur mezhep imamları AHAD hadislerle fıkhi konularda amel edilebileceği konusunda hemfikirdirler. Bunun şartları arasında
---- ravinin akıl baliğ, müslüman, takva ve şahsiyet sahibi(adil) , rivayet ettiğini işitip kastedilen manayı doğru kavrama,hafızasına tutabilme(zabt) sahip olması vardır.

Fakat aynı konuda farklı rivayetlerin olması üzerine ahad haberlerin kabulüyle ilgili şartlar sunmuşlardır.

1. Hanefilerin şartları;

1. Ravi rivayet ettiği hadise aykırı davranmamalı amel etmemeli veya bu rivayete aykırı fetva vermemelidir.

2. Rivayet çok sık tekrarlanan ve herkesin bilmesi gereken bir olayla (umumül belva) ilgili olmamalıdır. Yani sadece bir kişi veya tevatüre ulaşmayacak sayıda ravi tarafından rivayet ediliyorsa bu durum hadisin sahih olmadığına dalalet eder.Çünkü böyle bir hükmü orada bulunanların çoğunun bilmesi gerekir.

3. Ahad haberi nakleden ravinin fakih olması: Hnefilerin öne sürdüğü en önemli şartlardan biri de ahad haberi nakleden ravinin fıkıh ilmini biliyor olmasıdır.Çünkü ameli ve fıkhi bir konudaki hadisi ancak böyle bir özelliği olan ravi doğru şekilde nakledebilir.

*hadisi nakleden ravi fıkıh ehliyetine sahipse ve hadis rivayetiyle meşhur biriyse rivayet ettiği hadis kıyasa muhalif olsa bile kabul edilir.4 büyük halifenin rivayetleri,ibn-i abbas, ibn Ömer, İbn Mesud.. Hz Aişe bu tür ravilerdendir.

*Hadis rivayet eden ravi fıkıh ehliyetine sahip değilse hadis,kıyasa ve şer-i esaslara muhalif olmamalıdır.Şayet muhalifse onunla amel edilmez.o konuda kıyasa göre ya a islam hukukunun genel prensiplerine göre hareket edilir.(Bu konuyla ilgili geniş örnek kitapta yer almaktadır.)

2. Malikiler

Malikiler ahad haberlerin kabulü için ravide bulunması gereken şartlara 2 tane daha eklemişlerdir. Malikilerin esas farklılığı 1.şarttadır.Ahad haberin kabulü için ileri sürdükleri şartlar şunlardır:


1. Ahad hadis Medine ahalisinin tatbikatına(amelü ehl-i medine) muhalif olmamalı

(onların değerlendirmesine göre Medinelilerin ameli mütavatir sünnet sayılır.Çünkü onlar bu tatbikatı baba ve dedelerinden onlar da peygamberden almışlardır)Fkihlerin çoğu bu görüşü kabul etmeıip Medinelilere özel bir anlam atfetmemişlerdir.

2.Ahad hadis kesin olarak sabit olmuş şer-i esaslara ve kaidelere muhalif olmamalıdır.

(İmam malik e göre ahad haber İslam hukukunun genel kaidelerine muhalifse onunla amel edilmez.Hnefiler de bu görüşe katılmışlardır.çünkü prensipler kat-i ,ahad haber ise zannidir. Kat-i her zaman üstündür ve tercih edilir.)

3. Şafiiler

İmam Şafii ahad haberle ilgili olarak Maliki Ve Hanefilerden daha müsamahalıdır.Hanefi ve Malikilerin ahad kabul şartlarına katılmamışlar onlar için bu haberleri kabul konusundaki tek şart;

*hadis senedinin ''sahih'' ve ''muttasıl''(kesintisiz Hz muhammede ulaşmış olmalı).Bu sebeple Şafii ''mürsel'' hadislerle amel etmez.
(mürsel hadis: ravilerin 1 veya 1 den fazlası düşmüş ve ravinin aradakiler zikretmeden doğrudan HZ.Peygmbere nisbet ettiği hadistir)

*Fakat İmam Şafii mürsel olarak rivayet edilen bir hadis hafız güvenilir kimseler tarafından başka bir kanalla müsned olarak rivayet edilmişse bunu kabul etmiştir.

4. Hanbeliler

Ahmed b. Hanbelin görüşleri hemen hemen İmam Şafii ninki gibidir.o imam Şafii den de müsamahalı davranarak senedin muttasıl olma gibi bir şart da sunmaz.

**** Sünnet hakkında verilen bilgilere göre bütün İslam hukuçuları sünnetin İslam hukukunun 2 kaynağından biri olduğuna dair hemfikirdirler. Mezhep imamlarının bazı öne sürdüğü şartlar ihtiyatlı davranmak istedikleri içindir.

Delil olmaları,ihtiva ettikleri hükümler ve subut-delalet bakımından kitap ve sünnetin mukayesesi


1 .Delil olmaları bakımından:

Sünnetin 2 kaynaktan biri olduğuna dair şüphe yoktur.Ancak bu anlamda Kuran her zaman daha önce gelir.Bir konuda Kuran ve sünnetin hükümleri uzlaşmıyorsa yani çelişiyorsa bu durumda Kitap esas alınır.

2. İhtiva ettikleri hükümler bakımından


İhtiva ettikleri hükümler bakımından kitap ve sünnet mukayese edildiğinde kitap karşısında sünnetin farklı fonksiyonlar icra ettiğini görürüz.bu fonksiyonlar:

a) Sünnette yer alan hükümler, Kuranda yer alan hükümlerle aynı muhtevada olabilir.
bu durumda sünnet Kuranı teyit etmektedir. Bir hüküm hem kuranda hem hadiste yer alıyorsa o hüküm kesindir.

b) sünnette yer alan hükümler Kuranı açıklamaya muhtaç hükümlerini açıklar.
Kurandaki hükümler ''mücmel'' ,''amm'',''mutlak'' olmaları sebebiyle açıklamaya muhtaç olabilir. Bu durumlarda sünnet bu hükümleri açıklayıcı( mübeyyin), tahsis edici(muhassıs),takyid edici(mukayyid) fonksiyon icra eder.

c) Sünnet Kuranda yer alan hükmü nesheder
misal olarak; ''birinize ölüm geldiği zaman ,eğer arkasında yeterli bir servet bırakıyorsa ,anaya ,babaya, yakınlara münasip şekilde vasiyette bulunmak Allaha karşı sorumluluk duyanlar için bir yükümlülüktür'' ayetine göre mirastan pay alabilenlere de vasiyet yapılabilmektedir.Ancak Peygamber bir hadisinde ''vasiyete vasiyet yoktur'' buyurmuştur. Bu hadisin ayetin hükmünü neshettiğini ve mirastan pay alanların ayrıca vasiyetten istifade edemeyeceklerine hükmeden fakihler bulunur.

d) Sünnet Kuranda yer almayan hükümler ihtiva eder.
Şer-i hükümler içerisinde sadece sünnette yer alan pek çok hüküm vardır.Vitir namazı, ramazan orucunu kasten bozmanın keffaret gerektirdiği, davacının yemini yanında tek bir şahitle mahkemede hüküm verilebileceği, fıtır sadakasının vacip olması...vb
(Kuranın her şeyi açıklayan bir kitap olması sünnetin bu özelliği ile çelişmez.çünkü Kuran hükümleri açıklamada üslub farklılığı arzeder.İhtiyaç duyulan her hüküm Kuranda istenilen açıklıkta olmayabilir)

3. Subut ve delalet yönünden kitap ve sünnetin mukayesesi
Subut bakımından kitabın tamamı kat-i olduğu halde sünnetin tamamı böyle değildir.
hanefilere göre; mütevatir sünnet kat-i, meşhur sünnet ise kat-i ye yakın özelliğe sahiptir.
Ahad sünnet ise subut bakımından zan ifade etmektedir.

Delalet açısından ise kitap ve sünnet arasında fark yoktur.Yani delaleti kat-i olan hadisler gibi delaleti zanni olanlar da vardır.

Örnek verecek olursak;
bir hadiste;'' 24 e kadar her 5 deveden 1 koyun zekat vermek gerekir.Deve sayısı 25'e ulaştığında 2 yaşına girmiş bir dişi deve yavrusu vermek gerekir.''
bu hadiste geçen 5,24,25 lafızları ifade ettikleri manaya kesin delalet eder.Başka mana ihtimali yoktur.
sünnetin 1 den fazla mana ihtiva etmesine örnek ise;
Peygamberimiz'' fatiha süresini okumayanın namazı yoktur'' buyurmuştur.bu hadisin 2 mana ihtimali vardır. fatiha okumadan namazın kabul olmayacağı sonucu çıkarılabileceği gibi fatihasız namazın mükemmel olmayacağı anlamı da çıkarılabilir. Nitekim fakihlerin çoğnluğu bunu'' fatihasız namaz olmayacağı ''şeklinde yorumlarken Hanefiler ise ''fatihasız namaz da olur ancak mükemmel olmaz ''demişlerdir.

Ennas Whatsap Grubu Tebyin Ailesi Ekibi Tarafından Hazırlanmıştır. / https://www.tebyin.com

Kaynak: Ennas Whatsap Grupları / Tebyin Yönetim Ekibi ( İzinsiz almak bu emeğin rızasını ihlal etmektir.

Bu site üzerinden Kullanabilir faydalanmak isteyenleri sitemize ve whatsap gruplarımıza yönlendirebilirsiniz.

Paylaşımlarımızın sitemiz dışında yayınlanmasını uygun bulmuyor. Hak ihlali yapmamanızı tavsiye ederiz...


Büşra Özen Köu
Fri 9 November 2018, 11:01 am GMT +0200
Teşekkür ederiz hocam emeğinize sağlık

veli battal koü
Fri 9 November 2018, 01:58 pm GMT +0200
Emeğinize sağlık hocam

Yusuf Korkmaz Koü
Fri 9 November 2018, 04:09 pm GMT +0200
Teşekkürler

Bilal2009
Fri 9 November 2018, 04:14 pm GMT +0200
Rabbim emeği geçenlerden razı olsun

ZeynepZehra
Sun 11 November 2018, 02:52 pm GMT +0200
Müslümanlığa yakışır şekilde paylaşmayı düstur edinen kardeşlerimizden Rabbim razı olsun

ceren
Sun 11 November 2018, 04:12 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim....

admin
Fri 21 December 2018, 01:58 am GMT +0200
Ennas Whatsap Grubu Tebyin Ailesi Ekibi Tarafından Hazırlanmıştır. / https://www.tebyin.com

Kaynak: Ennas Whatsap Grupları / Tebyin Yönetim Ekibi ( İzinsiz almak bu emeğin rızasını ihlal etmektir.

Bu site üzerinden Kullanabilir faydalanmak isteyenleri sitemize ve whatsap gruplarımıza yönlendirebilirsiniz.

Paylaşımlarımızın sitemiz dışında yayınlanmasını uygun bulmuyor. Hak ihlali yapmamanızı tavsiye ederiz...

gulsahkilicaslan
Tue 26 March 2019, 06:47 pm GMT +0200
Allah razı olsun hocam çok faydalı oldu selam ve dua ile...