hafiza aise
Tue 30 November 2010, 11:56 am GMT +0200
FIKHU'S-SÜNNE
HANIMLAR İÇİN İSLÂM İLMİHALİ
HANIMLAR İÇİN İSLÂM İLMİHALİ
Müellifin Önsözü
Hamd Yüce Allah'adır, O'na hamd ederiz, O'ndan yardım isteriz ve O'ndan mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Yüce Allah'a sığınırız. Yüce Allah, kime hidayet ederse kimi doğruya eriştirirse, onu saptıracak yoktur. Kİmİ de saptırırsa, onu hidayete erdirecek yoktur.
Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun tek olduğuna, hiçbir ortağının bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve rasûlü olduğuna şahadet ederim.
Hiç kuşkusuz en doğru söz, Yüce Allah'ın kitabıdır. En hayırlı yol, Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in yoludur. (Dinî) İşlerin en şerlisi, sonradan ortaya çıkarılandır. (Dinde) Sonradan ortaya çıkarılan her şey bidattir. Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık cehennemliktir.
Şüphesiz Aziz ve Celîl Allah, mahlûkâtı kendisine kulluk etmeleri İçin yaratmıştır. Şanı Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur; 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.[1]
Kulun ibadeti ancak iki şartla kabul edilir. Birincisi, kulluğun Yüce Allah'a ihlâs ve samimiyetle yapılması; ikincisi, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in sünnetine uygun sâlih amel olmasıdır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur; 'Her kim Rabbine Kauuşmayı umuyorsa, sâlih amel işiesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi şirk/ortak koşmasm.[2]
Kulun dünya ve âhiret mutluluğunun esası, hakla batılı ayırt edecek bilgiye sahip olması ve hakkı batıla tercih etmesidir. Bu iki esas, faydalı ilimlerin öğrenilmesine ve sâlih amellerin hayata geçirilmesine bağlıdır.
Günümüz olaylarına basiretle bakanlar, İslam düşmanlarının kadınları hedef seçtiklerini görecektir. Öyle ki, kadınlar islam'ın hidayeti ile medyanın sapıklığı arasında şaşırmış durumdadırlar. Özellikle genç kızların büyük bir bölümü, İslam düşmanlarının tuzaklarına düşmüş, Kuran'ı okumaz, İslam'ın hükümlerini bilmez hale gelmişlerdir. Allah'ın koruyup, lütfettiği kimseler müstesna, hanımların çoğu namazlarının geçerli olması için gerekli olan temizlik hükümlerini, hatta kelime-i şahadetten sonra, İslam'ın en büyük ibadeti ve temel esası olan namazın hükümlerini dahi bilememektedirler.
Hanımlara örneklik yapacak kimseler bulunmamaktadır. Şer'î ölçülere uygun olarak, emri bi'1-marûf nehy-i ani'I-münker/ iyiliği emretme, kötülükten sakındırma görevi yerine getirilmemektedir. Bütün bu konulardaki zaafiyet ve isteksizlikle birlikte, fitne ve fesadın, ahlaksız eğlence ve şehvetlerin yaygınlaşması nedeniyle kadınlar, eğitime, vaaz ve nasihatlere erkeklerden daha fazla muhtaçtırlar. Bu durum, hanımlara faydalı olacak, onlara yararlı jlimleri sunacak, sâlih amelleri teşvik edecek, kendilerine özgü eserlerin yazılmasını gerektirmektedir.
Hanımlarla ilgili hükümlerin kaleme alınmasında, birçok genç kızın -fesadın ve medya sapkınlığının baskısına rağmen-, Kuran ve Sünnet esasına bağlı dinî kitapları okuma arzulan etkili olmuştur. Hiç kuşkusuz bu durum ne şaşılacak, ne de garipsene-cek bir durumdur. Çünkü üzeri gaflet tozlarıyla kaplanmış olsa da, iman fıtratı ve din sevgisinin nuru kalplerde medfundur. Bu tozlar silindikçe, kalplerdeki iman ışıltıları parlayacak ve bütün vücudu etkisi aİtına alacaktır. Böylelikle bir Mümin, Rasulullah (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'in sahih bir sünnetini öğrendiği zaman hemen hayatına uygulamaya çalışacak ve onu örnek alacaktır. Mümin hanım kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları ve sormak istedikleri konularda müracaat edecekleri bir kaynak olması için bu kitabı yazmaya beni teşvik eden bu düşünce olmuştur.
Bu kitabın konularını sadece hanımlara özgü kılmadım. Ay zamanda erkekleri de ilgilendiren ortak hükümleri de belirttim. Hanımlara özgü olan yerler cüz'î konulardır. Bu kitabı hazırlarken esas aldığım kural, Peygamberimiz (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'İn «hanımlar erkeklerle özdeştirler» [3] buyruğu olmuştur. Erkeklerle ilgili bütün hükümler, erkeklere özgü kılındığını bildiren bir delil olmadığı veya hanımlarla ilgili farklı bîr hüküm bulunmadığı sürece, hanımları da kapsar. Allah Teâlâ'nın fazlı keremiyle bu kitap, her iki tür hükümleri içerdiği gibi, sadece hanımlara özgü hükümleri de kapsamaktadır.
Bütün konularda, Kuran ve Sünnete bağlı kalmaya özen gösterdim. Kuran ve Sünneti işitmeye, onu dinlemeye ve maksadını anlamaya çalıştım. Hiçbir görüş ve düşünceyi Kuran ve Sünnet'in önüne geçirmedim. Kuran ve Sünnetin söylemediğini söylemedim ve onların kabullenmediğini kabullenmedim. Nefsi arzulara ve insanların şehvetlerine boyun eğmedim. Aksi davranmam nasıl beklenebilir kî? Şeriat hükümlerini yazmak dindir. Kişi, bundan hesaba çekilecektir. Din, Allah ve Peygamberi tarafından şeriat kılınmıştır. Rasulullah (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'İn sünnetini öğrendikten sonra, kim olursa olsun hiçbir insanın sözüyle amel edilemeyeceği konusunda İslam âlimleri İcmâ etmiştir.
Kitaptaki konuları, günümüz insanının anlayabileceği bir üslupta kaleme aldım. Basit ve anlaşılır cümleler kullandım. Fıkhı derinliği koruyarak ve aslî ölçülere dikkat ederek, mümkün olduğu ölçüde konulan izah etmeye çalıştım. Her meselede Kuran ve Sünnetten delillerle yetindim. Birçok meselede, delil yönünden tercihi gerektiren görüşü belirttim ve ihtilaflara yer vermedim. Delillerin tercihi gerektirdiği konularda ihtilafların zikredilmesinde fayda görmedim. Bazı konularda ise, görüş farklılıklarını belirttim. Bunların zikredilmesindeki gayeleri ilim talebeleri fark edecektir. Ayrıca bu türden konularda tercih ettiğim, farklı bir görüşün bulunduğunun bilinmesini İstedim. İnsanların genelinin yanında tercih edilen görüşün meşhur olması ve yeterli ilmi birikime sahip olmayan, Mümin hanım kardeşlerimin acele karar vererek yanlış tercihte bulunmaması için bunu gerekli gördüm.
Bununla birlikte, hanımlarla ilgili bütün hükümleri bu kitapta topladığım iddiasında değilim. Ancak şunu belirtmeliyim ki, bu kitapta hanımların İhtiyaç duyabileceği konuların büyük bir bölümünü zikrettim. Allah Teâlâ'dan dileğim, bir sonraki baskıda kitabın içeriğinin daha da kapsamlı olmasıdır.
Kendimle ilgili olarak masumiyet ve hatasızlık iddiasında da değilim. Allah Teâlâ, masumiyeti/hatasızlığı sadece kendi kitabı Kurân'a nasip etmiştir. Dolayısıyla bu kitapta yer alan doğrular Allah'tan; yanlış ve hatalar kendimden ve şeytandandır. Allah ve Peygamberi her türlü hata ve yanlıştan münezzehtirler.
Allah Teâlâ'dan dileğim, bu çalışmanın Mümin hanım kardeşlerime yararlı olması ve kendi katında hüsn-ü kabul görmesidir. Yüce Allah'tan kıyamet günü bu çalışma nedeniyle beni mükâfatlandırmasını arzuluyorum. Nitekim, 'O gün ne mal, ne de evlatlar fayda veremez. Anca/c selim kalple [4] gelenler (kurtulur).[5] Benim velim, Allah Teâlâ'dır. O, her şeye gücü yetendir. O, yardım eden ve kendisine tevekkül edilendir.
Peygamberimiz Muhammed'e, ailesine ve bütün sahabelerine salât ve selam olsun.
El-Mâlik olan Rabbinin affına muhtaç kul, Ebû Mâlik Kemâl bin Seyyid Salim el-Mısrî
Perşembe günü, İkindi vakti, 12 Rebîu'l-Evvel 1421 /15 Haziran 2000
ikinci gözden geçirme ve bazı konuların eklenmesi, 27
Receb 1422/13 Ekim 2001
[1] Zâriyât, 56.
[2] Kehf, 110.
[3] Yani, ''hanımlar genel açıdan erkeklerle benzeşirler" (Çev.); Bkz. Ebû Dâ-vûd, 236; Tirmîzî, 1Î3; Ahmed bin Hanbel, 6/256-377.
[4] Selîm kalp, şirk ve şüphelerden arınmış, Allah'a ve Rasülüne inanıp, emirlerine teslim olmuş kalptir. (Çev.)
[5] Şuarâ, 88-89.