hafiza aise
Tue 10 May 2011, 05:05 pm GMT +0200
Ficar Savaşlan ve Hılfü'l-Fudül
Hemen her hareketiyle diğer akranlarından aynlan Efendiler Efendisi, artık yirmi yaşlarına gelmiş ve her haliyle Mekkelilerin takdirini kazanmıştı. Gelişmeler karşısındaki duruşu ve sonuçlan itibariyle ortaya koyduğu yorumlan dikkatle izlenir olmuş, kararlanndaki isabet sebebiyle müracaat kaynağı haline gelmiş ve bugüne kadar ortaya koyduğu çizgi vesilesiyle yavaş yavaş kendisine, en güvenilir insan manasında 'elEmın' denilmeye başlanmıştı,
Bu arada Kureyş'in de içinde bulunduğu Kinane kabilesiyle Kaysoğullan arasında yeni bir savaş" patlak vermişti. Bu iki kabile, teamülde uygulanan kurallan da aradan kaldırarak birbirlerine saldırıyordu. Bu savaşta Haşimoğullannm bayraktan, Efendiler Efendisi'nin bir diğer amcası Zübeyr İbn Abdilmuttalib; Kureyş'in komutanı ise, Ebu Süfyan'ın babası Harb İbn Ümeyye idi.
Aslına bakılacak olursa, ağırlıklı olarak ticaretle uğraşan Mekke halkı, en azından ticaretin yoğun olarak yaşandığı belli başlı aylarda, bölgede barış ve huzur ortamının oluşabilmesi için aralannda anlaşmış ve bu aylarda savaş yapmayı haram kabul etmişlerdi. Bu, o kadar yaygın bir uygulama idi ki, en azılı kabileler bile bu prensibe uyar ve bu aylarda kılıçlarını
80 Bkz. Heysemi, Mecmaü'z-Zevaid, 8/222
8ı Bu savaş, eskiden beri yaşanan Ficar savaşlannın sonuncusuydu. Bundan önce de üç kez yaşanmış ve söz konusu kabileler, yüzyıllarca hep savaş ortamında olağanüstü hal yaşamışlardı.
kınlanndan çıkarmazlardı. Zaten bu savaşlara, haddi aşma ve günah manasında 'Ficôr' denilmesi de, böyle bir ilkenin çiğnenerek yasaklara uyulmamasından kaynaklanıyordu. Çok çetin günlerdi. O kadar ki, savaşın rengi her an değişebiliyor; öğleye kadar galip durumda olan, akşam üstü mağlubiyet yaşayabiliyordu.
Muhammedü'l-Ernin de, kendisi bizzat savaşa iştirak etmemekle birlikte'" savaş halindeki amcalanna yardım ediyor; cephede göğüs göğüse mücadele eden yakınlanna lojistik destek sağlamak maksadıyla ok taşıyorduf'"
Nihayet, bu anlamsız savaşın insanlan yorduğu bir dönemde Kureyş arasından birisi ileri atılacak ve iki tarafı sulha davet edecekti. Teklif kabul görmüştü. İki tarafın da ölüleri sayıldı ve hangi taraftaki ölü sayısı daha fazla ise, karşı tarafın bu fazlalık kadar diyet ödemesi kararlaştınldı. Böylelikle Mekke'ye, yeniden huzur ve sükün hakim olmaya başlamıştı.