rabia
Wed 10 March 2010, 11:03 pm GMT +0200
Feraiz ve Miras
Miras; varislerden her birinin terikeden alacağı hissenin bilinmesini sağlayan hesap ve fıkıh kurallarıdır.
Başka bir tarifle mirası açıklayalım:
Her hak sahibinin teri kederi alacağı miktarı bilmeyi sağlayan hesap ve fıkhi esasların bilinmesidir.
Burda her hak sahibi diye bir tabir kullanmamızın nedeni ´Vasiyet, borç ve diğer hak sahipleri´ anlaşılmaktadır.
Feraiz: ´Fariza´ kelimesinin çoğul şeklidir ki, miktarını bildirmek manasına gelen ´Farz´ kelimesinden türemiştir.
Yüce Allah (c.c.) ölünün terikesinden kalanın taksimatı için zikrettiği ayet-i kerimede:
"Ana-baba ve akrabanın (geriye) bıraktığı maldan erkeklere pay vardır. Kadınlara da, ana-baba ve akrabanın (geriye miras olarak) bıraktığı maldan pay vardır; (geriye kalan) o malın azından da çoğundan da (varisler için) takdir edilmiş birer hisse ayrılmıştır. " (Nisa: 4/7)
Peygamber (s.a.v..) efendimiz de,
"Feraizi öğrenin ve öğretin. Çünkü o ilmin yarısıdır. İlim unutulur. Ümmetim arasında ilk kalkacak olan odur." [1] buyurmuştur
Burda anlamamız gereken şu olmalıdır:
İslam, ekonomi ve haklara son derece önem vererek, kişinin vasiyet etmesine gerek kalmaksızın ölümünden sonra malının adil bir yolla taksim edilme imkânını sağlamıştır. [2]
[1] İbni Mace.; 2719.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 377-378.
Feraiz İlminin Temelleri
Konusu: Hak sahipleri arasında terikenin taksim edilme şeklidir.
Delilleri: Kitap, sünnet ve icma-ı ümmetin ilmidir.
Miras "Ekonomik ve hak sahipleri" konusunu içerdiği için, kıyasın veya herhangi bir içtihadın bu konuda etkili olamıyacağı bizim için düşündürücü olmalıdır.
Kitaptaki delilden kastımız Kuran-ı Kerimdeki çocukların ve ana-babaların mirasını konu alan şu ayet-i kerimedir:
"Allah size, çocuklarınız hakkında erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa ana babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana -babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır. Şüphesiz Yüce Allah, ilim ve hikmet sahibidir." (Nisa: 4/11)
İslam, Batı hukuk kurallarından daha farklı bir yol izler. Aslında burda hiç bir zaman kadın gözardı edilmemektedir. İslam´ın miras hukukunda paylar ile mükellefiyetler arasında gayet bir dengeleme yolu tutulmuştur. Mesela, daha çok harcama yapma mecburiyetinde olanlara çok, daha az harcama durumunda olanlara az hisse verilmiştir. İslam aile hukukuna göre evlenirken mehir verecek, düğün masrafı yapacak, evlendikten sonra da gerek muhtaç olan yakın akrabasına ve gerekse eş ve çocuklarına bakacak onlara yiyecek, giyecek, mesken ve bu gibi temel ihtiyaçları temin edecek erkektir.
İşte bu sebepledir ki genellikte mirasta erkeklerin payı, kadınların iki misli olmuştur.
Hukuk sistemleri varislerin alacağı paylarda olduğu gibi, yakınlık ve uzaklık derecelerine göre akrabanın varis olup olmayanını tayin konusunda da farklı telakki ve uygulamaları benimsemişlerdir.
Mesela İslam dışı bazı Batı Sistemleri´nde ölenin çocukları varsa ana babası varis olamamaktadır.
İslam miras hukuku payları dağıtırken adil denge esasına riayet ettiği gibi, varisleri tayin ederken de yakınlık derecesi ile beraber faydayı gözö önüne almış, dünya ve ahiret hayalında ölüye faydası dokunan ve dokunacak olan akrabayı mirastan mahrum etmemiştir.
Sünnetteki delil olarak Peygamberimiz (s.a.v.)´in bu konuda bir çok hadisi şerifleri bulunmaktadır.
Sırası ile birkaç tanesini verelim:
1- Ahmed ve Hakim´in rivayet ettiği hadis. Peygamberimiz (s.a.v.),
"Feraiz ilmini öğreniniz ve insanlara da öğretiniz. Çünkü ben bugün var yarın yok olan fani birisiyim, ilim yok olacak ve fitneler çıkacaktır. Öyle ki iki kişi miras hisselerinde anlaşmazlığa düşecek de adaletle hükmedip aralarını ayıracak birini bulamayacaklar." [1] buyurmuştur.
2- Ubade bin Es-Sabit hadisi:
"Resulullah (s.a.v.) iki ninenin, mirasın altıda birini alıp taksim etmelerine hükmetti." [2]
3- Usame bin Zeyd Hadisi:
"Müslüman kâfire, kâfir müslümana varis olamaz" [3]
4- Mikdam bin Mediyekri hadisi. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim geriye bir mal bırakırsa varislerinindir. Ben varisi olmayanın varisiyim. Onun adına diyet borcunu (varsa) öderim ve ona mirasçı olurum. Dayı, varisi olmayan yakının varisidir. Onun adına diyet borcunu öder ve mirasını alır." [4]
İcma´daki delil ise,
Beyhaki´nin İmam Şafii´nin talebesi olan Muhammed B.Nasr´dan naklettiğine göre, ister bir tane olsun ister birden fazla olsun nine veya ninelerin payının altıda bir olduğuna dair sahabe ve tabiin görüşünde vaki
olan icmaıdır. [5]
Feraiz İlminin Fazileti:
Bu ilmin fazileti vardır ve büyüktür insanın ölümünden sonraki hali ile ilgili olduğu gibi, hayatta iken yaptığı diğer muamelatı ile de ilgili olduğu için;
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
"Feraiz ilmini öğrenin ve öğretin, çünkü o ilmin yansıdır. O unutulur. Ümmetimin arasında ilk kalkacak olan şey de odur" [6]
[1] Tirmizi.
[2] Müsned, Neylül Evtar, s 59.
[3] Buhari, 6383.
[4] Ebu Davud ve İbn-i Mace.
[5] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 378-380.
[6] İbn-i Mace, Nesai ve Tirmizi.
Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 380.
Terikedeki Haklar
Ölenin malında, sırasıyla beş hak vardır. Terike bu hakların hepsine yetecek durumda ise. haklarda tertibe riayet etmek mendub, yetmeyecek durumda ise farzdır.
1- Terikenin bizzat kendisine bağlı haklar:
Bu haklar da tertib üzere şunlardır:
a) Nisabdan verilen (eski senelere aid olmayan) zekat: Nisab malı mevcud olması şartıyla bu hak ön sıradadır. (3. ncü maddeye de bakınız).
b) Köle hatâen bir adam öldürse veya birinin malını itlaf etse, arkasından da efendisi ölse ve bu tazminatları ödemek kölenin rakabesine kalsa; hak sahibi, tazminatlar ile kölenin kıymetinden hangisi daha az ise onu alır.
Mecniyyun aleyh (kendisine karşı cinayet işlenen ve tazminatı alacak olan)´in bu almada, zekat borcundan sonra öncelik hakkı vardır.
c) Ölü, borcuna karşılık kendi malını rehin bırakmışsa, o rehin maldan borcu ödenir.
d) Ölünün iddet beklemekte olan karısının iskanı ve mesken ücreti ölünün teçhiz ve tekfininden öncedir.
e) Ölünün borç aldıktan sonra öldüğü ve bıraktığı mal. Borç alınan ve mevcud olan mal, üçüncü maddedeki borçlardan öncedir.
f) Müşterinin satın aldığı ve borcunu ödemeksizin iflastan öldüğü zaman, kalan mal. Mesela müşteri, bir köle satın alıp sonra iflastan ölse ve borcunu almayan satıcı bu köleyi müşterinin evinde hazır bulsa, alış-verişi fesheder ve köleyi geri alır.
g) Mudârabe (kâr ortaklığı) malı: Bir kişi başkasına işletmek ve kâr yarı yarıya ortak olmak üzere 10.000.000 (on milyon) TL. verirse, kâr elde edilse fakat kârı paylaşmadan önce mal 10.000.000 (on milyon) TL sahibi ölse, alacaklı olan varisleri bundan sonra sayılacak hakların ödenmesinden daha önce haklarını alırlar.
2) Tekfin ve teçhiz masrafı:
Cenaze masrafları örfe göre orta hallisinden verilir. Ölünün malı bulunmayacak olursa, cenaze masraflarını, nafakası kime aitse, o öder. Böyle bir yakını olmazsa, hazine, o da olmazsa, müslüman halk karşılar. Kadının, kendisi zengin bile olsa, cenaze masrafı ve nafakası onun kocasına aittir.
3) Eski senelere ait üzerinde kalmış hacc, üzerinde kalmış zekat, kefaret ve belirsiz olan nezirler ve kul borçları gibi:
Bu borçlardan Allah´a ait olanların kul borçlarına takdim edilmesi gerekir. Kul borçları ise, alacaklılar arasında eşitçe (herhangi birinin öncelik hakkı olmaksızın) dağıtılır.
4) Üçte bire kadar vasiyyet:
Bunun açıklaması ilgili konularda açıklanacaktır. Ölüye hürmeten, vasiyeti varislerin hakkından önce yapılır.
Allahu Teala:
"... yapılan vasiyyet ve borçtan sonra..." (Nisa: 4/10-12); buyurarak, bu hususu beyan etmiştir.
5) Varisler:
Bunun da üç rüknü vardır:
a- Muris (ölü).
b- Varis.
c- Terike (bırakılan mal).
Yine, bunun için üç şart aranır:
Murisin hakikaten veya hakimin, onun ölümüne hükmetmesinde olduğu gibi hükmen ölümü, murisin ölümünden sonra vârisin sağ oluşu ve vârisin veraset yönünün bilinmesi. [1]
[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 380-382.
İrsin Sebepleri
İrsin sebepleri dörttür:
1) Nikah: Zifaf (gerdeğe girme) veya halvet olmasa bile, sahih nikah akdiyle eşler birbirine mirasçı olurlar. Aynı şekilde, dört mezhebin ittifakıyla ric´î talaktan dolayı iddet bekleyen kadın ve kocası birbirlerine varis olurlar. Bu rıc´î talâkın kocanın sıhhat yahut hastalık hallerinden vuku bulması arasında fark yoktur.
Şurası var ki: Hanefilere göre iddeli bitmedikçe, Hanbeliler´e göre başka kocaya varmadıkça, Malikilere göre de iddeti bitse ve kocaya varsa bile kocasının hastalık halinde bâin talâkla boşamış olduğu kadın mirasçı olur. Şafiilerde ise, bu üç mezhebin hilâfına olarak Bâin talâkla boşanan varis olamaz.
2) Vela (Vela-ı îtk): Bu da âzâd eden efendi ile âzâd olan köle arasındaki irtibattır. Velânın irse sebep olmasının sebebi; efendinin kölesine yaptığı iyiliktir. Dolayısıyla mu´tik (âzâd eden) asabesi âzâdlıya ve nesebinden olanlara vâris olur. Bunun aksi (âzâdlının efendiye vâris olması) yoktur.
3) Neseb (Akrabalık): Babalık, oğulluk ve bunlardan birinin neslinden olanlar gibi. Bu sebeplerle akrabalar mirasçı olur. Bunlar da usul (baba ve daha üst nesil), füru? (çocuklar ve daha alt nesil) erkek kardeşler ve bu kardeşlerin oğullarıdır.
4) İslam: Bu sebepten dolayı hazine hak sahibine hakkını vermek suretiyle müslümanlar için diğer maslahat konularında muntazam bir çalışmada bulunan Beytü´1-Mal, mirasçı olur. Ama Beytü´l-Mal´da böyle bir intizam yoksa, o zaman Beytü´1-Mal de mirasçı olamaz. [1]
İrsin Engelleri
İrsin engelleri altı tanedir.
1) Kölelik: Hürriyet eksikliğinden dolayı köle varis olamadığı gibi kimse de ona varis olamaz. Çünkü o, seyyidinin mahiyetindedir.
2) Katl: Haklı bir sebeble de olsa murisini öldüren katil vâris olamaz.
3) İhtilaf-ı Din: Müslüman ile kâfir arasında veraset cereyan etmez. Çünkü dinleri birbirine uymuyor.
4) İrtidât: Allah korusun mürted (dinden dönen) ne mirasçı olur ne de kendisine varis olunur.
5) Devr-i Hükmi: Bir şahsın vâris olmasından dolayı, başka bir şahsın vâris olmamasıdır. Şöyle ki: Malın tümüne vâris olan bir erkek kardeş, ölünün bir oğlunun olduğunu ikrar etse, oğlun nesebi sabit olur ama, mirasçı olamaz. Çünkü mirasçı olursa vâris olan erkek kardeşi hacbetmiş olur.
Nesebe bağlı olan kimsenin varis olması şart olduğundan, oğlun görünürde varis olması sahih değildir. Dolayısıyla nesebi de sabit ve kendisi varis olmaz. Oğlun varis olması kardeşin bazı sebeplerle verasetten ıskatını gerektirir. Halbuki o zamana kadar kardeşi ona yakın biliniyordu. Oğlu kimse tarafından bilinmiyordu. Bu nedenle oğulun varis olmaması zahiren açıktır.
Hakikatte erkek kardeşe vacip olan şudur ki ikrarında doğruysa terikeyi oğula teslim elsin. Terikeden bir şey alması ona haramdır.
6) Zimmi ve harbi (müslümanlarla savaş halinde olan kimse) olmak sebebiyle küfrün aslında ihtilaf: Dârü-1-Harb´e yerleşmedikçe zimmi ile harbi arasında veraset cereyan etmez. [2]
[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 382-383.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 383.
FERAİZ VE VASİYYET
Erkeklerden Varis Olanlar
1- Oğul.
2- OğuIun oğlu ve aşağı inilirse (erkek torunlar)
3- Baba.
4- Dede ve yukarı gidilirse (dedenin babası, onun da babası)
5- Erkek kardeş (ana-baba bir erkek kardeş ya da baba bir erkek kardeş)
6- Kardeşin oğlu (ana-baba bir erkek kardeşin oğlu ya da baba bir erkek kardeşin oğlu) ve aşağı inilirse.
7- Amca (ana-baba bir amca ya da baba bir amca).
8- Amcaoğlu (ana-baba bir olan amcaoğlu ya da baba bir olan amcaoğlu) ve uzak da olsalar.
9- Koca.
10- Mu´tik (köle imişse onu azad eden erkek). [1]
Kadınlardan Varis Olanlar
1- Kız.
2- Oğlun kızı. Daha da aşağı inilirse oğulun kız torunları...
3- Anne.
4- Nine. Daha da yukarı gidilirse nenenin annesi...
5- Kız kardeş. Ana-baba bir kızkardeş ya da baba bir kız kardeş.
6- Karı.
7- Mu´tika (köle imişse onu azat eden kadın). [2]
Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt Olmayanlar
Mirastan hiç bir şekilde sakıt (mahrum) olmayanların sayısı beştir.
1. Koca.
2. Karı.
3. Baba.
4. Anne.
5. Öz evlat. [3]
Hiçbir Surette Varis Olmayanlar
Mirasa hiç bir surette varis olmayanlar ise yedidir.
1- Köle.
2- Müdebbir (azatlığı bir şarta bağlanan köle).
3- Çocuk sahibi cariye.
4- Mukatebeli köle (azat edilmesi için bazı şartlarda mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye bağlı olan köle veya cariye).
5- Katil.
6- Mürted.
7- Dinleri ayrı olanlar.
Mirastan hiç bir şekilde mahrum edilmeyen bu beş sınıf için gerekli deliller yeri geldiğinde belirtilecektir. [4]
Verasetin Engelleri
1. Kölelik:Köle olan bir kimse varis olamaz. Çünkü onun alacağı miras efendisinin olur. Halbuki efendisi onun yabancısıdır. Bu nedenle verasetten kalan mal ölünün diğer yakınlarına kalır.
2. Katil: Bir kimse kasıtlı ya da kasıtsız birini öldürürse akrabalık derecesi ne olursa olsun ona varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Katil öldürdüğü kişinin malına varis olamaz." [5]
3. Mürted: Mürted İslam dininden dönmüş olan kafirdir. Bu da hiç kimseden miras alamaz. Yine aynı şekilde hiç kimse ona varis olamaz. Mürtedin malı İslam Devleti´nin hazinesi olan Beyt´ül Mal´e kalır. Bu mal ister müslü-man iken, ister mürted olduktan sonra kazanmış olsun hüküm aynıdır.
Ama islam yönetiminde kafirler dinleri ayrı olsa bile birbirlerine varis olurlar. Mesela yahudi hristıyana, hıristıyan yahudiye varis olur.
4. Din ayrılığı: Kafir müslümana müslüman kafire hiç bir surette varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur
"Müslüman kafire ve kafir de müslümana varis olamaz." [6]
Varis Grupların İsimleri
Varisler kendi aralarında şu üç gruba ayrılırlar:
A- Asabeler. Hisse nisbeti belli olmayan varislerdir.
B- Farz sahipleri. Bunlar hisse nisbeti belli olan varislerdir.
C- Zev´il erham. Farz ve asabe dışında varis olan akrabalardır. Bunlar, kızların çocukları ve erkek çocukların kızlarının çocukları gibi olan varislerdir.
Şimdi bu üç grubu büyük başlıklar halinde görelim. [7]
Asabeler (Baba Tarafından Akraba Olanlar)
1- Oğul.
2- Oğulun oğlu.
3- Baba.
4- Babanın babası.
5- Ana baba bir kardeş.
6- Baba bir kardeş.
7- Ana-baba bir kardeş oğlu.
8- Baba bir kardeş oğlu.
9- Amca. Daha sonra sıra ile
10- Ana-baba bir amca oğlu.
11- Baba bir amca oğlu.
12- Asabelerden hiç biri bulunmazsa (ölen azatlı köle ise) kendisini azat eden efendi.
Asabenin lugattaki anlamı, baba tarafından gelen akraba demektir. Istılahi anlamı ise tek olduğunda terekenin tümünü, tek olmadığında pay sahiplerinden geri kalan payları alan akrabalardır.
Asabeler için gerekli delillere girmeden önce varis olmanın gruplarını verelim.
Asabe, hisse nisbeti belli olmayan varislerdir. Asabe, beraberinde farz sahibi bulunursa, Önce farz sahibinin hissesi verilir, daha sonra kalan asabeye ait olur. Ama asabe tek başına bulunduğu zaman bütün malı alır, Asabe olan varisler, baba tarafından erkek akrabalardır. Yukarıda yakınlık sırası ile belirtilmişlerdir Yalnız baba ve babanın babası olan dede veya oğul gibi bir kısmı bazan da farz, yani muayyen hisse ile varis olurlar.
Asabelik yoluyla varis olmanın meşruiyetinin delilleri:
Kur´an-ı Kerim´deki şu ayeti kerimelerdir:
"Allah size çocuklarınız hakkında erkeğe kadın payının iki misli (miras vermenizi) emreder." (Nisa: 4/11)
"Eğer varisler erkek ve kadın kardeşler olursa erkeğe iki kadının payı kadar verilir." ( Nisa: 4/176)
Her iki ayeti kerimede de görülüyor ki oğul ve kardeşlerin asabe yoluyla varis olduklarını ve her birine de kız kardeşini miras alma hususunda asabe kılar.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Miras hisselerini sahiplerine, kalanı da ölen kimseye en yakın olan erkeğe veriniz." [8]
Farz Sahipleri
Kur´an-ı Kerim´de belirtilmiş farzlar (paylar) altı tanedir.
1- Nısf (Malın yarısı).
2- Rubû (Malın dörtte biri).
3- Sümün (Malın sekizde biri).
4- Sülüsan (Malın üçte ikisi).
5- Sülüs (Malın üçte biri).
6- Südüs (Malın altıda biri). [9]
Nısfı Hakedenler
Nısfı hakedenler beştir.
1- Kız.
2- Oğlun kızı.
3- Ana-baba bir kızkardeş.
4- Baba bir kızkardeş.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası. [10]
Farz Sahipleri
Farz yoluyla hisse, varise şer´an tayin edilen hissedir. Kur´an-ı Kerim´de tayin edilmiş paylar olduğu için bu paylar farz ismini almıştır. Kur´an-ı kerim´de belirtilen bu paylar altı tane olup sırası ile şunlardır: [11]
Nısf (Yarım) Payını Alanlar
1- Kız:
Kız, tek başına mirasçı olursa mâlın yarısını alır. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
".. eğer yalnız bir kadın ise mirasın yarısını alır." (Nisa: 4/11)
2- Oğulun kızı:
Oğulun kızı tek başına olursa, yani bu kızın başka kardeşi veya ölenin çocuğu ya da onların çocuğu olmasa, malın yansını alır. Bu şartlar tahakkuk ettiğinde müçtehit alimlerin icmaı ile tek başına kalan oğulun kızı malın yarısını alır.
3- Ana-baba bir kızkardeş:
Bu da tek başına kalırsa yani başka erkek ve kızkardeşleri olmasa ya da ölenin evladı, torunu veya baba ve dedesi bulunmazsa, ana-baba bir olan kızkardeş malın yarısını alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur." (Nisa: 4/176)
4- Baba bir kızkardeş:
Müçtehitlerin icma´ı ile ana-baba bir kız kardeşin hükmündedir.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası:
Ölen kadının erkek ve kız çocuğu ya da erkek çocuğuu. çocukları yoksa, kocası malının yarısını alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
"Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra karılarınızın çocukları yoksa bıraktıklarının yarısı sizindir." (Nisa: 4/12)
Eğer karıların çocukları varsa dörtte birini çocuklar, dörtte birini koca alır. [12]
Rubu´u Hakedenler
Rub´u hakedenler ikidir.
1- Kendisinden veye oğlundan evlat olan karının kocası.
2- Kendisinden çocuğu olmayan(ya da kalmayan) kocanın karısı veya karıları. [13]
Sümün´ü Hakedenler
Kendisinden veya oğlundan çocuğu olan kocanın karısı veya karıları. [14]
Rubu´ (Dörtte Bir) Payını Alanlar
Ölenin varislerinden dörtte bir pay alanlar iki kişi olup bunlar şartlarıyla beraber şunlardır:
Koca:Ölen hanımın erkek veya kız çocuğu ya da erkek çocuğunun oğlu olursa, koca malın dörtte birini alır. Nikekim Kur´an-ı Kerim´de Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Karılarınızın çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir." (Nisa: 4/12)
Karı: Ölen kocanın çocukları veya torunu yoksa o zaman karısı malın dörtte birini alır. Karı sayısı birden fazla olursa bu payı kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Çocuğunuz yoksa bıraktıklarınızın dörtte biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12) [15]
Sümün (Sekizde Bir) Payını Alanlar
Ölen kocanın çocuk veya torunları varsa, karısı malın sekizde birini alır. Çocuğun bu karıdan veya başka karıdan olması farketmez. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"...çocuğunuz varsa bıraktıklarınızın sekizde biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12) [16]
Sülüsanı Hakedenler
Sülüsanı hakedenler dörttür.
1- İki kız.
2- Oğlun iki kızı.
3- Anne baba bir iki kızkardeş.
4- Baba bir iki kızkardeş. [17]
Sülüsan (Üçte İki) Payını Alanlar
Mirastan üçte ikisini hakedenler şunlardır:
İki ve daha fazla kızlar: Ölenin erkek çocuğu yoksa, iki veya daha fazla kızı varsa bu kızlar malın üçte ikisini alır, aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"...Eğer evlatlar ikiden fazla kadın iseler, ölenin geriye bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/11)
Peygamberimiz (s.a.v.) Sa´d´ın iki kızına, bıraktığı malın üçte ikisinin verilmesini hükmetti. [18]
Oğlun iki veya daha fazla sayıdaki kızı: Ölen kişinin erkek veya kız çocukları ya da erkek çocuğun oğlu yoksa, varisleri bulunan oğlunun iki veya daha fazla sayıdaki kızı mirasın üçte ikisini alır, aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
Ana-baba bir veya daha çok sayıdaki kızkardeş: Bunların erkek kardeşi olmazsa ve ölenin de erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa mirasın üçte ikisini alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölenin (sadece) iki kızkardeşi varsa bıraktığı malın üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/176)
Baba bir, iki veya daha fazla sayıdaki kızkardeş: Müçtehid alimlerin icma´ı ile baba bir, iki veya fazla sayıdaki kız kardeşler malın üçte ikisini alırlar. [19]
Sülüsü Hakedenler
Sülüsü hakedenler ikidir.
1- Ölenin ana-baba bir ya da baba bir erkek ve kız kardeş olmadığı taktirde anne.
2- Anne bir birden fazla kardeşler. [20]
Südüsü Hakedenler
Südüsü hakedenler yedidir.
1- Oğul, oğulun oğlu veya iki ve daha fazla kız ve erkek kardeşler ile birlikte varis olan ana.
2- Annenin bulunmadığı durumda nine.
3- Öz kız ile birlikte oğulun kızı.
4- Ana-baba bir kız kardeşle birlikte baba bir kızkardeş.
5- Oğul veya oğlunun oğlu ile birlikte baba.
6- Baba hayatta olmadığı takdirde dede.
7- Ana bir kardeş veya kızkardeş. [21]
Sülüs (Üçte Bir) Payını Alanlar
Malın üçte bir payını hakeden varisler şunlardır:
Anne: Anne şu şekilde malın üçte birine varis olur: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları veya ana-babası bir olsun olmasın kardeşleri yoksa, bu durumda anne malın üçte birine sahip olur.
Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
" Ölenin çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasına altıda bir düşer." (Nisa: 4/11)
Anne bir birden fazla kızkardeşler: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa birden fazla bulunan ana bir erkek ve kız kardeşleri malın üçte birine varis olurar ve aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
" Ölenin ana bir kardeşi birden fazla iseler, üçte birine ortaktırlar." (Nisa: 4/12) [22]
Südüs (Altıda Bir) Payını Alanlar
Varislerden malın altıda birini hakedenler sırası ve şartlarıyla beraber şunlardır:
Anne, çocuk veya torunları ya da derecesi ne olursa olsun Ölenin kardeşleriyle birlikte olmalıdır. Bu durumda mirasın altıda birini alır.
Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babasının her birine altıda bir hisse vardır." (Nisa: 4/12)
Ölenin ikiden fazla erkek veya kizkardeşlerinin olmasıyla varis olan anne: Bu durumda olan anneye altıda bir pay düşeceğini Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle bildirmiştir:
"Ölenin eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir." (Nisa: 4/11)
Annenin bulunmadığı durumda nine: Ölenin annesi hayatta değilse babaanne veya anneannenin her ikisi de hayatta ise, birlikte malın altıda birini alırlar. Peygamberimiz (s.a.v.) iki nineye mirasın altıda birinin verilmesine hükmetmiştir. [23] Ama baba kendi annesini yani ölenin babası hayatta ise ölünün babaannesi olan kendi annesini mirastan alıkoyabilir.
Öz kız ile birlikte oğulun kızı: Oğulun tek veya birkaç kızı ölenin tek kızı ile beraber olması durumunda altıda bir pay almaya hak kazanır.
Bu durumdaki oğulun kızı,
a) Ölenin tek kızı ile beraber olması,
b) Ölenin erkek çocuğunun bulunmaması, ve
c) Ölenin oğlunun oğlu olmaması gerekir.
Yukarıdaki üç şart tahakkuk ettiğinde oğulun kızı veya birden çok kızları üçte iki payını tamamlamak üzere altıda bir pay alırlar. İbni Mes´ud (r.a.) Peygamber (s.a.v.)´in hüküm verdiği şekilde hüküm veriyorum, diyerek şöyle dedi: "Kız çocuğa yarım, oğlunun kızına altıda bir, kalan hisse kız kardeşe düşer." [24]
Nitekim ölenin geriye bıraktığı kızı ile oğlunun kızı ve kızkardeşlerinin mirastan alacağı hisseler için Abdullah bin Mes´ud (r.a.)´dan sorulunca şöyle demiştir: "Eğer ben oğulun kızını mirastan mahrum edersem elbette dalalete düşmüş olurum." ve daha sonra şöyle devam etti:"Bu meselede ben Peygamberin hükmettiği şekilde hükmederim. Ölünün kızı terekenin yarısını alır, oğulun kızı da (üçte iki payını tamamlamak -üzere) altıda bir, kalan hisse kızkardeşe düşer." [25] Çünkü ölenin varisleri, iki veya daha fazla kız ise, malın üçte ikisini alırlar. Tek kız ise yarısını alır. Beraberinde oğlunun kızı veya kızları olursa altıda birini alır ve bu da öz kızların aldıkları üçte iki hissenin tamamlanıp denkleştirilmesi demektir.
Ana-baba bir kizkardeşle birlikte baba bir kızkardeş: Ölen kişinin baba bir olan bir veya daha fazla kızkardeşleri, baba-anne bir olan kızkardeşleriyle birlikte olmaları şartıyla altıda bir miktarına varis olurlar.
Bu da ´ölenin oğlunun kızı ve ölenin kızı ile beraber olması´ sınıfına kıyas edilmiştir.
Oğul veya oğulun oğlu ile birlikte baba: Ölenin erkek çocuk veya torunlarıyla beraber olduğu taktirde baba mirasın altıda birini alır.
Baba hayatta olmadığı takdirde dede: Ölenin çocuk veya torunlarıyla birlikte ve babası bulunmaması halinde babanın babası olan dede mirasın altıda birini alır.
Anne bir kardeş veya kızkardeş: Bu durumdakiler iki şartla mirasın altıda birini alır:
a) Beraberlerinde onlardan mirastan alıkoyan, ölenin çocuk ve torunlarının , baba ve dedesinin bulunmaması.
b) Bu durumdaki kardeş veya kızkardeşin varis olarak tek başına bulunması gerekir. Eğer birden fazla olursa üçte birini alır.
Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölen erkek veya kadının evladı, ana-babası veya başka mirasçısı bulunmuyor, yalnız ana bir tek erkek veya tek kız kardeşi varsa her birine altıda bir pay düşer." (Nisa: 4/11) [26]
Miras; varislerden her birinin terikeden alacağı hissenin bilinmesini sağlayan hesap ve fıkıh kurallarıdır.
Başka bir tarifle mirası açıklayalım:
Her hak sahibinin teri kederi alacağı miktarı bilmeyi sağlayan hesap ve fıkhi esasların bilinmesidir.
Burda her hak sahibi diye bir tabir kullanmamızın nedeni ´Vasiyet, borç ve diğer hak sahipleri´ anlaşılmaktadır.
Feraiz: ´Fariza´ kelimesinin çoğul şeklidir ki, miktarını bildirmek manasına gelen ´Farz´ kelimesinden türemiştir.
Yüce Allah (c.c.) ölünün terikesinden kalanın taksimatı için zikrettiği ayet-i kerimede:
"Ana-baba ve akrabanın (geriye) bıraktığı maldan erkeklere pay vardır. Kadınlara da, ana-baba ve akrabanın (geriye miras olarak) bıraktığı maldan pay vardır; (geriye kalan) o malın azından da çoğundan da (varisler için) takdir edilmiş birer hisse ayrılmıştır. " (Nisa: 4/7)
Peygamber (s.a.v..) efendimiz de,
"Feraizi öğrenin ve öğretin. Çünkü o ilmin yarısıdır. İlim unutulur. Ümmetim arasında ilk kalkacak olan odur." [1] buyurmuştur
Burda anlamamız gereken şu olmalıdır:
İslam, ekonomi ve haklara son derece önem vererek, kişinin vasiyet etmesine gerek kalmaksızın ölümünden sonra malının adil bir yolla taksim edilme imkânını sağlamıştır. [2]
[1] İbni Mace.; 2719.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 377-378.
Feraiz İlminin Temelleri
Konusu: Hak sahipleri arasında terikenin taksim edilme şeklidir.
Delilleri: Kitap, sünnet ve icma-ı ümmetin ilmidir.
Miras "Ekonomik ve hak sahipleri" konusunu içerdiği için, kıyasın veya herhangi bir içtihadın bu konuda etkili olamıyacağı bizim için düşündürücü olmalıdır.
Kitaptaki delilden kastımız Kuran-ı Kerimdeki çocukların ve ana-babaların mirasını konu alan şu ayet-i kerimedir:
"Allah size, çocuklarınız hakkında erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa ana babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana -babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır. Şüphesiz Yüce Allah, ilim ve hikmet sahibidir." (Nisa: 4/11)
İslam, Batı hukuk kurallarından daha farklı bir yol izler. Aslında burda hiç bir zaman kadın gözardı edilmemektedir. İslam´ın miras hukukunda paylar ile mükellefiyetler arasında gayet bir dengeleme yolu tutulmuştur. Mesela, daha çok harcama yapma mecburiyetinde olanlara çok, daha az harcama durumunda olanlara az hisse verilmiştir. İslam aile hukukuna göre evlenirken mehir verecek, düğün masrafı yapacak, evlendikten sonra da gerek muhtaç olan yakın akrabasına ve gerekse eş ve çocuklarına bakacak onlara yiyecek, giyecek, mesken ve bu gibi temel ihtiyaçları temin edecek erkektir.
İşte bu sebepledir ki genellikte mirasta erkeklerin payı, kadınların iki misli olmuştur.
Hukuk sistemleri varislerin alacağı paylarda olduğu gibi, yakınlık ve uzaklık derecelerine göre akrabanın varis olup olmayanını tayin konusunda da farklı telakki ve uygulamaları benimsemişlerdir.
Mesela İslam dışı bazı Batı Sistemleri´nde ölenin çocukları varsa ana babası varis olamamaktadır.
İslam miras hukuku payları dağıtırken adil denge esasına riayet ettiği gibi, varisleri tayin ederken de yakınlık derecesi ile beraber faydayı gözö önüne almış, dünya ve ahiret hayalında ölüye faydası dokunan ve dokunacak olan akrabayı mirastan mahrum etmemiştir.
Sünnetteki delil olarak Peygamberimiz (s.a.v.)´in bu konuda bir çok hadisi şerifleri bulunmaktadır.
Sırası ile birkaç tanesini verelim:
1- Ahmed ve Hakim´in rivayet ettiği hadis. Peygamberimiz (s.a.v.),
"Feraiz ilmini öğreniniz ve insanlara da öğretiniz. Çünkü ben bugün var yarın yok olan fani birisiyim, ilim yok olacak ve fitneler çıkacaktır. Öyle ki iki kişi miras hisselerinde anlaşmazlığa düşecek de adaletle hükmedip aralarını ayıracak birini bulamayacaklar." [1] buyurmuştur.
2- Ubade bin Es-Sabit hadisi:
"Resulullah (s.a.v.) iki ninenin, mirasın altıda birini alıp taksim etmelerine hükmetti." [2]
3- Usame bin Zeyd Hadisi:
"Müslüman kâfire, kâfir müslümana varis olamaz" [3]
4- Mikdam bin Mediyekri hadisi. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim geriye bir mal bırakırsa varislerinindir. Ben varisi olmayanın varisiyim. Onun adına diyet borcunu (varsa) öderim ve ona mirasçı olurum. Dayı, varisi olmayan yakının varisidir. Onun adına diyet borcunu öder ve mirasını alır." [4]
İcma´daki delil ise,
Beyhaki´nin İmam Şafii´nin talebesi olan Muhammed B.Nasr´dan naklettiğine göre, ister bir tane olsun ister birden fazla olsun nine veya ninelerin payının altıda bir olduğuna dair sahabe ve tabiin görüşünde vaki
olan icmaıdır. [5]
Feraiz İlminin Fazileti:
Bu ilmin fazileti vardır ve büyüktür insanın ölümünden sonraki hali ile ilgili olduğu gibi, hayatta iken yaptığı diğer muamelatı ile de ilgili olduğu için;
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
"Feraiz ilmini öğrenin ve öğretin, çünkü o ilmin yansıdır. O unutulur. Ümmetimin arasında ilk kalkacak olan şey de odur" [6]
[1] Tirmizi.
[2] Müsned, Neylül Evtar, s 59.
[3] Buhari, 6383.
[4] Ebu Davud ve İbn-i Mace.
[5] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 378-380.
[6] İbn-i Mace, Nesai ve Tirmizi.
Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 380.
Terikedeki Haklar
Ölenin malında, sırasıyla beş hak vardır. Terike bu hakların hepsine yetecek durumda ise. haklarda tertibe riayet etmek mendub, yetmeyecek durumda ise farzdır.
1- Terikenin bizzat kendisine bağlı haklar:
Bu haklar da tertib üzere şunlardır:
a) Nisabdan verilen (eski senelere aid olmayan) zekat: Nisab malı mevcud olması şartıyla bu hak ön sıradadır. (3. ncü maddeye de bakınız).
b) Köle hatâen bir adam öldürse veya birinin malını itlaf etse, arkasından da efendisi ölse ve bu tazminatları ödemek kölenin rakabesine kalsa; hak sahibi, tazminatlar ile kölenin kıymetinden hangisi daha az ise onu alır.
Mecniyyun aleyh (kendisine karşı cinayet işlenen ve tazminatı alacak olan)´in bu almada, zekat borcundan sonra öncelik hakkı vardır.
c) Ölü, borcuna karşılık kendi malını rehin bırakmışsa, o rehin maldan borcu ödenir.
d) Ölünün iddet beklemekte olan karısının iskanı ve mesken ücreti ölünün teçhiz ve tekfininden öncedir.
e) Ölünün borç aldıktan sonra öldüğü ve bıraktığı mal. Borç alınan ve mevcud olan mal, üçüncü maddedeki borçlardan öncedir.
f) Müşterinin satın aldığı ve borcunu ödemeksizin iflastan öldüğü zaman, kalan mal. Mesela müşteri, bir köle satın alıp sonra iflastan ölse ve borcunu almayan satıcı bu köleyi müşterinin evinde hazır bulsa, alış-verişi fesheder ve köleyi geri alır.
g) Mudârabe (kâr ortaklığı) malı: Bir kişi başkasına işletmek ve kâr yarı yarıya ortak olmak üzere 10.000.000 (on milyon) TL. verirse, kâr elde edilse fakat kârı paylaşmadan önce mal 10.000.000 (on milyon) TL sahibi ölse, alacaklı olan varisleri bundan sonra sayılacak hakların ödenmesinden daha önce haklarını alırlar.
2) Tekfin ve teçhiz masrafı:
Cenaze masrafları örfe göre orta hallisinden verilir. Ölünün malı bulunmayacak olursa, cenaze masraflarını, nafakası kime aitse, o öder. Böyle bir yakını olmazsa, hazine, o da olmazsa, müslüman halk karşılar. Kadının, kendisi zengin bile olsa, cenaze masrafı ve nafakası onun kocasına aittir.
3) Eski senelere ait üzerinde kalmış hacc, üzerinde kalmış zekat, kefaret ve belirsiz olan nezirler ve kul borçları gibi:
Bu borçlardan Allah´a ait olanların kul borçlarına takdim edilmesi gerekir. Kul borçları ise, alacaklılar arasında eşitçe (herhangi birinin öncelik hakkı olmaksızın) dağıtılır.
4) Üçte bire kadar vasiyyet:
Bunun açıklaması ilgili konularda açıklanacaktır. Ölüye hürmeten, vasiyeti varislerin hakkından önce yapılır.
Allahu Teala:
"... yapılan vasiyyet ve borçtan sonra..." (Nisa: 4/10-12); buyurarak, bu hususu beyan etmiştir.
5) Varisler:
Bunun da üç rüknü vardır:
a- Muris (ölü).
b- Varis.
c- Terike (bırakılan mal).
Yine, bunun için üç şart aranır:
Murisin hakikaten veya hakimin, onun ölümüne hükmetmesinde olduğu gibi hükmen ölümü, murisin ölümünden sonra vârisin sağ oluşu ve vârisin veraset yönünün bilinmesi. [1]
[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 380-382.
İrsin Sebepleri
İrsin sebepleri dörttür:
1) Nikah: Zifaf (gerdeğe girme) veya halvet olmasa bile, sahih nikah akdiyle eşler birbirine mirasçı olurlar. Aynı şekilde, dört mezhebin ittifakıyla ric´î talaktan dolayı iddet bekleyen kadın ve kocası birbirlerine varis olurlar. Bu rıc´î talâkın kocanın sıhhat yahut hastalık hallerinden vuku bulması arasında fark yoktur.
Şurası var ki: Hanefilere göre iddeli bitmedikçe, Hanbeliler´e göre başka kocaya varmadıkça, Malikilere göre de iddeti bitse ve kocaya varsa bile kocasının hastalık halinde bâin talâkla boşamış olduğu kadın mirasçı olur. Şafiilerde ise, bu üç mezhebin hilâfına olarak Bâin talâkla boşanan varis olamaz.
2) Vela (Vela-ı îtk): Bu da âzâd eden efendi ile âzâd olan köle arasındaki irtibattır. Velânın irse sebep olmasının sebebi; efendinin kölesine yaptığı iyiliktir. Dolayısıyla mu´tik (âzâd eden) asabesi âzâdlıya ve nesebinden olanlara vâris olur. Bunun aksi (âzâdlının efendiye vâris olması) yoktur.
3) Neseb (Akrabalık): Babalık, oğulluk ve bunlardan birinin neslinden olanlar gibi. Bu sebeplerle akrabalar mirasçı olur. Bunlar da usul (baba ve daha üst nesil), füru? (çocuklar ve daha alt nesil) erkek kardeşler ve bu kardeşlerin oğullarıdır.
4) İslam: Bu sebepten dolayı hazine hak sahibine hakkını vermek suretiyle müslümanlar için diğer maslahat konularında muntazam bir çalışmada bulunan Beytü´1-Mal, mirasçı olur. Ama Beytü´l-Mal´da böyle bir intizam yoksa, o zaman Beytü´1-Mal de mirasçı olamaz. [1]
İrsin Engelleri
İrsin engelleri altı tanedir.
1) Kölelik: Hürriyet eksikliğinden dolayı köle varis olamadığı gibi kimse de ona varis olamaz. Çünkü o, seyyidinin mahiyetindedir.
2) Katl: Haklı bir sebeble de olsa murisini öldüren katil vâris olamaz.
3) İhtilaf-ı Din: Müslüman ile kâfir arasında veraset cereyan etmez. Çünkü dinleri birbirine uymuyor.
4) İrtidât: Allah korusun mürted (dinden dönen) ne mirasçı olur ne de kendisine varis olunur.
5) Devr-i Hükmi: Bir şahsın vâris olmasından dolayı, başka bir şahsın vâris olmamasıdır. Şöyle ki: Malın tümüne vâris olan bir erkek kardeş, ölünün bir oğlunun olduğunu ikrar etse, oğlun nesebi sabit olur ama, mirasçı olamaz. Çünkü mirasçı olursa vâris olan erkek kardeşi hacbetmiş olur.
Nesebe bağlı olan kimsenin varis olması şart olduğundan, oğlun görünürde varis olması sahih değildir. Dolayısıyla nesebi de sabit ve kendisi varis olmaz. Oğlun varis olması kardeşin bazı sebeplerle verasetten ıskatını gerektirir. Halbuki o zamana kadar kardeşi ona yakın biliniyordu. Oğlu kimse tarafından bilinmiyordu. Bu nedenle oğulun varis olmaması zahiren açıktır.
Hakikatte erkek kardeşe vacip olan şudur ki ikrarında doğruysa terikeyi oğula teslim elsin. Terikeden bir şey alması ona haramdır.
6) Zimmi ve harbi (müslümanlarla savaş halinde olan kimse) olmak sebebiyle küfrün aslında ihtilaf: Dârü-1-Harb´e yerleşmedikçe zimmi ile harbi arasında veraset cereyan etmez. [2]
[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 382-383.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 383.
FERAİZ VE VASİYYET
Erkeklerden Varis Olanlar
1- Oğul.
2- OğuIun oğlu ve aşağı inilirse (erkek torunlar)
3- Baba.
4- Dede ve yukarı gidilirse (dedenin babası, onun da babası)
5- Erkek kardeş (ana-baba bir erkek kardeş ya da baba bir erkek kardeş)
6- Kardeşin oğlu (ana-baba bir erkek kardeşin oğlu ya da baba bir erkek kardeşin oğlu) ve aşağı inilirse.
7- Amca (ana-baba bir amca ya da baba bir amca).
8- Amcaoğlu (ana-baba bir olan amcaoğlu ya da baba bir olan amcaoğlu) ve uzak da olsalar.
9- Koca.
10- Mu´tik (köle imişse onu azad eden erkek). [1]
Kadınlardan Varis Olanlar
1- Kız.
2- Oğlun kızı. Daha da aşağı inilirse oğulun kız torunları...
3- Anne.
4- Nine. Daha da yukarı gidilirse nenenin annesi...
5- Kız kardeş. Ana-baba bir kızkardeş ya da baba bir kız kardeş.
6- Karı.
7- Mu´tika (köle imişse onu azat eden kadın). [2]
Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt Olmayanlar
Mirastan hiç bir şekilde sakıt (mahrum) olmayanların sayısı beştir.
1. Koca.
2. Karı.
3. Baba.
4. Anne.
5. Öz evlat. [3]
Hiçbir Surette Varis Olmayanlar
Mirasa hiç bir surette varis olmayanlar ise yedidir.
1- Köle.
2- Müdebbir (azatlığı bir şarta bağlanan köle).
3- Çocuk sahibi cariye.
4- Mukatebeli köle (azat edilmesi için bazı şartlarda mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye bağlı olan köle veya cariye).
5- Katil.
6- Mürted.
7- Dinleri ayrı olanlar.
Mirastan hiç bir şekilde mahrum edilmeyen bu beş sınıf için gerekli deliller yeri geldiğinde belirtilecektir. [4]
Verasetin Engelleri
1. Kölelik:Köle olan bir kimse varis olamaz. Çünkü onun alacağı miras efendisinin olur. Halbuki efendisi onun yabancısıdır. Bu nedenle verasetten kalan mal ölünün diğer yakınlarına kalır.
2. Katil: Bir kimse kasıtlı ya da kasıtsız birini öldürürse akrabalık derecesi ne olursa olsun ona varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Katil öldürdüğü kişinin malına varis olamaz." [5]
3. Mürted: Mürted İslam dininden dönmüş olan kafirdir. Bu da hiç kimseden miras alamaz. Yine aynı şekilde hiç kimse ona varis olamaz. Mürtedin malı İslam Devleti´nin hazinesi olan Beyt´ül Mal´e kalır. Bu mal ister müslü-man iken, ister mürted olduktan sonra kazanmış olsun hüküm aynıdır.
Ama islam yönetiminde kafirler dinleri ayrı olsa bile birbirlerine varis olurlar. Mesela yahudi hristıyana, hıristıyan yahudiye varis olur.
4. Din ayrılığı: Kafir müslümana müslüman kafire hiç bir surette varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur
"Müslüman kafire ve kafir de müslümana varis olamaz." [6]
Varis Grupların İsimleri
Varisler kendi aralarında şu üç gruba ayrılırlar:
A- Asabeler. Hisse nisbeti belli olmayan varislerdir.
B- Farz sahipleri. Bunlar hisse nisbeti belli olan varislerdir.
C- Zev´il erham. Farz ve asabe dışında varis olan akrabalardır. Bunlar, kızların çocukları ve erkek çocukların kızlarının çocukları gibi olan varislerdir.
Şimdi bu üç grubu büyük başlıklar halinde görelim. [7]
Asabeler (Baba Tarafından Akraba Olanlar)
1- Oğul.
2- Oğulun oğlu.
3- Baba.
4- Babanın babası.
5- Ana baba bir kardeş.
6- Baba bir kardeş.
7- Ana-baba bir kardeş oğlu.
8- Baba bir kardeş oğlu.
9- Amca. Daha sonra sıra ile
10- Ana-baba bir amca oğlu.
11- Baba bir amca oğlu.
12- Asabelerden hiç biri bulunmazsa (ölen azatlı köle ise) kendisini azat eden efendi.
Asabenin lugattaki anlamı, baba tarafından gelen akraba demektir. Istılahi anlamı ise tek olduğunda terekenin tümünü, tek olmadığında pay sahiplerinden geri kalan payları alan akrabalardır.
Asabeler için gerekli delillere girmeden önce varis olmanın gruplarını verelim.
Asabe, hisse nisbeti belli olmayan varislerdir. Asabe, beraberinde farz sahibi bulunursa, Önce farz sahibinin hissesi verilir, daha sonra kalan asabeye ait olur. Ama asabe tek başına bulunduğu zaman bütün malı alır, Asabe olan varisler, baba tarafından erkek akrabalardır. Yukarıda yakınlık sırası ile belirtilmişlerdir Yalnız baba ve babanın babası olan dede veya oğul gibi bir kısmı bazan da farz, yani muayyen hisse ile varis olurlar.
Asabelik yoluyla varis olmanın meşruiyetinin delilleri:
Kur´an-ı Kerim´deki şu ayeti kerimelerdir:
"Allah size çocuklarınız hakkında erkeğe kadın payının iki misli (miras vermenizi) emreder." (Nisa: 4/11)
"Eğer varisler erkek ve kadın kardeşler olursa erkeğe iki kadının payı kadar verilir." ( Nisa: 4/176)
Her iki ayeti kerimede de görülüyor ki oğul ve kardeşlerin asabe yoluyla varis olduklarını ve her birine de kız kardeşini miras alma hususunda asabe kılar.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Miras hisselerini sahiplerine, kalanı da ölen kimseye en yakın olan erkeğe veriniz." [8]
Farz Sahipleri
Kur´an-ı Kerim´de belirtilmiş farzlar (paylar) altı tanedir.
1- Nısf (Malın yarısı).
2- Rubû (Malın dörtte biri).
3- Sümün (Malın sekizde biri).
4- Sülüsan (Malın üçte ikisi).
5- Sülüs (Malın üçte biri).
6- Südüs (Malın altıda biri). [9]
Nısfı Hakedenler
Nısfı hakedenler beştir.
1- Kız.
2- Oğlun kızı.
3- Ana-baba bir kızkardeş.
4- Baba bir kızkardeş.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası. [10]
Farz Sahipleri
Farz yoluyla hisse, varise şer´an tayin edilen hissedir. Kur´an-ı Kerim´de tayin edilmiş paylar olduğu için bu paylar farz ismini almıştır. Kur´an-ı kerim´de belirtilen bu paylar altı tane olup sırası ile şunlardır: [11]
Nısf (Yarım) Payını Alanlar
1- Kız:
Kız, tek başına mirasçı olursa mâlın yarısını alır. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
".. eğer yalnız bir kadın ise mirasın yarısını alır." (Nisa: 4/11)
2- Oğulun kızı:
Oğulun kızı tek başına olursa, yani bu kızın başka kardeşi veya ölenin çocuğu ya da onların çocuğu olmasa, malın yansını alır. Bu şartlar tahakkuk ettiğinde müçtehit alimlerin icmaı ile tek başına kalan oğulun kızı malın yarısını alır.
3- Ana-baba bir kızkardeş:
Bu da tek başına kalırsa yani başka erkek ve kızkardeşleri olmasa ya da ölenin evladı, torunu veya baba ve dedesi bulunmazsa, ana-baba bir olan kızkardeş malın yarısını alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur." (Nisa: 4/176)
4- Baba bir kızkardeş:
Müçtehitlerin icma´ı ile ana-baba bir kız kardeşin hükmündedir.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası:
Ölen kadının erkek ve kız çocuğu ya da erkek çocuğuu. çocukları yoksa, kocası malının yarısını alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
"Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra karılarınızın çocukları yoksa bıraktıklarının yarısı sizindir." (Nisa: 4/12)
Eğer karıların çocukları varsa dörtte birini çocuklar, dörtte birini koca alır. [12]
Rubu´u Hakedenler
Rub´u hakedenler ikidir.
1- Kendisinden veye oğlundan evlat olan karının kocası.
2- Kendisinden çocuğu olmayan(ya da kalmayan) kocanın karısı veya karıları. [13]
Sümün´ü Hakedenler
Kendisinden veya oğlundan çocuğu olan kocanın karısı veya karıları. [14]
Rubu´ (Dörtte Bir) Payını Alanlar
Ölenin varislerinden dörtte bir pay alanlar iki kişi olup bunlar şartlarıyla beraber şunlardır:
Koca:Ölen hanımın erkek veya kız çocuğu ya da erkek çocuğunun oğlu olursa, koca malın dörtte birini alır. Nikekim Kur´an-ı Kerim´de Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Karılarınızın çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir." (Nisa: 4/12)
Karı: Ölen kocanın çocukları veya torunu yoksa o zaman karısı malın dörtte birini alır. Karı sayısı birden fazla olursa bu payı kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Çocuğunuz yoksa bıraktıklarınızın dörtte biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12) [15]
Sümün (Sekizde Bir) Payını Alanlar
Ölen kocanın çocuk veya torunları varsa, karısı malın sekizde birini alır. Çocuğun bu karıdan veya başka karıdan olması farketmez. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"...çocuğunuz varsa bıraktıklarınızın sekizde biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12) [16]
Sülüsanı Hakedenler
Sülüsanı hakedenler dörttür.
1- İki kız.
2- Oğlun iki kızı.
3- Anne baba bir iki kızkardeş.
4- Baba bir iki kızkardeş. [17]
Sülüsan (Üçte İki) Payını Alanlar
Mirastan üçte ikisini hakedenler şunlardır:
İki ve daha fazla kızlar: Ölenin erkek çocuğu yoksa, iki veya daha fazla kızı varsa bu kızlar malın üçte ikisini alır, aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"...Eğer evlatlar ikiden fazla kadın iseler, ölenin geriye bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/11)
Peygamberimiz (s.a.v.) Sa´d´ın iki kızına, bıraktığı malın üçte ikisinin verilmesini hükmetti. [18]
Oğlun iki veya daha fazla sayıdaki kızı: Ölen kişinin erkek veya kız çocukları ya da erkek çocuğun oğlu yoksa, varisleri bulunan oğlunun iki veya daha fazla sayıdaki kızı mirasın üçte ikisini alır, aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
Ana-baba bir veya daha çok sayıdaki kızkardeş: Bunların erkek kardeşi olmazsa ve ölenin de erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa mirasın üçte ikisini alır.
Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölenin (sadece) iki kızkardeşi varsa bıraktığı malın üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/176)
Baba bir, iki veya daha fazla sayıdaki kızkardeş: Müçtehid alimlerin icma´ı ile baba bir, iki veya fazla sayıdaki kız kardeşler malın üçte ikisini alırlar. [19]
Sülüsü Hakedenler
Sülüsü hakedenler ikidir.
1- Ölenin ana-baba bir ya da baba bir erkek ve kız kardeş olmadığı taktirde anne.
2- Anne bir birden fazla kardeşler. [20]
Südüsü Hakedenler
Südüsü hakedenler yedidir.
1- Oğul, oğulun oğlu veya iki ve daha fazla kız ve erkek kardeşler ile birlikte varis olan ana.
2- Annenin bulunmadığı durumda nine.
3- Öz kız ile birlikte oğulun kızı.
4- Ana-baba bir kız kardeşle birlikte baba bir kızkardeş.
5- Oğul veya oğlunun oğlu ile birlikte baba.
6- Baba hayatta olmadığı takdirde dede.
7- Ana bir kardeş veya kızkardeş. [21]
Sülüs (Üçte Bir) Payını Alanlar
Malın üçte bir payını hakeden varisler şunlardır:
Anne: Anne şu şekilde malın üçte birine varis olur: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları veya ana-babası bir olsun olmasın kardeşleri yoksa, bu durumda anne malın üçte birine sahip olur.
Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
" Ölenin çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasına altıda bir düşer." (Nisa: 4/11)
Anne bir birden fazla kızkardeşler: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa birden fazla bulunan ana bir erkek ve kız kardeşleri malın üçte birine varis olurar ve aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
" Ölenin ana bir kardeşi birden fazla iseler, üçte birine ortaktırlar." (Nisa: 4/12) [22]
Südüs (Altıda Bir) Payını Alanlar
Varislerden malın altıda birini hakedenler sırası ve şartlarıyla beraber şunlardır:
Anne, çocuk veya torunları ya da derecesi ne olursa olsun Ölenin kardeşleriyle birlikte olmalıdır. Bu durumda mirasın altıda birini alır.
Allah´u Teala Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babasının her birine altıda bir hisse vardır." (Nisa: 4/12)
Ölenin ikiden fazla erkek veya kizkardeşlerinin olmasıyla varis olan anne: Bu durumda olan anneye altıda bir pay düşeceğini Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle bildirmiştir:
"Ölenin eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir." (Nisa: 4/11)
Annenin bulunmadığı durumda nine: Ölenin annesi hayatta değilse babaanne veya anneannenin her ikisi de hayatta ise, birlikte malın altıda birini alırlar. Peygamberimiz (s.a.v.) iki nineye mirasın altıda birinin verilmesine hükmetmiştir. [23] Ama baba kendi annesini yani ölenin babası hayatta ise ölünün babaannesi olan kendi annesini mirastan alıkoyabilir.
Öz kız ile birlikte oğulun kızı: Oğulun tek veya birkaç kızı ölenin tek kızı ile beraber olması durumunda altıda bir pay almaya hak kazanır.
Bu durumdaki oğulun kızı,
a) Ölenin tek kızı ile beraber olması,
b) Ölenin erkek çocuğunun bulunmaması, ve
c) Ölenin oğlunun oğlu olmaması gerekir.
Yukarıdaki üç şart tahakkuk ettiğinde oğulun kızı veya birden çok kızları üçte iki payını tamamlamak üzere altıda bir pay alırlar. İbni Mes´ud (r.a.) Peygamber (s.a.v.)´in hüküm verdiği şekilde hüküm veriyorum, diyerek şöyle dedi: "Kız çocuğa yarım, oğlunun kızına altıda bir, kalan hisse kız kardeşe düşer." [24]
Nitekim ölenin geriye bıraktığı kızı ile oğlunun kızı ve kızkardeşlerinin mirastan alacağı hisseler için Abdullah bin Mes´ud (r.a.)´dan sorulunca şöyle demiştir: "Eğer ben oğulun kızını mirastan mahrum edersem elbette dalalete düşmüş olurum." ve daha sonra şöyle devam etti:"Bu meselede ben Peygamberin hükmettiği şekilde hükmederim. Ölünün kızı terekenin yarısını alır, oğulun kızı da (üçte iki payını tamamlamak -üzere) altıda bir, kalan hisse kızkardeşe düşer." [25] Çünkü ölenin varisleri, iki veya daha fazla kız ise, malın üçte ikisini alırlar. Tek kız ise yarısını alır. Beraberinde oğlunun kızı veya kızları olursa altıda birini alır ve bu da öz kızların aldıkları üçte iki hissenin tamamlanıp denkleştirilmesi demektir.
Ana-baba bir kizkardeşle birlikte baba bir kızkardeş: Ölen kişinin baba bir olan bir veya daha fazla kızkardeşleri, baba-anne bir olan kızkardeşleriyle birlikte olmaları şartıyla altıda bir miktarına varis olurlar.
Bu da ´ölenin oğlunun kızı ve ölenin kızı ile beraber olması´ sınıfına kıyas edilmiştir.
Oğul veya oğulun oğlu ile birlikte baba: Ölenin erkek çocuk veya torunlarıyla beraber olduğu taktirde baba mirasın altıda birini alır.
Baba hayatta olmadığı takdirde dede: Ölenin çocuk veya torunlarıyla birlikte ve babası bulunmaması halinde babanın babası olan dede mirasın altıda birini alır.
Anne bir kardeş veya kızkardeş: Bu durumdakiler iki şartla mirasın altıda birini alır:
a) Beraberlerinde onlardan mirastan alıkoyan, ölenin çocuk ve torunlarının , baba ve dedesinin bulunmaması.
b) Bu durumdaki kardeş veya kızkardeşin varis olarak tek başına bulunması gerekir. Eğer birden fazla olursa üçte birini alır.
Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölen erkek veya kadının evladı, ana-babası veya başka mirasçısı bulunmuyor, yalnız ana bir tek erkek veya tek kız kardeşi varsa her birine altıda bir pay düşer." (Nisa: 4/11) [26]