saniyenur
Sun 9 October 2011, 07:19 pm GMT +0200
23-) Ferâiz (Miras Hukuku) Bölümü
(Kitâbu'l-Ferâiz)
(Kitâbu'l-Ferâiz)
1087-) İbni Abbâs (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Mirastan doğan hakkı mirasçıya veriniz, arta kalan ise en yakın erkek akrabayadır, "buyurmuştur.
(Hadisteki 'en yakın erkek akraba' ifadesi, baba tarafından olan en yakın erkek akraba olarak da anlaşılabilir.) [1118]
1088-) Câbir b. Abdullah (r.a.): "Rasûlüllah (s.a.v.) ve Ebû Bekir, yürüyerek bana hasta ziyaretinde bulunmak için Selimeoğulları mahallesine geldi, Hz, Peygamber (s.a.v.) bu sırada beni, şuurumu kaybetmiş olarak buldu, hemen su isteyip abdest aldı, sonra da üzerime su serpti, arkasından ben kendime geldim: "Ey Allah'ın Rasûlü, malım konusunda nasıl davranayım?" dedim, bunun üzerine: «Allah çocuklarınız hakkında mirası şöyle bölüştürmenizi emreder...» (Nisa: ıi) ayeti indi." demiştir. [1119]
1089-) Berâ (r.a.): 'Tam olarak en son inen sure, Tevbe süresidir.Son inen âyet ise kelâle âyetitidir." demiştir.
(Kelâle, öldüğünde mirasını paylaşacak, babası ve çocuğu olmayan kimsedir. Nisa: 12/176 ayetlerinde geçmekte ve bu âyetlere keiâle âyetleri denilmektedir.) [1120]
1090-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Rasûlüllah (s.a.v.)'e üzerinde borcu olan bir kimsenin cenazesi getirildiğinde: "Borcunu ödeyecek bir şey bıraktı mı?" buyurucu. Eğer borcunu ödeyecek bir şey bıraktığı söylenirse cenaze nazmını kıldırır, değilse: "Arkadaşınızın cenaze namazını siz kıldırınız" buyururdu. Allah, kendisine fetihler nasip eyledikten sonra; "Ben, her mümine kendi nefsinden daha yakınım. Her kim borçlu ölürse Ödemesi bana aittir, ancak kim malbırakırsa o da veresenindin "buyurdu
(Rasûlüliah (s.a,v,)'in borcu olan kimsenin cenaze namazına kılmaması ilk dönemlerde başvurduğu bir uygulama idi. Sonraları: "Ben her mü'mine kendi nefsinden daha yakınım. Her kim borç bırakırsa onun ödemesi bana aittir,
mal bırakırsa buyurmuştur. (Buhârî, istikraz: Nevevî bu uygulamanın borçtu ölen kimsenin, cenaze namazını Peygamber'in rmasından mahrurn kalmamak için borcu ödemeye teşvik olsun diye yapıldığını h Nrtir (şerhu Müslim, Nevevî, xi, 6i) Münzlrîye göre cenazenin namazını kıldırmadan bocunu sorma uygulaması sonraları kaldırılmıştır. CTuhfetü'i-Ahvâzi iv, 154) Hz peygamber (s.a.v.)'in bunun dışında da bazı kimselerin cenaze namazını kıtdır-adığını'görmekteyiz. Ebû Dâvûd (ahad: 133), Nesâî (Cenâiz; 66), îbni Mâce (Cihad: 3i) de n diğer bir rivayette ise Hz. Peygamber (s.a.v.) Hayber savaşında vefat eden ashabdan bir kimsenin cenaze namazını ashabın kıldırmasını istemiştir. Bu davranışı gören ashabın yüzleri değişmiş hayrete düşerlerdi, Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun nedeni olarak söz konusu kimsenin Allah yolundaki ganimetten hırsızlık yaptığını belirtir.
Cenaze namazı farz-ı kifâyedir, hiç kimse kıldırmaz ise bütün toplum bu farzdan sorumludur. Ancak, Allah'ın kanunlanna göre asî olarak nitelenenlerin eşkiyalar, yol kesiciler ve benzerlerinin cenaze namazı kılınmaz, bu nedenle hadiste bir kimsenin cenaze namazını kıldırmadan önce Ölümden önceki hayatını gözden geçirmeye işaret vardır.) [1121]
[1118] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 332.
[1119] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 332.
[1120] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 332.
[1121] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 332-333.