armi
Thu 24 December 2009, 05:44 pm GMT +0200
Fecr Vakti Hakkındadır
Bu fasılda, fecr vaktinin tayini, iki rekathk sabah namazının eda ve kazasıyla ilgili hükümleri, vitrin eda ve kaza hükmünü ve her ayda bulunan iki´hususi gecede fecrin nasıl bilineceğini anlatacağız.
Bunlardan ilki ayın yirmi altıncı gecesi olup bu gece ay, ilk fecrin doğusuyla birlikte doğar. Diğeri on ikinci gece olup bu gece ay, ilk fecrin doğuş vaktinde batar. Fecrin doğuşundan güneşin doğuşuna kadar geçen süre, o gecenin yedidebirinin üçte ikisi mikdarm-dadır. Bu, yaz mevsimi için böyledir. Kış mevsiminde ise daha kısa olur ve o gecenin altıdabirinin yarısı mikdarmda kalır. Bu vakit, günün ilk virdinin vaktidir. Ayrıca yatsı namazından sonra kılman vitrin ikinci fecrin doğuşuna kadar olan eda vaktidir.
İkinci fecr doğduğunda, vitrin eda vakti geçerek kaza vakti başlamış olur. Kul sabah namazını kılmadan önce vitir namazını kaza edebilir. Eğer sabah namazını kılımşsa, vitrin kaza vakti de geçmiş olur. Sabah namazının iki rekatının eda vakti ise, ikinci fecrin doğuşundan sonradır. Müstehab olan, kulun bu iki rekatı evinde ve sabah namazından önce kılmasıdır. Sünnete uygun olan bu namazın ağır tutulmamasıdır.
Sabah namazını kılmış ancak iki rekat sünneti kılmamışsa, eda vakti vakti geçmiş kaza vakti girmiş olur. Kaza için, güneşin doğuşuna kadar beklemesi yerinde olur. Kerahat vakti çıktıktan sonra bu iki rekatı kuşluk namazından önce kılmalıdır. Öğle namazı vaktine kadar sabahın iki rekatı sünnetinin kaza vakti sayılır, öğle namazını kıldıktan sonra, eğer kılmamışsa kaza vakti de geçmiş olur.
Kul, virdlerden her hangi birini kaçırdığında, müstehab olan, onun aynını kendine ayrılan vakitte veya hatırladığında yapmasıdır. Çünkü sadece farz namazların kazası mümkündür. Kul, azimet erbabından olmak için, nefsini eğitmek ve her işi vaktinde yapmak için ibadetleri zamanında ifa etmelidir. Böylelikle kendisini erteleme alışkanlığından korumuş olur.
Bu mevzuda rivayet edilen bir hadis-i şerifte de Allah Resu-lü´nün (sav) şöyle buyurduğu bildirilmektedir: "Amellerin Allah´a en sevimli geleni az da olsa devamlı olanıdır". [53] Aişe (ra) tarafından rivayet edilen başka bir hadiste de, ibadet alışkanlığının terkedil-mesine karşı kullar tehdit edilmektedir: "Kim Allah Teala´ya bir ibadette bulunur, sonra da bıkkınlıkla onu terkederse Allah Teala ona buğzeder". Yine o, "Allah Resulü´nün (sav) uyku ağır bastığında veya bir hastalığı olduğunda gece ibadetine kalkmayarak gündüz oniki rekat namaz kıldığını söylemiştir" [54]
Evinde sabah namazını kılmadan sabah namazı için mescide gelen kimse iki rekatı mescidde kılarsa, aynı zamanda Tahiyyet-i Mescid namazı yerine geçer. Eğer kul sabah namazını evde kılmış-sa duruma bakar; şayet mescide girişi, alacakaranlıkta ve yıldızların semada oldukları vakitte ise iki rekat Tahiyyet-i Mescid namazı kılar. Eğer mescide girişi, yıldızların eksilmeye başladığı ve kametin okunduğu zamanda ise, sabah namazıyla ondan önce kılınması gereken bir namazı birleştirmemek için namaz kılmadan oturur. İkinci fecrin doğuşundan sonra iki rekat sabah namazı dışında namaz kılmaz.
Sabah namazının sünnetini kılmadan mescide giden kimse, eğer kametten önce girmişse namazını orada kılar. Eğer kamet esnasında girmiş ve imam da namaz için tekbiri almışsa o zaman sünneti kılmaz ve farz namaza iştirak eder. Çünkü bu, sevap yönünden daha üstündür. Allah Resulü de (sav) bu konuda bir yasaklama getirerek şöyle buyurmuştur: "Namaz için kalkıldığında, farzdan başka namaz kılınmaz". [55]
İki rekatlık tahiyyet namazını kılamadan mescide oturan kimse şöyle desin: "Sübhanallah, velhamdü lillah, vela ilahe illallah, vallahü ekber". Bu dört kelimeyi dört kere tekrar ederse, fazilet bakımından iki rekatlik namaza denk olur. Mescide abdestsiz olarak giren veya yolu mescidden geçen ya da sadece iki rekat kılmak için mescide giren kimselerin oraya abdestsiz olarak girmeleri ve bu şekilde oturmaları mekruh görülmüştür. [56]
Bu fasılda, fecr vaktinin tayini, iki rekathk sabah namazının eda ve kazasıyla ilgili hükümleri, vitrin eda ve kaza hükmünü ve her ayda bulunan iki´hususi gecede fecrin nasıl bilineceğini anlatacağız.
Bunlardan ilki ayın yirmi altıncı gecesi olup bu gece ay, ilk fecrin doğusuyla birlikte doğar. Diğeri on ikinci gece olup bu gece ay, ilk fecrin doğuş vaktinde batar. Fecrin doğuşundan güneşin doğuşuna kadar geçen süre, o gecenin yedidebirinin üçte ikisi mikdarm-dadır. Bu, yaz mevsimi için böyledir. Kış mevsiminde ise daha kısa olur ve o gecenin altıdabirinin yarısı mikdarmda kalır. Bu vakit, günün ilk virdinin vaktidir. Ayrıca yatsı namazından sonra kılman vitrin ikinci fecrin doğuşuna kadar olan eda vaktidir.
İkinci fecr doğduğunda, vitrin eda vakti geçerek kaza vakti başlamış olur. Kul sabah namazını kılmadan önce vitir namazını kaza edebilir. Eğer sabah namazını kılımşsa, vitrin kaza vakti de geçmiş olur. Sabah namazının iki rekatının eda vakti ise, ikinci fecrin doğuşundan sonradır. Müstehab olan, kulun bu iki rekatı evinde ve sabah namazından önce kılmasıdır. Sünnete uygun olan bu namazın ağır tutulmamasıdır.
Sabah namazını kılmış ancak iki rekat sünneti kılmamışsa, eda vakti vakti geçmiş kaza vakti girmiş olur. Kaza için, güneşin doğuşuna kadar beklemesi yerinde olur. Kerahat vakti çıktıktan sonra bu iki rekatı kuşluk namazından önce kılmalıdır. Öğle namazı vaktine kadar sabahın iki rekatı sünnetinin kaza vakti sayılır, öğle namazını kıldıktan sonra, eğer kılmamışsa kaza vakti de geçmiş olur.
Kul, virdlerden her hangi birini kaçırdığında, müstehab olan, onun aynını kendine ayrılan vakitte veya hatırladığında yapmasıdır. Çünkü sadece farz namazların kazası mümkündür. Kul, azimet erbabından olmak için, nefsini eğitmek ve her işi vaktinde yapmak için ibadetleri zamanında ifa etmelidir. Böylelikle kendisini erteleme alışkanlığından korumuş olur.
Bu mevzuda rivayet edilen bir hadis-i şerifte de Allah Resu-lü´nün (sav) şöyle buyurduğu bildirilmektedir: "Amellerin Allah´a en sevimli geleni az da olsa devamlı olanıdır". [53] Aişe (ra) tarafından rivayet edilen başka bir hadiste de, ibadet alışkanlığının terkedil-mesine karşı kullar tehdit edilmektedir: "Kim Allah Teala´ya bir ibadette bulunur, sonra da bıkkınlıkla onu terkederse Allah Teala ona buğzeder". Yine o, "Allah Resulü´nün (sav) uyku ağır bastığında veya bir hastalığı olduğunda gece ibadetine kalkmayarak gündüz oniki rekat namaz kıldığını söylemiştir" [54]
Evinde sabah namazını kılmadan sabah namazı için mescide gelen kimse iki rekatı mescidde kılarsa, aynı zamanda Tahiyyet-i Mescid namazı yerine geçer. Eğer kul sabah namazını evde kılmış-sa duruma bakar; şayet mescide girişi, alacakaranlıkta ve yıldızların semada oldukları vakitte ise iki rekat Tahiyyet-i Mescid namazı kılar. Eğer mescide girişi, yıldızların eksilmeye başladığı ve kametin okunduğu zamanda ise, sabah namazıyla ondan önce kılınması gereken bir namazı birleştirmemek için namaz kılmadan oturur. İkinci fecrin doğuşundan sonra iki rekat sabah namazı dışında namaz kılmaz.
Sabah namazının sünnetini kılmadan mescide giden kimse, eğer kametten önce girmişse namazını orada kılar. Eğer kamet esnasında girmiş ve imam da namaz için tekbiri almışsa o zaman sünneti kılmaz ve farz namaza iştirak eder. Çünkü bu, sevap yönünden daha üstündür. Allah Resulü de (sav) bu konuda bir yasaklama getirerek şöyle buyurmuştur: "Namaz için kalkıldığında, farzdan başka namaz kılınmaz". [55]
İki rekatlık tahiyyet namazını kılamadan mescide oturan kimse şöyle desin: "Sübhanallah, velhamdü lillah, vela ilahe illallah, vallahü ekber". Bu dört kelimeyi dört kere tekrar ederse, fazilet bakımından iki rekatlik namaza denk olur. Mescide abdestsiz olarak giren veya yolu mescidden geçen ya da sadece iki rekat kılmak için mescide giren kimselerin oraya abdestsiz olarak girmeleri ve bu şekilde oturmaları mekruh görülmüştür. [56]