- Evlilik

Adsense kodları


Evlilik

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Sun 17 October 2010, 05:38 pm GMT +0200
Evlilik; Ev Denilen Özel Sarayda Kral ve Kraliçe Olup Prensler Yetiştirmek


“Bekârlık sultanlıktır” sözüyle teselli bulmak ister, eş denilen ciğere yetişemeyen bekâr kediler. Aslında onlar da bilirler tebaasız, saraysız sultanlığın olmadığını. Miyavlamaları biraz ağlamaklı, biraz teselli, biraz davet içeriklidir.

İnsan açısından fıtratın sesi de haykırmaktadır ki; sultanlık ancak Allah’a kulluk yapmak üzere kurulan yuvalarda bu ibâdet bilinciyle kavuşulan en önemli bir dünya nimetidir.    Bir erkekle bir kadın arasında Allah'ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muâmeleye evlenme denir. İslâm nazarında bir ibâdet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku'na dair yazılan kitaplardan bazısında; “Bizim için Hz. Âdem'den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, iman ve evlenmedir”[4] şeklinde kaydedilmektedir.

Evlenmenin yani nikâhın çeşitli sebepleri vardır. Nikâhtaki şer'î, akli ve tabii sebeplerin başka bir şer'î hükümde bu şekilde bir arada toplandığı az görülmüştür. Evlenmenin şer'î delilleri, Kur'ân-ı Kerîm, hadisler ve ümmetin icmâı ile sâbittir.

Kur’ân-ı Kerîm'den evlenmenin meşrûluğuna şu âyetler delildir; "Size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder adet nikâh edin"[5]; "Sizden bekârları ve kölelerinizle câriyelerinizden sâlih olanları nikâh edin. Eğer fakir olurlarsa Allah onları Fazl ve keremiyle zengin kılar. Allah vâsi'dir, âlimdir."[6]

Cihad ve evlilik İslâm'ın insanın hayatına hâkim olmasının nedenlerinden biridir. Evlenmede ise bunların her ikisi de mevcuttur. Bu nedenle "Evlilikle meşgul olmak kendini nâfile ibadetlere vermekten daha faziletlidir. Çünkü evlilikte nefsi haramdan koruma ve çocuk yetiştirme gibi önemli hususlar vardır"[7] kanâatine varılmıştır.

İslâm şerîatının temel esaslarından biri de evliliğin fıtrî bir olgu olduğudur. İslâm dini ruhbâniyetle (dünyadan elini eteğini keserek yalnız başına yaşama, evlenmeme); insanın yaratılışı ile çatıştığı, onun nefsi isteklerini ve karakterine ters düştüğü için savaşmaktadır. Bir hadis rivâyetinde Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: "Evlenmeye gücü yetip de evlenmeyen benden (benim ümmetimden) değildir.''[8] Bu hadis-i şerifte de görüldüğü gibi İslâm kişiyi, sırf Allah'a yaklaşmak, ruhbanlıkta bulunmak ve ibadet edeyim diye bir köşeye çekilmekten alıkoymaktadır.

Allah Rasûlü'nün hayatını göz önüne aldığımızda onun, toplumun fertlerini kontrol altında bulundurmak, insanın nefsini düzeltmek hususunda ne denli titizlik gösterdiğini açıkça görürüz. Onun bu konuda titizlik göstermesinin temelinde, insan gerçeğinin anlaşılması ve onun arzu ve isteklerine cevap verme duygusunun yattığını görürüz. Öyle ise evlilik vb. İslâmî prensipler sayesinde toplumun hiçbir ferdi yaratılışının ötesine geçemeyecek, gücü ve imkânının dışında gayret sarf edemeyecek; tam aksine orta yolda, sağa sola sapmadan yürüyecektir.

Evlilik konusunda Rasûlullah (s.a.s.)'ın şu davranışı, insanın nefsi duygularına gem vurması ve insan hakikatine ne denli vâkıf olduğunun en büyük delillerinden kabul edilir; şöyle ki: Buhâri ve Müslim'in Enes (r.a.)'den rivâyet ettikleri bir hadiste şunları görmekteyiz: Üç heyet, Rasûlullah'ın yanına gelerek, onun ibâdetini sordular. Kendilerine Allah Rasûlü’nün ibâdeti hakkında bilgi verilince, -Onun ibadetini az bulacaklar ki- şöyle dediler: “Rasûlullah ile biz bir olabilir miyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır. İçlerinden biri tüm geceyi namaz kılmakla geçireceğini, diğeri devamlı oruç tutacağını ve üçüncüsü de kadınlara yaklaşmayacağını ifade ettiler." Daha sonra Rasûlullah (s.a.s.) bu durumu öğrenince onları çağırıp şöyle buyurdu: "Allah'a yemin olsun ki ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'ndan en fazla sakınanızım; fakat zaman zaman oruç tutar ve iftar ederim; namaz kılar ve uzanıp yatarak istirahatte bulunurum; kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden (benim ümmetimden) değildir."[9]

Evlilik sosyal bir maslahatı beraberinde getirir. Evliliğin genel yararları yanında bir de sosyal yararları vardır. Bu yararların basında insan varlığının korunması gelmektedir. Zira evlilik sayesinde, insan neslinin devam etmesi ve çoğalması, nesillerin birbirini izlemesi ve böylelikle Allah'ın insanı yeryüzüne mirasçı kılması söz konusudur. Evliliğin insan üzerindeki sosyal, ahlâkı ve bedensel yararlarını inkâr etmek mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerim bu sosyal hikmete parmak basarak şöyle demektedir: "Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı..."[10]

Evliliğin diğer önemli yararlarından biri de, nesebin korunmasıdır. Meşrû evliliğin bir an için yokluğunu düşünürsek toplumların nesepsiz ve hiçbir fazilete sahip olmayan çocuklarla ne denli sıkıntılara girdiklerini hemen görürüz. Evliliğin sağladığı yararlardan biri de toplumun ahlâkı çözülme ve bozukluktan beri kalmasıdır. Evlilik sayesinde kişiler sosyal bozukluklardan emin kalırlar. Hz. Peygamber (s.a.s.), evliliğin sağladığı yararları, bir grup gence hitapları sırasında şöyle dile getirmişlerdir; “Ey gençler, sizden evlenmeye gücü yeten kimse hemen evlensin; zira evlilik gözü haramdan en iyi koruyan ve tenasül uzvunun en sağlam kalesidir. Evlenmeye imkânı olmayan ise oruç tutsun; zira oruç şehveti kırmaktadır...”[11] Yine evliliğin faydaları arasında toplumun hastalıklardan uzak kalmasını, kişinin rûhî ve nefsi bir rahatlığa kavuşmasını zikredebiliriz. Bu tedbirler sayesinde toplumun fertleri zinânın bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan bulaşıcı hastalıklardan kurtulmuş; hayâsızlığın yayılması önlenmiş ve harama giden yollar kapanmış olur.

"Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır."[12] Allah (c.c.), evlilikte müslümanın kimi tercih edeceğini açıklamıştır: "(Ey Müminler,) iman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından hayırlıdır. (Mü'min kadınları) iman etmedikçe müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile (hür) bir müşrikten hayırlıdır. Bunlar (sizi) cehenneme çağırırlar; Allah ise, izniyle, cennete ve mağfirete dâvet ediyor. İşte, Allah, düşünüp ibret alsınlar diye, ayetlerini insanlara böyle açıklar."[13]

Hz. Peygamber de Buhârî ve Müslim tarafından nakledilen bir hadisinde, bir kadınla ancak dört meziyeti dolayısıyla evlenildiğine işaret ederek, bunların; kadının malı, soyu-sopu güzelliği ve bir de dini olduğunu belirtmiş, sonra da, "sen kadının dindar olanını al" buyurmuştur.[14] İbn Mâce tarafından nakledilen bir hadisinde ise şöyle demiştir: "Kadınlarla güzellikleri dolayısıyla evlenmeyin; olabilir ki, güzellikleri onları kötülüğe sevkeder. Malları dolayısıyla da evlenmeyin; olabilir ki malları da onları size karşı isyâna sevkeder. Fakat onlarla dinleri dolayısıyla evlenin. Dindar olan siyahî (zenci) bir câriye, diğerlerinden üstündür"[15] 


[4] İbn Âbidin, III/3

[5] 4/Nisâ, 12

[6] 24/Nûr, 32

[7] İbn-i Âbidin, III/3

[8] Beyhakî; Taberanî

[9] Buhârî, Nikâh, 1; Müslim, Sıyâm 74, 79

[10] 16/Nahl, 72

[11] Buhârî, Savm, 1, Nikâh, 2, 3; Müslim, Nikâh 1, 3; Ebû Dâvûd Nikâh, 1, İbn Mâce, Nikâh, 1

[12] 21/Rûm, 21

[13] 2/Bakara, 221

[14] Buhârî, VI/123; Müslim, II/1086

[15] İbn Mâce, Sünen, I/572; Dursun Ali Türkmen, Şâmil İslâm Ansiklopedisi, c. 2, s. 128-129

laçin
Wed 1 February 2012, 07:32 pm GMT +0200
Allah razı olsun çok güzel bilgiler

reyyan
Thu 4 September 2014, 03:30 pm GMT +0200
İnsan toplumsal bir varlık evlilikle birlikte ilk küçük toplumu oluşturuyor demektir, Rabbim evlenenlerin de evlenecek olanlarinda da yar ve yardimcisi olsun, rizasi yolundan ayirmasin inşaallah. Allah razı olsun kardeşim, selam ve dua ile. ..

cerendemir
Thu 4 September 2014, 03:49 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Evlilik kimi insanlara göre sultanlık olsa da evlilik ilk önce sünnettir.Erkeklerin,kadınların nefsine hakim olmasıdır.Ve bu devirde evlilik bir anlamda farz gibi oldu.Zinanın çoğalması,günahların artması,nefse hakim olama.