- Evlenmeyi haram kılan emmenin sayısı

Adsense kodları


Evlenmeyi haram kılan emmenin sayısı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Tue 24 May 2011, 09:08 am GMT +0200
4—Evlenmeyi Haram Kılan Emmenin Sayısı ve Niteliği:

 

Üçüncü hüküm: Bir ya da iki emme süt haramlığmı ( Nitekim   Rasûlullah (s.a.) bunu beyan buyurmuştur. Süt ancak beş defa emme durumunda sözkonusu olur. Bu konu üzerinde âlimler ihtilâf etmişlerdir: Selef ve haleften bir grup âlimler sütün azı ile de, ç( haramlığın sabit olacağını belirtmişlerdir.                   .

Bu görüş Hz.Ali ve İbn Abbâs'dan rivayet edilir. Eu aynı zamanda Saîd b. Müseyyeb, Hasan, Zühri, Katâde, Hakem, Hammâd, Evzâî ve Sevrî'nin de görüşleri olmaktadır. İmam Mâlik'le İmam Ebu Hanife'nin mezhebleri de bu şekildedir. Leys b. Sa'd, sütün çoğunun da, oruçluyu iftar ettirecek kadar olan azının da , beşikte iken alındığında haram kılacağına dair ümmetin icmaı bulunduğunu zannetmiştir ki, bu İmam Ahmed'den de bir rivayet olmaktadır.

Bir başka grup ise, üç defa emmedikçe süt haramlığı tahakkuk etmez; demişlerdir. Bu da Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, İbnul-Münzir. Dâvûd b. Ali'nin görüşleri, aynı zamanda da İmam Ahmed'den gelen ikinci bir rivayet olmaktadır.

Bir başka grup ise, beş defa emmedikçe süt haramlığı doğmaz; demişlerdir. Bu da Abdullah b. Mes'ûd, Abdullah b.Zübeyr, Atâ ve Tâvûs'un görüşleridir. Bu aynı zamanda Hz, Âişe'den konuyla ilgili olarak gelen üç rivayetten birincisidir. Ondan gelen ikinci rivayete göre, yediden az emerse süt haramlığı doğmaz. Üçüncü rivayete göre işe, haramlığın doğması için en az on defa emmesi gerekir.

Beş defa emme ile süt haramlığınm doğacağı görüşü, İmam Şafii'nin mezhebi ve İmam Ahmed'in de zahir mezhebi olmaktadır. Aynı zamanda bu İbn Hazm'ın da görüşüdür ve o, bu konuda Dâvûd b. Ali'ye muhalefet etmiştir.

Birinci grubun delilleri: Yüce Allah haramlığı "süt emme" ismine bağlamıştır; dolayısıyla nerede bu isim bulunursa, orada hüküm de bulunur. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Neseb yolu ile haram olanlar, süt emme yolu ile de haram olurlar." buyurmuştur. Bu da Kur'an'ın mutlak ifadesine uygunluk arzetmektedir.

Sahîhayn'da sabit olduğu üzere Ukbe b. el-Hâris anlatır: Kendisi Ümmü Yahya bt. Ebî İhâb ile evlenmişti. Siyah bir cariye geldi ve "Ben ikinizi de emzirdim." dedi. Bunun üzerine bunu Hz. Peygamber'e (s.a.) zikrettim. O benden yüz çevirdi. Ben ona başka bir taraftan sokuldum ve durumu ona anlattım: "Nasıl olabilir ki? O her ikinizi de emzirdiğini iddia ediyor." buyurdu. (Râvî şöyle diyor:) Hz. Peygamber ona, o kadını yasakladı.[195] Bu hadiste Hz. Peygamber (s.a.), kaç defa emzirildiğini sormamıştır.

Bunlar devamla şöyle demektedirler: Bu, haramlığın taalluk ettiği bir iştir, dolayısıyla azı ile çoğu arasında fark yoktur. Nitekim haramlığı gerektiren cinsel ilişki de öyledir, azı da çoğu da haram olmaktadır. Hem sonra, kemiğin gelişmesi ve oluşması, etin bitmesi sütün çoğu ile olduğu gibi azı ile de olur. Öbür taraftan, süt haramlığı için bir sayı ileri sürenlerin sözleri, gerek kaç defa emme konusunda gerekse emmenin hakikati hakkında pek çok farklılıklar arzetmektedir ve birbirini hiç tutmamaktadır. Sâri', durumu böyle olan bir konuda, zabtı ve öğrenilmesi imkânı olmadığı için, belli bir nisâb koymamıştır.

Süt haramlığı için en az üç defa emme gereğini şart koşanlar ise şöyle demektedirler: Sabit olduğu üzere Hz. Peygamber (s.a.): "Bir emme iki emme haram kılmaz." buyurmuştur. Ümmü'1-Fadl bt. Haris ise Hz. Peygamber'in (s.a.): "Bir ya da iki defa ağzına memeyi verme (imlâce) süt haramlığı doğurmaz." buyurduğunu rivayet eder. Başka bir hadiste, bir adam :"Ya Rasûlalîah! Tek bir emme haram kılar mı?" diye sormuş, Hz. Peygamber (s.a.) da : "Hayır!" cevabını vermiştir. Bütün bunlar, sahîh ve sanh hadislerdir ve Müslim'in Sahîh'inde rivayet edilmişlerdir.'[196]

Bu hadislerden sarf-ı nazar etmek mümkün değildir. Dolayısıyla âyetin umumu ile amel ederek üç defa emmekle haramlığı isbat ettik; üçden daha az olması durumunda da , hadislerle amel ederek harambğı düşürdük. Şunu da ilave edelim ki, adet ve tekrarı sözkonusu olan şeylerde üçe itibar edilir. Çünkü, üç en az cemi olmaktadır ve Sâri' Teâlâ, üç adedine pek çok yerde itibar etmiştir.

Süt haramlığı için beş defa emme şartını ileri sürenlere gelince, onlar da şöyle demektedirler: Bu konudaki bizim delillerimiz, bu faslın başında geçen sahîh ve sarih hadislerdir. Hz. Âişe, durum bu vaziyette iken Hz. Peygamber'in (s.a.) vefat ettiğini habeT vermiştir. Bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) Sehle bt. Süheyl'e: "Sâlim'i beş defa emzir, ona haram olursun." buyurmuş olması delil olarak yeterlidir.

Şunu da ilave edelim ki, bu konuyu ümmet içerisinde en iyi bilen Hz. Âişe ve Hz. Peygamber'in (s.a.) diğer hanımlarıdır. Hz. Âişe, kendisini görmesini, yanına girip çıkmasını istediği kimseler olduğunda, erkek ve kız kardeşlerinin kızlarına (yeğenlerine) onlan beş kez   emzirmelerini emrederdi.

Süt haramlığınm bir ya da iki emme ile olmayacağını ifade etmek, haramlığın az olsun çok olsun mutlak emmeye bağlı olmadığı konusunda sarihtir. Bunlar sahîh ve sarih olan üç hadistir ve bazısı soru sorana cevap mahiyetinde çıkmış, bazısı da doğrudan hüküm koymak amacıyla varid olmuştur. Biz haramlık hükmünü beş defa emmeye bağladığımız zaman, sizin istidlalde bulunduğunuz delillerden hiçbirisine muhalefet etmiş olmuyoruz; aksine onların mutlak ifadeletini beş sayısı ile kayıtlamış oluyoruz; mutlakın takyidi ise, beyandir, nesh ve tahsis değildir.                                                                           

Süt haramlığım az ya da çok emmeye bağlayanlar,' bir ve iki emme ile haramlığm sabit olmayacağını ifade eden hadislere muhalefet etmektedirler. Haramlığı üç defa emmeye bağlayanlar ise, her ne kadar bu hadislere muhalefet etmiş değillerse de, beş adedini getiren hadislere muhalefet halindedirler.

Haramlığı beş sayısı ile kayıtlamayanlar şöyle demişlerdir: Beş defa. emme ile ilgili haberi, Hz. Âişe hadis nakleder gibi nakletmemiştir ki, onunla ihticac edilsin. O, onu sanki Kur'an'mış gibi nakletmiştir. Kur'an ise, ancak tevatür ile sabit olur. Ümmet bunu Kur'an olarak nakletmemiştir; dolayısıyla da Kur'an olamaz. Ne Kur'an ne de hadis olmayınca, onunla hüküm isbatında bulunmak mümkün olmayacaktır. Haramlığı beş sayısı ile kayıtlayanlar buna şöyle karşılık vermişlerdir: Kur'an'dan olup da âhâd olarak nakledilenler iki açıdan incelenmiştir: 1) Âhâd olarak Kur'an'dan olduğu nakledilen şeyin Kur'an'dan olup olmadığı, 2) Onunla amelin vâcib olup olmadığı. Hiç şüphe yoktur ki, bunların her ikisi de ayn ayn şeylerdir. Birincisi, onunla namazın sahîh olmasını, abdestsiz kimseye dokunmasının, cünüb kimseye okumasının haramlığım ve benzeri Kur'an'a ait diğer hükümleri gerektirir. Mütevatir olma şartı bulunmadığı için bu hükümler yok diye, onunla amel etmenin vücubu da gerekmez, denilemez. Çünkü, amel için zan yeterlidir. Nitekim dört imamdan herbiri, bu gibi mütevatir olmayan kıraatle yerine göre ihticacta bulunmuşlardır. İmam Şafiî ve Ahmed bu konuda sözünü ettiğimiz Hz, Âişe kıraatini delil olarak kullanmışlardır. İmam Ebu Hanife, keffâret orucunun birbiri arkasına olması şartı hakkında îbn Mes'ûd'un, "Üç gün peşi peşine oruç tutar." şeklindeki kıraati ile istidlalde bulunmuştur.İmam Mâlik ve daha önce sahabe , annenin çocuklarından birisine ait farz hissenin südüs olduğuna, Übeyy'in: "Eğer bir erkek veya kadına kelâle yollu (çocuğu ve babası olmadığı halde) vâris olunuyor ve bunların ana bir erkek veya bir kız kardeşi bulunuyorsa, her birine altıda bir düşer." şeklindeki kıraatini delil getirmişlerdir. Bütün âlimler bu kıraatle ihticacta bulunmuşlardır,icmâın bu kıraatten başka istinadı bulunmamaktadır.

"Bunun nakli ya Kur'an ; ya da haber (hadis) nakli gibidir." sözünüze karşı: Evet, açık Kur'an gibi; diyoruz. "Bu durumda tevatür ile nakli gerekir." sözünüze de : Lâfzı da neshedilse bu gereklilik var mı?

deriz.

Birincisi mümkün değildir. İkincisi ise kabul edilir. En kötü ihtimalle denilecek söz "O Kur'an'dır, lâfzı mensûh, hükmü ise bakidir; dolayısıyla hükmü, şeklinde âhâd olarak nakledilen, fakat hükmü baki lafzı mensûh Kur'an âyeti hükmünde olur. Buna verilecek bir cevap olmayacaktır.

Mesele hakkında iki zayıf görüş daha bulunmaktadır:

1)  Haramlık hükmü en az yedi kez emme ile tahakkuk eder. Nitekim Tâvûs'a, yedi defadan daha az olan emme süt haramlığı doğurmaz; diyenlerin   görüşü hakkında sorulduğunda: "Öyleydi, sonra haramlığı getiren bir durum ortaya çıktı. Bir defa emme haram kılar (oldu.) ." dedi. Bu görüşün bir delili bulunmamaktadır.

2)  Haramlık en az on defa emme ile tahakkuk eder. Bu görüş Hz.Hafsa ile Hz. Âişe'den rivayet olunmaktadır.

Bir diğer görüş ise şöyledir: Hz. Peygamberin zevceleri ile , diğer kadınlar farklıdır. Tâvûs şöyle der: "Hz. Peygamber'in (s.a.) zevceleri için "haram kılıcı emmeler", diğer kadınlar için de "bilinen emmeler" sözkonusu idi. Sonra bu terk edildi."

Bu görüşler içerisinde hangisinin doğru olduğu ortaya çıkmıştır,

Tevfik ancak Allah'tandır.

Soru: Süt haramlığı konusunda, "emme" tabirinden kastedilen şey nedir ve bunun bir ölçüsü var mıdır?

Cevap: Süt emme demek olan kelimesi kelimesinden kelimeleri gibi, bir kere oluş bildiren masdar kalıbıdır. Çocuk ne zaman memeyi ağzına alır, ondan emer ve arızî bir durum olmadıkça kendi ihtiyarı ile terkederse, bu bir "emme" olmuş olur. Zira Sâri' Teâlâ , bu şekilde mutlak olarak zikretmiştir; dolayısıyla mânanın tayini için örfe hamledilmesi gerekir. Örf ise bu şekildedir. Nefes alma, azıcık bir dinlenme veya dikkatini çeken bir şeyden dolayı ânzî olarak memeyi bırakıp sonra hemen tekrar emmeye dönmesi, bunu bir kere emme olmaktan çıkarmaz. Nitekim, yemek yiyen kirase, buna benzer bir durumla yemeğine kısa bir ara verse ve sonra hemen yine yemeğine dönse, bu iki defa yeme olmayıp, bir defa yeme sayılmaktadır. Bu görüş İmam Şafiî'nin mezhebi olmaktadır.

Şâfiîlere göre, çocuk emerken, süt veren kadının emmeyi kestirip sonra hemen tekrar geri döndürmesi konusunda iki vecih bulunmaktadır:

Birincisine göre, çocuk kendi ihtiyan ile memeyi terletmediği sürece, kadın defeatle kestirse bile , yine bir defa emme sayılır. Çünkü, önemli olan çocuğun fiilidir, süt veren kadının fiili değildir. Bu yüzdendir ki, kadm uyurken çocuk ondan emecek olsa, bu şer'an haramlığı doğuran emme olarak sayılmaktadır. Kadının çocuk emerken, emmesini kesmesine itibar edilmez. Nitekim, bir doktorun emretmesi neticesinde bir kere yemek yemeğe başlayan kimseyi, bir başkası gelerek yemeğini kesse, sonra tekrar dönse, bu bir kere yemek olmaktadır.

İkinci vecih: Bu, ikinci bir ernme olur. Çünkü emme olayı hem emenden, hem de emzirenden sahîh olmaktadır. Bundan dolayıdır ki, çocuk uyurken kadm boğazından sütünü akıtsa, bu da bir emme olarak sayılmaktadır.

Çocuk emerken, bir başka, kadının memesine intikal etse, bu durum hakkında da yine Şâfiîlere ait iki vecih bulunmaktadır:

1)Her   ikisi   de   hesaba   katılmaz.    Çünkü   henüz   emme tamamlanmadan  birisinden  diğerine   intikal  etmiştir;   dolayısıyla hiçbirisinden de "emme" olayı tamamlanmamıştır. Bunun içindir ki, çocuk emerken aynı kadının bir memesinden diğer memesine intikal edecek olsa, bu bir emme sayılmaktadır.

2) Her ikisi hakkında da birer kere emme sayılır. Çünkü çocuk kendisi emmiş ve kendi ihtiyan ile keserek birisinden diğerine intikal etmiştir.

İmam Ahmed'in mezhebine gelince, İbn Kudâme, Muğnîde şöyle der: "Çocuk açık bir şekilde kendi ihtiyarı ile emmeyi keserse bu bir emme sayılır, bundan sonra tekrar dönmesi durumunda bu da ikinci bir emme sayılır. Ancak, nefes tıkanması, bir memeden öbürüne intikal, veya dikkatini çeken bir şey için keserse, ya da kadın kestüirse bu durumda bakarız: Eğer hemen dönmezse o bir emmedir. Eğer derhal dönerse, bu durumda iki vecih bulunmaktadır: Birincisine göre, o bir emmedir. Tekrar dönmesi durumunda, o da ikinci bir emmedir. Bu Ebu Bekir'in tercihi ve Hanbel rivayetinde İmam Amed'in kelâmının zahiri olmaktadır. Çünkü o şöyle demiştir: "Görmez misin ki, çocuk memeden emiyor, nefesi tıkandığı zaman teneffüs için ya da dinlenmek amacıyla memeyi bırakıyor, bunu yaptığı zaman o bir emmedir.1*   eş-Şeyh (İbn Kudâme) şöyle der: Böyledir, çünkü şayet geri dönmeseydi, birincisi bir emme idi. Dolayısıyla kendi ihtiyarı ile bırakmış olması durumunda olduğu gibi, dönmüş olsa da , o bir emme olacaktır.

İkinci vecihe göre ise , bunun hepsi birden bir emmedir ki, bu İmam Şafiî'nin mezhebi olmaktadır Bunda , emziren kadının çocuğu emmeden kesmesi durumu müstesnadır, o takdirde iki vecih bulunmaktadır. Çünkü, kişi yemin etse ve "Bugün tek bir kere yemekten başka yemeyeceğim." dese ve yemek bir süre devam etse veya su içmek için ara verse veya bir türden başka bir türe intikal etse , yahut kendisine getirilen yemeği beklese; bütün bu durumlarda tek bir kere yemek yemiş saydır. Dolayısıyla burada da aynıdır. Birincisi daha sahihtir. Çünkü, burundan ve boğazdan akıtılan az süt bir emme sayılmaktadır. Burada da aynı olur.'[197]'

Ben derim ki: İmam Ahmed'in sözü iki şekilde anlaşılabilir: Birincisi, İbn Kudâme'nin zikrettiğidir ve "o bir emmedir" sözü ikinci emmeye râcidir. İkincisi: Toplamı tek bir emmedir mânasına gelebilir ve bu durumda "o bir emmedir" sözü birinci ile ikinciye birden râci olur. Bu ikinci ihtimal daha açıktır. Çünkü, İmam onun bir emme olduğuna, nefes tıkanması veya dinlenmesi ile istidlalde bulunmuştur. Malumdur ki, böyle bir istidlal birinci ile ikincinin beraberce bir emme olması hususuna, ikincinin müstakil ayn bir emme olmasına istidlalden daha uygun düşmektedir. Düşün!

İbn Kudâme'nin, burundan ve boğazdan akıtılan az miktardaki süte benzetmesine gelince, orada müstakillik sözkonusudur, kendinden önce bulunan emmeye tâbiliği sözkonusu değildir, onun tamamlayıcı unsuru da değildir; dolayısıyla bir emme sayılır. Bu .meselemizde ise durum böyle değildir; çünkü, ikincisi birinciye tâbidir ve onun tamamlayıcısı mahiyetindedir. Aralarında fark vardır. [198]


[195] Buhârî, 52/4 ; 53/14 ; Ebu Davud, 3603, 3604 ; Tirmizî, 1151 ; Nesâî, 6/190 . MüsÜm rivayet etmemiştir. Müellifin bir zühulü olmalıdır.

[196] Müslim, 1450,1451.

[197] Muğnî, 7/537.

[198] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 6/161-167.

ceren
Mon 21 November 2016, 08:38 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Sut kardes olan kisiler birbirlerine haram oldugu icin evlenmeleri haram kılınmıştır.Rabbim bizleri harama dusecek evlilikden uzak eylesin inşallah...