hafiza aise
Thu 23 August 2012, 11:09 am GMT +0200
EVLENEMEMİŞ İNSANLARI TANIYALIM
Haziran 2012 81.SAYI
Ayşenur USLU
Değerli okuyucularımız bu ay da geçen aydan devreden konumuz “evlenememek” sorunsalını incelemeye devam ediyoruz. Malumunuz geçen ay evlenememe ile ilgili bir önceki jenerasyonun yaklaşımı üzerinde durmuştuk. Bu ay ise değişen dünya düzeni ve gerçekleşememiş evliliklerin modern hanımlarımız ile erkeklerimize etkilerini inceleyeceğiz.
EVLENEMEYİNCE BATIL AKTİVİTELERE BAŞVURMAK
Yeni geleneklere göre bakıldığında evlenme yaşının otuz iki yaşına nasıl yükseldiğini sebep ve sonuçlarına göre açıklamıştık. Evliliğe ancak vakit bulmuş fakat bu arada yaşı da otuzları geçmiş olan bir Türk insanı kendi akranları tarafından olmasa da bir üst kuşak tarafından “çoktan treni kaçırdı” gözüyle değerlenip paniğe sürüklenir. Bu panik ile şaşkınlaşan gencimiz evlilik olayını hızlandırmak için çeşitli batıl aktivitelerden medet umar. Evlenenlerin düğününe gidip gelinin ayakkabısının altına isim yazdırma ve düğün sonunda ismin silinip silinmediğine bakma, nişanlananların kurdelesinden parça kesip yutma, hıdrellezde gelin resmi çizme gibi mantıken açıklaması zor olan eylemler yaparlar.
“FEMİNİZM KOCAYI, KOMÜNİZM PARAYI BULANA KADARDIR”
Bayanlarda bu dönemlerde “Olur da gerçekten evlenemezsem en azından kuyruğum dik dursun” minvalinde bir feminizm bilinci gelişir. Evlenmeleri halinde de “feminizm kocayı, komünizm de parayı bulana kadardır” sözü ile savunma yaparlar. Erkekler tarafında ise “bekarlık sultanlıktır” şuuru ön plana çıkar. Evlenmeleri halinde ise bu şuur “bekarlık sultanlıksa, evlilik imparatorluktur” şeklinde değişime uğrar.
Evlenmemek ya da evlenememek bir kısmet midir yoksa kısmetsizlik midir tartışıladursun, bekarlıkla ilerleyen yıllarda hatun ve de er kişilerde bazı huysal ve davranışsal değişiklikler görülmesi olasıdır.
UZUN BEKARLIK SİNAMEKİLEŞTİRİR
Bu değişikliğin en çekilmezi “sinamekileşmek”tir. Sinamekileşen bekarda huysuzluk, özellikle kalabalık ve eğlenceli ortamlarda baş ağrısı ile ilgi çekme, aşırı alınganlık ve çok konuşmak gibi hasletler gözlemlenir. Sinameki tiplerin özellikle bayan olanları ile mesleki ilişkilerde bulunmak ayrıca zordur. Sinameki bir öğretmen öğrencilerinin, mühendis işçilerinin, yönetici tüm personelin korkulu rüyasıdır, sinir yatıştırıcıya başlama sebebidir. (Yer yer bende de görülüyor sanırım yoksa etrafımdakiler neden “inna sabirin” desin?)
BAZI BEKARLAR HAYAT KURTARIR
Bekarlıktan kaynaklı sinamekiliğin tam tersi ise “ilk yardım” türüdür. İsimlerinin önüne ilk yardım sıfatı alan bekar insanlar -örneğin; ilk yardım Ayşenur- kendilerini ailelerine ve akrabalarına adamışlardır. Uzak ya da yakın, ihtiyacı olan herkesin yanında yer alırlar. Tek tabanca olduklarından seyahat engelleri yoktur, hatta küçük bir çantaları her zaman hazırdır. Hamarattırlar, gittikleri yere ilk yardım gibi yetişirler ve unutmayınız ilk yardım hayat kurtarır. Doğum, ölüm, taşınma gibi olayların vazgeçilmez tipleridirler. (Bu bana hiç uymuyor, emeklilikten sonra ayrıca gözlemleme yapmam lazım.)
Bir evlenmekten umut kesilmişlik işareti de kedi faktörüdür. Geçen ayki yazımdan hatırlarsanız pilav endekslemesinde dibi kızarmış pilav kıvamına gelmiş bekar kişiyi kedi merakı sarar. Evde beslemesi caiz, bakımı da kolay olan kedi hayvanı, özellikle evlenmemiş bayan ve erkeklerin can yoldaşıdır. Hatta evlenmemişlikle doğru orantılı olarak bekarlık yılları arttıkça kedi sayısında da artış görülebilir. (Kedi alasım var ama nerden baksanız daha ilk kedim olacak!)
Entelektüel kadın ya da erkeklerde ise uzayan bekarlık hali (dikkat ediniz evde kalmışlık olarak asla kullanmıyorum) değişik hobiler edinme şeklinde tecelli eder. Envai çeşit kurs bulup iş çıkışlarında kendilerini oralara attıkları gibi, reiki ya da kuantum tarzında içindeki enerjiyi keşfetme seminerleri de son derece ilgilerini çeker. Ekonomik durumları iyiyse sürekli arabalarını upgrade etmeleri de (güncelleme) muhtemeldir. (Bu kurs işi de ilgimi çekiyor, sanırım birçok özelliği taşıyorum!)
ÇEYİZİNİZİ GÜNCELLEYİN
Sevgili okurlarım yazımın en başında da belirttiğim üzere, evlenmek kısmet işidir. Hiç umulmayan bir anda evlenme hali vuku bulabilir. Uzun bir bekarlık sürecinden sonra böyle bir hal başınıza gelir ise annelerinizin siz daha minicik çocukken biriktirmeye başladığı çeyizleri evlenmeden önce mutlaka gözden geçirip güncelleme yapmanızı tavsiye edeceğim. Bu şekilde etnografya müzelerine bol miktarda eser kazandırılabilir. (Annemin yıllık yaptığı “Çeyiz Havalandırma Şenlikleri”nde gördüğüm “dantel ernet torbası”ndan sonra, çeyizimdeki bu parçanın kültürel bir miras olduğunu anladım.)
İçinde kendimin de bulunduğu evlenmemiş insan profili konumuzu bu ay itibariyle bitirirken, herkese hayırlı kısmetler diliyorum…
Çaresiz kalan izdivaç programına gider,
Kısmetleri stüdyolara akın eder.
Paşa kadar hükmün olacağına,
Maşa kadar kocan olsun der…