- Evde bırakan masallar

Adsense kodları


Evde bırakan masallar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Fri 27 April 2012, 04:54 pm GMT +0200
Evde bırakan masallar

Mart 2007 18.SAYI

Bir çocuk için oyun ve masalın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz. Masal kahramanlarıyla yeni bireyin hayal gücü gelişir, oyunlarla hayata adaptasyonu kolaylaşır. Gerçek şu ki, masalların her birinin ayrı bir prensesi, prensi, perisi, cadısı vardır. Çoktandır bu kahramanlar kitaplardan çıkıp televizyonda şekil buldukları için onları görmek mümkün olsa da oyuncaklar ve masallarla büyümüş, dünyadaki “otuzuncu şeref yılını yaşayan biri” olarak fark ettim ki aslında masal dinlemekle o kadar da iyi etmemişiz. Masallar yüzünden evlenemediğimi anladığımda toplumsal sorumluluk taşıyan bir birey olarak gelecek nesillere ışık tutması açısından bunları paylaşmak istedim.

Şimdi masallar konusunu bir irdeleyelim. Bir masalın en önemli şahsiyeti prensestir. Prenses doğumuyla bir ülkeye sevinç kaynağı olan fevkalade güzellikte bir kız çocuğudur ve çoğunlukla çocukluğuna doyamadan hayatındaki o ihtişamın yerini çilelerle dolu, evinden uzakta, canına kast edilen, kurdun, kuşun, ve avcıların kovaladığı, ormanlarda yaşayan zavallı bir hayat alır. Diğer bir önemli karakter de peridir. Periler ikiye ayrılır; iyi periler ve kötü periler, fakat nasıl bir peri olursa olsun perinin önemli bir nişanı elindeki sihirli değneğidir. Köyün delisi gibi ne zaman nereden çıkacağı belli olmaz ve karşılıksız iş yapmaz. Mutlaka bir şartı vardır. Koşulsuz kabul, itaat ve kanaat bekler. Yani eğer bir iyilik yapacaksa bunu burnunuzdan getirir ama o iptidai şartlar yüzünden peri ne derse kabul etmek zorundasınızdır.

Masaldaki prensler ve gerçekler

Bir masalda prenses kadar önemli ikinci kişi de esas oğlan prenstir. Prens kendini masalda çok göstermez, sonlara doğru ortalığa çıkar. Prensesimiz masalın ilk hecesinden itibaren prensin hayaliyle yaşamaktadır. Zira prensler oldukça yakışıklı, güçlü, cesur, zengin ve romantiktir. Beyaz atına atlayıp prensesin aniden karşısına çıkabileceği gibi bir kurbağayı öpünce de prense dönüşebilecek kadar sürprizlerle doludur. Prens ve prensesin buluştukları an ise tüm çocukların rahat bir nefes aldığı, kırk gün kırk gece düğün yapılan bir sondur…
Bu masalları dinleyerek tatlı rüyalara, pembe hayallere dalan kız çocukları yıllar geçtikten sonra bilinçaltlarına işleyen bu prensleri beklemeye başlarlar. Dünya yalan, gerçekler ise acıdır. Her şeyden önce yaşadıkları coğrafyada prenseslik makamı yoktur…

Bir prenses kıvamında yetişiriz

Aile içinde el bebek gül bebek bir prenses kıvamında yetiştirildikten sonra 19. yaş gününüzden sonra artık tek eksiğiniz beyaz atının yelelerini savura savura gelecek  bir prenstir. Bu prensin geleceğini düşünürsünüz, bu bekleyiş yıllarınızı alır. Aradan geçen zaman içersinde kapınıza dizilen insanları hayalinizdeki prens olmadıkları gerekçesiyle kabul etmezsiniz fakat gün geçtikçe bu yoğunlukta azalma olur, hatta gözlerinizin yollarda kalmasını da beraberinde getirir.

Bırakın prensi derebeyine bile razı oluruz
Sonuç; bırakın prensi, derebeyi bile olsa kabulünüzdür ama artık çok geçtir. Çeyizlerinizin sandıkta sarardığını görür iç geçirirsiniz. Masalların sadece masal olduğunu acı ama gerçek bir biçimde idrak edersiniz…

Okudum küçükken hikayelerimi,
Hem Rapunzel’i hem Pamuk Prenses’i.
Hepsi buldu da gül gibi prensleri;
Ben niye bulmayayım,
benim başım kel mi!

Ayşenur USLU

saniyenur
Thu 3 May 2012, 07:27 pm GMT +0200
Okudum küçükken hikayelerimi,
Hem Rapunzel’i hem Pamuk Prenses’i.
Hepsi buldu da gül gibi prensleri;
Ben niye bulmayayım,
benim başım kel mi!
:)
Bu yazı da çok güzelmiş. Rabbim herkese hayırlı eşler nasip eyleye inş..