saniyenur
Sun 10 July 2011, 06:57 pm GMT +0200
Eş'arî'nin Mâturîdî'den Fazla Tutulması
Taşköprüzade şöyle diyor: «Şu husus iyi bilinsin ki Ehlîi-Sünnet vel-cemaatm kelâm ilminde reisi iki kişidir. Bunlardan biri Hanefi mezhebinden, diğeri ise Şafiî'dir. Hanefî mezhebinden olan Îmamül-Hedy Ebu Mansur Muhammed bin Mahmud El-Mâturîdî'dir. Şafiî olan diğer ise müslüm ani arın akaidini öğrenmekte üstün çaba harcayan, îslâm dini potasında eriyen, Peygamberlerin efendisi olan Muhammed Aleyhısselam'm sünnetini yaymakta elinden geleni geri koymayan, kelâmcılarm imamı Ehli Sünnet vel Cemaat'ın Reisi ve Şeyh'i olan Ebül-Hasan El-Esari El-Basrî'dir.[32]
Musîihuddin Mustafa El-Kestelî'nin, Taftazani'nin «Akâid-i Nesefiy-yc» şerhine yaptığı haşiyede şunları okuyoruz: «Horasan, Irak, Şam ve bir çok ülkelerde bulunan ve Ehli-sünnetden olmaları ile şöhret bulanlar, Eb'ül-Hasan, Ali bin İsmail bin Salim bin Salim, ismail bin Abdullah bin Bilâl. Ebu burde bin Ebiimısa, El-E§'arî'nin mezhebinden dalardır. Ebu Musa El-Eş'arî Resulüllah Aleyhisselam'ın sahabelerincai-dir... Mavera'ün-Nahir ülkelerinde ise Ebû Mansur El-Mâturîdî'nin nes-hebinden bulunan Maturîdîler görülmektedir. Ebû Mansur Mâturîdi Sû Nasr El-îyazî'nin talebesidir. Ebû Nasr ise imamı Ebû Hanife'nin -cebesi Muhammed bin El-Hasan Eşşeybânî'nin talebesi Ebû Süleyman £-Cûzcânî'nin talebesi bulunan Ebû Bekr El-Cûzcani'nin talebesidir.[33]
Zübeydi ise şöyle diyor: «Ehli Sünnet ve Cemaat diye söylendiği jî-kitde bunlarla Eş'arîler ile Maturîdîler kastolunmaktadır.»[34]
Bu zikrettiğimiz metinlerin bize Eş'arî ile Mâturîdî'nin her ika is ehli sünnet vel-Cemaate isim olduklarını açıklamasına rağmen devamlı olarak Mâturîdî'nin namının düşürülmesi Eş'arî'nin ise Selefin gidşat ve sünnetten inhiraf eden mubtedilerin zıddına kıyam ederek İslâm akaidini müdafaa ettiğinden kendisine islâmm bayrağı adı verilerek ön pi-na alındığı görülmektedir.[35]Oysaki Mâturîdî, Ehli Sünnet vel-Cemaac mezhebini koruma hususundaki çalışmaları ve yardımları ile Eş'srTâa daha önce kendini göstermiştir.[36] Nitekim îmamı Mâturîdî, Ehli Sömet vel-Cemaat mezhebi üzerine yetişmiş ve aynı halde irtihal etmiştir. Bl-buki, Eş'arî Mu'tezile mezhebinden olarak yetişmiş ve kırk yağma E&ar bu hali devam etmiştir.[37]
îmam-ı Mâturîdî'nin az tanınması, şöhretinin fazla yayılmama w dolayısıyle taraftarının az olması tarihçilerden bir çoğunun ve bkEt fisini yazanların kendisini ihmal etmelerinden ileri gelmektedir.
Meselâ; Mâturîdî'den enaz elli sene sonra vefat eden (379 H-'K» M.) îbni Nedim, ehli sünnetin Mısır'da îmamı ve Hanefîlerin reiâs^i-lan[38]aynı zamanda Mâturîdî'nin muasırı bulunan 321 H./933 M. yM& vefat eden îmam'ı Tahavi'yi[39] ve îmam'ı Es'arî'yi[40]eserlerinde zftrtfap halde îmam'ı Mâturîd'den bahsetmez. Îbni Hıllikân[41], îbn'ül-îmad, Essa-fedi ve «fevat'ül Vefiyyât» eseri'nin sahibi, Mâturîdî'nin biyografisi hakkında bir şey yazmazlar. Hatta İbni Haldun, Mukaddime'sinin Kelâm ilminden bahseden bölümünde Mâturîdî'den hiç bahsetmez. îmam-ı Mâturîdî tefsir yazanların bayraktarları içinde bulunmasına, rağmen Celâled-din Suyûti «Tabakatül Müfessirin» nâm kitabında Mâturîdî'yi hiç anmamıştır. Bu hususa, onun «Te'vilat'ül-Kur'an» veyahut «Tevilat'ü ehlis -Sünne»[42] ismi verilen Tefsir-i Kebîr-i şahit olmaktadır.
Ne gariptir ki, bizzat îmam-ı Mâturîdî'nin talebeleri hiç bir maksada binaen olmasa da, bu meyilleri yaygın bir hale getirmeğe katılmışlardır. Çünkü, Hanefîler yazdıkları tarihî ve biyografi eserlerinde imamlarını istenilen şekilde yazmamışlardır. Hatta araştırıcılar, bü kaynaklarda imam-ı Mâturîdî'nin hayatından basit ve kısaca malûmat bulabilirler.[43] Biz eğer bu basit ve kısa malûmatlar ile Şafiî'lerin kitaplarındaki Eş'arî hakkında[44] yazdıklarını mukayese edersek Şafiîlerin kendi imamlarına vermiş oldukları önemle, Hanefîlerin imamları hakkındaki basit davranışlarını hemen anlarız.
Hatta bu iş, Tarih ve Tercüme-i hal yazanların hareketlerinde kalmayıp îmam-ı Mâturîdî ve Akidesine yardım etme çabasında bulunanlara büe sirayet etmiştir. Meselâ îmânı Ömer En-Nesefî, El-Akaid'ün-Ne-esfiyye adındaki kitabında Mâturîdî'den hiç bahsetmemiştir.44 Şimdi bizim Mâturîdîye'nin taraftarlarının azaltılmasına, «Eş'arî'nin ondan ön plânda tutulmasının sebebleri nedir» diye sormamız kalmıştır. Bu hususlar için eğer sebep aranılacak olursa Mâturîdî'nin, o vakitte İslâm âlemi'-nin merkezi olan Irak'tan çok uzakta bulunan Mavera 'ün-Nehir ülkelerinde yaşaması, Es'arî'nin de Irak'da yaşaması ve mezhebinin duyulup yayılmasından başka bir sebeb yoktur; Bu durum, açıkça bilinen bir gerçektir. [45]
[32] Miftahü's-Saade ve Misbahüs-Siyadc Cilt 2 Sahife 21-22 T. Haydarabat 1329 H.
[33] Şerhul-Akaid'in-Nesefiyye Sh. 17, T. Kahire, 1326 H.
[34] Îthafus-Sâdet'il-Muttakin C. 2, S. 6 T. Kahire
[35] D. B- Macdonald, Devlopment of Müslim Theology, P. 187, Newyork, LondoQİ3G« yine The Encyclopedia of islam, Art- Mâturîdî hakkındaki makaleleri.
[36] El-Beyâzî, İşârâfüi Meram, Sh. 23-
[37] İbn-u Asâkir, Tebyîn-u Kizb'il Müfteri Fîmâ Nusibe He'1-îmâm Ebil-Hasan ffijfct Sh, 19, T. Dimeşk, 1347, Hicrî.
[38] El-Fihrist S- 292 T. Kahire 1348 H.
[39] Geçen kaynak S. 257
[40] O, Tahâvî'nin biyografisini de yazmıştır.
[41] Mısır'da, Dârul-Kütub'da 873 numaralı Tefsir'in el yazılı fotokopisi de Tefsir'i Kebirdendir.
[42] Bak; El-Kefevi, Kİtâb'u A'lânül-Ahyâr Varak, 129; Ettemîm1: Ettabakât'üs-Seniyye Fi-terâeim'il-Hanefiyye C. 2, Varak, 491; Eş-Şeravatİ: Tabakat'ü Eshab'il-îmam'jl-Âzam Ebi Hanife En-Nu'man, el yazı Dar'ül-Mısnyye Varak 72; îbni Katlubağa: Tac'üt-Terâcim Fi Tabakat'il-Hanefiyye S. 59 T- Bağdad, 1962; El-Lüknüvi: El-Fe-vâid'İl-Behiyye Fi Terâcim'il-Hanefiyye S. 95 T- Kahire 1324 H-
[43] Bak; Es-Sübkî; Tabakat'üş-Şâfiiyye, C. 2, S. 445-300 T. Kahire 1324; İbni Asâkir: Tebyin'u-Kiz'bil-Mufterî.
[44] Uzun zamandan beri Mısır'da Ezher Üniversitesi, Tevhîd dersinde bu kitabı ana kaynak olarak benimsemişti. Hatta günümüzedek tevhîd maddesinde Ezher âlimleri ve öğrencilerince ana kaynak olarak tutulmaktadır. Bunun tabiî neticesidir ki, Mâturîdi ve Mâturîdîye mezhebinde bulunanlar bu davranıştan büyük istifadeler kazanmışlardır. Fakat §u bir gerçektir ki, bizzat Tevhîd ilmi'nin kendisi Ezher âlimleri katında büyük bir öneme mazhar olmuş değildir- Çünkü Ezher âlimlerinin ilmi kelâma önem vermekten daha ziyade fıkıh, tefsir, lügat gibi ilimlerde geniş kültür sahibi olmayı tercih ettikleri şüphe götürmez bir gerçektir.
Ve yine Bak: The Encyclopaedia of İslam, Art Mâturıdî, byd- B. MACDONALD, ki Es'arî'nin düşmanı olan İbni Hazm (Eİ-Faslu Fil-Milel ve-1 Ahvai ven-Nihal) kitabında Mâturîdî'yi anmamıştır. Ve yine Şehristanî (El-Milel ve Nihal) kitabında Ebu Hanife'den bahsederek ona Murcie deyip Ebu Hanife'ye tâbi olanlara Murcie ismini vermesine rağmen Mâturîdî'den hiç söz etmediği halde Muhammed Abduh'un Mâturîdî'nin tesiri altında kaldığını söyler. Biz diyoruz ki, Muhammed Abduh'un Mâturîdî'nin etkisi altında kalması taaccüp edilecek bir şey değildir.
Çünkü Muhammed Afcıduh, Ezher Üniversitesinde tevhîd dersini Akaid-i Nesefiye'den okumuştur. Sonra Muhammed Abduh'un tevhîd risalesi bu tesire şahit olmaktadır: Meselâ bak: Tevhîd risalesi «Hüsn'ül - Ef âl-i ve kub-huhâ. bölümü Sh. 67-81.
[45] İmam Matüridi, Tevhid, Hicret Yayınları: 17-20.