- Engelli kardeşlerimizi unutmayalım

Adsense kodları


Engelli kardeşlerimizi unutmayalım

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 14 October 2014, 04:06 pm GMT +0200
ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİ UNUTMAYALIM

M. Saki EROL kaleme aldı, BAŞYAZI bölümünde yayınlandı.

Dünya bir imtihan yeridir. İnsan kimi zaman hastalıkla kimi zaman yoklukla kimi zaman da hastalıkla imtihan olunur. Sorsak herkesin büyük küçük bir derdi vardır ve herkes kendi derdinde ya kaybolur ya kendini bulur. Başımıza gelen musibetlere sabrettiğimizde onların Allah Teala’ya ulaştıran birer vesile olduğunu idrak ederiz. Ancak dertlerimize sabredemez de isyana düşersek sıkıntılar içinde boğuluruz. Bu sebeple kulların hem Allah rızasını kazanmak için hem de kalp rahatlığına kavuşmaları için sabra sarılmaları gerekir.
Ancak bazen öyle sıkıntılar vardır ki bir ömür sabır gerektirir; zira o sıkıntı gelip geçici değildir, hayatın bir parçasıdır. Engelli olmak da işte böyle bir imtihandır. Doğuştan yahut sonradan engelli olan insanlar bu nedenle büyük bir imtihan içindedirler. Ve sabrı elden bırakmadıklarında inşallah Allah Teala’nın rızasını kazanacaklardır.

İNSANLARI ENGELLİ DİYE AYIPLAMAK DÜŞÜK BİR AHLAKIN İŞİDİR

Engelli kişilerin halleri böyle. Peki engelsiz olanların durumları ve yapmaları gereken ne? Engelli kardeşlerimize destek olmak, dinimizin emrettiği bir görevdir. Allah Teala, kullarını gücünün yettiği işlerle sorumlu tutmuştur. Engelli kullarıyla ilgili özel hükümler koymuş, müminlerin engelliler konusunda dayanışma içerisinde bulunmalarını emretmiştir.

Toplumda engelli insanlar için özürlü ifadesinin kullanılması doğru bulunmaz. Çünkü bu ifade, onların kusurlu yahut kabahatli olduğu anlamını taşıyor. Ancak engelli olmak insan için bir kusur değildir. İnsanları dış görünüşleri nedeniyle alaya almak veya ayıplamak da dinimizce günah sayılmıştır. Peygamberimiz (s.a.v) Ebu Zerr’i (r.a), bir köleyi annesi sebebiyle ayıplayarak azarladığını gördüğünde “Ey Ebu Zer! Sende hala cahiliye tavrı var!” diyerek uyarmıştır. (Ebu Davud) Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Bir kimsenin mümin kardeşini (herhangi bir kusuru veya fiziki engeli sebebiyle) küçümsemesi günah olarak ona yeter” buyurmuştur. (Müslim) Bilinmeli ki; çevredeki engelli insanlara bakıp da onları kör, sağır, topal diye yaftalamak çok düşük bir ahlakın göstergesidir. Bu şekilde davrananlar hem o kulların haklarına girer hem de Allah Teala’nın gazabını üzerlerine çekmiş olurlar. Bu halden Allah’a sığınalım.

ENGELLİ KARDEŞLERİMİZE YARDIM EDELİM

Efendimiz (s.a.v) “Kim mümin kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa Allah da onun bir ihtiyacını karşılar. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamette bir sıkıntısını giderir” (Buhari) buyurur. Sıkıntıda olan herhangi bir kardeşimize bile yardımcı olmamız gerekirken her daim desteğe ihtiyaç duyan engelli kardeşlerimize daha özenle yaklaşmamız gerekir. Gözleri görmeyen, kulakları işitmeyen, elleri veya ayakları tutmayan insanların kendilerinin yapamadığı işlere bizlerin el atması gerekir. Bu yardımlarımız mümin kardeşliğinin birer göstergesidir. Herkesin kendi haline bırakıldığı, ihtiyaç içinde olanların yardımına koşulmayan bir toplumda kardeşlikten bahsedilebilir mi? Hayır. Öyleyse Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) bu hadisini her daim hatırlayıp yanımızda yöremizde bulunan engelli kardeşlerimizin elimizden geldiğince gözü, kulağı, eli, ayağı olmalıyız. Umulur ki bu amellerimiz bize bahşedilen sağlıklı olma nimetinin sadakası sayılır Allah Teala’nın katında.
Nitekim Efendimiz (s.a.v) her gün için bir sadaka verilmesi gerektiğini belirtmiş; sadakanın sadece mal mülk ile yapılmayacağını, bunun pek çok yolunun olduğunu bildirmiştir: “İnsanların yollarında bulunan bir taşı, dikeni kaldırıp atman, kör olana rehberlik etmen, sağır ve dilsize anlayacakları bir şekilde anlatman, bir ihtiyacı konusunda senden yol göstermeni isteyen kimseye yol göstermen, yardım isteyen kimsenin yardımına koşuşturman, koluna girip güçsüze yardım etmen bütün bunlar senin kendine yapacağın sadaka çeşitlerindendir...” buyurur. (Ahmed b. Hanbel)

ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR

Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır” buyurmuştur. (Hucurat, 13)

ENGELLİLERE İLTİFAT EDERDİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v) engelli sahabilerin gönüllerini almak için onlara iltifatlarda bulunmuştur. Mesela gözleri görmeyen bir sahabiden söz ederken, ona “basir” (basiretli, iyi gören) demiştir. (Beyhaki)