- Enflasyon Terimi ve Kapsamı

Adsense kodları


Enflasyon Terimi ve Kapsamı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 25 July 2012, 02:10 pm GMT +0200
BÎRÎNCÎ BÖLÜM

PARA VE ENFLASYON

I — Enflasyon Terimi ve Kapsamı:

 Enflasyon, fert ve toplum hayatını ekonomik yönden ilgilendiren önemli bir problemdir. Lâtincede «şişme» anlamına gelen «inflatio» sözcüğünden alınmıştır. Tedavül­deki para miktarının üretim seviyesine ve mal arzına oranla ölçüsüz bir artış göstermesine «enflasyon» denir. Satınalma gücü hacminde ekonomik dengeyi bozabilecek bir şişkinlik belirdiği hallerde enflasyonla karşılaşılmak­tadır.

Enflasyonun en açık belirtisi para kıymetinin düş­mesi ve fiyatların yükselmesidir. Bütün fiyatlar, enflas­yondan aynı ölçüde ve aynı zamanda etkilenmez. Bu du­rum da piyasada bir takım düzensizliklere ve gayr-i mü­tecanis durumlara yol açar. Enflasyonist dönemlerde eş­yanın toptan ve perakende fiyatlarının artış hızı birbiri­nin aynı değildir. Toptan eşya fiyatları sür'atle artış gös­terirken, perakende fiyatların yeni şartlara uyumu genel olarak gecikmektedir. Çünkü toptancı tüccar, piyasa te­mayüllerine daha çok vâkıftır. Elindeki stoku yenilemek gereğini duyduğu vakit, ödeyeceği fiyatı hesaplamak ve fiyatı ona göre düzenlemek fırsatına sahiptir. Peraken­deci ise, para kıymeti mefhumu ile toptancı derecesinde ilgili değildir. Ekonomik hayatın stratejik mevkileriyle teması çok zayıftır. Fiyatı, dükkânda mevcut eşyanın ma­liyetine göre ayarlamak alışkanlığındadır. Ancak paranın satın alma gücündeki düşmeler, basında yankı uyandırır, kamu oyunun ilgisini toplar ve pahalılığın hızlı bir tem­po izleyeceğine dair bir kanaat meydana getirirse, psiko­lojik faktörlerin etkisiyle, perakendeci de, tahminlere ve hâdiselere göre fiyatları vakit geçirmeden ayarlamak yo­lunu tutmaktadır [2]

Yine enflasyon dönemlerinde eşya tüketiminin önem kazandığı da dikkatleri çekmektedir. Halkın bir kesimi zevk ve israf peşinde koşarken, diğer kesim temel ihti­yaç maddelerinde fedakârlıklarda bulunma mecburiyeti ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Böylece enflasyon, is­raf ve sefahat ile mahrumiyet ve sefaletin dirsek dirse­ğe yaşadığı bir durumdur  [3]

Piyasaya bol miktarda kâğıt para sürmek, ilk ba­kışta parayı basan devlet adına önemli bir gelir kayna­ğı gibi görülürse de bunda ifrata kaçış ekonomik ve sos­yal hayatta derin reaksiyonlar uyandırmaktadır. Bu du­rum, tüketim temayüllerinin artmasına neden olmakta, bunu da mal talebinin genişlemesi izlemektedir. Talep artınca fiyatlar yükselmekte ve buna bağlı olarak, tica­ret erbabı mal arzını genişletmeyi ve ellerinde fazla stok bulundurmayı menfaatlerine uygun görmektedirler. İş adamları uzun vadeli yatırımlar yerine, artan talebi karşılamak amacıyle en ucuz üretime yönelebilirler. Ticarî muamelelerin getirdiği dolgun kazanç, uzun vadeli sana­yi yatırımlarının muhtemel gelirine tercih edilmektedir [4]

Enflasyonun yol açtığı ekonomik problemler her devirde kendisini göstermiştir. Paranın satın alma gücünün düşmesi veya yükselmesi olayı Hz. Peygamber (s.a.) ha­yatta iken de vuku bulmuştur.

Ebu Davud, Tirmizî ve İbn Mâce'nin Enes b. Mâlik'ten rivayet ettiklerine göre; Resulullah devrinde fi­yatların yükselmesi üzerine halk; «Ey ALLAH'ın elçisi, bi­ze narh koy» dediler. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

«Şüphe yok ki, fiyat tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak ALLAH'dır. Sizden hiç kimse­nin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebe­biyle hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime ka­vuşmak istemem.»[5]

Bununla karaborsacılık, aşırı para basma ve ticaret yapanların kendi aralarında gizlice anlaşması gibi müda­haleler olmaksızın; arz ve talep dengesinin kurulması ile fiyatların oluşması amaçlanmakta, ancak bu denge ku­ruluncaya kadar bazan fiyat yükselmelerinin görülebile­ceğine işaret edilmektedir.

İslâm hukukunda enflasyonla ilgili olarak daha çok «rahs : ucuzluk» ve «gala: pahalılık» terimleri kullanıl­mıştır [6] Tağşiş, züyûf ve süttük terimlerinin de enf­lasyonla ilgili yönleri vardır [7] Halk dilinde; «ucuzluk,15

pahalılık, paranın değer kaybetmesi, değer kazanması, pa­ranın satın alma gücünün düşmesi veya yükselmesi» gi­bi sözcükler bu anlamı ifade etmektedir.

Klâsik İslâm hukuku kaynaklarında paranın değer kazanması veya değer kaybetmesi daha çok «fels ve mağ­şuş paralar» üzerinde söz konusu olmuş ve hükümler bu çeşit paralar için konulmuştur. Saf altın ve saf gümüş­ten basılan dînâr ve dirhemlerin maden değeriyle, piya­sadaki satın alma gücü arasında denklik gözetildiği için, bu paralar, diğerleri kadar enflasyondan etkilenmemiştir. Bunlar, fels, mangır, mağşuş para veya kıymetli maden karşılığı basılan banknotların piyasa değerini belirleme­de sağlam para vazifesi görmüşlerdir.

Biz, önce enflasyonda ağırlık noktasını teşkil eden paranın tarihî gelişimi üzerinde duracağız. Böylece, bu­gün kıymetli maden karşılığı bulunmayan, satın alma gü­cünü tamamen devletten ve ekonominin genel gücünden alan kâğıt paranın, bu madenî paralardan hangisinin ye­rine kâim olduğunu düşünme imkânımız doğacaktır. [8]





[2] Feridun Ergin, İktisat, Hamle Matbaası, İstanbul 1964, s. 601, 602.

[3] a. esr., s. 605, 606.

[4] Ergin, a.g.e, s. 604-606; Ali Şafak, «Enflasyon Olayı ve İslâm'da Getirilen Önleyici Tedbirler», İslâm Açısından Enflasyon ve Çözüm Yolları, Ensar Neşr., İstanbul 1983, s. 75.

[5] Ebu Dâvud, Büyü': 49; Tirmizî, Büyü' : 73; İbn Mâce, Ticârât:  27; Dârimî, Büyü':  13.

[6] es-Serahsî, el-Mebsût, c. XIV, s. 30.

[7] Hazım Atıf Kuyucak, İktisat Dersleri, s. 403.

[8] Dr. Hamdi Döndüren, Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar, İklim Yayınları: 13-16.


reyyan
Fri 7 February 2014, 12:01 am GMT +0200
İslam hukukunda ekonomiyi öğrenmek hem ilahiyatçılara hem de tüm müslümanlara gerekli, ekonomi haberlerinden pek hoşlanmam fakat doğruyu yanlışı dinen bilmek gerekir.