- Enbiya Aleyhisselam'ın Heyetleri

Adsense kodları


Enbiya Aleyhisselam'ın Heyetleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Fri 1 October 2010, 05:27 pm GMT +0200
Enbiya Aleyhisselam'ın Heyetleri (Mission)

İslâmda iki mesele bütün müslümanlarca malûmdur: Bunlardan birincisi şudur: islâm, bütün peygamberlerin kur­duğu heyettir: (Mission). İslâm, yalnız Hazret-i Mu­hammed ibni Abdullah (S.A.V.)'ın kurduğu bir heyet de­ğildir. Tarihin en eski devrinden beri, örnek yaşayış ilke­sini gösteren bu kaynak, insana ait hayatın tâ başındanberi Hak Tealâ tarafından gönde­rilmiş bulunan ilk peygamberin kurduğu ve o zamandan bu­güne kadar süregelen heyet (mission) dir.

İkincisi ise şu hususdur: Hak Taalâ tarafından, şim­diye kadar yeryüzüne birçok peygamber gelmiştir, Onla­rın hepsinin de gelişlerinden maksat, Bir olan ve Tek bulunan, Eşsiz olan Hak Taalâ'nın vahdaniyetini bildir­mek; ve ancak. O'na ibâdet edileceğini göstermektir. Yalnız O'na (O'ndan başkasına değil) ibadet ettirmektir

Müslümanlar tarafından ehemmiyetle üzerinde duru­lan ve hemen hemen her Müslüman tarafından artık açıkça belli olan husus şüphesiz bu iki meseledir. Bu mevzu, bütün müslümanların üzerinde anlaştıkları en kuvvetli noktadır. En büyük, âliminden tutunuz da, en cahil bir müslümana kadar, bütün müslümanlar böyle düşünür ve böyle bilir. Fakat buna rağmen, ben bu hu­susta perdeyi bir parça daha aralamak ve bu noktayı daha geniş bir şekilde açıklamak istiyorum. Çünkü bu iki esas meseleyi anlamak, ilerde karşılaşacağımız, mev­zuları anlamak bakımından önemlidir. Ve bu perdenin arkasında bir hayli meçhul kalan gerçekler vardır. Bunları da gün ışığına çıkarmak icabeder.

Şimdi biraz olsun, araştırıcı bir göz ile bakmağa baş­layalım. Bu şartla bakınca şu hususu düşünmemiz gere­kir Bir Allah'a Allah diye inanmaktan maksat nedir? Ve şu soruya da bu arada bir cevap bulmamız şarttır. Niçin yalnız Allah'a ibadet edilecek, ondan başkasına ibadet edilmiyecektir? Yine şu so­ruya karşılık vermek zorunda­yız: Neden hiç bir kimse, Allah'­tan başka birine kul olma­yacak ve ancak O'na Kul olacak?

"Ma leküm min ilâhin gayruhü: Sizin, O'ndan başka bir İlâhınız yoktur

(El-Araf: 65)

Bu dünya çapındaki muhteşem ilânla, bütün Tağutî şeytanikudretleri ve kuvvetleri niçin dağıtmak ve ortadan kal­dırmak istemiş ve bunları niçin silip süpürmüşlerdir?. Gerçek bundan başka bir şey değilse, şimdi biz niçin camilerde ve mescidlerde Bir ve Tek olan Hak Taalâ'nın karşısında yerlere kapanıp secde edelim de, camiden ve mescidden dışarı çıkınca da zamanın hükümetine — hangi zamanın hükûmeti olursa olsun — kayıtsız şartsız, itaat yolunu tutup sadakat gösterelim. Hele şu hükümet denilen nesnenin karşısında boyun büküp baş eğelim. Ki, bu hükümet her ne şekilde dursa olsun, kendi teba­asının ve kendi ülkesi halkının az veya çok, dinî akidelerine ve inançlarına da müdahale eder...

Şimdi beraberce tahkik edelim. Allah hakkında, Pey­gamber ile dünyanın diğer kuvvetlerinin arasındaki müca­delenin sebebi nedir?

Kur'an-ı Kerim bir yerde değil, yüzlerce yerde şu me­seleyi tekrar tekrar açıklamak istemiştir: Her zaman kâ­firler ve Müşrikler hep Peygamber (A.S.) ile mücadele edip savaşmışlardır. Bu kâfirler veya Müşrikler çok defa­lar, Hak Taalâ'nın varlığını inkâr etmiyorlardı. Onlar da ne de olsa yerin ve göklerin yaratıcısı diye bir Allah mef­humunu kabul ediyorlardı. Hattâ bu Kâfirler ve bu. Müş­rikler kendilerinin Allah tarafından yaratıldıklarına inanı­yorlardı. Bütün kâinat nizamının Allah'ın elinde olduğuna dair bir kanaatleri vardı. Yağmuru O yağdırıyor, suyu O gönderiyor, mevsimleri O mey­dana getiriyordu. Güneş, ay, yıldızlar ve yer küresinin O'nun emrinde olduğuna iman ediyorlardı:

"Onlara söyle: Yer ve yeryüzünde bulunanlar kime aittir, biliyor musunuz? Diyeceklerdir ki, Allah'ın. Söyle siz (hiç) düşünmez misiniz? Söyle yedi göklerin ve arş-ı azim'in Rabbi kimdir? Diyeceklerdir Allah'dır. Söyle (hiç siz) korkmaz mısınız? (çekinmez misiniz)? Söyle her şevin idaresinin kudreti (melekût) kimin elindedir, kim (herşeyi) himaye eder ve kendisi himaye edilmez (hima­yeye ihtiyacı yoktur). Biliyor musunuz? Diyeceklerdir. Allah. Söyle; ya niçin siz böyle aldandınız (kan­dınız)?"

(Mü'minûn: 84-89).

"Onlara, sorsan, gökleri ve yeri kim yaratmış, güneşi ve ayı kim hükmü altına almış, elbette Allah diyecekler; Ya neden yüz çevirirler."

(Ankebût: 61).

"Eğer onlara sorsan acaba kim gökten su indirip de, yer öldükten sonra bu su ile o yeri diriltti (canlandırdı): El­bette ki, Allah diyecekler."

(Ankebût: 63).

"Eğer onlara, sorsan; kendilerini de kim yarattı. El-bette ki Allah diyecekler. Ya niçin yüz çevirirler."

(Ez-zuhruh: 87)


Yukarıda sözü edilen bu âyetlerden açıkça anlaşılı­yor ki, Allah Taalâ'nın Haliklik (yaratıcılık vasfı o yerin ve gökle­rin mutlak Mâliki olması hususunda bir ihtilâf yoktu. Onlar da bu zikredilen hususlara inanıyorlardı. Bundan da anlamak mümkün oluyor ki, Enbiyâ (A.S.) in geliş maksadı, onlara bu hususları öğretmek değildi. O halde bu peygamberler ne için gelmişler, bu çetin mücadele ve savaşlar ne üzerine yapılmıştı? Bu müthiş kavgaların sebebi ne olabilirdi?

Kur'an-ı Kerim'in bildirdiği cihetle, bütün bu şiddetli mücadelelerin çok mühim bir sebebi vardı. Bu büyük çatışma, peygamberlerin hepsinin de şu gerçeği ilân et­melerinden doğu­yordu: Sizin bir Allah'ınız vardır. Bu Al­lah sizin de, yerin de, göklerin de halikidir. İlâhınız ve ve Rabbınızdır. Ondan başka bir İlâha bir Rabb'a inanma­manız lâzımdır. Fakat ne gezer, dünya bu sözü kabul etmeye hazır değildir. Onun içindir ki, çekişmeler de başladı. Şimdi geliniz de dikkatle ve inceden inceye bu mevzu üzerinde duralım. Bu büyük beşerî kavganın se­bebini araştıralım. Bu çatışmanın iç yüzünde neler var­dır? İlâh'tan maksat nedir? Rab kelimesinin mahiyeti ve mânası nedir? Enbiyâ neden ısrarla yalnız Allah'a, Rabb ve İlâh diye inanılacağını söylemiştir?