seymanur K
Sat 9 July 2011, 01:39 pm GMT +0200
En-Nasaih Veya El-Vasaya
Haris, eserin giriş bölümünde kendi psikolojisinden ve o dönemde sahneyi işgal eden çok sayıda fırka arasında yaşadığı kişisel çaresizlikten söz etmekte; refahın yaygınlaşmasından ve sosyal çözülmeden yakınmaktadır. Aynı şekilde bu eserde, eseri el-Me'mun ve el-Emîn arasında hilafet kavgasının sürdüğü bir dönemde kaleme aldığını kestirebileceğimiz bir üslup ile şehvetine esir olanlardan ve nefsin bayağılıklarından söz etmektedir.
Bu tarih et-Tezkire müellifinin sözünü ettiği: "Haris 30 yıl kendi nefsinden, geri kalan 30 yıl da Allah'tan haber vermiştir" rivayeti ile de örtüşmektedir. Doğum tarihini H. 165 olarak kabul edersek psikolojik sorunları yaklaşık H. 195-200 yıllarında ortaya çıkmış olmalıdır; bu dönem H. 198 yılında el-Emin'in öldürülmesine kadar sürecek olan Emin ile Me'mun arasındaki hilafet kavgasının ivme kazandığı dönemdir. Me'mun'un ordu komutanı Tahir b. Hüseyin bu dönemde Bağdat'tan ayrılmış, İbrahim b. el-Mehdî çıkıp kendi adına biat istemiş, Irak'ta da İbn-i Tabataba ve Ebu's-Seraya liderliğinde Şia isyanı patlak vermişti.
Heva ve heveslerine gem vurabilen ve sayıları son derece az olan bir zümre dışında ilim adamlarının fitne ile haşır-neşir olduklarını esefle belirten Hâris, bunu söylerken tarifsiz bir acı hissetmektedir. O, günden güne artan bu fitnenin nedeni olarak mal ve dünya sevgisini göstermektedir. [179] Daha sonra eser Hz. Peygamber (s) ve ikinci kuşak alimlerin (tabiîn) mal ve dünya sevgisi karşısındaki tutumlarına ayırdığı uzun bir bölümle devam etmektedir. Bu bölümde Haris nerede ise helal olanları bile terketmeye davet etmektedir. Biz Hâris'i dinleyelim:
Mal biriktirmekten sarf-ı nazar etmek, hayır için sarfetmek üzere helal mal biriktirmekten daha evladır. Hayır için sarfetmek üzere mal biriktirmenin daha hayırlı olduğunu söyleyen biri Yüce Allah'ı gerçeği bilmemekle itham etmiş olur; çünkü Allah (c) mal ve mal biriktirme konusunda bizi uyarmıştır.
Daha sonra Haris, Önceki kuşakların içine düştükleri anlaşmazlıklar konusunda görüş beyan etmeyi yasaklamaktadır. Öyle görünüyor ki Haris, halkın Emin ve Me'mun arasındaki kavga ile Ali ve Muaviye arasında geçenler arasında paralellik kurmasından endişe etmektedir.
Hâris'in bu eserde, Allah'a itaatte aklın erdemini konu alan bir bölüme yer vermiş olması, onun aşırı eğilimlerden arınmış aklî eğilimi konusunda ip uçları taşımaktadır. Eser, Haris el-Muhâsi-bî'nin çok sevdiği, lakabını borçlu olduğu, bunun da ötesinde onun kurduğu tasavvuf okulunun temel unsurlarından biri olan muhasebe ya da riyadan sakınma ana başlığı altında toplanabilecek bir takım bölümlerle sürmektedir. [180]
[179] Haris, en-Nasaih evi'I-Vasaya (Abdülkadir Ata tahkiki, Kahire), s. 3.
[180] Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 69-70.