- Elena

Adsense kodları


Elena

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sat 18 August 2012, 02:46 pm GMT +0200
Belirsiz ilişkiler ustası Zvyagintsev’in yeni başyapıtı: Elena
Elif TUNCA • 90. Sayı / SİNEMA


Baba- oğul ilişkisiyle başladı (Dönüş), karı-koca ilişkisine sağlam bir çentik attı (Sürgün), şimdiyse işin içine üvey çocuklar girdi (Elena). Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev, aile modeli üzerinden iktidar, iletişim ve para temalarına gözünü sakınmadan saldırmaya devam ediyor.

Rus sinema mirasını ve en çok da Tarkovski çağrıştırmasını devralarak çıktığı yolda Zvyagintsev'in ilk durağı, yıllardır görmedikleri babalarıyla bir anda karşılaşan iki ergen erkek kardeşti. Kimliği hakkında en ufak bir fikirlerinin olmadığı babalarıyla büyük hayallerle üç günlük bir tatile çıkan kardeşler, birden despotlar despotu bir adam bulmuşlardı karşılarında. Küçük olanı diklenmiş, büyük olanı ise suyuna giderek babasının gözüne girmeye çalışmıştı. Ne var ki sonuç değişmiyordu; baba sadece kural koyucu, yargılayıcı ve cezalandırıcıydı. Ona dersini vermeye çalışan küçük kardeşin, bir kuleye çıkıp intiharla tehdit etmesine karşı ise canını dişine takarak kuleye tırmanan baba, bir anda elinin kaymasıyla yere çakılıp ölüyordu. Cesedi gölde battığındaysa ardından avaz avaz ağlayan; beklendiği gibi büyük değil küçük kardeş oluyordu. Ailede erkeklerin otorite mücadelesine, Rusya’nın tarihi eşlik ediyordu fonda ve bir de nefis bir aşk-nefret portresi sunuyordu yönetmen.

Bundan dört yıl sonraysa iki çocuklu bir ailenin dramını yaşattı Zvyagintsev seyirciye. Kır evlerine tatile gelen ailenin genç ve güzel annesi, kocasına hamile olduğunu fakat çocuğun ona ait olmadığını söylüyordu. Ne yapacağını şaşıran koca, ağabeyinden yardım alarak evde bir operasyonla aldırıyordu çocuğu. Fakat bu, karısının da hayatına mal oluyordu. Ve o zaman ortaya çıkıyordu bu kayıtsız görünüşlü adamın, karısına olan derin aşkı. Hikâyenin izini sürdüğünde karşılaştığı gerçekse daha kahrediciydi; karısı sadece artık iletişim kuramadığından yakındığı kocasından ayrılabilmek umuduyla “çocuk, senden değil” demişti, gayrimeşru bir ilişkisi falan yoktu!

Ve şimdi; hayli zengin bir iş adamının, 10 yıldır hemşireliğini, 2 yıldır da hayat arkadaşlığını üstlenmiş olan Elena’yla tanışıyoruz. Balkonuna sarkan ağaçtan gün doğuşu esnasında izlediğimiz, huzurlu ve konforlu olduğu görünümü veren evde ilk o uyanıyor. Kahvaltı hazır olduğunda birlikte oturup o gün için planlarından bahsediyorlar. Yeri gelmişken yemek masalarının, Zvyagintsev için statü ve hiyerarşi belirtmenin en yalın göstergesi olduğunu söyleyelim. Dönüş'te babanın gelip ilk kez ailesiyle oturduğu yemek masası, Sürgün’de yine gerilimli ailenin, hâkim baba ve suçlu anne hiyerarşisini sergilediği yemek masası, Elena’da hem eşitler arası hem de yine hiyerarşik bir modeli resmediyor. Eşitler gibi karşılıklı oturulan fakat aynı zamanda tam karşı karşıya durulduğunda bir çatışmayı, bir üste çıkma çabasını anlatan bir resim olarak yerini alıyor yemek masası.

Biz de bu arada tanıyoruz bu çifti: Zengin Volodyamız hafiften pinti. Düşkünlerin, içinde bulundukları durumu hak ettiklerini düşünen bir hali var. Elena’nın ilk evliliğinden olan oğlu Sergey ve onun ailesine yardım tekliflerini, herhangi bir duygu belirtisi göstermeksizin reddediyor. Buna mecbur olmadığını söylüyor. Sergey’in çalışıp para kazanması gerektiğini (ki burada haksız değil) onunsa tek işinin parayı çar çur etmek olduğunu. Burada Elena’ya koz vermiş oluyor, zira kendisinin de bir baltaya sap olamamış, üstelik kendisiyle görüşmeye de tenezzül etmeyen, Katya adlı bir kızı var. Elbette Elena hemen bu durumu hatırlatıyor ama tahmin edebileceğiniz gibi bu, hiçbir şeyi değiştirmiyor. Elena emekli maaşını alıp oğluna götürmek üzere yola düşerken Volodya da lüks arabasında bir türlü karar kılamadığı müzikler eşliğinde işine gidiyor; yolda kalabalık bir işçi grubunun geçişiyle bekletilerek. Yine yeri gelmişken yönetmenin, arabalara yüklediği misyona da göz atalım: Dönüş’te baba ve oğulları taşıyan araba çamura saplanır, Sürgün’de uzunca bir tren geçişi tarafından durdurulur, buradaysa para ve iktidarın en büyük göstergesi adeta işçilerin geçit resmini izlemek zorunda bırakılır.

Elena’yı takip edelim biz. Birkaç vesait değiştirip gittiği sanayi mahallesinde oğlunun kaldığı evi, ait olduğu blokla beraber gösterir yönetmen: Volodya’nın evi ne kadar ferah bir görüntü veriyorsa Sergey’in yaşadığı yer o kadar üst üste tıkılmış konserve gibidir. Oradan hayat çıkmayacağı çok açık! Ama ilginç bir biçimde orada iki çocuk, bir gebelik varken Volodya’nın evinin çocuksuzluğu ve hatta kızının çocuk yapmama inadı tuhaf bir tezat. Belki de hayat, imkânsızlıklar içinden doğar.

Yine Volodya’nınkiyle alâkası olmayan, küçük, tıkış tıkış evde yaşayan erkeklerden Sergey sadece içki içmeyi, oğlu Sasha da bilgisayar oynamayı bilir. İki evin ortak noktası ise iletişimsizlik. Bu arada Elena, Sahsa’nın eğitimi için yüklü bir meblağ gerektiğini öğrenir. Elbette yapacağı şey, bunu Volodya’dan istemektir.

Volodya önce şiddetle karşı çıkar, sonra da düşünmek için bir hafta süre ister. Bu arada geçirdiği kalp kriziyse bütün kararları hızlandırıverir. Volodya bir vasiyet yazarak bütün mirasını kızına bırakacağını, Elena’ya da aylık bağlayacağını açıklayınca Elena’nın bilinmedik yanları çıkar ortaya.

Film izleme zevkinizi kaçırmamak için sonrasından bahsedemeyeceğim ama doğrusunu söylemek gerekirse dananın kuyruğu da bundan sonra kopuyor. Sadece önceki filmlerindeki istenen ama planlanmamış, son kertede beklenmedik diyebileceğimiz ölümlerin yerini bu filmde bilinçli ve planlı bir ölümün aldığını belirtmekle yetinelim. Ve hem konuları hem sinematografisiyle dönemimizin büyük auter’lerinden olan Zvyagintsev’in bir sonraki filmini sabırsızlıkla bekleyelim.

Elena
Yönetmen: Andrey Zvyagintsev
Oyuncular: Nadezhda Markina, Andrey Smirnov, Aleksey Rozin