sidretül münteha
Sat 1 January 2011, 08:12 pm GMT +0200
EHL-I BEYTİN VE PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM'İN DÜNÜRLERİNİN MENKIBELERİ
9007- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'ı, sizlere bolca verdiği nimetlerinden ölürü sevin! Beni de Allah sevgisinden ötürü sevin! Ehl-i beytimi de benim sevgimle sevin!" [Tirmizî]
9008- Sa'd bin Ebû Vakkâs radiyallahu anh'dan:
"Oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım" mealindeki âyet (Âl-i İmrân 61) nazil olunca, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ali, Fâtrnıa, Hasan ve Hüseyin'i çağırıp şöyle dedi: "Allahım! İşte bunlar benim Ehl-i beytim'dir." |Tirmizî|
9009- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hasan, Hüseyin, Ali ve Fâtıma'yı bir araya toplayıp şöyle dedi: 'Allahım! işte bunlar benim Ehl-i beytim ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kirleri gider ve onları hakkıyla temiz eyle!' Bunun üzerine Ümmü Seleme dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Ben de onlarla beraberim değü mi?'
'Ey Ümmü Seleme, sen de hayır üzeresin!' buyurdu." |Tirmizî|
9010- Ömer bin Ebû Seleme radiyallahu anh'dan:
"Ey Ehl-İ beyt! Allah sizden günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" mealindeki âyet (Ahzâb, 33), Ümmü Seleme'nin evinde nazil oldu. Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırıp onların üzerine bir örtü örttü. Ali de arkasında durdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
"Allahım! İste bunlar benim Ehl-i beytim-dir; onlardan kiri gider ve onları tertemiz et!" Bunun üzerine Ümmü Seleme dedi ki: "Ey Allah'ın Nebisi! Ben de onlarla beraber miyim?" Şöyle buyurdu: "Sen yerindesin ve sen hayır üzeresin." ITirmizî]
9011- Ali radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
Hasan ile Hüseyin'in elinden tutup, şöyle buyurdu: 'Kim beni, bu ikisini, ve bunların ana ve babalarını severse, kıyamet gününde o, benimle beraber, benim derecemde olur'." ITirmizî]
9012- Rezîn "Anneleri" ibaresinden sonra şunu ekledi: "Bid'ate sapmadan sünnetim üzere ölürse, cennette benimle beraber olur."
9013- Zeyd bin Erkam radiyallahu anlı'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'e şöyle dedi:
'Ben, sizin düşmanınıza düşman, dostunuza dostum'." |Tirmizî.|
9014- Enes radiyallalıu anh'dan: (Allah Resulü sallaHahu aleyhi ve sellem
buyurdu:)
"Bİz Abdülmuttalib çocukları cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Ca'fer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi."
[İbn Mâce tezyin bir seneclle.|
9015- Zeyd bin Erkam radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ey insanlar! Ben ancak bir beşerim. Rab-binan elçisi yakında gelebilir, ben de onun davetine icabet ederim. Ben sizlere iki ağır yük bırakıyorum: Bunlardan biri İçinde hidayet ve nur bulunan Allah'ın Kİtâb'ıdır. Allah'ın Ki~ tâb' tnı alın, ona sımsıkı yapışın.'" Böylece halkı Allah'ın Kitab'ına teşvik etti ve ona sımsıkı sarılmalarım lenbih etti. Ondan sonra şöyle dedi: "Bir de Ehl-i beytimi (bırakıyorum). Ehl-i beytim hakkında size Allah'ı hatırlatırım."
Ona (Zeyd'e) Husayn dedi ki: "Ey Zeyd! O'nun Ehl-i beyti kimdir? Hanımları Ehl-i beyti değil midir?" Zeyd cevap verdi: "Hanımları da Ehl-i beytidir.
Ancak asıl Ehl-i beyti kendisinden (vefatından) sonra sadaka almayanlardır." "Peki kimdir onlar?"
"Onlar, Ali ailesi, Ukayl ailesi, Ca'fer ailesi ve Abbâs ailesidir."
"Bunların hiçbiri sadaka almaz mı?"
"Hayır alamaz."
Diğer bir rivayette şöyle geçmektedir:
"Ehl-i beyti kimdir? Hanımları mı?" Şu cevabı verdi: "Allah'a yemin olsun hayır! Zira kadın bir müddet erkekle beraber olur, sonra adam onu boşar, babası ve kavmine döner." | Müslim |
9016- İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu:)
"Benim Ehl-i beytim tıpkı Nuh'un gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, îerkeden boğulur." [Bezzâr.|
9017- Taberânî, M. el-Evsat'ta hafi bir se-nedle şunu ekledi:
"Benim Ehl-i beytim sizin içinizde Isrâilo-ğullanndaki 'Hıtte' kapısı gibidir, o kapıdan giren bağışlanır."
9018- Osman radiyallalıu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu:)
"Kim Abdülmuttalib' in çocuklarına bir iyilik yaparsa ve o, onun iyiliğine dünyada karşılık veremezse, yarın kıyamette bana kavuştuğu zaman onun karşılığını mutlaka ben veririm."
|Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyin bir senedle.]
9019- Câbir radiyallahu anh'dan:
"O, Ali'nin kızı ile evlendiği zaman, Ömer'in halka şöyle hilap ettiğini duymuş:
'Bana kulak verin! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:
'Kıyamet gününde her sebep ve neseb kopacak silinip gidecek. Ancak benim sebebim ve nesebim baki kalacak'."
|Taberânî, Mu'cemu I-Kebîr vel-Evsat'ta.l
9020- Abdullah bin Ebû Evfa radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Rabbimden, evlendiğim her kadının cennetle benimle olmasını diledim ve bunu bana verdi."
[Taberânî. Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyiıt bir senedle]
9007- Bu hadisi Tirmizî (3789), Ebû Dâvud an Yahyâ b. Maîn an Hişâm b. Yûsuf an Abdillah b. Sül. en-Nevfelî an Muh. b. Alî b. Abdillah b. Abbâs an ebîhî an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.
9008- Bu hadisi Tirmizî (2999), Kuteybe an Hâtîm b. İsm. an Bükeyr b. Mismâr an Âmir b. Sa'd an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb sahîh" hükmü verdi.
9009- Bu hadisi Tirmizî (3871), Mahmûd b. Gaylân an Ebî Ahmed ez-Zübeyrî an Süfyân an Zübeyd an Şehr b. Havşeb an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.
9010- Bu hadisi Tirmizî (3787), Kuteybe an Muh. b. Sül. el-İsbehânî an Yahyâ b. Ubeyd an Atâ b. e. ebî Rebâh an Ömer b. e. Seleme senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.
9011- Bu hadisi Tirmizî (3733), Nasr b. Alî an Alî b. Ca'fer b. Muh. b. Alî an Mûsâ b. Ca'fer b. Muh. an Ca'fer an ebîhî Muh. b. Alî an ebîhî Alî b. el-Hüseyn an ebîhî an ceddihî Alî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.
9013- Bu hadisi Tirmizî (3870), Sül. b. Abdilcebbâr an Alî b. Kâdım an Esbât b. Nasr ani's-Süddî an Sübeyh mevlâ Ümmi Seleme an Zeyd senedi ile tahrîc etti ve Subeyh'ın marf olmadığını söyledi.
9014- Bu hadisi İbn Mâce (4087), Hediyye b. Abdilvehhâb an Saîd b. Abdilhamîd an Alî b. Zîyâd an İkrime b. Ammâr an İshâk b. Abdillah b. e. Talha an Enes senedi ile tahrîc etti.
Sindî, Zevâid'inde şu bilgileri vermektedir: "İsnâdı hakkında menfi sözler sarfedilmiştir. Alî b. Ziyâd'ı ne cerh, ne de tevsîk eden birini görmedim. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir."
9015- Bu hadisi Müslim (fad. sah. 36, s. 1873), İsm. b. İbr. an Ebî Hayyân an Yezîd b. Hayyân an Zeyd senedi ile tahrîc etti.
9016- Râvilerinden Abdullah b. Lehî'a, hadiste "gevşek" bir râvidir (Mecma‘ Iî, 168).
9017- Bunu Taberânî M. es-Sağîr ve M. el-Evsat'ta Ebû Saîd'den tahrîc etti. Heysemî, isnâdında tanımadığı râvilerin bulunduğunu söylemiştir (Mecma‘ Iî, 168).
9018- Râvilerinden Abdurrahman b. ebi'z-Zinâd zayıftır (Mecma‘ Iî, 173).
9019- Güvenilir bir râvi olan el-Hasan b. Sehl dışındaki râviler Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ Iî, 173).
9020- Bunu rivayet eden el-Hâkim sahîh hükmü vermiş ve bunu da Zehebî onaylamıştır. Heysemî diyor ki: "Taberânî'nin isnâdında yer alan Ammâr b. Seyf çoğunluğa göre zayıf, İbn Hibbân'a göre ise güvenilir bir râvidir. Diğer ricâli güvenilir kimselerdir" (Feyd IV, 77).