- Ehl-i Sünnet Vel Cemaate Bu İsmin Veriliş Sebebi

Adsense kodları


Ehl-i Sünnet Vel Cemaate Bu İsmin Veriliş Sebebi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Tue 5 July 2011, 10:05 pm GMT +0200
Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaate Bu İsmin Veriliş Sebebi

Ehl-i sünnete bu ismin veriliş sebebi Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın sünnetini alıp onu öğrenen, onun gereğince amel eden ve Peygamber -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın: “Sünnetime uymaya bakınız.”[171] hadisinin gereklerini yerine getirmeye çalışan kimseler oluşlarından dolayıdır. Çünkü sünnet ashab-ı kiramın, Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’dan şeriat, din, zahir ve batın hidayet diye telakki ettikleri şeylerdir. Tabiûn da bunu onlardan almıştır, sonra onlara tabi olanlar, sonra adalet sahibi onlara uyan hidayet önderi olan ilim adamları ve kıyamet gününe kadar onların yolundan gidecek olanlardır.”[172]

İşte bundan dolayı sünnete uyan, hak ehli olan kimseler “ehl-i sünnet” diye bilinmişlerdir. O halde, gerçek anlamıyla buna asıl layık olanlar onlardır.

Bunlara “cemaat” adının veriliş sebebine gelince, Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın: “Cemaate bağlı kalmaya bakınız.”[173] hadisi ile kendilerini kastettiği kimselerin onlar oluşundan dolayıdır. Ayrıca onlar hak üzere toplanmış, hakkı almış, sünnete sıkı sıkıya yapışan ashab, tabiûn ve onlara tabi olan müslüman cemaatin izinden gitmişlerdir. Ayrıca onlar -yüce Allah’a hamdolsun ki- her zaman (meşru) imamları etrafında toplandıkları gibi cihad, iyiliği emredip münkerden alıkoymak, sünnet ve ona uymak esasları üzerinde toplanırlar, bid’atleri, heva ve sapık fırkaları terketmek noktasında görüş birliği halindedirler. O halde Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın kastettiği, niteliklerini belirttiği ve bize kendileriyle birlikte olmayı emrettiği cemaat onlardır.

Nihayet bizler açık seçik şu sonuca varıyoruz: Ehl-i sünnet ve’l-cemaat şu hususlara dayanan bir vasıftır:

1- Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın sünnetinden dayanağı, bize sünnete bağlılığı emrettiği ve bunu tavsiye ettiği “sünnetime sıkı sıkı sarılmaya bakınız” hadisi ile cemaate uymayı emredip, bunu “cemaate bağlı kalmaya bakınız” diye tavsiye ettiği, ona muhalefet etmeyi, ondan ayrılmayı, ona karşı çıkıp, ondan uzaklaşmayı yasakladığı hadisleridir. İşte ehl-i sünnet ve’l-cemaate bizzat Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem- bu adı vermiş ve onları böylelikle nitelendirmiştir.

2- Fazilet sahibi nesiller olan ashabın ve selefin rivayetlerine, onların söz ve nitelikleri ve hallerine dair ifadelerine dayanır. Bu hidayet imamlarının icma ile kabul ettikleri bir isim ve bir niteliktir. Onlar bunu hak ehline vermişler, hak ehlini bununla nitelendirmişlerdir. İşte “sünen” ve bu faziletli nesillerden gelen rivayetleri, kaydeden eserlerde, buna dair tasnif edilen kaynaklarda bu husustaki rivayetler açıkça tanıklık etmekte, bu hususu dile getirmektedir.

3- Ehl-i sünnet terimi doğru, gerçeği ifade eden ve hak ehlini bid’at ve hevâ ehlinden ayırdeden bir niteliktir. Bu ise bazılarının zannı olan “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” ancak asırlar sonra, son zamanlarda ortaya çıkmış ve ancak ayrılıkların ortaya çıkmasından sonra bilinmiş bir isim olduğu şeklindeki kanaatlerine muhaliftir. Gerçek şu ki bu, bu ümmetin selefinden nakledilegelmiş şer’î bir isim olup, ashab ve tabiûn döneminden, ilk nesilden ve faziletli nesillerden itibaren aktarılagelmiştir.


Ehl-i sünnete bu ismin veriliş sebebi Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın sünnetini alıp onu öğrenen, onun gereğince amel eden ve Peygamber -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın: “Sünnetime uymaya bakınız.”[171] hadisinin gereklerini yerine getirmeye çalışan kimseler oluşlarından dolayıdır. Çünkü sünnet ashab-ı kiramın, Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’dan şeriat, din, zahir ve batın hidayet diye telakki ettikleri şeylerdir. Tabiûn da bunu onlardan almıştır, sonra onlara tabi olanlar, sonra adalet sahibi onlara uyan hidayet önderi olan ilim adamları ve kıyamet gününe kadar onların yolundan gidecek olanlardır.”[172]

İşte bundan dolayı sünnete uyan, hak ehli olan kimseler “ehl-i sünnet” diye bilinmişlerdir. O halde, gerçek anlamıyla buna asıl layık olanlar onlardır.

Bunlara “cemaat” adının veriliş sebebine gelince, Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın: “Cemaate bağlı kalmaya bakınız.”[173] hadisi ile kendilerini kastettiği kimselerin onlar oluşundan dolayıdır. Ayrıca onlar hak üzere toplanmış, hakkı almış, sünnete sıkı sıkıya yapışan ashab, tabiûn ve onlara tabi olan müslüman cemaatin izinden gitmişlerdir. Ayrıca onlar -yüce Allah’a hamdolsun ki- her zaman (meşru) imamları etrafında toplandıkları gibi cihad, iyiliği emredip münkerden alıkoymak, sünnet ve ona uymak esasları üzerinde toplanırlar, bid’atleri, heva ve sapık fırkaları terketmek noktasında görüş birliği halindedirler. O halde Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın kastettiği, niteliklerini belirttiği ve bize kendileriyle birlikte olmayı emrettiği cemaat onlardır.

Nihayet bizler açık seçik şu sonuca varıyoruz: Ehl-i sünnet ve’l-cemaat şu hususlara dayanan bir vasıftır:

1- Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın sünnetinden dayanağı, bize sünnete bağlılığı emrettiği ve bunu tavsiye ettiği “sünnetime sıkı sıkı sarılmaya bakınız” hadisi ile cemaate uymayı emredip, bunu “cemaate bağlı kalmaya bakınız” diye tavsiye ettiği, ona muhalefet etmeyi, ondan ayrılmayı, ona karşı çıkıp, ondan uzaklaşmayı yasakladığı hadisleridir. İşte ehl-i sünnet ve’l-cemaate bizzat Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem- bu adı vermiş ve onları böylelikle nitelendirmiştir.

2- Fazilet sahibi nesiller olan ashabın ve selefin rivayetlerine, onların söz ve nitelikleri ve hallerine dair ifadelerine dayanır. Bu hidayet imamlarının icma ile kabul ettikleri bir isim ve bir niteliktir. Onlar bunu hak ehline vermişler, hak ehlini bununla nitelendirmişlerdir. İşte “sünen” ve bu faziletli nesillerden gelen rivayetleri, kaydeden eserlerde, buna dair tasnif edilen kaynaklarda bu husustaki rivayetler açıkça tanıklık etmekte, bu hususu dile getirmektedir.

3- Ehl-i sünnet terimi doğru, gerçeği ifade eden ve hak ehlini bid’at ve hevâ ehlinden ayırdeden bir niteliktir. Bu ise bazılarının zannı olan “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” ancak asırlar sonra, son zamanlarda ortaya çıkmış ve ancak ayrılıkların ortaya çıkmasından sonra bilinmiş bir isim olduğu şeklindeki kanaatlerine muhaliftir. Gerçek şu ki bu, bu ümmetin selefinden nakledilegelmiş şer’î bir isim olup, ashab ve tabiûn döneminden, ilk nesilden ve faziletli nesillerden itibaren aktarılagelmiştir.


[171] Hadisin kaynağı daha önceden gösterilmişti.

[172] Bk. İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetava, III, 358.

[173] Hadisin kaynağı daha önceden gösterilmişti.



Fethiye Çopur Koü
Wed 19 December 2018, 06:07 am GMT +0200
Mevlam ehli sünnet yolundan ayırmasın.. Allah razı olsun..

gulsahkilicaslan
Wed 19 December 2018, 07:39 am GMT +0200
Rabbim bidatten koruyup hak ehlinden olabilmeyi nasib etsin ,Allah razı olsun hocam

Bilal2009
Wed 19 December 2018, 01:48 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri ehli sünnet vel cemaat yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Thu 20 December 2018, 01:20 am GMT +0200
Aleyküm Selam. Rabbim bizleri ehli sünnet yolundan hiç ayırmasın inşaAllah