- Editörün notu

Adsense kodları


Editörün notu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sat 16 June 2012, 02:29 pm GMT +0200
EDİTÖRÜN NOTU
Ali AYÇİL • 47. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU


Merhaba,

Miladî olarak yeni bir yıla daha girmiş bulunuyoruz. Ne insan ne de insanlık yeryüzünde kalıcı bir biçimde iskân edilmiş değil, bunu biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki, insanlık bir tek insan ömrüyle kıyaslanamayacak denli uzun bir macera. İnsanlık âleminin ortasında doğuyor, sonra onun bir parçası oluyor, nihayetinde o âlemden birileri tarafından uğurlanıyoruz. İnsanın bir bedeni, bir ailesi; insanlığın ise kıtaları, bölgeleri, uygarlıkları var. Her insan teki, bilinci, becerisi, inancı oranında insanlık âlemine ya katkıda bulunuyor ya da onu gücünün yettiği kadarıyla zedeliyor; iyiliğin ve kötülüğün tarihi böyle şekilleniyor işte. Yeryüzü, miladî 2009 senesine başlarken, iyilikle kötülük arasında muazzam bir kavgaya sahne oluyor. Bu kavganın taraflarının adını kimi zaman doğu – batı koyuyoruz; kimi zaman kuzey ve güney. Biz âdil olanın, adaletle inşâ edilenin, adaletle korunanın peşinde, yanında olmak zorundayız.

Dünya her yıl sayısız hâdise koyuyor önümüze; kimi önemli kimi önemsiz bu hâdiseleri konuşarak, tartışarak bitiriyoruz yılları. Belki de ölümlü olduğumuzu unutmak için yapıyoruz bütün bunları, kim bilir? 2009 senesine de küresel ekonomik krizi konuşarak girdik. Açıkçası, sokakta simit satan, fabrikada işten atılan, kahvede gazetesini okuyan adam krizin nereden çıktığını kavrayamıyor bir türlü. Sürekli batan şirketlerden bahsediliyor, finans merkezlerinin çöküşünden; günlük insan, neyin niçin battığını da çözemiyor. İnsanla ekonomi arasında bir yabancılaşma, insanın tahayyülünün ötesinde işleyen bir grafikler iktisadı var artık. Ocak sayımızda, biz de dosyamızı küresel ekonomik krize ayırdık. Hem yazılarımızda hem de söyleşimizde krizin sebebini, Türkiye’ye yapabileceği tesiri mümkün olduğunca anlaşılır bir dille ortaya koymaya çalıştık. Dosyamızın ilgilenenlere bir fikir vereceğini umuyoruz.

Bu sayı Hindistan’daki terör saldırılarından, Somali açıklarında kaçırılan gemilere; İtalya’da Mafya üzerine yazdığı romandan ötürü hayatı kâbusa dönen tehdit altındaki yazar Roberto Saviano ile yapılan söyleşiden, İnebahtı hezimetine kadar uzanan zengin bir sayı oldu.

Yine Ocak sayımızda, ülkemizin müstesna tarihçilerinden Mehmet Genç Hoca’nın bir seminerde yaptığı konuşmanın, tashih ve redaksiyondan geçirilmiş özet dökümünü veriyoruz. Osmanlı İktisadı üzerine neredeyse yarım asırdır araştırmalar yapan Mehmet Genç’in konuşmasını yayınlanmaya hazır hâle getiren ve yayını için Hocadan izin koparan Saadettin Acar’a da teşekkür ediyoruz.  Ekonomik krizin dosya yapıldığı bir sayıda, Osmanlı İktisadı üzerine böyle bir yazının dergi sayfalarında yer alması da hayırlı oldu doğrusu…

Şubat sayımızda görüşmek üzere.

Hoşçakalın…