reyyan
Tue 1 November 2011, 06:13 pm GMT +0200
Editörden
Nisan 2005 76.SAYI
Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.
Bazı konulardan söz etmek bu zamanda artık kolay değil. Hırslarımız var, bir an önce ulaşmamız gereken hedeflerimiz, varacak nice duraklarımız. Değil başkalarına, kendimize söz dinletmek kolay değil.
Merhamet, zerafet , diğergâmlık , dürüstlük, tevazu... Ahlâk-ı Hamide'ye dair başka nice hasletler eski raflarda unutulmuş, dili bilinmez tozlu kitaplar gibi. Nefisler para soruyor; hangi şey kaç para kazandıracak. Değerler paraya tahvil edilebilme nisbetinde önemli!
Çocuk ekimizin arka kapağında, ormanın içinden çıkıp gelen dervişleri yazdı Bülent. Karanlıkta bulabildikleri en uygun çakıl taşlarını toplayıp gelen dervişleri. Diz dize oturup, gözler kapalı, elden ele aktarılan o yamru-yumru taşlar bu dünyasının en prestijli varından daha büyük, daha değerli idi. Gözler kapalı, kalpler mâveraya açık .. Ne tuhaf, ardına düşüp kendimizi parçalarcasına ele geçirdiğimiz hiç bir parıltı o tadı vermiyor. Başımızı diktikçe, alnımız sol yanımızdan uzaklaştıkça mutsuzluğumuz artıyor.
Yani tevazu... Kalbimizi kapıp götüren selin önünden bir an kenara çekilip durmak, nefeslenmek, içimizde can çekişen, boğulan sese kulak vermek: Kimsin, nereden geldin, nereye gidiyorsun?
Bu zamanda bazı şeyleri söylemek kolay olmasa da, en zoru dinlemeye hazır bir yanımız var. Elhamdülillah müslümanız , kalbimiz var. O halde hâlâ konuşulacak çok şey var. Ve elbette susulacak çok şey. İş şurada ki, konuşulması gereken nedir, susulması gereken ne, bunu bildirecek irfana talip olmak lazım, bunun için dua etmek lazım.
İşte bu ay “tevazu” dedik; “yücelmenin biricik yolu”. Zaman bu denli savurgan olsa da, tevazunun en büyüğünü, kaynağını, yani imanı seçmiş bulunanlar, bu hal üzre olmayı elbette hayatî derecede önemli bulurlar, buluyorlar. Belki deli zamane poyrazının üstümüze savurduğu toz-toprak .. Bunun birikmesine, tortulaşmasına izin vermemek gerekiyor. Bu ayki yazılarımızı böyle bir silkelenmeyi hatırlama olarak görün inşallah.
Bu ay, “Kutlu Doğum” etkinlikleri ile şenlenecek, bereketlenecek. Öyle görünüyor ki, başka anlayı ş ların , yaşantıların reklamı ne kadar yoğun olsa da, bize ait olana ilgi gün geçtikçe büyüyor. Geçen ay Çanakkale zaferinin yıldönümündeki canlılık, büyük ihtimalle bu ay Kutlu Doğum etkinliklerinde de tekrarlanacak. Mübarek Mevlid -i Nebi kamerî aylar hesabıyla bütün bir yılı şereflendirse de, Fahr -i Kainat s.a.v. Efendimiz'i yâd etmenin her türlüsü hayırlı, güzel. Fuzulî'ye rahmet:
Ârızın yâdıyla nemnâk olsa müjgânım n'ola
Zâyi olmaz gül temannâsıyla vermek hâre su.
(Seni anarak ağlasam, kirpiklerim ıslansa ne çıkar ki
Gül olsun diye dikene su vermek boşuna değil.)
Mayıs sayımızda buluşmak üzere inşallah.