- Editörden Ekim 2005

Adsense kodları


Editörden Ekim 2005

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Wed 9 November 2011, 09:06 pm GMT +0200
Editörden


Ekim 2005 82.SAYI


Sabahattin AYDIN
kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.


Hayli zaman önce, tv kanallarının birinde, tanınmış ilahiyat profesörlerimizden birinin de katıldığı bir şov programına denk gelmiştim. Çoğu üniversiteli olan gençlerin konuk olarak alkışlarıyla, çığlıklarıyla katıldığı bu çok renkli, müzikli-mizahlı programda ilahiyatçı ne yapacak diye bakarken, laf o günlerde hayli tartışılan “aykırı” bir meseleye getirildi. Ne de olsa bir “hoca” vardı ve sormak gerekirdi; dinimiz bu konularda ne diyordu. Meşhur profesör, biraz da bulunduğu ortamın havası gereği, en sevimli pozlarını takınarak, ne sakıncası var canım, deyiverdi, günah filan değil! Sonra alakalı-alakasız başka sorular geldi. Fakat ne sorulsa bütün cevaplar bu minval üzere; haram-günah değil !.. Her cevabın ardından gençlerin kopardığı alkış ve çığlık tufanı... Bu tuhaf soru-cevap faslı şamata-gırgır devam ederken, şovmen araya girdi ve gayet ciddi, isyankâr bir ifadeyle beklenmedik bir itirazda bulundu: E hocam, olur mu yahu, hiçbir şey mi günah değil ?!

O anda, orada, bir tv şovunda olup bitenler dahi, okumuşuyla-cahiliyle, ilgilisiyle-ilgisiziyle hep birlikte yakalandığımız “yasaksız din” paranoyasını anlatmaya yetiyor. Uzun zamandır, bir şekilde bahis mevzusu din olan pek çok kişi ve çevre, adeta helal-haram, sevap-günah öğretisi olmayan tuhaf bir din anlayışını dillendiriyor, empoze ediyor . Çağdaş kültürün ve yaşama biçiminin neredeyse bütün garabetlerini hüsnü kabulle karşılayan, cevaz veren, onaylayan bir din...

Bu doğru değil elbette. Keyfi böyle bir din isteyenler varsa, kendileri bilirler. Ama bu dinin adı İslâm olmaz. İslâm'ın emirleri, yasakları vardır; günahı ve sevabı, cenneti ve cehennemi öğretir. Güya İslâm adına pazarlanan, Allah'ın sınırlarını kaale almayan, o sınırları genişletmeye ya da daraltmaya matuf çabalar yanlıştır, bâtıldır .

Müslümanlar olarak bizim de ne yazık ki göz ardı ettiğimiz ölçüleri hatırlamak ve hayata geçirme yükümlülüğümüz var. İbadetten ticarete, yeme-içmeden kılık-kıyafette ve insan ilişkilerine pek çok alanda günah olgusunu yeniden keşfederek, o hep özlediğimiz “tertemiz” hayatı yeniden kurabiliriz.

Bu ay “Bir Günah, Bir Yudum Zehir” başlığını atarken, günahların iç ve dış dünyamızı zehirlediği, hayatı kirlettiği gerçeğini hatırlatmak istedik. Ve zaman, şartlar her ne olursa olsun, müminler olarak hep saf ve temiz olana talip olduğumuzu bir kez daha hep birlikte ikrar etmek için.

Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Kasım sayımızda buluşmak üzere inşallah...