sumeyye
Mon 21 December 2009, 03:56 pm GMT +0200
Ebu Bekir´in Namaz Kıldırması
Resulüllah (s.a.v) efendimizin hastalığı daha da şiddetlendi. Cemaatle namaz kıldıramıyacak duruma geldi. Mutlaka yerine ilk İslama giren müslümanlardan birine vekil olarak görevlen dirmesi gerekiyordu. Dostu, arkadaşı ve seçkin insan olan Ebu Bekir İslama giren ilk erkek olduğuna göre onun seçilmesi ge rekiyordu. Peygamber efendimiz müslümanlara namaz kıldır ması için onu seçip görevlendirdi. Namaz imamlığı asla aksatıl-mazdı. Peygamber efendimiz, îslamm direği olan namazın ak satılmasından korkmuştu. Namazsız hiçbir din olamaz!
Ahmed bin Hanbel´in rivayetine göre peygamber (s.a.v) efen dimiz namaz kıldırmak için mescide çıkamaz olmuştu. Bunun üzerine Hz.Ömer cemaate namaz kıldırmıştı. O da Resulallah (s.a.v) efendimiz: "Cemaate namaz kıldınlması için emir verin" buyruğuna icabet ederek namaz kıldırmıştı. Çünkü o sırada mescid de Hz. Ömer´den daha yaşlı bir sahabi yoktu. Aynı za manda o, peygamber efendimizin ikinci veziri durumundaydı. Hz. Ömer güçlü, kuvvetli, yüksek sesli bir kimse idi. Resulallah (s.a.v) efendimiz: "Ebu Bekir nerede?" diye sormuş ve yanına gelmesi için Ebu Bekir´e haber salmıştı.
Bu rivayet de gösteriyor ki Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir´in bu lunmadığı zaman cemaate imamlık etmiştir. Ayrıca Peygamber efendimizin : "Cemaatle namaz kıldınlması için emir verin" mealindeki umumi buyruğuna icabet ettiği için bu görevi ifa et miştir. Kendisinden sonra insanlara imamlık edecek birini ya ni Ebu Bekir´i peygamber efendimiz görevlendirmişti.
Buhari´nin A´mes kanalıyla yaptığı rivayete göre Hz. Aişe şöyle demiştir: "Resulallah (s.a.v.) efendimiz vefat ile sonuçla nan hastalığında namaz vakti geldiği sırada Bilal ezan oku muş ve kendisi de : "Ebu Bekir´e emir verin, namazı kıldırsın" demişti. Kendisine : "Ebu Bekir yufka yürekli adamdır. Senin makamında durduğu zaman insanlara namaz kıldıramaz" de nildiği zaman o, emrini yine tekrarlamış, fakat insanlar yine aynı itirazı yinelemişlerdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) efendimiz: "Siz Yusufun kardeşlerisiniz. Ebu Bekir´e emir ve rin, namaz kıldırsın!" Bunun üzerine Ebu Bekir mescide gide rek namaz kıldırmak için öne geçmişti, o sırada peygamber (s.a.v) efendimiz vücudunda bir rahatlık ve hafiflik hissettiği için iki kişinin omuzlarına yaslanarak mescide gitmişti. Acı ve eleminin fazlalığından dolayı ayaklarım adeta yerden sürüyor du. Ebu Bekir Peygamber efendimizi görünce mihraptan geri çekilmek istedi, ama peygamber efîendimiz yerinde kalması için ona işaret verdi. Sonra gelip yan tarafında oturdu.
Bu hadisi Hz. Aişe´den rivayet eden A´meş´e denildi ki: "Pey gamber efendimiz orada dururken Ebu Bekir namaz kıldırıyor ve insanlar da ona tabi mi ioluyorlardı? " Ravi Ameş başıyla evet anlamında işaret verdi."
Peygamber efendimizin hastalığı süresince Ebu Bekir na maz kıldırdı. Vefat edip Refîkul Alaya yükselince ardısıra in sanlığa ebedi bir miras olan ilahi şeriatı bırakmıştı. Arabistan´ın batısı ile doğusu arasındaki tüm mıntıkalara bu şeriatın ahkamını tebliğ etmiş ve gerekli hususları öğretmişti.
Resulüllah (s.a.v.) efendimiz hasta iken üç gün süreyle mes cide gelememişti. Önce de söylediğimiz gibi o süre içinde Hz. Ebu Bekir cemaate imamlık etmişti. Peygamber efendimiz bu üç günlük ayrılıktan Önce cemaatle birlikte en son Öğle namazı nı kılmıştı. Buhari, her zaman peygamber efendimizin yanında bulunan Enes Bin Malik´ten şöyle bir rivayette bulunmuştur: "Hz. Ebu Bekir, Peygamber efendimizin vefatıyla sonuçlanan hastalığı esnasında cemaate namaz kıldırıyordu. Pazartesi gü nü cemaat saf tutmuş iken Peygamber (s.a.v) efendimiz hücre sinin perdesini aralayarak bize baktı ve gülümsedi. Peygamber efendimizin bu iyi halini görünce sevincimizden az kalsın aklı mız başımızdan gidecekti. Gelip cemaate namaz kıldırması için Hz.Ebu Bekir de mihraptan geri çekildi. Peygamber efendimi zin cemaate namaz kıldırmak için geleceğini zannetmişti. Ama namazımızı tamamlamamız için bize işaret verdi. Ve perdeyi tekrar geri bıraktı. O gün de vefat etti."
Peygamber (s.a.v) efendimiz işte hayatının son anına kadar Rabbinin risaletini tebliğ ediyordu. Can çekişme esnasında bi le, insanların Rablerinin davetine ne kadar icabet ettiklerini görmek istiyordu. Kalbi müsterih olunca gülümseyip tebessüm ediyor, sonra da nefsini teslim alan Rabbine yöneliyordu. Niha yet temiz ruhu bedeninden ayrılıp Rahman ve Rahim olan Re fiki âlâya intikal etti.