- Ebu Bekir (r.a)´in Zühdü

Adsense kodları


Ebu Bekir (r.a)´in Zühdü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Wed 30 December 2009, 05:47 pm GMT +0200
Ebu Bekir (r.a)´in Zühdü İle İlgili Haberler

557. Râfî´ b. Ebî Râfîl et-Tâf den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Zâtü´s-selâsil gazvesinde Ebû Bekir (ra) ile beraberdim. Üzerinde Fedek işi bir elbise vardı. Binitine bindiği vakit onu üstüne alır, indiğimizde ise ben ve o beraber kullanırdık."

558. Urfece es-Sülem' den Ebû Bekir´in (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ağlayınız, şayet ağlayamazsanız, ağlar gibi ya­pınız."

559. Ebû İmrân el-Cevfî, Hz. Ebû Bekir´in (ra) "Mü´min bir ku­lun yanında bir saç kılı olmayı isterdim" dediğini haber vermiştir.

560. Evsat b. Arar´dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resûlullah´ın (as) vefatından bir yıl sonra Medine´ye geldim. Hz. Ebû Bekir (ra) minberin üzerinde insanlara hitâb ediyordu. Şöyle dedi:

´(Hicretin) ilk senesinde Resûlullah (sav) aramızda ayağa kalktı, hıçkırık üç sefer sesini kesti, sonra şöyle dedi: ´Ey insanlar! Al-lah´dan, sizi başkalarından müstağni kılmasını isteyin, zira hiç kimseye başkalarından müstağni kılmasından sonra, yakın gibisi; küfürden sonra da şüpheden daha şiddetlisi verilmemiştir. Doğru­luğa sanlınız. Çünkü o, iyiliğe ulaştırır. Ve o ikisi (doğruluk ve iyi­lik) de cennettedir. Yalandan da sakınınız. Çünkü o, fücura ulaştı­rır. O ikisi (yalan ve fucür) de cehennemdedir.[58]

561. Zeyd b. Eşlem babasından şu rivayette bulunmuştur: "Ebû Bekir´i (ra) dilini tutmuş bir vaziyette, İşte beni helake düşü­ren budur´ derken gördüm."

562. Zübeyir b. el-Avvâm´m kölesi Abdullah el-Yemenf den, şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Bekir (ra), Ölüm döşeğinde iken, Hz. Aişe şu beyit ile misal getirmiştir:

´Ayıplarım gencin ölümden korkmamasını, Bir gün ölüm gelip, göğsü sıkıştığında;

Bunun üzerine Ebû Bekir (ra) ´Öyle değil ey Yavrum! Fakat ölüm sarhoşluğu bir gün gerçekten gelir de, "İşte (ey insan) bu, se­nin öteden beri kaçtığın şeydi, denir.´"[59] de. Ebû Bekir (ra) devam­la, ´Şu iki elbiseme bakın onları yıkayın ve beni onlara kefenleyin; zira canlılar, yeniye ölüden daha çok muhtaçtır´ dedi."

563. El-Hakem b. Hazn´in hadisinde Hz. Âişe´den (ra) şöyle de­diği rivayet edilmiştir: "Allah´a yemin olsun ki, Ebû Bekir geriye ne bir dînâr ve ne de bir dirhem bırakmıştır..."

564. Ebû Bekir es-Sıddîk´in (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Müslüman, her vesileyle mükafatlandırılır. Öyle ki, başına gelen bir sıkıntıdan, ayak bağının kopmasından tutun da kaybedip araya araya heybesinde bulduğu eşyasına kadar, herşey onun mükafat-landırılmasına vesile olur."

565. Kays´tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Bekir (ra)´in bir kölesi vardı. Yiyeceğini getirdiği vakit Ebû Bekir ona sormadan yiyeceğinden yemezdi. Şayet hoşlandığı bir şeyse yer, yok eğer hoşlanmadığı bir şeyse yemezdi. Bir akşam unuttu ve sor­madan yedi. Daha sonra sordu. O da kendisinin hoşlanmadığı bir-şeyden olduğunu haber verdi. Bunun üzerine elini (boğazına) soktu ve hiçbir şey bırakmayıncaya kadar kustu."

566. Meymûn b. Mihrân´dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Bekir (ra)´e kanatları çok (tüylü) bir karga getirildi de, o kar­gayı şöyle bir çevirdikten sonra ´Avlanan her av, kopartılan her ağaç, ancak zayi edilen tesbîh mukabilidir´ dedi.Yani, insanı Allahı teşbihten ahkoyar."

567. Hz. Aişe´den (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Ebû Bekir Ölüm döşeğinde iken Aişe´ye ´Ben Ebû Bekir ailesinde şu de­ve ve bir de kılıç ustası şu köleden başka mal bilmiyorum. Bu köle müslümanların kılıçlarını imal eder, bize de hizmet ederdi. Ben öl­düğüm vakit onu Ömer´e (ra) ver' dedi. Onu Ömer´e gönderdiğim vakit, Ömer: ´Allah, Ebû Bekr´e rahmet etsin. Kendisinden sonra­kileri meşakkate sokmuş´ dedi."

568. Ebû Bekir (ra)´den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ey Arap topluluğu? Allah Teâlâ´nm bu işi (hâkimiyeti) sizin için ta­mamlayacağını umuyorum. Öyle ki, içinizden" biri buğday ekmeğini isteyecek ve, ehlinden canı hangi yağı istiyorsa, ekmeğe o yağın sü­rülmesini talep edecek."

569. Ismâîl b. Muhammed´den rivayet edildiğine göre: "Ebû Bekir (ra) insanlar arasında taksimat yapmış ve aralarını müsâvî kılmıştır. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) ´Ey Allah resulünün halîfesi![60] Ashâb ile diğer insanları müsâvî mi tutuyorsun?´ demiş. Ebû Bekir (ra) de: ´Dünya ancak bir vâsıtadır. Vâsıtanın en hayırlı­sı ise geniş olanıdır. Onların faziletleri ise ancak mükafatlarmda-dır* demiştir."

570. Hasan´dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz, Ebû Bekir (ra) can çekişirken, Selman (ra) yanına girmiş ve ona ´Ey Resûlul-lah´ın halîfesi! Bana tavsiyede bulunur musun?´ demişti. Bunun üzerine Ebû Bekir (ra) de; ´Azız ve Celîl olan Allah, dünyayı (ni­metlerini) önünüze serecek; ondan yalnızca nasibinizi alın. Kim sa­bah namazını kılarsa, o Azîz ve Celîl olan Allah´ın zimmetindedir. Allah Azze ve Celle´nin zimmetinde iken Onun ahdini bozma, (aksi takdirde) Allah seni yüz üstü ateşe fırlatıp atar´ demiştir."

571. İbn Ebî Müleyke´den, Hz. Aişe´nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Bekir´den başka yediği yemeği isteğiyle kusan birini bilmiyorum. Çünkü ona bir yiyecek getirilmiş, o da yemişti. Sonra kendisine: ´Bunu İbn Numan getirdi´ dedi. Bunun üzerine o da: ´Bana İbn Numan´m kehânetde kazandığı)ini yedirdi-niz´ dedi ve arkasından da kustu.[61]

572. İbn Ebî Müleyke´den, Hz. Âişe´nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Babam ölüm döşeğinde iken beni çağırdı ve ´Yavrum! Hayber hurmalığını sana vermiştim, sen de (o vakit) onu almıştın, senden bana onu geri vermeni arzu ediyorum´ dedi. Bu­nun üzerine ağlamaya başladım, sonra da: ´Allah seni bağışlasu babacığım! Allaha yemin olsun ki, Hayber´in hepsi altın olsa, on yine de sana geri verirdim´ dedim. O, ´Yavrum (Hayber´deki hurmalık) Allanın kitabına göre (miras olarak) taksim edilmektediı Ben Kureyş´in en büyük tüccarı ve en fazla mala sahip olanıydı. Vaktâ ki, imamet işi beni meşgul edince, maldan bana yetecek ki; darını almayı uygun gördüm. Yavrum! İşte şu yün abâyem, süt kî bı ve bir de köle. Öldüğüm vakit onu  derhal İbnü´l-Hat-tâb´a gönder. Yavrum! Beni bu elbisemle kefenleyin´ dedi. Ben de ağladım ve ´Ey Babacığım! Biz buna (muhtaç) değiliz ki´ dedim. O da ´Allah seni mağfiret etsin, bu (elbise) ancak ölüm esnasındaki akıntı içindir´ dedi. Öldüğü vakit onları Ömer b. el-Hattâb´a götür­düm, o da: ´Allah babana rahmet etsin. Dedikoduya mahal bırak­mamak istemiş´ dedi."

573. Abdullah b. Yezîd, es-Sunâbihfnin Hz. Ebû Bekir´den (ra)

şöyle işittiğim söylüyor: "Allah (cc) indinde kardeş olanın kardeşi­ne duası müstecabtır."

574. Hz. Âişe´den (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Be­kir (ra) öldüğünde, geriye ne dînâr ve ne de dirhem bırakmıştır. Ölmeden önce bütün malını aldı ve Beytü´l-mâl´e bıraktı[62]

575. Abdullah b. Zübeyr babasından şunu rivayet etmiştir: "Ömer (ra) minberdeyken, Ebû Bekir´i (ra) andı ve ´Şüphesiz Ebû Bekir ilk müslüman olan ve (müsllimanlığını ) ilk açıklayan kim­seydi´ dedi."

576. Kays İbn Ebî Hâzini şöyle demiştir: "Bir zât, Hz. Hüse­yin´in oğlu Ali´ye (as) geldi ve ´Ebû Bekir ve Ömer´in (ra), Resûlullah´ın yanındaki yerleri neydi?´ diye sordu. O da:´Şu anda mevkile­ri ne ise öyleydi´ diye cevap verdi."

577. Yahya b. Saîd, Kâsım´m şöyle dediğini rivayet eder: "İn­sanlardan öyleleri vardır ki, ayıpları zikredilmez (yani zikredilebilecek ayıpları yoktur)

578. Şa´bî, İbn Abbâs´ın, İlk namaz kılan (müslüman olan) Ebû Bekir´dir" dedikten sonra, Hassan b. Sâbit´in şu sözlerini mi­sal getirdiğini rivayet etmektedir:

"Güvenilir bir dostun kederini anacak olursan, yaptıklarıyla, kardeşin Ebû Bekir´i hatırla. Rasûlullah hariç, mahlûkâtm en ha­yırlı, en muttaki ve en âdili,mes´ûliyetini en iyi yerine getiren o, ikincisi, meşhedi övülen ve halk içerisinde Resûlullah´ı ilk tasdik edip Hakk´a eren yine o."

579. Zeyd b. Eşlem, babasından şu rivayette bulunmaktadır: "Ömer (ra) Ebû Bekir´i (ra) eliyle tutmuş bir vaziyette dilini göste­rirken görmüş ve ´Ey Resûlullahm halîfesi! Ne yapıyorsun?´ demiş­tir. Bunun üzerine Ebû Bekir de (ra) ´Beni helake düşüren ancak budur´ demiştir." [63]

580. Hasan (ra)´dan, Ebû Bekir´in (ra) şöyle dediği rivayet edil­miştir: "Allaha yemin olsun ki, yenilen ve koparılan şu ağacın ye­rinde olmayı isterdim"

581. Umeyr b. İshâk´tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Bekir (ra) omuzlarında abaye olduğu halde görüldü. Bir adam dedi ki: -Bu sırada (Kavilerden) İbn Avn eliyle, onu getir dercesine işa­ret etmiştir- ´Benden uzak dur. Ne sen ve ne de İbnu´l-Hattâb ehline öldükten sonra mal bırakıp bırakmama konusunda fikrimi değiştirmeğe çalışmayın. (Yani beni onlara birşeyler bırakmaya ik-naya kalkışmayın.)´"dedi.

582. Katâde´den duyduğuma göre, Ebû Bekir´in (ra) ´Kurtların yediği bir yeşillik olmayı isterdim.´ dediği rivayet edilmiştir.[64]

583. Hasan (ra)´dan, duyduğuma göre şu, Ebû Bekir (ra)´in yaptığı dualardan bir tanesiymiş: "Allahım, senden benim için ha­yırlı olanı, sonu hayırlı otanı isterim. Allahım! Bana en son verece­ğin hayrı, senin rızan, ve naîm cennetlerinin yüksek dereceleri kıl, Yâ Rabbi!"

584. Ebû Bekir b. Hafs´tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ba­na söylendiğine göre. Hz. Ebû Bekir (ra) yazları oruç tutar, kışın tutmazmış..,"

585. Muâviye b. Ebî Süfyân´m şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Dünya, Ebû Bekir´i istemedi, o da onu istemedi. (Dünya) İbnü´l-Hattâb´ı istedi, fakat o onu istemedi."

586. Ebû´s- Sefer´den söyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebû Be­kir (ra) hastalanmış, bunun üzerine ziyaretine gelenler olmuştur. Kendisine ´Senin için bir hekim çağırsak, nasıl olur?´ demişler. O da: ´Hekim beni gördü´ demiştir: ´Sana ne dedi?´ diye sormuşlar O da: ´Ben, dilediğimi yaparım´ cevabım vermiştir."

587. Hişâm´m babasından (Urve´den) rivayet ettiğine göre, Hz. Ebû Bekir halîfe seçildiği vakit, bütün parasını pulunu, müslü-manlann Beytül-mâTine koymuş ve: ´Bunlarla ticaret yapıyor. Ka­zanç elde ediyordum, velayeti üzerime aldığım vakit beni ticaret­ten ve onu talep etmekten ahkoydular.´(Devlet idaresiyle ilgilen­mekten ticaret yapmaya vakit bulamamıştır) demiştir.

588. Ebû Damre, yani İbn Habîb[65] b. Suheyb şu rivayette bu­lunmuştur: "Hz. Ebû Bekir´in bir oğlu ölmek üzereyken, gözünün ucuyla yastığa bakıyordu. Ölünce Ebû Bekir´e ´Oğlunu gözünün ucuyla yastığa bakarken gördük´ dediler. Bunun üzerine yastığı kaldırdılar. Yastığın altında beş veya altı dînâr buldular. Ebû Be­kir ellerini birbirine vurarak şu sözü tekrarlamaya başladı: ´Biz hepimiz Allaha âitiz ve mutlaka O´na döneceğiz. Ey falan! Senin derinin onu kuşatacağım hiç sanmıyorum´ dedi."

589. Ebû Damre´nin rivayetine göre, Hz. Ebû Bekir (ra) bir gün insanlara hutbe irâd etmiş. Allah´a hamd ve senadan sonra ´Şüphesiz, Şam´ı fethedeceksiniz, size yüksek yerler gelecek, öyle ki oraların ekmek ve yağından istifâde edeceksiniz, oralara sizin için mescidler inşa edilecek. Allanın sizin oralara boş şeyler için gittiği­nizi bilmesinden sakının; oralar, ancak zikir için bina edilmiştir´ demiştir.

590. Sabit Hz. Ebû Bekir´in şu beyti tekrarladığını bildirmiş­tir:

"Sen ölüm haberlerini verir durursun da, sonunda bir gün sen de ölürsün.

Gencin umudu tükenmez, ama ansızın o da ölür gider."