- Dua tipleri

Adsense kodları


Dua tipleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Wed 10 November 2010, 11:43 am GMT +0200
6- Dua Tipleri
 

Duada insanın duygularının, tepkilerinin, istek ve ih­tiyaçlarının önemli bir yeri vardır. Bu bakımdan dua, onu canlandıran duygu ve istekler kadar çeşitlidir. Bir an­lamda dua, Allah'la ilişkili olarak kişinin kendi varoluşu hakkında beslediği niyetlerin açığa vurulmasıdır. [386]

 

a)  İstek ve Dilek Duası :
 

Dua motivasyonunda en başta gelen faktör şahsî istek ve ihtiyaçlardır. Çoğu zaman da, çaresizlik ve mahrumiyet içerisinde kıvranan,  korku ve güvensizlik duygularıyla  sar­sılan insan için bir imdat ve yardım  çağrısı ol­maktadır. Her durumda istemek ya da talepte bulunmak   duanın   en   karakteristik   özelliği   olarak kendisini gösterir. Başarı, şifa, güvenlik ve maddî avantajlar elde etme ümidi, hissi sorunlara çözüm bulma isteği hemen her zaman bir dua konusu ola­bilmektedir. Ancak bu tür dualar,  yukarıda da be­lirtildiği gibi,  kimi  zaman  iman  çatışmasıyla  so­nuçlanan  psikolojik problemleri  de   beraberinde taşımaktadır. Bunlar tabiatı itibariyle bencilce ol­dukları için, sonuçları bakımından her zaman dinî şuur gelişiminin lehinde bir etki bırakmayabilirler. [387]

 

b)  Şükür Duası :
 

İnsanın, Allah'ın sonsuz lütfü ve  ikramı  karşısında takındığı  tavrı ve  hissettiği duyguları en iyi ifade tarzı şükür duasıdır.  Şük­retme davranışı, belki duanın en kolay ve yaygın ifade yoludur.  Normal olarak  insanlar daha  çok kendilerine verilen hediyeler ve yapılan yardımlar için teşekkür ederler. Kendi varoluşumuzla birlikte, hayatımızı sürdürmemiz için gerekli ihtiyaçlarımızı ve hayatı renklendirip güzelleştiren, zevk ve değer yüklü hâle getiren, sayısız nimetleri sınırsızca ternin ve  tedârik  eden ilâhî kaynağın bağışlarına karşı minnettarlık ifadeleri ortaya koyabiliriz. Çoğu aileler çocuklarına ilk olarak şükür duasını öğretirler. [388]

 

c)  Şefaat Duası :
 

Bir başkası için dua etmektir. İnsanlar çeşitli durumlarda birbirlerinin yardımına ihtiyaç duyarlar.   İhtiyaçlar kişileri birbirine yak­laştırır ve bağlar. Diğergamlık ve yardımlaşma duygusu içerisinde bir başkasının maddî, manevî veya psikolojik faydalar elde etmesi için yapılan dualar vardır. Ayrıca, Hz. Peygamber'e ve bazı velilere du­yulan aşk ve sevgiyi dile getirme maksadıyla ya­pılan dualar vardır. Bu, peygamberi ya da veliyi ve­sile kılarak Allah'a yakınlaşma niyetini ifade eder. [389]

 

d) Tapınma ve Övgü Duası :
 

Kâinattaki düzeni, güzellikleri ve Yaratıcı'nın ilâhî tezahürlerini idrak eden bir mümin, bu durumda hissettiği saygı ve hayranlıkla karışık korku duygularını sesli ya da sessiz olarak dile getirir. Bu dua türünde Allah ar­zusu talep şeklini alır. Yani Allah, tapılacak ve övü­lecek bir varlık olarak görülür ve bunun dışında bir niyet ve motif taşımaz. [390]

 

e) Günahları İtiraf ve Bağışlanma Duası:
 

Allah'a yakın olma ve O'nunla uyumlu bir ilişkiyi sürdürme isteği, bazı dua şekillerinin sebebini oluşturur. Bu ba­kımdan, insanlar kendilerini Allah'tan uzaklaşmış olarak gördüklerinde, bu kopukluğu pişmanlık, tevbe ve istiğfar, bağışlanma talebiyle onarmaya çalışırlar. [391]

 

7- Duanın Psikolojik Etkileri
 

Duanın çok yönlü psikolojik etkileri, gerek te­orik gerekse tecrübî gözlemler seviyesinde açıklığa kavuşmuş olan bir husustur. Dua, insanın duy­gularını, algılarını, davranışlarını, ruhî ve bedeni sağlığını, hatta maddî olayları değişikliğe uğratan etkiler yapabilmektedir. Bir başka deyişle, dua bir tür zihnî ve uzvi değişiklikten ibarettir. Ancak, dua eden kimsenin elde edeceği psikolojik değerlerin, bütünüyle o kişinin inancına bağlı bulunmakta ol­duğu da bir gerçektir. Samimi inanç sürdüğü tüm duanın etkisi kesin ve mutlaktır [392]. Duanın gerçek değeri, dua fiiliyle teselli bulmadadır; böylece insan iradesi Allah'ın iradesine uyar. İnsanın umut ve tasasının değişmesi ve yüceltilmesi yoluyla insanın Allah'ın iradesine tam uymasıyla son bulan duanın mucizevi gücü vardır.

Duada inancın şart olmadığını ileri sürenler de olmuştur. Marinier'e göre duanın psikolojik etki de değeri, iman esaslarından bağımsız olarak mevcuttur; inançsız insanlar bile  dua yoluyla  bazı  faydalar edebilirler. Burada asıl belirleyici olan, arzu tasavvurunun canlılık ve yoğunluğudur. Bir başka,  deyişle duanın şiddet ve kalitesidir. Yani,  duayı  kılan   bazı   özel  psikolojik  şartların gelişmiş olmasıdır. Bunlar da, konusunun net bir belirlenmiş olması, açık bir ifade ile dile getirilmesi ve kuralına uygun olarak tasavvur edilmesidir. [393] İnançsız kişilerin yaptığı duaların gerçek dua mı yoksa bâtıl bir inanç ve büyüsel bir uygulama mı olduğu tartışması bir yana, duanın her durumdaki kişi üzerinde belli bir psikolojik etkiyi açığa çıkarması ihtimâl dışı değildir. Bununla birlikte, duanın etkileri elbette inançtaki samimiyet ve sürekliliğe bağlı olarak değişiklikler gösterecektir.

Dua genel olarak insanın bütün ruhî faaliyetlerine bir güç ve canlılık sağlamaktadır. James, kişinin ister içinde isterse dışında olsun gizli bir enerjinin faaliyete geçmesi [394] olarak yorumlar dua vasıtasıyla Allah'la kurulan ilişki ve iletişim   sayesinde  ilahî  enerjinin  etkisi,   ruhun ih­tiyaçlarını karşılamaya, korkularını yatıştırmaya ve bu yolla dış dünyayı değiştirmeye koyulmaktadır. Böylece dua, normal bir durumda kişinin gücünü artırmakta, şuur düzeyinin yükselmesine ve idrak kapasitesinin keskinleşmesine imkân vermekte, ola­ğanüstü işleri başaracak güç, kuvvet ve yeterlilik kazandırmaktadır. Sıkıntılı, bunalımlı ve gergin bir durumda ise duanın etkisi, “yatışma ve rahatlama” şeklinde   kendisini  gösterir.   Duanın   bu   sükûnet temin edici etkisi,  duada kullanılan söz ve baş­vurulan tasavvurların kendilerine ait bir kuvvete bağlanamaz. Esasen, söz ya da tasavvurlar duanın zarurî unsuru olmadığından, kişi bunlarsız da dua edebilmekte, Allah'a yönelmektedir. Hatta bazı du­rumlarda dua açık bir istek konusuna da sahip ol­mayabilir; burada daha çok belirsiz ve farksızlaşmış bir arzu, Allah'a yakınlaşma arzusu sözkonusudur. Bu bakımdan, duadaki yatışma ve rahatlama etkisi, merkezî ruhî oluşumların, varlığın çekirdeğinin gü­cünde bir artış olarak anlaşılabilir [395]. Her durumda dua ile meydana getirilen güç ve sevincin artması olarak   hissedilen   sübjektif tecrübeler,   sinir   sis­teminin dengesinin yeni bir düzenlenişi veya kuvvetlenmesi [396] olarak değerlendirilebilir.

Dua ferdin dünya ile ilişkisini ve dünyaya ait ta­savvurunu genel bir tarzda değiştirir; duygusal al­gılarının biçim değiştirmesine yol açar. Dua derin varlığın, benliğin gizli kalmış bölümlerinin ortaya çıkmasına, normal şuura yabancı kalan birtakım keyfiyetlerin kavranmasına imkân verir. Tec­rübelerimiz göstermektedir ki, alçak sesli ciddi anlatımlar, herşeyden önce ruhiyatın alt bölümlerine, içgüdüsel ve şuurdışı kalan ve geçmiş yaşantıları, hatıraları bünyesinde barındıran bölümlere nüfuz etmektedir. İşte bu tarzda dile getirilmiş bir duanın, özellikle hastalık, bedenî dengesizlik veya zihnî bu­nalım, duyusal ya da duygusal şaşkınlık du­rumlarında etkileyici olduğu görülmektedir. Böylesi bir dua, şuurun karanlık bölgelerine nüfuz ederek, kişide bir sükûnet meydana getirmektedir.

Kişide iradî bir canlanmaya yol açarak dua, her­şeyden önce sıkıntıyı ortadan kaldırır; benliğe ait tepkileri gittikçe artan bir şekilde aşma kapasitesi sağlar; durumlar ve olaylar üzerinde büyük bir es­tetik güç ve etkiye sahip kılar; tarihin, milletlerin ve medeniyetlerin derin akışına gittikçe daha çok uyum sağlar. Normal şuurun farklı veya tedirgin edici bulup reddetmeye kendisini hazır hissettiği şeyin, daima çok geniş bir kabulü ve benimsenmesini sağ­layan davranış değişikliği meydana getirir. Dua sa­yesinde eşyanın anlamı gittikçe artan bir şekilde keşfedilir; “ben” bütünlüğünün çirkin, korkunç ve ürkütücü diye nitelediği şeyler de dahil, sebep ve so­nuçlar çok geniş bir görüş açısıyla görülebilir.

Duanın ahlâk ve karakter üzerindeki çok olum­lu etkileri de bilinmektedir. James duayı, insanların çoğunda ahlâkî sıhhatin ve akabinde fizikî sıhhatin vazgeçilmez bir faktörü [397] olarak görür. Carrel de aynı hususa işaret ederek, sık sık yapılan, bir alış­kanlık haline gelen duanın karaktere etki ederek, onun temizlenip olgunlaşmasına yol açabildiğini belirtir. [398] Dua bir anlamda kişinin kendisiyle ilgili hakikâti   bir   bütün   olarak   keşfetmesine   imkân veren bir “şuur genişlemesi”dir. Dua anında şuurun derinliklerinde sanki bir ışık yanar ve orada insan kendisini olduğu gibi görür. Bencilliğini, hırsını, ha­talarını, gururunu keşfeder. Sonuçta, ahlâkî va­zifelerini yapmaya hazır hâle gelir. Fikri ve zihnî al­çakgönüllülüğü, olgunluğu kazanmaya çalışır. Kötülük ve ıstıraplara karşı sabır ve dayanma gücü gelişip, kuvvet kazanır. Devamlı dua eden kişilerde vazife ve sorumluluk duygusu artar, kıskançlık ve kötülük eğilimleri azalır. Başkaları hakkında iyilik ve hayırseverlik duyguları hâkim hâle gelir. Fikri ve zihni gelişimleri eşit olanlar arasında yapılan araş­tırmalarda, karakter ve ahlâkî değerin, ara-sıra dua edenlerde bile, hiç etmeyenlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir [399]. Böylece dua, kişide zihnî, manevî ve ahlâkî güçlerin daha iyi kullanılmasına, yücelip güçlenmesine, ümit ve inancın can­lanmasına, endişe, sıkıntı ve korkunun yatışmasına ve kişiliğin en üst derecede bütünleşmesine imkân sağlayan bir etki gücüne sahip bulunmaktadır. [400]

 
8- Dua ve Tedavi
 

Duanın gerek uzvî gerekse ruhî birtakım has­talıkları tedavi edici gücü ve özelliği öteden beri bi­linmektedir. Birçok din psikologu, duanın mü­kemmel bir tedavi vasıtası olduğunu belirlemiş bulunmaktadır. Esasen “inanç tedavisi”, gü­nümüzde bazı doktorların başvurmadan ede­medikleri bir yöntem haline gelmiş görünmektedir. Vergote, duada psikanalitik tedaviye benzer bir yol izlendiğini öne sürer. Psikanalitik tedavinin temel kaidesinin, “hareket etmemek, fakat herşeyi söy­lemek”  olduğu  bilinmektedir.  Temel  olarak,  başkasıyla konuşma kapasitesini engelleyen dü­şünceleri unutma durumundan kurtaran söz tedavi edicidir. Dua eden insan, kendisine hile ve kur­nazlık yapmak mümkün olmayan Allah'a herşeyi söyleyerek, kendi kendisiyle ilgili ve kendisinin Allah'la ilişkisi konusundaki hakikâti, gizleyip sak­lamadan, olduğu gibi üzerine alır. Tecrübelerimiz göstermektedir ki, Allah'la serbestçe konuşmak mü­saadesi, serbestçe bir dua etme kapasitesi etkisi meydana getirmektedir [401].

Duanın sıkıntıyı tedavi ederek kişide bir ra­hatlama ve sükûnet meydana getirdiğini yukarıda be­lirtmiştik. Aynı şekilde, psikolojik yapının işleyişinden ileri gelen bazı ruhî bozuklukların dua ve dinî telkin yoluyla şifaya kavuşturulması imkânları, psikolog ve psikiyatristlere yabancı olmayan bir husustur [402].

Uzvî rahatsızlıkların tedavisinde de duanın, şifa ile sonuçlanan olumlu etkiler meydana getirdiği, bi­limsel gözlemlere dayalı olarak ileri sürülebilmektedir[403]. Esasen, her türlü hastalığın te­davisinde, gerek hasta gerekse hekim açısından önem taşıyan hususların başında, şüphesiz ki, “has­tanın maneviyâtını güçlendirme ve moralini yük­seltme” gelmektedir. Birçok ağır vakalarda, inançlı ya da tecrübeli hekimler, hastalarına öncelikle dua etmelerini tavsiye etmektedirler. Şüphesiz kendi kendine veya alışılmış tedavi usûlleri ile iyi olabilen hastalıklar sözkonusu olunca, şifanın gerçek âmilinin ne olduğunu anlamak güçleşmektedir. Ancak, her türlü tedavinin imkânsız veya başarısız olduğu hâllerde, duanın sonuçları kesin olarak belirlenebilmektedir. Dua, dinî telkin ve moral tak­viyesi yoluyla elde edilen mucizevî tedavilerin ya­pıldığı Fransa'daki Lourdes Tıp Merkezinin çalışmaları bilimsel kayıtlara geçmiş bu­lunmaktadır [404]. Özellikle başkası için yapılan du­anın, kişinin kendi kendisi için yaptığı duadan daha etkili ve verimli olduğu gözlemlenmektedir. Hasta in­sanlar için şifa dileme, okuyup-üfleme [405], bazı kut­sal mekânları ziyaret etme gibi uygulamaların gü­nümüzde de yaygın bir şekilde devam ettiği göz önüne alınırsa, insanların dinî inanç ve dua yoluyla bazı uzvî ve ruhî sorunlarına pratik çözümler bul­duklarını, ya da bulacaklarına olan güven ve umut­larını sürdürdüklerini söyliyebiliriz. [406]



saniyenur
Sun 7 August 2011, 12:11 am GMT +0200
Ne olursa olsun sana iltica eden, seni dinleyen birinin olduğunu bilmek, en yakınların hatta kendin bile kendini anlamadığında Rabbine sığınmak gibi huzur veren başka bir şey yok gerçekten.

Dua bazen şükür, bazen yardım, bazen af dilemenin adı. Ama hepsinde ortak olan tek şey seni seven koruyan, sana nimetler veren Rabbinin olduğunu bilmek ve aciz bir kul olduğunun farkına varmak.
Duadan aldığımız güç ile yolumuza devam edebiliyoruz, şükürler olsun ki böyle bir nimete sahibiz. Rabbim razı olsun paylaşımınız için.

HALACAHAN
Wed 3 August 2016, 05:34 pm GMT +0200
Dua ile ilgili okuduğum her yazı benim ilgimi  çok çeker.Paylasim içinde Allah razi olsun ..

ceren
Wed 3 August 2016, 07:58 pm GMT +0200
Aleykumselam.Her seyini allaha tevekkul ederek dua ederek soyleyen ve faziletini gören kullardan olalim inşallah....